La quete de soi dans les oeuvres romanesques de J.M.G. Le Clézio
J.M.G. Le Clézio'nun romanlarında kendini arayış
- Tez No: 160343
- Danışmanlar: DOÇ.DR. ZEYNEP MENNAN
- Tez Türü: Doktora
- Konular: Fransız Dili ve Edebiyatı, French Linguistics and Literature
- Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
- Yıl: 2005
- Dil: Fransızca
- Üniversite: Hacettepe Üniversitesi
- Enstitü: Sosyal Bilimler Enstitüsü
- Ana Bilim Dalı: Fransız Dili ve Edebiyatı Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
- Sayfa Sayısı: 272
Özet
ÖZET J.M.G Le Clezio'nun romanlarında“Kendini Arayış8, bütün değerleri alt üst eden, tüm Avrupa'yı derinden etkileyen ikinci Dünya Savaşı sonrasında, kesinliği acı deneyimlerle bir kez daha kanıtlanan, insanın dünyadaki iğreti durumunun zorunlu kıldığı bir arayış olarak ortaya çıkmaktadır. Koşullan ve kuralları kendi dışındaki güçlerce belirlenen bir dünyada bunaltılı ve kaotik bir atmosfer içinde betimlenmiş olan Le Clezio başkişileri, bu dünyada tutunmaya, burada kendilerine bir yer edinmeye ve bu atan içerisinde kendilerini var etmeye çabalamakta ve bu koşullar altında ”Kendini Arayış“ çabasına yönelmektedirler. Çoğu kez, evren ile kendisi arasında doldurulamaz bir boşluk bulunduğunu düşünen ve ”sıkıntılı“ modern dünya insanını yansıtan Le Clezio baş kişileri için ”kendini arayış“, öncelikle var olmanın kanıtlanması anlamına da gelmektedir. Zira yaşadıkları çağa özgü üretim ve tüketim ilişkileri ve buna bağlı insan ilişkileri içinde kendilerine bir ”varlık“ alanı bulamayan bu kişiler, yaşamın ve dünyanın tutsak edici sınırlamaları yanında, ileri teknoloji ve giderek artan üretime koşut olarak daha da özgürleşecekleri yerde, giderek kimliksizleşmekte, köleleşmekte ve bu nedenle de bir zorunluluk olarak, kendilerini bir takım ”kurtuluş“ çabaları içerisinde bulmaktadırlar. Bir bilinçlenmenin ardından, var olmanın sadece, dünyaya gözlerini açmak ve yalnızca biyolojik olarak varlığını sürdürmek olmadığını anlayan bu kişiler, kendilerine bir ”varlık siperi“ edinmeye çalışarak, bir birey, bir ”kişi“, bir özne olarak da var olmaya çabalamaktadırlar. Bu da dünyayı ve kendini tanıma girişimi ile olanaklı gibi görünmektedir. Belki bu nedenle Delphes tapınağının girişine yazılmış olan Sokrat'ın şu buyruğu Le Clezio'nun baş kişileri için yönlendirici ve yol gösterici niteliktedir: ”Kendini bil“. Le Clâzio'nun romanlarında ağırlıklı bir izlek olarak karşımıza çıkan ”Kendini Arayış“, insanın kendisi olmasının oldukça zor olduğu ”boğucu“ ve ”kısıtlayıcı“ böyle bir toplumda, kendine bir yaşam alanı oluşturmaya çalışan XX. yüzyılın sancılı insanının da kaçınılmaz olarak kendini içinde bulduğu bir çaba olarak ortaya çıkar. Le Clezio'nun baş kişileri, dünyada deneyimlerden geçerek,VI yaşamla yüzleşerek, doğanın güzelliklerini ve gizlerini açımlayarak, bir serüvenin peşinde, kendileri ile ilgili gizleri, bilinmeyenleri ortaya çıkarırlar. Her yolculuk ya da kaçış girişimi, Le Clezio'nun baş kişilerini her zaman amaçladıkları noktaya götürmez ama sonu başarısızlık da olsa, onlar için bu yenilgi dünya ve yaşamla yüzleşme açısından önemli bir deneyim olur. Le Clezio burada önemli olanın, bu girişimler ya da serüvenler sırasındaki bilinçlenme ve dünyada kendine bir yer edinme uğraşında atılan adımlar olduğuna dikkatimizi çeker adeta. Bu kaçışlar, yolculuklar ve gezintiler boyunca,”kendini arayış“ şu yönleriyle kendini gösterir Le Clezio'nun kimi baş kişileri için ”kendini arayış8 bir kimlik arama, edinme, bir ulusa, bir topluluğa veya bir dine dahil olma süreçlerinde anlamlanırken, kimileri içinse köklerine dönüş özleminde odaklanın“kendini arayışsın ulaştığı bu noktada, Le Clezio'nun