Geri Dön

Türk donanması ve faaliyetleri (1914-1925)

Turkish nayv and activitys (1914-1925)

  1. Tez No: 191084
  2. Yazar: UMUT CAFER KARADOĞAN
  3. Danışmanlar: Y.DOÇ.DR. MUSTAFA EKİNCİKLİ
  4. Tez Türü: Yüksek Lisans
  5. Konular: Denizcilik, Tarih, Türk İnkılap Tarihi, Marine, History, History of Turkish Revolution
  6. Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
  7. Yıl: 2007
  8. Dil: Türkçe
  9. Üniversite: Gazi Üniversitesi
  10. Enstitü: Sosyal Bilimler Enstitüsü
  11. Ana Bilim Dalı: Tarih Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Türkiye Cumhuriyeti Tarihi Bilim Dalı
  13. Sayfa Sayısı: 379

Özet

Türklerin Türkistan coğrafyasından Anadolu'ya gelinceye kadar geçen süreçtedenizcilikle alâkâdar olmadıklarını, konuyla sadece gözlem boyutunda ilgilendiklerinisöyleyebiliriz. İnsanlığın başlangıcıyla birlikte hızlı bir gelişim gösteren kara ulaşımıbir süre sonra yetersiz kalmaya başlayınca deniz yollarına ilginin artmasına sebepolmuştur. Bu insani arayış kara toplumu olan Türklerde de kendini hissettirmiştir.İskitlerin yerleşim yeri olan Tuna boylarından Karadeniz'in kuzeyine kadaruzanan coğrafyasına Persler tarafından yapılan saldırılarda, devrin İran hükümdarıDarius'un İstanbul Boğazını ve Tuna Nehrini gemiler yardımıyla aşarak İskit ülkesinegeldiği bilinmektedir. 1081-1097 yılları arasında İzmir'de kurduğu filoyla AdalarDenizindeki Bizans'a karşı başarılı kuşatmalar gerçekleştiren Çaka Beyöncülüğündeki Türkler, İzmir ve çevresindeki havalide askeri otoritelerini rakiplerinekabul ettirmişlerdir. Bu gelişme süreci dünya hakimi olmak isteyen OsmanlıDevleti'nde kendini daha belirgin özelliklerle göstermiştir. XIV. yüzyıldan itibarenbaşladığı denizlere egemen olma mücadelesi zaman zaman sekteye uğrasa da XIX.yüzyıla kadar gelmiştir. Ancak Türk denizciliğinin gelişmesi ve kendisinden beklenenekonomik atılımları yapması için XX. yüzyıl önemli bir fırsat ortamı yaratmış, ancakyöneticilerden beklenen azim ve kararlılık gelmediğinden istenilen aşama hiçbirzaman sağlanamamıştır.Bunun dışında Trablus ve Balkan Savaşları her hususta Türk denizciliğiniolumsuz yönde etkileyen diğer faktörler arasında daima yerini korudu. Bu savaşlargerek donanmaya, gerekse ticaret filolarına ait olan tüm Osmanlı gemilerini yarıyarıya zarara uğratmıştı. Balkanlarda millûyetçilik hareketliliğinin ortaya çıkmasıylaberaber Trablusgarp'ta kendini ortaya koyamayan Türk denizciliği, Birinci BalkanSavaşı'nda Rauf Bey'in adeta tek başına Adalar Denizi ve Akdeniz'de gösterdiğiaskerû başarıyla, XVI. yüzyılda Akdeniz hakimi olan Türk denizciliğinin adeta yenidendirilişinin ilk işareti olmuştu.Osmanlı Donanması, I. Dünya Savaşında Balkan Savaşlarındakine oranla dahafazla yararlılık göstermişti. Fakat şu da asla hatırdan çıkarılmamalıdır ki, Türkler herne kadar donanmasını Birinci Dünya Savaşı öncesi kuvvetlendirebilmek içinmücadele verdiyse de, dönemin ?dost ve müttefik? olarak adlandırılan Avrupalı büyükdevletleri tertipledikleri politik manevralarla Türklerin önünü tıkamayı başarmışlardı.Fakat tüm bu olumsuzluklara rağmen