İnsana ilişkin veriler ışığında mimari tasarım ve öne çıkan mekansal kavramlar
Architectural design according to human characteristics and spatial concepts on the subject
- Tez No: 154688
- Danışmanlar: Y.DOÇ.DR. SELİM VELİOĞLU
- Tez Türü: Yüksek Lisans
- Konular: Mimarlık, Architecture
- Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
- Yıl: 2004
- Dil: Türkçe
- Üniversite: İstanbul Teknik Üniversitesi
- Enstitü: Fen Bilimleri Enstitüsü
- Ana Bilim Dalı: Mimarlık Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: Bina Bilgisi Bilim Dalı
- Sayfa Sayısı: 75
Özet
İNSANA İLİŞKİN VERİLER IŞIĞINDA MİMARI TASARIM VE ONE ÇIKAN MEKANSAL KAVRAMLAR ÖZET Son yıllarda mimarlık ve sosyal bilimlerdeki çalışmalar, kentsel yaşam kurgusu içinde, insanın sosyalleşmesinde, çevresi ile bütünleşmesinde, yaşamış olduğu mekanı sahiplenmesinde ve kendi varlığını ön planda hissetmesinde insani verileri gözeten tasarım anlayışlarının önemini ortaya koymaktadır. Sanayi devrimi sonrası, özellikle modern mimari dönemi uygulamalarıyla oluşan çevrelerde topluluk kavramının yok olması, 20. yüzyılın ikinci yarısında kentsel tasarımın yeni bir çalışma alanı olarak ortaya çıkmasında en önemli etkenlerden biridir. Modernizm sonrasında kentlerde oluşan yeni yaşama alanlarında toplumsal çevre ilişkilerini ve topluluk kavramının algılanmasını zorlaştıran birtakım etmenler söz konusudur. Bunlar kentsel dokunun dağılarak genişlemesi, işlevsel ve biçimsel çeşitlilikten yoksunluk ve dış mekanların toplumsal etkileşimi güçlendirici rollerinin gözardı edilmesidir. Bu problemler doğrultusunda insan yapı ilişkisi tekrar ele alınmak durumundadır. İnsan-yapı arasındaki ilişki sabit değildir; sürekli ve dinamik olmak durumundadır. İnsani tasarım kararları tasarımın gelişmesi sürecinde belirlenir ve yapı tamamlandığında bir dengeye oturur. Ancak zaman içinde bu ilişki önceki dinamik durumuna döner. Bir açıdan, zamanın ve mekanın değişimine bağlı olarak, mimari yapı ile toplumsal verilerin sürekli etkileştiği görülmektedir. Mimarlığın en önemli görevi, bir yapının çevresi ile hacimsel, insani bir birliktelik kurmasıdır. Tasarımlar toplumsal ihtiyaçlara cevap vermeli; insanlara birbirleriyle ilişki kurma olanakları sunmalıdır. Bir mimari yapı değerlendirilirken ilk düşünülmesi gereken kriter çevrenin bu ilişkilerin kurulmasına yardımcı olup olmadığıdır. Bu ilişkilerin yaşanabildiği somut ve tarif edilebilir mekanlar insani tasarım kavramı ile sağlanabilir. Bu çalışma, insanın kendi varlığını yaşadığı mekanda da hissedebilmesi ve bunu başkaları ile paylaşabilmesi için mimari tasarımda ne tür yaklaşımlar sergilenebileceğini irdelemektedir. Hedef, insana ilişkin veriler ışığında öne çıkan mekansal kavramların mimari tasarıma nasıl yansıdığının araştırılmasıdır. Farklı disiplinlere ait verilerden yararlanarak mimari düzlemde bir yaklaşımı araştıran bu çalışma dört bölümden oluşmaktadır. 1. Bölümde; mimari tasarımda insana ilişkin verilerden yararlanılmasının, yaşanabilir bir çevrenin yaratılması ve topluluk duygusunun sağlanmasına yardımcı olacağı vurgulanmaktadır. Kentlerin çeperlerinde ya da uzağında inşa edilen yapıların insanı ve insan ölçeğini tümüyle dışladığı ve bunun bireyselleşme ve yabancılaşmayı beraberinde getirdiği ortaya konulmaktadır. viiiBu durumda, toplumsal gereksinmelerin karşılanmasındaki başarısızlığın yarattığı sorunlar nedeniyle çevre tasarımının insan davranışları üzerindeki etkisine dikkat çekmenin gerekliliği belirtilmektedir. 2. Bölümde; insanın mekanı fiziksel boyutları, hacmi, yüzeyleri, ışık ve dokusal özelliklerine bağlı olarak algıladığı ortaya konmakta ve insanın algısını etkileyen fiziksel, psikolojik ve sosyolojik özellikler araştırılmaktadır. Elde edilen veriler sonucunda insanın mekansal çevreden beklentileri ve mimari tasarımın sahip olması gereken özellikler belirlenmektedir. 