Geri Dön

2000'li yılarda ABD'nin yeni Ortadoğu politikası ve Türkiye

Başlık çevirisi mevcut değil.

  1. Tez No: 172720
  2. Yazar: SADIK AKYAR
  3. Danışmanlar: DOÇ. DR. TÜREL YILMAZ
  4. Tez Türü: Doktora
  5. Konular: Uluslararası İlişkiler, International Relations
  6. Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
  7. Yıl: 2006
  8. Dil: Türkçe
  9. Üniversite: Gazi Üniversitesi
  10. Enstitü: Sosyal Bilimler Enstitüsü
  11. Ana Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
  12. Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
  13. Sayfa Sayısı: 158

Özet

ÖZET Güneydoğu Anadolu'nun da içinde bulunduğu Ortadoğu bölgesi, üç kıtanın birleşmesinden kaynaklanan jeostratejik öneminin yan ısı ra, dünyanın şu andaki petrol rezervlerinin yarısına yakınını bünyesinde bulundurması nedeniyle büyük bir ekonomik öneme sahiptir. Bu önemin ön plana çıkması ile birlikte başta ABD olmak üzere dünyanın güçlü ülkelerinin dikkati bu bölgede yoğunlaşmaya başlamıştı r. Ortadoğu medeniyetin beşiği olmasına rağmen, yıllar içinde kaos ve kargaşalığın hüküm sürdüğü, bir bölge haline gelmiştir. Bütün bunlara ilave olarak 20. yüzyılda keşfedilen ve yüzyılın sonuna doğru gündeme oturan petrol ve doğal gaz gibi enerjiler ve bu enerjilerin aktarım yollarını üzerinde bulundurmasıyla önemi daha da artmış ve adeta paylaşılamaz bir hale gelmiştir. Bölgede bol miktarda bulunan petrol nasıl bir çatışma sebebi olmuşsa, bölgede az miktarda bulunan su, ayrı bir çatışma sebebi olarak karşımıza çıkmaktadır. Ayrıca 21. yüzyılda asimetrik çatışmanın bir unsuru olarak karşımıza çıkan terör yine bu bölge kaynaklı veya o şekilde gösterilmektedir. ABD'nin Orta Doğu'da devam eden stratejik çıkarları mevcuttur.Bu yüzden son 20 yılda, dünyanın diğer bölgelerine nazaran bu bölgede daha fazla muharebeye tutuşmak zorunda kalmıştır. 1975'den bu yana Orta Doğu'daki ABD askeri mevcudiyeti, diğer bölgelerin aksine tedricen artmıştır. ABD, bölgede güçlü bir kara, hava ve deniz kuvveti bulundurmaya devam etmektedir. Ancak 2001 yılı Eylül ayında ABD'nin kendi ana karasında hiç beklemediği bir saldırı ile karşı karşıya kalması, ABD'nin Ortadoğu ve çevreleyen bölgeye karşı politikasında sıcak gelişmelere neden oldu. ABD'nin Orta Doğu politikasında,körfez petrolüne giderek artan bağımlılık, israil'e karşı tarihi, politik ve ahlaki sebeplerden ötürü verilen güvenlik taahhüdü ve bu ülkenin bekası önemli rol oynamaktadır. Burada dikkat çekilecek en önemli nokta, bütün bu çözüm önerileri ABD'de israil yanlısı politikacılar ve bilim adamları tarafından planlanmakta ve uygulamaya sokulmak istenmesidir.1990'ların başından itibaren Türkiye'nin dış politika ortamı ve özellikle Orta Doğu bölgesi çok önemli olaylara sahne oldu.önce Irak'ın Kuveyt'i işgali sonrasında Körfez savaşı, ardından SSCB'nin çökmesi ve bölgede ortaya çıkardığı sorunlar, daha sonra halen devem etmekte olan Arap-lsrail barış süreci ve nihayet Balkanlardaki savaş. Tüm bu değişimler, Türkiye'nin Orta Doğu politikasını derinden etkiledi. Irak'ın Kuveyt'i 2 ağustos 1990 tarihinde işgali ile başlayan ve ABD önderliğindeki Körfez koalisyonunun Irak'ı mağlup etmesi ile 28 şubat 1991 tarihinde resmen son bulan Körfez savaşı Orta Doğu bölgesinin ve özellikle Türkiye'nin içinde bulunduğu bölgenin taşlarını yerinden oynattı. Türkiye'nin Körfez koalisyonuna destek vermesi, aynı zamanda onun“tarafsızlık”ilkesinden ayrılması anlamına