Osmanlı donanması savaş müddetince,Karadeniz'de ulaşımın muhafaza edilmesi, Doğu Karadeniz'deki düşman şehir velimanlarının bombardıman edilmesi, Çanakkale Boğazı'nın savunulması, Rusfilosuyla birkaç defa karşı karşıya gelinmesi, Marmara Boğazı'nı geçmek isteyendüşman denizaltıları ile mücadele edilmesi gibi faâliyetlerle bunca eksikliğe ve ihmâlerağmen üzerine düşeni yerine getirmeye çalışmış, bunda da muvaffak olmuştu.Genele bakıldığında Birinci Dünya Savaşı sonrasında Türk donanmasının kaybıoldukça fazlaydı. Elbette bu kayıpların bir kısmının İngiliz gemi uzmanlarınca veBahriye Nazırlığına getirilen Kraliyet Donanması subaylarının art niyetliyaklaşımlarının sonucunda, bilinçli olarak hasarlı tutulduğu, parçalarının bozulduğu,yedeklemelerinin yapılmadığı ya da gemilerin hiçbir şeye ihtiyacı yokmuş gibi birtutum sergilenerek, özellikle de bir kısmının da savaşta batırılarak yok edildiği dehatırdan çıkarılmamalıdır.Sonuçta Millû Mücadele dönemine gelinceye kadar Türk donanmasının oldukçayıprandığı anlaşılmaktadır. Buna rağmen Mondros Mütarekesi'nin ardından İtilafDevletlerinin gözetiminde Osmanlı Donanması enterne edilmiş, bahriye dahil tümaskeri personel terhis edilmişti. Ancak kıyı emniyeti ile karakol görevleriniyürütebilecek tekneler donanma emrine bırakılmıştı.Millû Mücadele de deniz kuvvetleri imkânları sınırlı da olsa kendisine özellikleKaradeniz-Marmara hattında tevdiû edilen tüm görevleri yerine getirmiş, MudanyaAteşkes Antlaşması'na gelinceye kadar geçen süreçte denizlerde yapılan tümfaaliyetlerde denizciler ve yardımcı kurumlar oldukça önemli işler görmüşlerdi.Anadolu'nun hemen tamamı işgal altındaydı. Ama mücadele sürdürülmeliydi.Yeniden tesis edilecek ordunun iğneden ipliğe her türlü askeri mühimmata ihtiyacıvardı ve bunların nakli için kara yollarının tercih edilmesi oldukça riskli olabilirdi. İştebu nokta da görev Türk denizcilerine düşüyordu.İşte bu gemiler ve subaylar silâhlı mücadeleyi yapacak olan askerû kuvvetleriaskerû mühimmatla besleyebilmek adına devamlı surette Anadolu'ya sevkıyatyapmışlardı. Kara savaşında kat'i neticeyi alacak olan Kara Kuvvetlerinin yenidenörgütlenerek, Yunan Kara Kuvvetlerini yenebilecek seviyeye ulaştırılması, ancak bukuvvetlerin lojistik imkânlarının sağlam olmasından geçmekteydi. Bu şartlarda,İstanbul, Amasra, İnebolu, Samsun, Trabzon'daki Anadolu Bahriyesine ait limanlarlaSovyet Rusya'nın Novrosiski, Tuapse Limanlarıyla Batum arasında haberleşmeağının ve işbirliğinin sıkı olması gerekiyordu. Osmanlı Devleti'nin savaşmalzemelerini başta İstanbul olmak üzere Marmara Bölgesi'ndeki cephaneliklereyığması, Millû Mücadele'nin silâh ve cephane ihtiyacı açısından olumsuz bir durumyaratmıştı. Fakat devreye deniz taşıma vasıtaları girince, İnebolu hattı üzerindensilâh ve cephane kaçırma faâliyetleri başladı. Bunun yanı sıra düşmanın hareketsahasına göre Türk motorları, gambotları, tekneleri özellikle Karadeniz kıyı şeridindeseferlere çıkarıldı, karakollar ve gözetleme istasyonları tesis edildi. Hatta Türkdenizcileri bulundukları hâl düşünülecek olursa kendilerinden