3. Bölümde; tasarımın“insani”olarak kabul edilebilmesi için belirlenmiş olan özelliklerden yola çıkılarak, bunların yapılarda ne tür yöntemlerle somutlaşacağı, tasarım anlayışları şeklinde belirtilmekte ve bunlar fikir projeleri ve/veya uygulanmış çalışmalar yardımıyla açıklanmaktadır. İnsani veriler odaklı kriterler demetinin, tasarım aşamasında sağlamasının yapılması ya da inşa edilmiş çevrenin değerlendirilmesi için bir matris hazırlanmıştır. Matris, örnek olarak“Yaşlılar Evi”konulu uluslararası proje yarışması özelinde uygulanmaktadır. 4. Bölümde; oluşturulan kriterler demetinin uygulandığı tasarımların bilinçli ve duyarlı bir sosyal çevrenin biçimlenmesine ve bu yapıların toplumun gelişimini desteklediği sonucuna ulaşılmaktadır. Yapay çevrenin insan yaşamı üzerindeki etkilerinin ve yeni uygulamaların çoğunda rastlanan peyzaj düzenlemelerinin beklenen kullanımı ve topluluk etkileşimini oluşturamadığının bilincinde olarak, ilgili çevreye özgü birleştirici ve yenilikçi mekanlar yaratmanın yollarının aranması gerekliliği vurgulanmaktadır. IX
Özet (Çeviri)
ARCHITECTURAL DESIGN ACCORDING TO HUMAN CHARACTERISTICS AND SPATIAL CONCEPTS ON THE SUBJECT SUMMARY After the industrial revolution, particularly in the environments that were established with modern architectural trends, the concept of 'community' was disregarded. In these places, there were some factors that make difficult the understanding of social relations and the concept of 'community'. These factors were: the expanding and dissolving of the urban fabrique - the deprivation of variety, particulary in functions and forms - the disregarding of the fact that outdoors have an important role in the socialization of man. According to these, the relationship between man and the built environment needed a reconsidering; this led to an increased interest in urban design in the second half of the 20th century. Recent research on architectural theory and social sciences proved that design concepts which pay regards to human characteristics has an important impact on the socialization of man, his integration with the environment and adopting himself to the spaces he lives in. The relation between man and the built environment is not stable; it has to be continuous and dynamic. Humane design criteria are determined during the development of the design and stabilize when the building is completed. However, in the course of time, the relation returns to its dynamic form. From one point of view, according to the change of time and space, the building and the social structure effect each other continuously. The most important mission of architecture is not to create an object but to form a spatial and emotional relation with the environment. Moreover, architectural work should satisfy social needs and offer relations similar to those humans form between each other. When evaluatig a building, the first criterion should be whether or not it has this kind of relationships. Spaces where these relationships occur can be obtained through the concept of 'humane design'. This thesis studies how architectural design parameters should be defined in order to allow people to feel their existence in the spaces they live in and to share this feeling with others. By examining design criteria before construction and usage after construction, the characteristics that the architectural work should have are determined. The thesis, which makes use of researches from a variety of disciplines such as anthropology, psychology, sociology, environmental psychology, behavioural sciences and onthology, is an attempt to find an approach in the field of architecture and is composed of four chapters:In the 1st chapter, the importance of the subject and the purpose of choosing this subject as a thesis study are