geliyordu.böylesi çetrefilli ve zor bir ikilem, Türk dış politikası karar vericileri için hem işgalin yaşandığı günlerde hem de savaştan sonraki günlerde hep gündemde oldu. 1990 Körfez Krizi ile Irak'a uygulanan ambargo Türkiye'nin milli güvenliğini çeşitli şekillerde etkilemiştir. Ekonomik kayıplar bir tarafa bırakılacak olursa, Kuzey Irak'ta kriz sonrası bir otorite boşluğunun oluşması Türkiye'ye yönelik PKK faaliyetlerini artırdığı gibi bölgede Türk güvenliğini tehdit edecek bağımsız Kürt devleti oluşumuna gidilmesi endişe verici bir durumdur. ABD'nin Yeni Ulusal Güvenlik Stratejisi geniş anlamda küresel inisiyatifi öngörmektedir. Küresel inisiyatif ABD'nin soğuk savaştan sonra başta NATO, BM, AB ve Dünya Ticaret örgütü olmak üzere tüm kuruluşlarda ağırlıklı olarak yer almasıyla dünyaya hakim olma düşüncesi ve politikasını karşılıklı bağımlılık ilkesi kapsamından çıkararak“Şebeke Merkezli Güvenlik Algılaması”olarak geliştirmiştir, örümceğin iki yer arasında kurduğu ağ sürekli kopuksuz ve kalıcıdır. Ayrıca örümcek ağını örerken yüzlerce bağlantı yapar ve böylece sıkı bir ağ kurar. Bu ağ ABD"nin global güvenlik anlayışını simgeleyen bir model olarak da algılanabilir. Bu düşünceye göre ABD müttefiklik kavramı üzerinde durarak her hal ve şart altında ihtiyacı olan ülkeler ile kendi amaçlarına uygun olarak ilişki kurmuştur. Irak, Suriye ve Iran gibi ülkeleri ise küresel anlamda kurduğuÖZET Güneydoğu Anadolu'nun da içinde bulunduğu Ortadoğu bölgesi, üç kıtanın birleşmesinden kaynaklanan jeostratejik öneminin yan ısı ra, dünyanın şu andaki petrol rezervlerinin yarısına yakınını bünyesinde bulundurması nedeniyle büyük bir ekonomik öneme sahiptir. Bu önemin ön plana çıkması ile birlikte başta ABD olmak üzere dünyanın güçlü ülkelerinin dikkati bu bölgede yoğunlaşmaya başlamıştı r. Ortadoğu medeniyetin beşiği olmasına rağmen, yıllar içinde kaos ve kargaşalığın hüküm sürdüğü, bir bölge haline gelmiştir. Bütün bunlara ilave olarak 20. yüzyılda keşfedilen ve yüzyılın sonuna doğru gündeme oturan petrol ve doğal gaz gibi enerjiler ve bu enerjilerin aktarım yollarını üzerinde bulundurmasıyla önemi daha da artmış ve adeta paylaşılamaz bir hale gelmiştir. Bölgede bol miktarda bulunan petrol nasıl bir çatışma sebebi olmuşsa, bölgede az miktarda bulunan su, ayrı bir çatışma sebebi olarak karşımıza çıkmaktadır. Ayrıca 21. yüzyılda asimetrik çatışmanın bir unsuru olarak karşımıza çıkan terör yine bu bölge kaynaklı veya o şekilde gösterilmektedir. ABD'nin Orta Doğu'da devam eden stratejik çıkarları mevcuttur.Bu yüzden son 20 yılda, dünyanın diğer bölgelerine nazaran bu bölgede daha fazla muharebeye tutuşmak zorunda kalmıştır. 1975'den bu yana Orta Doğu'daki ABD askeri mevcudiyeti, diğer bölgelerin aksine tedricen artmıştır. ABD, bölgede güçlü bir kara, hava ve deniz kuvveti bulundurmaya devam etmektedir. Ancak 2001 yılı Eylül ayında ABD'nin kendi ana karasında hiç beklemediği bir saldırı ile karşı karşıya kalması, ABD'nin Ortadoğu ve çevreleyen bölgeye karşı politikasında sıcak gelişmelere neden oldu. ABD'nin Orta Doğu politikasında,körfez petrolüne giderek artan bağımlılık, israil'e karşı tarihi, politik ve ahlaki sebeplerden ötürü verilen güvenlik taahhüdü ve bu ülkenin bekası önemli rol oynamaktadır. Burada dikkat çekilecek en önemli nokta, bütün bu çözüm önerileri ABD'de israil yanlısı politikacılar ve bilim adamları tarafından planlanmakta ve uygulamaya sokulmak istenmesidir.

