Supratentoryel kranyotomi uygulanan hastalarda epilepsi gelişmesi ve koruyucu antiepileptik tedavinin etkisi
Başlık çevirisi mevcut değil.
- Tez No: 12782
- Danışmanlar: Belirtilmemiş.
- Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
- Konular: Nöroloji, Neurology
- Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
- Yıl: 1990
- Dil: Türkçe
- Üniversite: İstanbul Üniversitesi
- Enstitü: Tıp Fakültesi
- Ana Bilim Dalı: Nöroloji Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
- Sayfa Sayısı: 59
Özet
- Dİ - ÖZET VE SONUÇLAR Bu çalışmada, değişik türde lezyonlar nedeni ile supratentoryel kranyotomi, transnasal transsfenoidal girişim uygulanan veya“burr-hole”açılarak ameliyat edilen hastalar da ameliyat öncesinde ve sonrasında epilepsi gelişimi, nöbetlerin ortaya çıkış zamanı, epilepsisi olan ve nöbet gelişme yen hastalarda EEG bulguları, soygeçmiş özellikleri, koruyucu antiepileptik tedavinin etkisi değerlendirilmeye çalışılmış tır. Post-operatuvar epilepsi gelişiminin araştırılması amacıyla yapılan çalışmamızda elde edilen sonuçlar şunlardır: 1- Epilepsisi ameliyat öncesinde başlayan hastalar en yüksek oranda tümör (% 42.5) izleyerek tümör dışı YKL grubun da (% 26.4) saptanmıştır. Anevrizmalar (% 7.4; % 5.9) ve kronik subdural hematom grubunda (% 3.1) düşük oranda olan ame liyat öncesi epilepsi, hipofiz tümörü grubunda hiç görülmemiştir. 2- Ameliyat gününe kadar hiç nöbet geçirmemiş tüm hastaların yaklaşık l/5:inde (% 18.89) ameliyat sonrası izlemede epilepsi gelişmiştir. Lezyon türlerine göre post-operatuvar epilepsi oranı değişmektedir ve en yüksek tümör dışı YKL grubunda (% 40) saptanmıştır. Anevrizmalar, ameliyat sonrası epilepsi gelişimi açısından tüm YKL'lerie karşılaştırıl-dığında, bu gruplar arasında istatistiksel olarak anlamlı fark saptanmamıştır, Kronik subdural hematom (% 6.4) ve hipofiz tümörü gruplarında (% 6,2) post-operatuvar epilepsi gelişimi en düşük oranda bulunmuştur. Bu gruplardaki hastalarda, istatistiksel değerlendirme imkânı olmamakla birlikte, kranyotomi uygulanmış olmasının, epilepsi riskini arttırdığı izlenimi edinilmiştir. 3- Ameliyatı izleyen ilk 15 günde nöbetler (Z 22), sonraki dönemlere oranla çok daha yoğun olarak görülmüştür. ilk 2 yılda ise nöbetlerin tamamına yakın büyük bölümü (%97.5) başlamıştır. Buna karşın çok düşük oranda da olsa, ameliyattan sonra çok geç dönemde de epilepsi gelişmiştir. 4- Ameliyat sonrasında yapılan EEG'ierde, post-operatuvar epilepsi olguları ile epilepsisi olmayan hastalarda normal EEG oranları (% 41: % 58.6) arasında anlamlı fark bu lunmuştur. Ancak patolojik aktivite türleri ayrı olarak değerlendirildiğinde, paroksismal anomali epilepsisi olmayan hastalarda da yüksek oranda (% 10.2) görülmüştür. Yavaş dalga anomalisi ise post-operatuvar epilepsi olgularında istatis tiksel olarak anlamlı farkta yüksek oranda (% 56.4) saptanmıştır. Kronik subdural hematom ve hipofiz tümörü grubundaki nöbeti olmayan hastaların EEG'leri yüksek oranda (% 83.5) normal bulunmuştur. Yer kaplayan lezyon ve anevrizma gruplarında ise, epilepsisi olmayan hastalarda da yüksek oranda EEG anomalisi saptanmış ve epilepsi gelişen hastalardaki oranlar la fark anlamlı bulunmamıştır. Ameliyat sonrası erken dönemde yapılan EEG'ierde ameliyat öncesi ve ameliyat sonrası geç döneme göre yüksek oranda (% 65) anomali saptanmıştır. Ancak ameliyattan sonra geç dönemde de azımsanmayacak oranda EEG anomalisi (% 39) görülmüştür. 