Diferansiye tiroid kanserlerinde diagnostik I-131 dozunun stunning etkisinin diagnostik ve terapötik dozlar arasındaki zaman aralığı ile ilişkisinin değerlendirilmesi
Evaluation of the stunning effect of diagnostic radioiodine dose and relationship with the interval between diagnostic and therapeutic doses of radioiodine in differentiated thyroid cancer
- Tez No: 142234
- Danışmanlar: PROF. DR. LEVENT KABASAKAL
- Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
- Konular: Radyoloji ve Nükleer Tıp, Radiology and Nuclear Medicine
- Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
- Yıl: 2004
- Dil: Türkçe
- Üniversite: İstanbul Üniversitesi
- Enstitü: Cerrahpaşa Tıp Fakültesi
- Ana Bilim Dalı: Nükleer Tıp Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
- Sayfa Sayısı: 62
Özet
ÖZET Tiroid stunning etkisi ilk defa 1951 yılında ortaya atılmış ve o günden bu yana farklı araştırmacılar stunning konusunda yaptıkları araştırmalarda farklı sonuçlar elde etmişlerdir. Tanısal amaçlı verilen 131I dozunun stunning etkisi yaratması ve tedavi amaçlı verilen yüksek doz radyoiyotun tirositlerde tutulumunu azaltması, tedavinin etkinliğinin azalmasına ve hastanın gereksiz yere tekrarlayan yüksek doz radyoiyot tedavileri görmesine yol açmaktadır. Bu çalışmanın amacı; tanısal 13II dozunun tedavi amaçlı verilen 31I dozunun tutulumunu etkileyip etkilemediğini araştırmak, tanısal doz ile tedavi dozu arasındaki zaman aralığının stunning olayına etkisini değerlendirmek ve tedavinin başarısını tespit etmektir. Bu amaç doğrultusunda, Ocak 2003 - Aralık 2003 tarihleri arasında İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Nükleer Tıp Anabilim Dalı'na, çeşitli merkezlerde yapılan tiroidektomi sonrasında diferansiye tiroid karsinomu tanısıyla radyoiyot tedavisi için başvuran yaşları 19-80 arasında değişen 37 hasta çalışma kapsamına alındı. Tüm hastaların operasyondan sonra 6. haftada serum TSH ve Tg seviyeleri, 2. ve 24. saat tiroid uptake düzeyleri ölçüldü ve ölçümlerinde serum TSH seviyesi > 30 IU/ml bulunan hastalara oral yoldan sıvı halde 5 mCi 131I içirildikten 72 saat sonra Elscint SPX-6 tek başlı gama kamera ve yüksek enerji kolimatörü kullanılarak anterior pozisyonda tTVS görüntüleri elde edildi. Çalışmaya dahil edilen 37 hastadan, 17 hastaya 5 mCi tTVS'ni takiben 1. haftada, 20 hastaya 5 mCi tTVS'ni takiben 2 ila 10 hafta arasında değişen sürelerde yüksek doz radyoiyot tedavisi uygulandı. Radyoiyot tedavisi tTVS'ni takiben 1. haftada uygulanan hastalar Grup I, daha geç radyoiyot tedavisi uygulanan hastalar Grup II olarak gruplandınldı. Tedavi amaçlı verilen radyoiyot dozu oral yoldan sıvı yada kapsül halinde içirildikten sonra 72. saatte tsTVS görüntüleri elde edildi. Hastalann tTVS ve tsTVS görüntülerinde tiroid lojunda radyoiyot birikimi izlenen bölgeler ROI yöntemi kullanılarak incelendi ve total sayım değerleri tespit edildi. Hastalann radyoiyot tutulum oranlarının hesaplanabilmesi için içerisinde 5 uCi ila 2.2 mCi 131I bulunan standartlar hazırlandı ve aynı çekim tekniği kullanılarak görüntülendi. Bu standartlardan elde edilen