Özet (Çeviri)

1990'ların başından itibaren Türkiye'nin dış politika ortamı ve özellikle Orta Doğu bölgesi çok önemli olaylara sahne oldu.önce Irak'ın Kuveyt'i işgali sonrasında Körfez savaşı, ardından SSCB'nin çökmesi ve bölgede ortaya çıkardığı sorunlar, daha sonra halen devem etmekte olan Arap-lsrail barış süreci ve nihayet Balkanlardaki savaş. Tüm bu değişimler, Türkiye'nin Orta Doğu politikasını derinden etkiledi. Irak'ın Kuveyt'i 2 ağustos 1990 tarihinde işgali ile başlayan ve ABD önderliğindeki Körfez koalisyonunun Irak'ı mağlup etmesi ile 28 şubat 1991 tarihinde resmen son bulan Körfez savaşı Orta Doğu bölgesinin ve özellikle Türkiye'nin içinde bulunduğu bölgenin taşlarını yerinden oynattı. Türkiye'nin Körfez koalisyonuna destek vermesi, aynı zamanda onun“tarafsızlık”ilkesinden ayrılması anlamına geliyordu.böylesi çetrefilli ve zor bir ikilem, Türk dış politikası karar vericileri için hem işgalin yaşandığı günlerde hem de savaştan sonraki günlerde hep gündemde oldu. 1990 Körfez Krizi ile Irak'a uygulanan ambargo Türkiye'nin milli güvenliğini çeşitli şekillerde etkilemiştir. Ekonomik kayıplar bir tarafa bırakılacak olursa, Kuzey Irak'ta kriz sonrası bir otorite boşluğunun oluşması Türkiye'ye yönelik PKK faaliyetlerini artırdığı gibi bölgede Türk güvenliğini tehdit edecek bağımsız Kürt devleti oluşumuna gidilmesi endişe verici bir durumdur. ABD'nin Yeni Ulusal Güvenlik Stratejisi geniş anlamda küresel inisiyatifi öngörmektedir. Küresel inisiyatif ABD'nin soğuk savaştan sonra başta NATO, BM, AB ve Dünya Ticaret örgütü olmak üzere tüm kuruluşlarda ağırlıklı olarak yer almasıyla dünyaya hakim olma düşüncesi ve politikasını karşılıklı bağımlılık ilkesi kapsamından çıkararak“Şebeke Merkezli Güvenlik Algılaması”olarak geliştirmiştir, örümceğin iki yer arasında kurduğu ağ sürekli kopuksuz ve kalıcıdır. Ayrıca örümcek ağını örerken yüzlerce bağlantı yapar ve böylece sıkı bir ağ kurar. Bu ağ ABD“nin global güvenlik anlayışını simgeleyen bir model olarak da algılanabilir. Bu düşünceye göre ABD müttefiklik kavramı üzerinde durarak her hal ve şart altında ihtiyacı olan ülkeler ile kendi amaçlarına uygun olarak ilişki kurmuştur. Irak, Suriye ve Iran gibi ülkeleri ise küresel anlamda kurduğuÖZET Güneydoğu Anadolu'nun da içinde bulunduğu Ortadoğu bölgesi, üç kıtanın birleşmesinden kaynaklanan jeostratejik öneminin yan ısı ra, dünyanın şu andaki petrol rezervlerinin yarısına yakınını bünyesinde bulundurması nedeniyle büyük bir ekonomik öneme sahiptir. Bu önemin ön plana çıkması ile birlikte başta ABD olmak üzere dünyanın güçlü ülkelerinin dikkati bu bölgede yoğunlaşmaya başlamıştı r. Ortadoğu medeniyetin beşiği olmasına rağmen, yıllar içinde kaos ve kargaşalığın hüküm sürdüğü, bir bölge haline gelmiştir. Bütün bunlara ilave olarak 20. yüzyılda keşfedilen ve yüzyılın sonuna doğru gündeme oturan petrol ve doğal gaz gibi enerjiler ve bu enerjilerin aktarım yollarını üzerinde bulundurmasıyla önemi daha da artmış ve adeta paylaşılamaz bir hale gelmiştir. Bölgede bol miktarda bulunan petrol nasıl bir çatışma sebebi olmuşsa, bölgede az miktarda bulunan su, ayrı bir çatışma sebebi olarak karşımıza çıkmaktadır. Ayrıca 21. yüzyılda asimetrik çatışmanın bir unsuru olarak karşımıza çıkan terör yine bu bölge kaynaklı veya o şekilde gösterilmektedir. ABD'nin Orta Doğu'da devam eden stratejik çıkarları mevcuttur.Bu yüzden son 20 yılda, dünyanın diğer bölgelerine nazaran bu bölgede daha fazla muharebeye tutuşmak zorunda kalmıştır. 1975'den bu yana Orta Doğu'daki ABD askeri mevcudiyeti, diğer bölgelerin aksine tedricen artmıştır. ABD, bölgede güçlü bir kara, hava ve deniz kuvveti bulundurmaya devam etmektedir. Ancak 2001 yılı Eylül ayında ABD'nin kendi ana karasında hiç beklemediği bir saldırı ile karşı karşıya kalması, ABD'nin Ortadoğu ve çevreleyen bölgeye karşı politikasında sıcak gelişmelere neden oldu. ABD'nin Orta Doğu politikasında,körfez petrolüne giderek artan bağımlılık, israil'e karşı tarihi, politik ve ahlaki sebeplerden ötürü verilen güvenlik taahhüdü ve bu ülkenin bekası önemli rol oynamaktadır. Burada dikkat çekilecek en önemli nokta, bütün bu çözüm önerileri ABD'de israil yanlısı politikacılar ve bilim adamları tarafından planlanmakta ve uygulamaya sokulmak istenmesidir.Emplacement”, USA embraces Rotation method because of logistics and safety reasons. In relation to this emplacement, before Iraq operation, USA demanded three times to land its armed forces from Turkey and is still continueing demanding. During the political visits to Ankara, it was on press that this subject was negotiated. In this geography consisting of conflicts and problems, Turkey should improve its relations with all countries in the Middle East especially its neighbours. In addition to this new ideas should be produced to become a regional force in the Middle East and should be in a dominant position about global subkects by the support and cooperation of regional countries.