5- Epilepsisi olan ve nöbet geçirmeyen hastalarda soy- geçiş özelliği tanımlayanlar, istatistiksel olarak anlamlı farkta bulunmamıştır.- 3.5 - 6- Ameliyat sonrasında epilepsisi başlayan hastaların büyük bölümünde ameliyat sırasında başlanmış olan antiepileptik tedavi nöbetleri önlememiş ve bu hastaların nöbetleri antiepiieptik kullanmakta iken ortaya çıkmıştır. Kısa ve uzun süre tedavi alan gruplarda ise ilacı kestikten sonra nöbetleri başlayan hastalar yaklaşık oranlardadır, üzün izlemede uzun veya kısa süreli tedavi epilepsi gelişimi açısından farklı bulunmamıştır.
Özet (Çeviri)
Özet çevirisi mevcut değil.
Benzer Tezler
- Ko-morbiditesi olmayan epilepsi ve supratentoriyal yer kaplayıcı lezyonlarda cerrahi sonrası antibiyotik kullanım gerekliliği: Prospektif klinik bir çalışma
Do we need postoperative antibiotic prophylaxis in supratentorial clean neurosurgery? A prospective clinical trial
TAHA ŞÜKRÜ KORKMAZ
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2021
Klinik Bakteriyoloji ve Enfeksiyon Hastalıklarıİstanbul Üniversitesi-CerrahpaşaBeyin ve Sinir Cerrahisi Ana Bilim Dalı
PROF. DR. TANER TANRIVERDİ
- Kranitomi uygulanan hastalarda postoperatif ağrı değerlendirilmesi
Evaluation of postoperative pain in patients undergoing craniotomy
MUSTAFA ARDA CEYLAN
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2010
Anestezi ve ReanimasyonEge ÜniversitesiCerrahi Tıp Bilimleri Bölümü
DOÇ. DR. ABDURRAHİM DERBENT
- Supratentoriyal lezyon cerrahisi uygulanan hastalarda desfluran izofluran ve remifentanil karşılaştırması
The comparison of desflurane, isoflurane and pemifentanil in patients undergoing surgery for supratentorial lesions
HASAN YAMALI
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2004
Anestezi ve ReanimasyonAnkara ÜniversitesiAnesteziyoloji ve Reanimasyon Ana Bilim Dalı
DOÇ.DR. DİLEK YÖRÜKOĞLU
- Kraniotomi geçirmiş hastalarda postoperatif dönemde insentif spirometre ile noninvaziv mekanik ventilasyon uygulaması etkinliğinin karşılaştırılması
Comparison of incentive spirometry and noninvasive mechanical ventilation in patients following craniotomy
HÜLYA KAHRAMAN ŞAH
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2017
Anestezi ve Reanimasyonİstanbul ÜniversitesiAnesteziyoloji ve Reanimasyon Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. ÖZLEM KORKMAZ DİLMEN
- Supratentorial kraniotomilerde palonosetronun postoperatif bulantı ve kusma üzerine etkisi
The effect of palonosetron on postoperative nausea and vomiting in supratentorial craniotomy
CİHAN AKDEMİR
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2009
Anestezi ve ReanimasyonErciyes ÜniversitesiAnesteziyoloji ve Reanimasyon Ana Bilim Dalı
PROF. DR. HALİT MADENOĞLU