sayımlar ROI yöntemi ile incelendi ve elde edilen değerlerden bir regresyon formülü oluşturuldu. Bu formül aracılığı ile tTVS ve tsTVS görüntülerinden elde edilen sayımlardan radyoiyot tutulum oranlan hesaplandı. Bulunan sonuçlara göre Grup I hastalardaki radyoiyot tutulum oranlan tTVS için ortalama 0.85±1.37, tsTVS için ortalama 0.22±0.21, Grup II hastalarda tTVS için ortalama 0.82±1.01, tsTVS için ortalama 0.05±0.09, tüm hastalarda tTVS için ortalama 0.83±1.17, tsTVS için ortalama 0.13±0.17 olarak hesaplandı. Grup II hastalarda, Grup I hastalara göre radyoiyot tutulum oranında anlamlı azalma tespit edildi (p < 0.01). Tüm hastalar yüksek doz radyoiyot aldıktan sonra L-tiroksin ile supresyona alındı ve 6 ay sonra serum Tg seviyesi ve 5 mCi 131I tTVS ile kontrole çağmldı. Grup I hastalarda 17 hastadan 13 'ünde ablasyonun sağlandığı (%86.6). Grup II hastalarda 20 hastadan 11 'inde ablasyonun sağlandığı (%61.1) tespit edildi. Grup I ve Grup II hastalardaki ablasyon oranlan arasında istatistiksel olarak anlamlı farklılık saptanmadı (%2 =2.715, p>0.05). Sonuç olarak; tanısal 131I dozu tirositlerde iyot tutulum yeteneğini azaltmakta ve stunning etkisi yaratmaktadır. Tanısal doz ile yüksek doz radyoiyot uygulaması arasındaki zaman aralığı uzadıkça tanısal dozun tedavi amaçlı verilen radyoiyot dozunun tutulumunu azaltma etkisi artmaktadır. 46
Özet (Çeviri)
Özet çevirisi mevcut değil.
Benzer Tezler
- İyi diferansiye tiroid kanserlerinde prognostik faktörler
Prognostic Factors for well-differentiated thyroid carcinoma
SERCAN AKSOY
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2010
Endokrinoloji ve Metabolizma HastalıklarıHacettepe Üniversitesiİç Hastalıkları Ana Bilim Dalı
PROF. DR. NİLÜFER GÜLER
DOÇ. DR. EVREN ÖZDEMİR
- Lokal rekürrens ve uzak metastaz bulunan tiroid kanserlerinde teknesyum ile işaretli oktreotid sintigrafisinin yeri: fdg-pet ve mıbı ile lezyonların karşılaştırılması
Clinical experience with tc-99m hynic-toc and hynic-tate octreotid scintigraphy in thyroid cancers have local recurrences or distant metastases
MUHAMMET SAİT SAĞER
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2006
Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıklarıİstanbul ÜniversitesiNükleer Tıp Ana Bilim Dalı
PROF.DR. LEVENT KABASAKAL
- Diferansiye tiroit kanserlerinde radyoaktif iyot tedavisi (RAİ) öncesi yapılan evreleme tetkiklerinin klinik önemi; I-131 postablasyon görüntüleri ile karşılaştırmalı bir çalışma
The clinical significance of imaging procedures performed before radioiodine therapy for staging of the differentiated thyroid carcinoma; A comparative study with I-131 post ablation images
EMİNE ACAR AKKAYA
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2016
Radyoloji ve Nükleer TıpDokuz Eylül ÜniversitesiNükleer Tıp Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. ÖZHAN ÖZDOĞAN
- İyot-131 sintigrafisi negatif, anti-Tg yüksek differansiye tiroit kanserlerinde FDG-PET/BT'nin yeri
The role of FDG-PET/BT in differentiated thyroid cancer patients with negative iodine-131 whole-body scan and elevated anti-Tg level
SERTAÇ ASA