Dışa açılma ve para politikasının etkileri: Bir uygulama
Openness and the effects of monetary policy: An application
- Tez No: 120588
- Danışmanlar: PROF. DR. MUZAFFER SARIMEŞELİ
- Tez Türü: Doktora
- Konular: Ekonometri, Econometrics
- Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
- Yıl: 2002
- Dil: Türkçe
- Üniversite: Gazi Üniversitesi
- Enstitü: Sosyal Bilimler Enstitüsü
- Ana Bilim Dalı: Ekonometri Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
- Sayfa Sayısı: 169
Özet
159 ÖZET Bu çalışmada, dışa açıklık derecesi farklı olan ekonomilerde para politikasının etkileri incelenmeye çalışılmıştır, öncelikle dışa açılmayı hazırlayan koşullar, dışa açılmanın faydaları ve zararları, dışa açılmayı etkileyen faktörler ve dışa açılma ölçütleri üzerinde durulmuştur. Daha sonra, açık ekonomilerde politika etkileri, bu alanda yapılmış olan çalışmalar ve uygulama aşamasında kullanılan birleştirilmiş veriler hakkında bilgi verilmiştir. İktisat teorisi, para politikasının çıktı ve enflasyon üzerindeki etkilerinin ekonominin dışa açıklığına bağımlı olduğunu söyler. Buna göre, ekonominin dışa açıklığının derecesi arttıkça, para politikasının çıktı üzerindeki etkisi azalırken, enflasyon üzerindeki etkisi ise artacaktır. Bu kapsamda, 42 ülkenin 1990-2000 yılları arası birleştirilmiş verilerine dayalı olarak yapılan parametre tahminlerinin iktisadi beklentileri destekleyip desteklemediği ortaya konulmaya çalışılmıştır. Dönem olarak, 1990-2000 arası yılların alınmasında serbestleşme ana etken olmuştur. 1990'a kadar olan dönem, dünyada başlayan serbestleşme eğilimleri dikkate alındığında, ticari açıklık ve finansal açıklık bakımından, dışa açıklığın önündeki engellerin kaldırılması ile ilgili kararların alındığı bir dönem olarak görülebilir. Genel olarak, dışa açıklıkla ilgili alınan kararların dünya ekonomisi üzerindeki etkileri 1990'dan sonra görülmüştür. Yine, 1990 yılında SSCB'nin dağılması ve bunun dünya ekonomisinde ortaya çıkardığı etkiler de 1990'dan sonra görülmeye başlamıştır. Uygulamalı çalışmalarda açıklık genellikle, ithalat ve ihracat değerleri toplamının gayri safi yurtiçi hasılaya oranı ya da ithalat değerleri toplamının gayri safi yurtiçi hasılaya oranı şeklinde tanımlanarak kullanılmaktadır. Ancak, açıklığı sadece ithalat, ihracat ve gayri safi yurtiçi hasıla değişkenlerine göre ölçmenin yeterli olmayacağının düşünülmektedir. Bu nedenle, günümüzde açıklığı ölçmede daha geniş bir tanımlamanın kullanılması daha uygun gözükmektedir. Örneğin, açıklığı tanımlamada ticari unsurların yanı sıra, özünde kalitatif olan rüşvet, yolsuzluk, mülkiyet hakları, bürokrasinin nasıl işlediği gibi unsurların da dikkate alınması daha yararlı olabilir. Bu çalışmada, yukarıda değinilen ilk iki ölçütün yanı sıra, açıklığı daha geniş anlamda tanımlama olanağı veren ve bu alanda daha önce kullanıldığına160 rastlanılmamış olan iki ölçüt daha kullanılmıştır. Bu ölçütün ilki, Balassa ve Bauwens tarafından ortaya konulmuş olan ve fert başına ithalatın logaritmik değerlerinin fert başına gayri safi yurtiçi hasılanın logaritmik değerleri üzerine regresyonundan elde edilen artıklardır. Bu artıklar koruma etkinlik oranının vekili olarak kullanılmıştır. Dördüncü ölçüt ise, Heritage Vakfı tarafından 1995 yılından itibaren yayınlanan ekonomik özgürlükler indeksidir. Grup ortalamaları arasında fark olup olmadığının test edilmesi sonucunda, grup ortalamalarının farklı olduğuna karar verildiği için, parametrelerin tahmin edilmesinde sabit etki modeli kullanılmıştır. Parametrelerin tahmin edilmesinde Eviews ekonometri paket programının en son versiyonu olan Eviews 4.0 paket programı kullanılmıştır. Çalışma, hem ülkeler arasında ayrım gözetmeksizin, hem de IMF'nin ülkelere ilişkin yapmış olduğu sınıflandırma esas alınarak gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeler olarak ayrılarak yapılmıştır. Yapılan tahminler, iktisadi beklentileri destekleyen sonuçlar elde edilmekle beraber, gelişmekte olan ülkelerde, dışa açıklık derecesi arttıkça para politikasının çıktı üzerindeki etkisinin gelişmiş ülkelere nazaran daha fazla azaldığı, buna karşın, enflasyon üzerindeki etkisinin ise daha fazla arttığı ortaya çıkmıştır. Bu durum, gelişmiş ülkelerde derin ve istikrarlı para ve sermaye piyasalarının olmasına karşın, gelişmekte olan ülkelerde sığ ve istikrarsız para ve sermaye piyasalarının varlığıyla açıklanabilir. Gelişmekte olan ülkelerde, gelişmiş ülkelere nazaran, parasal genişlemelerin fiyat ve çıktı üzerine yansımasının daha fazla olduğu söylenebilir. Gelişmiş ülkelerin parasal genişlemelerin enflasyonist etkilere yol açmamasını sağlayacak çeşitli araçlara sahip olmalarının da bu durumda etkili olduğu söylenebilir. Yine, bu çalışmada yukarıda değinilen ve açıklığı tanımlamada daha uygun oldukları düşünülen koruma etkinlik oranının vekili olarak kullanılan ölçüt ve Heritage Vakfı'nın yayınladığı ekonomik özgürlükler indeksi, diğer iki ölçüte nazaran daha anlamlı sonuçlar vermiştir.
