Nüfus politikaları ve kadın bedeni üzerindeki denetim
Population policies and control on women's bodies
- Tez No: 127652
- Danışmanlar: YRD. DOÇ. DR. NUR BETÜL ÇELİK
- Tez Türü: Yüksek Lisans
- Konular: Demografi, Demography
- Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
- Yıl: 2003
- Dil: Türkçe
- Üniversite: Ankara Üniversitesi
- Enstitü: Sosyal Bilimler Enstitüsü
- Ana Bilim Dalı: Kadın Çalışmaları Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
- Sayfa Sayısı: 146
Özet
tezin özeti Doğum kontrol yöntemleri kadınların yaşantılarını düzenlemeleri ve sağlıklarını korumaları için çok önemli bir potansiyele sahiptir. Doğum kontrol yöntemlerinin kullanılması ve yaygınlaştırılması, doğumun zamanlamasının belirlenmesine imkan verir. Erken yaşta ve sık doğumlar önlenerek kadınların sağlığının korunmasına katkıda bulunabilir. Ancak doğum kontrolü savunusu, Malthuscu nüfus kontrolü savlan ile kesişince, doğum kontrolünün kadınların hayatlarını ve sağlıklarını iyileştirmek bir yana zararlı etkileri oldu. Malthus tarafından ortaya konulan nüfus kontrolü yaklaşımında, yoksulluğun nedeni hızlı nüfus artışı ile açıklanmakta ve çözüm olara yoksul sınıfların üremelerine sınırlama getirilmesi önerilmektedir. Daha sonra Malthus'un takipçileri Malthus' un bu temel düşüncesinden hareketle nüfus kontrolünü savunmaktadırlar. Bu yaklaşım kısaca toplumdaki ayrıcalıklı grupların üremesinin desteklenmesi ve diğerlerinin üremesinin sınırlandırılması olarak formüle edilebilir. II. Dünya savaşından sonra, tüm dünyada yaygın biçimde Neo-Malthuscu yaklaşım etkin olmuştur. En temelde bu yaklaşım, III. Dünya ülkelerinin ekonomik geri kalmışlığını aşın nüfus artışı ile açıklamakta ve bu ülkelerde aile planlaması programlarının uygulanmalarını sağlamaktadır. Tüm doğum kontrol yöntemleri geliştirildiği dönemlerde bu yöntemler Batıda yoksul ve beyaz olmayan kadınlar ve III. Dünya ülkelerindeki yoksul kadınlar üzerinde denenmiştir. Özellikle III. Dünya' da anne-çocuk sağlığı ve kadın statüsünü iyileştirme programlarınındaki 123temel motivasyon nüfusun kontrol edilmesidir. Bunun için kimi zaman maddi teşvikler kimi zaman da zor kullanılmıştır. Türkiye'de 1960'lara kadar nüfus artışı desteklenmiş ve bunun için çeşitli yasal düzenlemeler yapılmıştır. Bunu izleyen yıllarda özellikle Devlet Planlama Teşkilatı kalkınma planlarında nüfus artışını azaltıcı tedbirleri temel hedefleri arasına koymuştur. Buradaki varsayım kalkınmanın gerçekleşmesinin önündeki en önemli engelin yüksek doğurganlık olduğu iddiasıdır. Bu dönemde kalkınmanın en temel göstergesi kişi başına düşen gelirin büyüklüğüdür. Nüfus artış hızı yüksek olduğu sürece kişi başına düşen gelir sınırlı kalacağı savunuluyordu. 1970'lerin ortalarında özellikle III. Dünya ülkeleri'nden bu yaklaşıma eleştiriler gelmiştir. Sosyal ve ekonomik gelişme olmaksızın tek başına nüfusun azalmasının kalkınmayı sağlamayacağı, tam tersine ancak sosyal ve ekonomik gelişmeler olursa nüfus artış hızının azalacağı savunulmuştur. Bu değişim Türkiye'de de kalkınma planlarına yansımıştır. 1990'lardan sonra uluslararası metinlerde aile planlaması kavramının yerine daha geniş kapsamlı üreme sağlığı ve üreme hakkı kavramı kullanılmıştır. Bu kavramla nüfus politikalarındaki hedef nüfus kontrolünden, demografik hedeflerden bireylerin tüm yaşantıları boyunca sağlıklı ve doyum sağladıkları bir cinsel yaşantı ve üreme sağlığına yönelmektedir. Ancak bireylerin seçim haklan üzerinde duran bu yaklaşım bireylerin seçimlerini belirleyen etkenleri göz önüne almamaktadır. Ayrıca her ne kadar yeni kavramlarla bezenmiş dahi olsa uygulanan programlarda temel hedef kadınların doğurganlığının azaltılmasıdır. Türkiye'de nüfus politikaları hiç bir dönemde içi dinamikler tarafından belirlenmemiştir. Uluslar arası bağlamın etkisi çok daha belirleyici olmaktadır. 124Kahire' deki Uluslararası Nüfus ve Kalkınma Konferansı ve Pekin' de yapılan Dünya Kadın Konferansı' nda biçimlenen üreme hakkı ve üreme sağlığı, kalkınma planlarında hedef olarak sunulmaktadır. Ancak bu hedefleri gerçekleştirecek politikalar uygulanmamaktadır. Neo-liberal ekonomk politikalarla sağlık hizmetlerindeki kamunun payı gittikçe düşürülmekte, buna bağlı olarak bu hizmetlere en çok ihtiyaç duyan yoksul, kırsal kesimde yaşayan kadınlar mahrum kalmaktadır. Üreme hakkı farklı yöntemler ve olası yan etkileri konusunda kullanıcıları bilgilendirilmesini gerektirmektedir; ancak Türkiye'de özellikle RİA ve doğum kontrol happına ağırlık verilmektedir. Ayrıca bu hizmetler ağırlıklı olarak büyük kentlerde yürütülmektedir. Türkiye'de nüfus politikaları, kadınların kendi bedenleri üzerindeki denetimlerini artırmayı, toplumsal konumlarını iyileştirmeyi, sağlıklarını korumayı veya kadına yönelik şiddeti engellemeyi hedeflemez. İzlenen politikalarda kadın, nüfus artış hızını azaltmada bir araç olarak görülür. 125
Özet (Çeviri)
