'Tarihin sonu' fikri ile 'küreselleşme' arasındaki ilişki üzerine bir inceleme
An inquiry on the relationship between the idea of 'end of history' and 'globalisation'
- Tez No: 160361
- Danışmanlar: DOÇ. DR. CEMAL GÜZEL
- Tez Türü: Doktora
- Konular: Felsefe, Philosophy
- Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
- Yıl: 2005
- Dil: Türkçe
- Üniversite: Hacettepe Üniversitesi
- Enstitü: Sosyal Bilimler Enstitüsü
- Ana Bilim Dalı: Felsefe Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
- Sayfa Sayısı: 161
Özet
Tarihsel değişme ve ilerlemeyle ilgili düşüncelerini belirtenlerin, özellikle çağımızda sıklıkla bir“sorf'dan bahsettiklerini görüyoruz. Bu ”son“ tasarımı, belirli bir insan doğasına bağlı olarak ortaya çıkmaktadır. Günümüzde insanları, doğal istek ve güdülerden ibaret sayan bu doğa tasarımına en uygun düzen olarak liberalizm önerilmektektir. Bu düşüncenin en ateşli savunucusu F. Fukuyama'dır. O, liberal ilkelerin küreselleştirilmesi gerektiğini, çünkü yukarıda anlatılan insan doğasına en uygun olanın liberalizm olduğunu düşünmektedir. Liberal ilkelerin tüm dünyaca kabul edilmesi talebiyle ortaya çıkan küreselleşme, kişilere herşeyi isteme ve bunu gerçekleştirmek için ne gerekiyorsa yapma hakkı verdiğinden, özgürleştirmektedir. Diğer yandan, liberal ekonomi ve liberal demokrasinin yaygınlaşmasıyla tüm kurallar sadece piyasa ekonomisinin kurallarına indirgendiğinden, insanlar da bu düzen içinde birer araç, şey haline getirilmektedir. Bu nedenle kimi düşünürlere göre liberalizmin savunduğu anlamda bireyleşme, özgürleşmeye değil, 'ilkesiz bir toplumsal sorumsuzluğa”neden olabilmektedir (Kumar 1999: 198). Sadece liberal ilkelerin yaygınlaştırılması olarak küreselleşmeyi ele almak, onu tüm yönleriyle değerlendirmekten bizi alıkoyan Küreselleşmenin getirdiği olumsuz gelişmeler olduğu gibi olumlu gelişmeler de vardır. Küreselleşmeyi bir bütün olarak ele alıp onu felsefi, ekonomik ve siyasi yönden değerlendirmek uygun olur. Bu çalışma tarihin sonu olarak tasarlanan liberal ekonomi ve liberal demokrasi ilkelerinin yapılandırdığı kurumların oluşturduğu toplumsal düzenin, insanın yapısına en uygun düzen olduğu varsayımının yanlış olduğunu ve tarihin bu nedenle sonuna gelindiği sayıltısının yerinde olmadığını göstermeye çalışacaktır. Ayrıca bu çalışma tarihe bu şekilde bakmanın, dizgelerinde ilerleme ve ilerlemenin duracağı bir“son”tasarlayan Hegel ya da Marx'a dayanarak temellendirilip temellendirilemeyeceğine bakacaktır.Ill Bu çalışmanın amacı, Hegel'in ve Marx'in tarihe ilişkin görüşlerini ortaya koymak, bu görüşlerle tarihin sonuna gelindiği inancı arasında bağ kurulup kurulamayacağını göstermek ve tarihin sonuna gelindiğine ilişkin düşünceyle ortaya konan küreselleşmeyi felsefi, iktisadi ve siyasi bakımdan ele almaktır. Bu amaç doğrultusunda çalışmanın“Giriş”bölümünde problem ortaya konmaya çalışılmıştır. Çalışmanın birinci bölümünde Hegel ve Marx'ın tarihe ilişkin görüşleri ele alınıp tarihin sonuna gelindiğine ilişkin düşünceye, bu görüşlerin izin verip vermediği incelenmiştir. Çalışmanın ikinci bölümünde Hegel'e dayanarak tarihin sonuna gelindiğini ileri süren Fukuyama'nın, Hegel'e dayanmasının haklı ve haksız temelleri değerlendirilmiş ve bu ikisinin tarihin sonundan ne anladıkları anlatılmıştır. Çalışmanın üçüncü bölümünde liberal ilkelerin evrenselleştirilmesi anlamında küreselleşmenin, tarihin sonuna geldiğimiz inancıyla bağlantısı ele alınmış ve çağımızda yapılan çeşitli değerlendirmeler gözönünde bulundurularak küreselleşmenin kendisi felsefi, iktisadi ve siyasi bakımdan tartışılmıştır. Çalışmanın sonunda, tarihin sonuna gelindiğine ilişkin yaygınlaştırılmaya çalışılan düşüncenin çağımızda nelere yol açtığı ve küreselleşmeyle ilgili tartışmalar ortaya konmaya çalışılmıştır.