başkişileri bir yandan kendi kişisel söylenenlerinin arayışı nd ay ken, bir yandan da insanlığın kökenlerinin arayışı çabasına yönelirler. Birbirini çoğu kez bütünleyen bu iki temel dinamik içinde, Le Clezio'nun kendi kişisel söylenimi açımsama girişimi de çoğu kez kahramanlarının çabalarıyla örtüşür. ”Kendini arayış“ı insanlık üst kimliğinde sürdürmeyi amaçlayan Le Clezio, bu noktada, ”insanlığa ait olmak bir ulusa ait olmaktan daha zordur* diyen Todorov'a katılır görünün Le Clezio bu yolla temel erek olarak insanlık kimliğine ulaşmayı gösterir bir anlamda. Le Clezio'nun, kişilerini, sıklıkla, özdeksel bir amaca yönlendirdiğine tanık oluruz. Genelde, bu arayışta kişiler amaçladıklarına ulaşamazlar, ancak, daha değerli bir şeyi elde ederler; aradıktan hazinenin yanı başlarında olduğunu, kendileri olduğunu anlamaları için belki de kendi ülkeleri dışına çıkmaları, kıtalararası mesafeleri aşmaları gerekmektedir.“Kendini arayış”çabası, özgürlük içinde mutlu olma özlemi ile de örtüşür. Ama bu mutluluğun ilk koşulu, biraz da insanın nereye ait olduğu bilinciyle ilgilidir. Bu bilinç belki de, yeryüzünde, insanlık durumuna uzlaşı ile katlanmasını sağlayacak vazgeçilmez bir dayanak olacaktır insan için. Ve ancak insanlık ailesine ait olduklarını bilenler bu dramı mutlu bir şekilde yaşama şansını yakalayabileceklerdir.
Özet (Çeviri)
VII RESUME « La quete de soi » dans les oeuvres romanesques de Le Clezio se traduit comme une tentative qu'exige I'etat precaire de I'homme dans le monde, â la suite d'une guerre( ia Seconds Guerre Mondiale ) dont les consequences sont douloureuses pour le monde tout entier ainsi que pour I'Europe. Les protagonistes lecleziens, presentes sous une atmosphere chaotique et angoissante dans un monde dont les modalites et les lois sont determinees par les forces exterieures, s'emploient a s'accrocher au monde, â s'y faire une place et dans ces conditions, its s'entreprennent â « la quete de soi ». Pour la plupart des protagonistes lecleziens qui pensent qu'il y a un vide fatal entre lui et Punivers et qui represented souvent I'homme tourmenfce et angoissant du monde moderne, « la quete se soi » est avant tout un effort amene â prouver leur existence. Ces protagonistes qui comprennent, â la suite d'une prise de conscience, qu'exister n'est pas simplement « etre dans la vie » en ouvrant son regard sur le monde, essaient d'etre aussi dans sa sphere existentielle tout en revendiquant son existence d'individu, de personne et de sujet â la fois. Cette revendication ne peut etre possible que par ia connaissance du monde et par celle de soi-meme tout comme I'indique i'injonction de Socrate ecrite sur le temple de Delphes: « connais-toi toi-meme ». Ces personnages douloureux et inquietants de Le Clezio qui souffrent d'une crise des valeurs dans la societe largement mecanisee et hierarchisee et qui se revelent â ia fois victimes et bourreaux s'elancent, pour en sortir, vers la connaissance du monde et de soi ; souvent tentes par des aventures et par une quete materielle continue, its courent d'experience en experience. Au cours des peripeties multiples, ils se confrontent avec le monde, la nature et la vie, et en devoilent les mysteres et les beautes. Quelque imperieuses qu'elles s'averent toutes demarches de voyage, de fuite et d'errance, revelatrices, en quelque sorte, du refus categorique de la civilisation europeenne, ces protagonistes n'atteignent pas tout le temps leurs objectifs. Meme s'ils sont frappes â la fin par une certaine defaite, celle-ci devient a son tour une epreuve grace a laquelle ils sont conduits â s'affronter â quelque realite du monde.vıu Au cours de ces