Geri Dön

İki başlı yürütme yapılanması

Dual exexcutive bodies

  1. Tez No: 122291
  2. Yazar: FATMA NUR ULUŞAHİN
  3. Danışmanlar: DOÇ. DR. ERDAL ONAR
  4. Tez Türü: Doktora
  5. Konular: Kamu Yönetimi, Siyasal Bilimler, Public Administration, Political Science
  6. Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
  7. Yıl: 2002
  8. Dil: Türkçe
  9. Üniversite: Ankara Üniversitesi
  10. Enstitü: Sosyal Bilimler Enstitüsü
  11. Ana Bilim Dalı: Kamu Hukuku Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
  13. Sayfa Sayısı: 228

Özet

Çalışmanın konusunu oluşturan iki-başlı yürütme yapılanmaları iki tanımlayıcı kriter çerçevesinde tanımlanabilmektedir: Bunlardan birincisi, hükümetin yasama meclisinin sorumluluğuna dayanması; ikincisi de, devlet başkanının hükümet başkanı ile yanşan önemli yetkilere sahip olmasıdır. İki başlı yürütme yapılanmaları devlet başkanının halk tarafından seçilmesini zorunlu kılmamaktadır. Bu, aynı zamanda Duverger'nin 1980 tarihinde yayınlanan ünlü makalesinde tanımlanmış bulunan yarı- başkanlık sistemlerinden iki-başlı yürütme yapılanmasını ayıran noktadır. Bu tür bir tercihte bulunmamızın temel nedeni, bu tür sistemlerdeki çatışma potansiyelinin aslında onların iki başlı doğasından ileri gelmekte olmasıdır. Oldukça önemli yetkilere sahip olan fakat yasama meclisi tarafından seçilmiş bulunan bir devlet başkanının sisteme katacağı çatışma potansiyeli sembolik yetkiye sahip fakat doğrudan halk tarafından seçilmiş bulunan devlet başkanının sisteme katacağı çatışma potansiyelinden hiç de az değildir. Öyleyse, önemli olan nokta iki başın yanşan yetkilerle donatılmasıdır. Buna karşılık, bir grup siyasal sistemde çatışma potansiyeli diğerlerine göre daha da fazladır. Bu sistemlerde, başkana meclise karşı sorumlu olan kabineyi atama ve azletme yetkisi tanınmıştır. Böylece kabinenin, yasama organı ile başkan arasında çapraz ateş altında bırakıldığı bu yapılanmalara tek kutuplu-iki başlı yürütme demekteyiz. Bu terimi kullanmamızın nedeni, başkanın sahip olduğu diğer atama yetkileri, yasama meclisini dolanabilmesine yarayan yasama alanındaki yetkiler ve yürütme yetkilerinin başkanı sistemin tek kutbu haline getirmiş olmasıdır. Weimar Cumhurityeti (1919-1933), Sri Lanka, Portekiz(1976-1982) ve Rusya Federasyonu (1993) tek kutuplu-iki başlı yürütme yapılanmalarının örnekleridir. Saf iki başlı yürütme yapılanmaları olarak adlandırdığımız diğer bir grup ise, başkana kabinenin oluşumu üzerinde son sözü söyleme yetkisini vermemektedir. Yine de, başkana önemli yetkiler tanıyan bu sistemler uygulamada, hükümetin baskın olduğu iki başlı yürütme, başkanın baskın olduğu iki başlı yürütme ve baskın unsurun değişken olduğu (oynak) iki başlı yürütme yapılanmaları şeklinde ortaya çıkmaktadırlar. Avusturya, İzlanda, İrlanda ve Bulgaristan hükümetin baskın olduğu iki başlı yapılanma altında, Finlandiya ve Fransa baskın unsurun değişken olduğu (oynak) iki başlı yapılanırıma altında incelenirken; başkanın baskın olduğu iki başlı yürütme yapılanması örneği tespit edemedik. Sonuç olarak, parlamenter oyunun kurallarına uygun olarak işleyiş gösteren hükümetin baskın olduğu iki başlı yürütme yapılanmalarının sadece görünüşte iki başlı olduğu sonucuna varırken, diğerlerinin gerçek iki başlı yürütme yapılanmaları olduğunu tespit etmiş bulunuyoruz. Nihayet, iki başlı yapılanmanın ayına kriterinin başkanın doğrudan halk tarafından seçilmesi olmayıp yürütmenin her iki başının da yanşan yetkilerle donatılması olduğu şeklindeki başta öne sürmüş olduğumuz tezin de doğrulanmış olduğu görmekteyiz.