Özet (Çeviri)
The thinkers who philosophize on historical change and progress, frequently also talk on the“end”of history. This representation of an“end”is exposed in relation to a certain view of human nature. This view envisages human beings as composed only of natural desires and motives; and accordingly to this envision it proposes liberalism as the most adequate social system for human beings. The major defender of this thought is F. Fukuyama. He thinks that because of this adequateness of liberalism for human nature, it must be globalized all over the world. Globalization that demands to adopt liberal principles for all of the states, seemingly produces freedom for everybody by granting them the right to will everything and to do everything tq realize their wills. But from an other aspect, becoming prevalent of liberal economy and democracy has reduced all social determination systems only to rules of marketing economy and in this social order human beings reduced only to a means and a thing. Because of this problem, some thinkers claimed that the individualization of liberalism causes not to freedom of person but to a“social unresponsibility without principle”(Kumar 1999:198). To pay attention to globalization as the prevalency of liberal principles alone, prevents us from the true evaluation of its all aspects. There are both negative and positive aspects of globalization. It will be more fair to evaluate its all aspects by taking into consideration its philosophical, economical and political dimensions. This study will try to expose that the claim proposed by the defenders of globalization is not totally correct. Besides it will be examined whether this claim can be justified by the views of Hegel and Marx who both also envisages an end for nistory in their philosophical systems. The aim of this study is initially to expose the views of Hegel and Marx on history; then to examine whether there could be established a relation between these philosophers' views and also the claim discussed above; and lastly to take into consideration the debates about globalization which finds its philosophical basis in the thought that history has an end.To reach this aim, first of ali, in“Introduction”section the problem is made clear- In the first section of the study, the views of Hegel and Marx are examined from the perspective whether their thoughts allows us to reach an envision about the end of history. In the second section, it is dealt with Fukuyama's claims about the end of history and whether he has right to build his views on the basis of Hegel's philosophy of history. In the third section, the relation that is established between globalization (as universaKzation of liberal principles) and the belief on the end of history is examined and the philosophical, economical and political dimensions of globalization is discussed. At the end of study, İt is tried to expose the negative and positive effects of thoughts on the end of history and of the debates on globalization.
Benzer Tezler
- Türkiye'de 2000'ler sinemasında taşraya dönüşün sosyopolitik ve kültürel söylem evrenleri
Sociopolitical and cultural discourse of returning to the provinces in cinema in Turkey after the 2000s
ZAHİDE NİHAN DOĞAN
Doktora
Türkçe
2023
Sahne ve Görüntü SanatlarıGalatasaray ÜniversitesiRadyo Televizyon ve Sinema Ana Bilim Dalı
PROF. DR. NİLGÜN TUTAL
- 20. yüzyıl başı Türkiye ve İran mimarisinde modern ve milli kavramlarının incelenmesi
A study on the modern and the national notions in the architecture of Iran and Turkey on the beginnings of the 20th century
FARIVASH GHANADIMARAGHEH
Yüksek Lisans
Türkçe
2021
MimarlıkAkdeniz ÜniversitesiMimarlık Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. HİLAL TUĞBA ÖRMECİOĞLU
- Viyana sisteminde devletlerarası münasebetlerde Osmanlı İmparatorluğu
The Ottoman empire at the internatıonal relations of Vienna system
İHSAN FIRAT
- Türkistan hanlıklarının sonu ve cumhuriyet idarelerinin kurulması
The End of Turkistan's khans and the establishment of republican administration
BALBAY MAMIRBAEV
- Late Ottoman Muslim women of letters vis-à-vis the gendered discourse of 'The New Ottoman Muslim woman'
Toplumsal cinsiyete dayalı 'Yeni Osmanlı Müslüman kadını' söylemi karşısında son dönem Osmanlı Müslüman kadın yazarları
EMİNE HOŞOĞLU DOĞAN
Doktora
İngilizce
2016
TarihUniversity of UtahOrtadoğu Araştırmaları Ana Bilim Dalı
PROF. DR. PETER JOHN SLUGLETT