Büyüme iktisadı ve mutluluk
Başlık çevirisi mevcut değil.
- Tez No: 159282
- Danışmanlar: PROF. DR. TUBA ONGUN
- Tez Türü: Yüksek Lisans
- Konular: Uluslararası İlişkiler, International Relations
- Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
- Yıl: 2005
- Dil: Türkçe
- Üniversite: Gazi Üniversitesi
- Enstitü: Sosyal Bilimler Enstitüsü
- Ana Bilim Dalı: Uluslararası İktisat Bilim Dalı
- Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
- Sayfa Sayısı: 205
Özet
192 ÖZET iktisat bilimi, öznel refaha ilişkin ampirik çalışmalarını diğer disiplinlere teslim etmesine ramak kaldı denebilecek bir tehlike içindedir. 1940'lardan beri, kişisel mutluluk ya da yaşamdan memnuniyeti rapor eden araştırmaların sayısı katlanarak arttı. Bu veriler iktisat dışı dalların bilim adamları için bir altın madeni olmuştur ve yakın zamandaki bir araştırma kaynakçası 3000'den fazla çalışmanın olduğunu göstermektedir, öte yandan, öznel refah üzerine yapılan iktisadi araştırmalar, insanların söylediklerinin onların duygularını ya da düşüncelerini anlamamızı sağlamayacağını şart koşan iktisat paradigmasının ağır elinin altında ezilmektedir. Bu arada, -insanların söylediklerine kulak veren- birkaç seçkin psikolog, etkileyici ve ansiklopedik bir ciltte, hedonik (hazcı) psikoloji diye adlandırdıkları, iktisadın bireyin refahıyla olan ilgisini neredeyse sıfıra indiren yeni bir alan üzerinde hak iddia etmektedir (Kahneman ve Diener). Kesin olmayan sonuçlarından birine göre,“mutluluk... büyük oranda kalıtımsal bir öğe barındıran bir kişilik özelliğidir”iktisadi koşullar gibi“dış etmenler”, en iyi olasılıkla öznel refahın ikinci ya da daha düşük derecede belirleyicileridir, ve mutluluğun belirlenmesinde genetik ve kişilik ağır bastığından, iktisadi politikanın refah üzerinde sadece kısa süreli bir etkisi olabilir. Psikologlar, öznel ifadeye dayanan refah ölçülerinin“büyük miktarlarda geçerli değişkenlik”içerdiği sonucuna varmışlardır. Araştırmaları bir bireyin kendinin ifade ettiği refahı ile profesyonel psikologların, arkadaşların ve akrabaların değerlendirmeleri gibi kendisinin ifade etmediği bir dizi ölçü arasında belirgin düzeyde pozitif korelasyon bulmaktadır. Gerçekten de bir bireyin kendisinin ifade ettiği refahının müstakil bir içeriği olabilir, ancak bu, bir kişinin refahının doğrudan bir başkasınınkiyle karşılaştırılabileceği anlamına gelmemektedir.193 Sonuç olarak, mutluluk değerlendirmelerini biçimlendiren kişisel endişeler çoğu zaman her yerde, çoğu kimse için hemen hemen aynıdır- yaşam koşulları, aile ve sağlık (Cantril, 1965). Dolayısıyla, kendi refahlarını değerlendiren çoğu kimse oldukça benzer ölçütleri kullanmaktadır. Endişelerin genel olarak benzerlik göstermesi, anlamlı karşılaştırmaların yapılabileceğini düşündürmektedir ve bu benzerlik, gözlemlenen tekrarlı düzenliliğin değerlendirilmesine yardımcı olmaktadır. Eğer öznel ifade üzerindeki iktisadi araştırma, çoktan bildiğimizi düşündüğümüz şeyi sadece onaylamış olsaydı, o zaman buna bir“öyleyse ne olmuş”diyerek omuz silkebilirdik. Ancak, öznel refah üzerine, beklentilere karşı duran bulgular vardır: - iktisadi büyüme -hızlı ya da değil- refah ve gelir arasındaki ilişki pozitif bile olsa, öznel refahı artırmaz. - İnsanların tipik olarak geçmişte daha az mutlu olduklarını ve gelecekte daha mutlu olmayı beklediklerini söyledikleri gerçeğine rağmen, yaşam boyunca ortak özelliklere sahip bir grubun ortalama öznel refahı sabit kalır. - Bir ülkede, zaman içinde bir noktada mutluluk gelirle doğru orantılı olarak artar, ancak zamanla mutluluk, bir ülkenin geliri arttıkça artmaz. - Birleşik Devletlerdeki ve birkaç Avrupa ülkesindeki mutluluk ilişkilerinin yapısında dikkati çeken bir benzerlik bulunmuştur. Çeşitli değişkenler kontrol edildiğinde, daha mutlu olanların evli, beyaz, yüksek gelir düzeyine sahip, daha iyi eğitimli ve bir iş sahibi oldukları ortaya çıkmaktadır. - Kısa vadeli dalgalanmalar kadar, trend etrafında daha uzun vadeli yukarı ya da aşağı hareketlenmeler olabilse de, gelişmiş ülkelerde öznel refahın zaman içinde gelir arttıkça artmayacağı sonucuna ulaşılmıştır. Gelişmekte olan ülkelere gelince, en azından bir noktaya kadar gelir artışının mutluluğu artırdığı, ki bu noktadan sonra gelir arttıkça mutluluğun artmamaya başladığı sonucuna varılmıştır.