demarches, « la quete de soi » se concretise sous de multiples aspects. Pour certains protagonistes, celle-ci se traduit comme une recherche ou une (re)constitution de I'identite; pour certains, elle s'incarne dans l'appartenance â une communaute, â une nation ou â une religion, et pour certains autres, elle s'achemine vers une tentative de retour aux origines. Cette derniere signale une entreprise qu'on menera â bien par les processus de retour â son pays natal, â ses terres ancestrales, â sa maison familiale ou â son enfance. A ce stade, les protagonistes sont poussâs â la quete de Toriğine de toute humanite â partir de la recherche de leurs mythes personnels qui correspondent â la tentative de Le Clezio voulant construire son propre mythe personnel. Le Clezio voulant ramener la quete â la suridentite de I'humanite semble partager, â ce point, I'idee de Todorov disant qu' « appartenir â l'humanitâ est plus difficile qu'appartenir â une nation ». A partir d'une crise d'identite qui est une source d'angoisse pour eux, les protagonistes lecleziens arrivent, a cette etape, d'abord â I'identite personnelle et puis â I'identite nationale ou religieuse. Leur arret terminal sera d'acceder â I'identite humaine. Le Clezio pousse souvent ses protagonistes â la quete d'une chose materielle, mais ils ne sont pas, pour cela, toujours mieux disposes ; neanmoins, ils n'ignorent pas en tirer de quelque chose de plus precieux. il leur faut pour I'atteindre, quitter leur pays, traverser des continents et y revenir pour comprendre que le tresor dont ils poursuivent la quete se trouve enfoui tout pres d'eux et meme en eux-memes. « La quete de soi » se poursuit au cours de toute existence et elle s'assimile souvent au desir de vivre heureux dans une pleine liberte. Ainsi, Le Clezio veut dire que la principale condition de ce bonheur tant recherche reside done dans la conscience de I'homme quant â son appartenance et â sa place dans ce monde. Se connaître et savoir ou Ton est et oü Ton appartient seront un fondement sûr pour supporter avec compromis la condition humaine. Et seul ceux qui sont conscients du fait qu'ils appartiennent â la famille humaine peuvent saisir le sens de la vie et acceder â la lucidite de transformer ce drame.
Benzer Tezler
- Michel Butor'un yapıtlarında kent imgeleri ve işlevleri
Images et fonctions de la ville dans l'oeuvre de Michel Butor
DURAN İÇEL
Doktora
Türkçe
2005
Batı Dilleri ve EdebiyatıHacettepe ÜniversitesiFransız Dili ve Edebiyatı Ana Bilim Dalı
PROF.DR. KEMAL ÖZMEN
- Girişimcilik temelinde alternatif bir finansman modeli olan kitle fonlaması ve Türkiye'deki yatırımcılarına yönelik bir araştırma
Crowdfunding as an alternative financial model based on entrepreneurship and an investigation for investors in Turkey
FARUK ŞAHAP
- Quete du savoir et de l'identite dans l'qeuvre au noir de Marguerite Yourcenar
Marguerite Youncenar'ın Zenon adlı eserinde kahramanların bilgi ve kimlik arayışı
AYŞEN ZEYNEP ALP
Doktora
Fransızca
1999
Fransız Dili ve EdebiyatıHacettepe ÜniversitesiFransız Dili ve Edebiyatı Ana Bilim Dalı
PROF. DR. ZEYNEL KIRAN
- Le Theme de la fatalite dans le theatre de Jean Giraudoux
Jean Giraudoux 'un tiyatrosunda kara yazgı teması
GÜLCAN TATAR
Doktora
Fransızca
2004
Fransız Dili ve EdebiyatıHacettepe ÜniversitesiFransız Dili ve Edebiyatı Ana Bilim Dalı
PROF. DR. SİBEL BOZBEYOĞLU
- L'articulation des stratégies de résistance et des processus de consentement chez les cols blancs
Beyaz yakalılarda direniş stratejileri ve rıza süreçlerinin eklemlenmesi
AYÇA YILMAZ
Yüksek Lisans
Fransızca
2012
SosyolojiGalatasaray ÜniversitesiSosyoloji Ana Bilim Dalı
PROF. DR. ALİ ERGUR