Özet (Çeviri)
161 ABSTRACT This dissertation examines the effects of monetary policy in the countries that have different degree of openness. We begin with the conditions that led to openness, advantages and disadvantages of openness, factors that affect the openness, and criteria of openness. Then, we discuss the effects of policies in open economies by surveying the previous studies that have been conducted in this field, and pooled data that are used in the application stage of the study. Economic theory teaches us that the effects of monetary policy on output and inflation depend on the openness of the economy. It is commonly agreed upon that an economy's openness reduces the ability of monetary policy to affect output, while increasing its effects on inflation. Using annual data for the 1990-2000 period for a panel of 42 countries, we test whether this study's empirical results support the theoretical predictions that the more open the economy is, the smaller (larger) the output (inflation) effects of a given change in the money supply are. The main reason for taking the 1990-2000 period as the basis of empirical application is the fact that in many countries this period has been characterized by the liberalization efforts in economic policy in general, and international economic relations in particular. The period until 1990, on the other hand, can be considered as the period in which decisions were taken to overcome the obstacles in front of the openness. However, the effects of these decisions in the world economy have taken place after 1 990, specifically after the collapse of USSR in 1990. In the empirical studies surveyed,“openness”is usually defined as the sum of imports and exports as a fraction of GDP, or by imports as a fraction of total consumption. However, there are other measures that need to be included to explain the openness more accurately besides import, export, and GDP. These measures can, for example, include the degree of the corruption, how well the property rights are defined and protected, and how the bureaucracy works. In this study, in addition to those two measures, two more measures, not used in previous studies, are utilized. The first measure we have included in our empirical study is the“residuals”that are obtained by regressing the log of per capita imports over the log of per capita GDP, developed by Balassa and Bauwens(1988). These residuals are the proxy for the effective rate of protection. The second measure of the162 openness we have utilized is the“economic freedom index”, published by Heritage Foundation since 1995. We have empirically tested whether the group averages differ from each other and concluded that there is a significant difference between group averages. As a result, we have utilized the fixed effect model in estimating the parameters of our models. In conducting our empirical research, we have first ignored the differences among the countries. Then we have grouped the countries in the study into“developing countries”and“developed countries”by using IMF's classification of countries. Although we have obtained results that support the theoretical predictions in general, we have found that when compared to developed countries, in developing countries, the more open the economy is, the smaller (larger) the output (inflation) effects of monetary policy are. One explanation for this result can be the fact that money and capital markets are well developed and stable in the developed countries, while they are not well developed and unstable in the developing countries. Therefore, we can argue that the effects of the changes in the monetary aggregates on the price and output levels are more profound in the developing countries than they are in the developed countries. Another explanation can be that when compared with the developing countries, the monetary authorities in the developed countries have better information about the economy and better policy tools to reduce the undesired effects of monetary expansions on inflation. Finally, we have empirically found that the effective rate of protection and the economic freedom index used as a proxy for determining the degree of openness have in fact given more meaningful statistical results than the other two measures. Therefore, we have concluded that these two measures define openness more comprehensively than the sum of exports and imports as a fraction of GDP and imports as a fraction of consumption.
Benzer Tezler
- İhracat finansmanı yöntemlerindeki gelişmeler ve Türkiye'de ihracat finansmanı uygulaması
Başlık çevirisi yok
KERİM ÖZDEMİR
- 1929-1980 arası dünya ekonomi krizlerinin, Türkiye ve diğer az gelişmiş ülkelerin kalkınma stratejilerine etkileri
Başlık çevirisi yok
CENGİZ YAVİLİOĞLU
- Türkiye'de 1980 sonrası enflasyon-siyaset ilişkisi
Başlık çevirisi yok
OSMAN PEKER
Yüksek Lisans
Türkçe
1998
EkonomiAdnan Menderes Üniversitesiİktisat Ana Bilim Dalı
YRD. DOÇ. DR. ERGÜN ŞİMŞEK
- Gelişmekte olan ülkelerin dış borç sorunu ve Türkiye'nin dış borçları
Başlık çevirisi yok
MUSTAFA KARAGÖZ
- Enflasyon hedeflemesi yoluyla stabilizasyon: Gelişmiş ve gelişmekte olan ekonomiler deneyimleri perspektifinden Türkiye ekonomisine uygulanabilirliğine bakış
Stabilization through inflation targeting: An application to Turkish economy through the perspective of developed and developing economies experiences
GÜLDEM ATABAY