Özet (Çeviri)
194 ABSTRACT Economics, with scarcely a shot fired, is in danger of surrendering the empirical study of subjective well-being to other disciplines. Surveys reporting personal happiness or life satisfaction have been accumulating steadily since the 1940s. These data have been a gold mine to scholars in disciplines other than economics, and a recent research bibliography reports over 3000 contributions. Economic research on subjective welfare, however, has been stifled by the heavy hand of a disciplinary paradigm stipulating that what people say is irrelevant to understanding their feelings or behaviour. Meantime, a number of distinguished psychologists, who do listen to what people say, have in an imposing and encyclopedic volume, now laid claim to a new field they term hedonic psychology, which virtually writes off the relevance of economics to individual well-being (Kahneman and Diener). Among their tentative conclusions is that“happiness...is a personality trait with a large heritable component”.“External factors”such as economic circumstances are, at best, second or lower order determinants of subjective well-being, and, because of the dominance in determining happiness of genetics and personality, economic policy can have only a small long-term effect on well-being. Psychologists conclude that measures of well-being based on subjective testimony, contain substantial amounts of valid variance. Their research finds significant positive correlations between an individual's self- reported well-being and a variety of non-self report measures, such as evaluations by professional psychologists, peers, and relatives. True, the self-reported well-being of an individual might have substantive content, but that does not mean that the well-being of one person can be compared directly to that of another. As a result, the personal concerns that shape happiness evaluations are much the same for most people everywhere most195 of the time - living conditions, family, and health (Cantril, 1965). Hence, most people in evaluating their well-being are using quite similar criteria. The general similarity of concerns suggests that meaningful comparisons can be made, and this similarity helps account for the regularities repeatedly observed. If economic research on subjective testimony merely confirmed what we think we already know, then we might shrug it off with a“so what”. But there are other findings on subjective well-being that run counter to expectations: - Economic growth - rapid or otherwise- does not raise subjective well- being, even though the relation between well-being and income is positive. - Over the life course, a cohorts's average subjective well-being remains constant - this, despite the fact that people typically say they were less happy in the past and expect to be happier in the future. - Within a country at a point in time happiness varies directly with income, but over time happiness does not increase as a country's income increases. - A marked similarity in the structure of happiness relationships in the United States and a number of European countries are found. Controlling for a variety of factors, those who are happier are married, white, higher income, better educated, and employed. - Conclusion was drawn that in developed countries, subjective well- being does not increase as income increases over time, though there may be longer term up or down movements around the trend, as well as short term fluctuations. As for developing countries, conclusion was drawn that income growth does increase happiness, at least up to a point, after which happiness levels off as income rises.
Benzer Tezler
- Sosyal uyum ve refah ilişkisinin ekonometrik analizi:Türkiye örneği
Econometric analysis of the relationship between social cohesion and well-being: The case of Turkey
BÜŞRA KARAKUZU
Yüksek Lisans
Türkçe
2019
EkonometriÇukurova ÜniversitesiEkonometri Ana Bilim Dalı
PROF. DR. SEDA ŞENGÜL
- Büyüme ve bütçe tahmin hatalarının mali kurallara etkisi: Türkiye incelemesi
The effects of growth and budget forecast errors on fiscal rules: Turkey
ÖMER YALVAÇ
- İkili bankacılık sisteminde iktisadi büyüme ilişkisi: Ülke karşılaştırmalı ampirik analiz
The relationship of economic growth in the dual banking system: Country comparative empirical analysis
GÖKHAN ALPEN
Doktora
Türkçe
2023
Bankacılıkİstanbul Üniversitesiİslam İktisadı ve Finansı Ana Bilim Dalı
PROF. DR. ABDULKADİR TUNA
- Sürdürülebilir kalkınma ve azgelişimş ülkeler
Sustainable development and under developed countries
ZEYNEP ZAFİR