SUMMARY OF THE THESIS Contraception has the potential to contribute to women's health and welfare. The widespread usage of contraception allows for greater control over the timing of births. In addition to mat, by way of contraception early first births that have detrimental effects on maternal and child health can be prevented. However, the alignment of birth control advocacy with Malthusian population control schemes has worked to the disadvantage of women, rather than improving their health and welfare. Malthusian understanding of population control explains poverty by rapid population growth and proposes limitation of the fertility of lower classes as a solution the problem. Neo-Malthusians take this Malthusian assumption as their basis in advocating population control. Their stance can be briefly formulated as support for fertility among dominating groups and limitation of the fertility of the subordinated groups. Neo-Malthusian perspective has been prevalent on global scale after World War II. Underdevelopment of the III. World has been explained away by rapid population increase, as a remedy family planning programmes were put into application. Contraceptive methods were experimented on poor and coloured women in the West and on poor women in the III. World. Especially in the III. World, the basic motivation behind the maternal and child health programmes has been population control. To his purpose, sometimes material incentives and sometimes force were used. 126In Turkey up to 1960s, governments supported high increase in population. During the following years, State Planning Organisation has promoted the limitation of rapid population increase. The assumption behind the measures related to population increase is that high fertility rates are the fundamental impediment to development. During this period, the size of GNP per capita was taken as the basic indicator of development. In mid 1970s, criticisms of this criterion of development came especially from III. World countries. It was argued that population decrease per se, without social and economic transformation, would not suffice to guarantee development; on the contrary, social and economic improvement would slow down the pace of population increase. In Turkey too, this change of perspective was reflected to the development plans. After 1990s, the concepts of reproduction rights and reproduction health - rather than family planning - have been prevalent in the international context. With these concepts, the target has shifted from population control to the assurance of life long reproductive health and satisfactory sexuality of individuals. Yet, these.concepts which focus on the right to chose, do not take into account the conditions that determine the choices of the individuals. Still, the basic aim of the programmes that are furnished with these new concepts is to decrease the fertility of women. In Turkey, internal dynamics have never been effective in the framing of population policies. International context has always been more determining. After ICPD and International Women Conference, the concepts of reproduction health and reproduction rights were taken into development plans as targets. However, the policies that will realise these targets are not implemented. With the implementation 127of Neo-liberal policies, public investment in health is continually decreasing. Consequently, poor women living in rural areas who most urgently need health services cannot reach these services. Reproduction rights entail that the users should be informed about alternative methods of contraception and their possible side effects. In Turkey, the most emphasised contraceptive methods are the pill and UID. In addition, reproductive health services are mostly provided in a few big cities. In Turkey, population policies have never aimed to increase the self- determination of women on their bodies or to improve women's status in society or to protect women's health or to prevent the violence against women. The perspective of population policies with regards to women has been instrumental; they have regarded women as tools to be used in decreasing the population increase rate. 128
Benzer Tezler
- Biyopolitika kavramı üzerinden nüfus politikaları ve kadın bedeni denetimi Türk basınında üç çocuk politikası haberleri analizi
The population policies and the control of woman's body in term of the notion of biopolitics: The analysis of the three children policies news in turkish media
BURÇAK KADIOĞLU
Yüksek Lisans
Türkçe
2018
GazetecilikMarmara ÜniversitesiGazetecilik Ana Bilim Dalı
PROF. DR. SELMA ULUS
- Biyopolitika kavramı ile doğum kontrolü üzerinden nüfus politikaları ilişkisi: 2012-2022 yılları arasında türk yazılı basınında kürtaj haber örnekleri üzerine inceleme
The relation between the concept of biopolitics and population policies through birth control: Analysis of abortion new in the Turkish press between 2012-2022
GAMZE ELİF ELEKLER
Yüksek Lisans
Türkçe
2023
GazetecilikEge ÜniversitesiKadın Araştırmaları Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. GÜLGÜN MEŞE
- Kadın bedenini denetleyen söylemler ve AK Parti döneminde kürtaj tartışmaları 2002-2012
Discourses on controlling of women body and abortion debates in AKP government 2002-2012
EDAGÜL TÜRKER
Yüksek Lisans
Türkçe
2014
Siyasal Bilimlerİstanbul ÜniversitesiKadın Çalışmaları Ana Bilim Dalı
PROF. DR. SERPİL ÇAKIR
- Osmanlı modernleşmesinde kadının denetlenme sorunu (1839-1908)
The problem of supervision of woman in the Ottoman modernization (1839-1908)
KADRİYE AKÇAY
Yüksek Lisans
Türkçe
2020
TarihBolu Abant İzzet Baysal ÜniversitesiTarih Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. LEVENT DÜZCÜ
- Türkiye'de biyopolitika ve kadın sağlığı: 14 Mayıs 2023 seçim beyannameleri çerçevesinde bir analiz
Biopolitics and women's health in Turkey: An analysis within the framework of May 14, 2023 election declarations
DERYA BÖĞRÜ
Yüksek Lisans
Türkçe
2024
Siyasal BilimlerSinop ÜniversitesiSiyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Ana Bilim Dalı
DR. ÖĞR. ÜYESİ DUYGU ÇERİ