Oğuz Atay'ın 'Korkuyu Beklerken' adlı öyküsünün oyunlaştırılmasında bireyin varoluşu ve yabancılaşması
The alienation and existence of the individual in the dramatization of Oğuz Atay's short story entitled 'Korkuyu Beklerken'
- Tez No: 160373
- Danışmanlar: DR. TÜREL EZİCİ
- Tez Türü: Yüksek Lisans
- Konular: Sahne ve Görüntü Sanatları, Performing and Visual Arts
- Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
- Yıl: 2005
- Dil: Türkçe
- Üniversite: Hacettepe Üniversitesi
- Enstitü: Sosyal Bilimler Enstitüsü
- Ana Bilim Dalı: Sahne Sanatları Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: Tiyatro Sanat Dalı
- Sayfa Sayısı: 295
Özet
ÖZET TOPRAK, Umut. Oğuz ATAY'ın“Korkuyu Beklerken”Adlı Öyküsünün Oyunlaştırılmasında Bireyin Varoluşu ve Yabancılaşması, Yüksek Lisans Sanat Eseri Çalışma Raporu, Ankara, 2005 Akılcılığa dayanan bilimsel ve teknolojik gelişmeler sonucunda sistemleşen çağdaş dünyada, insanoğlunun pratikteki sorunlarını çözmesinde yetersiz kaldığı bir gerçektir. Daniel Goleman'ın“Duygusal Zeka”adlı kitabında belirttiği duygusal gelişim zayıflıklarının ya da Batı kültüründe yaşayan insanları uzak doğu kültürüyle ilgilenmeye iten sebeplerin asıl kaynağına inersek bütün bu akılcılık serüveninin bir çok soruyu tam anlamıyla cevaplayamadığım görürüz. Araçsal akla (rasyonalite) bağımlı Batı modernitesi, inşam hiçe sayan ve onu gittikçe varlığına yabancılaştıran bilimsel, bürokratik, toplumsal ve siyasal gelişmeleri kaçınılmaz kılmıştır. Bu nedenle yabancılaşma kavramım inceleyen sosyal bilimciler ve inşam hiçe sayan bir dünyaya meydan okuyan varoluşçu düşünürler akılcılığı eleştirirler. Akılcı düşünce tabanı üzerine kurulmuş öznelliği yok eden bir gelişimin karşısına öznelliği koyarlar. Batı modernitesini izlemeye çalışan toplumumuzda, akılcılığa dayanan modern Batı kültürü ile geleneksel kültür arasında sıkışmış, bölünmüş bir aydın tabakası oluşmuştur. Oğuz Atay, aydın halk ikileminden yola çıkarak sözü edilen bu Türk burjuva aydınının tüm çıkmazlarım irdeler. Bu bağlamda yabancılaşmayı incelerken öznel bir anlatım üslubu kullanır. Çok boyutlu bir anlatım örgüsü içinde aydın bireyin tüm açmazlarım, düşünsel boyut ile sosyal boyut arasındaki uyumsuzluklarını gözler önüne serer. Onun, bu koşullar içinde varoluşunu sürekli sorgulayan aydın bireyleri, yalnızlıklarını, toplumla olan iletişimsizliklerini, korkularını ortaya koyarken yoz değer yargılarım eleştirirler. Tüm çıkmazlarına karşın toplumla aralarındaki uyumsuzluğu aşamazlar. Ne yalnızlığa katlanabilirler ne de uyum sağlayamadıkları toplumda uzlaşabilirler. Oğuz Atay Korkuyu Beklerken adı altında topladığı öykülerinde de asal olarak bireyin varoluş sorunsalım irdeler. Onun Beyaz Mantolu Adam'ı kalabalık içindeki yalnızlığın trajik bir yansımasıdır. Korkuyu Beklerken ise varolma çabası içindeki bireyin traji komik öyküsüdür. Oğuz Atay eserlerinde bireyi hiçe sayan, toplumsal karmaşık bir yapının altım çizer. Bu yapının bunalttığı batılılaşma çabası içindeki aydım ele alır.İİ Korkuyu Beklerken Batı kültürünün doğrularıyla kendi geleneksel kültür yapısının yargılan arasında sıkışan bireyi gözler önüne serer. Onun umutsuzluğu bize hem kendi ikilemimizi, hem de toplumdan uzaklaşan Türk aydınının varoluş boşluğunu yansıtır, sorgulatır. Yabancılaşma, Varoluşçuluk felsefesinin en temel sorunsalıdır. Korkuyu beklerken' de yabancılaşmış yarı aydın bir bireyin toplum karşısındaki bireysel varoluş mücadelesinin serimidir.