Özet (Çeviri)

This study is concerned with the effect of dual-executive bodies on democratic performance as a political institution. Dual executive bodies have two distinguishing features. The first defining criterion is that the government is depended on the confident of the assemly (except impeachment process); the second one is that the head of the state has quiet considerable powers competing those of the head of government. Dual executive bodies do not require the head of the slate is elected directly by the people. This is the point that differentiates the system from semi-presidential systems which had been defined by Duverger's innovative article in 1980. The reason for such a choice is that the conflict potential inherent to those systems comes from their two headed nature. Having a head of state elected by the assembly with quiet considerable powers competing those of the head of government, it does not necessarily have greater conflict potential when compared to another dual exucutive system having a head of state elected directly by the people but with only symbolic powers. Then, the point is not the direct election criterion but competing powers. And in a group of political systems the potential of conflict is greater than all others. The systems which give the president the powers to appoint and dismiss the cabinet which will be depended to parliamentary confidence are called unipolar-dual executive bodies. The reason for that naming is that in these systems the president is the only pole of the system considering his other appointment powers, legislative powers (that enables him to by pass the parliament), executive powers and so on. Weimar Republic (1919-1933), Sri Lanka, Portugal (1976-1982), Russia Federation(1993) are the examples of unipolar-dual executive bodies. The other group of dual executive bodies which we call as pure ones do not give the president the power to say last word on the formation of the cabinet. Yet the systems giving quite considerable powers to presidents differs in practice as government-dominant forms, president-dominant forms and which the dominant form is indefinite or unfixed. We examined Austria, Iceland, Ireland and Bulgaria as examples of government-dominant forms, Finland and France as examples of un fixed/indefinite-dominant forms and we yet could not se an example of president-dominated dual executive body. We concluded that the government-dominant forms practicing the parliamentary rule are only seemingly dual-executive while the others are real dual-executive. In result, we can say that our thesis relating that the main defining criterion is not direct election of the president but competing power in both parts of the executive is proved to be true. 220

Benzer Tezler

  1. Parlamenter rejimlerde ve Türkiye'de bakanların bireysel siyasi sorumluluğu

    Individual political responsibility of ministers in parliamentary regimes and Turkey

    ABBAS KILIÇ

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2010

    HukukAnkara Üniversitesi

    Kamu Hukuku Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. LEVENT GÖNENÇ

  2. Türk anayasal sisteminde Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'nun yapısı ve işleyişi

    The structure and functions of High Council for Judges and Prosecutors in Turkish constitutional system

    HİLAL YAZICI

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2011

    HukukGazi Üniversitesi

    Kamu Hukuku Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. HASAN TUNÇ

  3. Anayasa yargısında yargısal sınırlılık doktrini

    The doctrine of judicial self-restraint in Constitutional adjudication

    ENDER TÜRK

    Doktora

    Türkçe

    Türkçe

    2022

    HukukGalatasaray Üniversitesi

    Kamu Hukuku Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. ŞULE ÖZSOY BOYUNSUZ

  4. Soğuk savaş sonrası Avrupa Birliği'de genişleme-derinleşme ikilemi

    The widening-deepening dilemma of the EU in the post-cold war period

    COŞKUN GÜLLÜ

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2010

    Uluslararası İlişkilerSakarya Üniversitesi

    Uluslararası İlişkiler Bölümü

    YRD. DOÇ. DR. İBRAHİM KAMİL

  5. Türkiye'de siyasetin kent yönetimine etkisi

    The Effect of politics on urban administration in Turkey

    ERDAL BAYRAKCI

    Doktora

    Türkçe

    Türkçe

    2001

    Kamu YönetimiDokuz Eylül Üniversitesi

    Kamu Yönetimi Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. ZERRİN TOPRAK KARAMAN