Benzer Tezler

  1. The relations between Turkey and Gulf Cooperation Council countries in the 2000s

    2000'li yıllarda Türkiye Körfez İşbirliği Konseyi ülkeleri ilişkileri

    MEMET CAN PALANCİ

    Yüksek Lisans

    İngilizce

    İngilizce

    2015

    Uluslararası İlişkilerOrta Doğu Teknik Üniversitesi

    Uluslararası İlişkiler Ana Bilim Dalı

    YRD. DOÇ. DR. ŞERİF ONUR BAHÇECİK

  2. Uluslararası ekonomi politika açısından 2000'li yıllarda Türkiye-İran ilişkileri

    The relations between Turkey and Iran in the international way of economic - politics in 2000's

    HÜSNİYE ASAROĞLU

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2015

    Uluslararası İlişkilerYeni Yüzyıl Üniversitesi

    Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. İLHAN YAŞAR HACISALİHOĞLU

  3. Soğuk savaş sonrası Türkiye'nin Irak ile ilişkilerinin ekonomi politik analizi

    A political economic analysis of the Turkey's relati̇ons wi̇th Iraq after the cold war

    MEVLÜT AKÇAPA

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2014

    Uluslararası İlişkilerUludağ Üniversitesi

    Uluslararası İlişkiler Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. İBRAHİM CANBOLAT

  4. Turkey's role in Afghanistan in the post 9/11 era

    11 Eylül'den günümüze Türkiye'nin Afganistan'daki rolü

    CANAN BAYRAM ÇUBUK

    Yüksek Lisans

    İngilizce

    İngilizce

    2014

    Uluslararası İlişkilerOrta Doğu Teknik Üniversitesi

    Uluslararası İlişkiler Ana Bilim Dalı

    YRD. DOÇ. DR. IŞIL ANIL

  5. Güneydoğu Anadolu Projesi GAP'ın Türkiye ve Ortadoğu ekonomi politiğine etkileri

    The Southeastern Anatolia Project Gap Turkey and the Middle East effects of political economy

    İHSAN TOY

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2015

    EkonomiMarmara Üniversitesi

    Ortadoğu Ekonomi Politiği Ana Bilim Dalı

    YRD. DOÇ. DR. İBRAHİM MURAT BOZKURT