Özet (Çeviri)
III ABSTRACT TOPRAK, Umut. The alienation and existence ofthe individual in the dramatization of Oğuz ATAY's short story entitled“Korkuyu Beklerken”, M.A. Study Report of Work of Art, Ankara, 2005 It is acknowledged that in the contemporary world which has the scientific and technological development that is systematized on the rationalism man couldn't solve the problems ofthe humankind concerning life. When we look at Daniel Goleman's stating ofthe weakness ofthe emotional development in his book entitled“Emotional Intelligence”or the fundamental reasons that push the people living in the western culture to be interested in Far East culture, we notice that the adventure of nationality couldn't solve the problems ofthe human being. Inevitably the human, had become alienated and disregarded by the modernity ofthe West based on rationality and its improvements in science, bureaucracy, and the social life. Therefore the social scientists who research the concept of alienation and the existentialist philosophers who challenge with the corrupted world criticize the rationality. They prefer the subjectivity instead ofthe improvements of rationality that destroy the subjectivity. In our society which strives to follow the modernity of Western culture, there is a divided class that is formed and caught between the rationality and the traditional culture. Oğuz Atay researches the duality of intellectuals and common men and all the dilemmas of Turkish high society intellectuals. In this context he uses an original style of writing while examining the alienation. He describes all the dilemmas and İmcompatibilities between the mental part and the social part of the intellectual individual with a dimensional expression. The intellectual characters of Oğuz Atay which always examine their existence, loneliness, lack of communication, their fears; usually criticize the degenerated values of the community. Against all the dead ends, they couldn't pass over the lack of harmony between themselves and the community. They neither stand on the loneliness nor come to an agreement with the community which they cannot be in an accord.IV In bis story book entitled Korkuyu Beklerken basicly he examines the existential problems of the individual. His character in the story entitled Beyaz Mantolu Adam' is an example of the tragedy of loneliness in common men. Korkuyu Beklerken is a tragi comic story of an individual in the struggle of his existence. Oğuz Atay emphasizes a social complex structure which disregards the individual in his works of art. He examines the intellectual suffocated in this structure who strives to become westernized.. Korkuyu beklerken indicates the individual confused between the values of traditional culture and the truths of western culture. His desperation reflects and makes us to think both our dilemmas and the existantial vacuum of the alienated Turkish intellectual. Alienation is the biggest problem of existentialism. Korkuyu Beklerken is a story of an alienated intellectual man and his struggle of existence against his community.
Benzer Tezler
- Oğuz Atay'ın hikayelerinde metafor
Başlık çevirisi yok
BURAK ERCAN
Yüksek Lisans
Türkçe
2017
Türk Dili ve EdebiyatıOndokuz Mayıs ÜniversitesiTürk Dili ve Edebiyatı Ana Bilim Dalı
PROF. DR. ŞABAN SAĞLIK
- A comparative work: Lacanian reading of Korkuyu Beklerken and The Bell Jar on alienation
Karşılaştırmalı edebiyat çalışması: Korkuyu Beklerken ve Sırça Fanus eserlerinin yabancılaşma üzerinden Lacan okuması
NURTEN ŞEN
Yüksek Lisans
İngilizce
2021
Karşılaştırmalı Edebiyatİstanbul Aydın Üniversitesiİngiliz Dili ve Edebiyatı Ana Bilim Dalı
DR. ÖĞR. ÜYESİ ESMA TEZCAN
- Oğuz Atay'da mitik babasızlık
Mythical fatherlessness in Oğuz Atay
ALİ CEVHER ÖZBİLGİN
Yüksek Lisans
Türkçe
2023
Karşılaştırmalı EdebiyatDokuz Eylül ÜniversitesiKarşılaştırmalı Edebiyat Ana Bilim Dalı
PROF. DR. NEVZAT KAYA
- Oğuz Atay'ın roman ve öykülerinde eşya-insan ilişkisi
Object-human relationship in Oğuz Atay's novels and stories
YUSUF BULUT
Yüksek Lisans
Türkçe
2023
Türk Dili ve EdebiyatıSiirt ÜniversitesiTürk Dili ve Edebiyatı Ana Bilim Dalı
PROF. DR. HÜSEYİN YAŞAR
- İstasyon
The Station
ERDAL BARIŞ YILDIRIM
Yüksek Lisans
Türkçe
2010
Sahne ve Görüntü SanatlarıBeykent ÜniversitesiSinema Televizyon Ana Bilim Dalı
YRD. DOÇ. DR. CENGİS ASİLTÜRK