explained. The scope and the methodology of the study are also defined in this chapter. Buildings that are far away from the city centers ignore the 'human scale' completely and this leads to individualization and alienation of people. Making use of human characteristics in architectural design, helps to provide a sustainable environment and the sense of being a community. In the 2nd chapter, the physical, psychological and social data concerning human beings and the social distances between them are defined and according to these data, humans' expectations from the built environment are determined. Humans' expectations from the built environment can be explained as follows: People prefer places where they can feel safe and where they can form relationships easily, People prefer places which they can perceive easily and in which they do not feel lost, People prefer places which they can possess easily. In the 3rd chapter, principles on how humans' expectations can be reflected in architectural design are established; each of them defined and explained by sample projects. In order to evaluate certain architectural design projects through these principles, a matrix is constituted and applied to five projects proposed for the“Senior Residence Architectural Design Competition.”These principles are: Orientating pedestrian movement, Defining exterior spaces that are connected and successive with eachother, Breaking the functional program into identifiable sub-spatial elements, Low-rise / grading of blocks, Continuing the activities of the environment and ground floor on building's exterior facades, Establishing a visual and functional relation between the building and its' environment, Functional diversity, Convenience to participation and change, Providing cultural continuity, Making use of and becoming united with nature and landscape. In the 4th chapter, it is stated that architectural works, that are designed following the criteria that have been established in the previous chapter, support to xiconstitute a conscious and sensitive environment and an improvement in the social life. Therefore these criteria should be regarded as a set of rules for architects that attempt to build up a better artificial environment which has an enormous effect on human life. XII
Benzer Tezler
- Cisimleşmiş mekân: Beden ile nesnel dünya arasında varoluşsal bir yer
Embodied space: An existential place between the body and the objective world
ECE ÖZTÜRK
Yüksek Lisans
Türkçe
2019
Felsefeİstanbul Teknik ÜniversitesiMimarlık Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. YASEMİN ALKIŞER BREGGER
- Mekansal belleğin ortaöğretim binaları bağlamında irdelenmesi
Analysis of spatial memory in the context of secondary schools
ZEYNEP TARÇIN TURGAY
- Kentsel mekanda bireylerin yön bulma davranışının mekansal dizim ve bilişsel haritalama yöntemi ile irdelenmesi: Suadiye örneği
Examining wayfinding behavior of individuals in urban space using space syntax and cognitive mapping method: Suadiye case
TÜRKAN AKÜN
Yüksek Lisans
Türkçe
2024
Mimarlıkİstanbul Teknik ÜniversitesiKentsel Tasarım Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. MEHMET EMİN ŞALGAMCIOĞLU
- İstanbul'daki mimarlık okullarının sosyal etkileşim mekanlarındaki arayüzlerde insan davranışı mekan ilişkisinin semantik ve sentaktik olarak irdelenmesi
Semantic and sentactic analysis of the relation between user behavior and space in case of interfaces in social interaction spaces of architecture schools in Istanbul
DENİZ CABADAK
Yüksek Lisans
Türkçe
2016
Mimarlıkİstanbul Teknik ÜniversitesiMimarlık Ana Bilim Dalı
YRD. DOÇ. DR. MEHMET EMİN ŞALGAMCIOĞLU
- Mimari tasarımların ekolojik açıdan geliştirilmesine yönelik ölçütler kılavuzu önerisi
An ecological data based design guide for architectural design
MUSTAFA ORKUN ÖZÜER