beklenmeyecek derecede cesur ve arzulu davranarak Karadeniz'de düşman gemilerine karşı mücadelevererek bazı gemileri ele geçirmeyi bile başarmışlardı.Millû Mücadele'de deniz kuvvetleri imkânları sınırlı da olsa kendisine özellikleKaradeniz-Marmara hattında tevdiû edilen tüm görevleri yerine getirmiş, MudanyaAteşkes Antlaşması'na gelinceye kadar geçen süreçte denizlerde yapılan tümfaaliyetlerde denizciler ve yardımcı kurumlar oldukça önemli işler görmüşlerdi.Ayrıca İngilizler, Türklerin Osmanlı Donanmasına mensup gemilerininKaradeniz'e kaçırılabileceğini düşünüp, boğaz'daki tedbirlerini ona göreartırmıştı.Büyük Taarruz sonrasında Türk Ordusunun boğazlara ilerlememesiniisterken, Fransa ve İtalya'yı da boğazları beraber savunmaya çağırıyordu. Boğazlarınsavunmasına Fransa ve İtalya katılmayınca İngiltere menfaatleri doğrultusundaRomanya ve Yugoslavya gibi ülkeleri boğazların müdafaasına dahil etmek zorundakaldı. Çünkü savaşın sonunda Boğazları kendi çıkarlarına uygun bir statüyekavuşturmak istiyordu.Unutulmamalıdır ki, her şeye rağmen boğazlarda Atatürk'ün prensipleridoğrultusunda çözüme kavuşturuldu. Bunun yanı sıra verilen istiklâl mücadelesindekullanılan gambotlar, römorkörler, istimbotlar, torpidolar Osmanlı Deniz Kuvvetlerininenvanterindeki gemilerdi ve denizci personelin tamamı yine Osmanlı bünyesindekiaskerû okullarda eğitim almış subaylardan teşekkül ediyordu.Düşmana karşı üstünlük kurmada yalnız donanma kuvvetinin sayısı değil, sahipolunan lojistik imkânlar ve üsler de devreye girer. Deniz hakimiyetinin elde edilmesidüşmanın kat'i olarak tahrip edilmesinden geçse de bu bazen gerçekleşmez. Siyasûmanevralar devreye girer, o zaman devlet politikasının icapları deniz hakimiyetinitemin edebilecek surette sevk ve idare edilmelidir.Türlü imkânsızlıklara rağmen Türkler denizden besledikleri ordularıyla düşmanınıyine denize dökmeyi başarmıştır.

Özet (Çeviri)

It can be argued that the Turks were not truly concerned with seamanship andthat their involvement in navigation was limited to that of an observer, during theperiod encompassing their migration from Turkistan into Anatolia. After the initial fast-paced progress starting with the dawn of civilization, transportation over the land fellinto a certain inadequacy, leading to an increased demand for transportation overwater, which also had its effect on the Turks, a long land-based people.It is known that the lands inhabited by Scythians, spanning the region betweenriver Danube and the northern shores of the Black Sea, was subject to Persianattacks under the command of Darius, crossing the Bosphorus and the river Danubeby the use of ships. Following the series of successful sieges laid by Çaka Bey, usingthe navy he assembled in İzmir against the Byzantine forces in the Aegean Seabetween 1081-1097, the military authority of the Turks became established in İzmirand its vicinity. This state of progress became more apparent with the Ottoman State,guided by the desire of world domination. The persistent struggle of the Ottomans fordomination over the seas starting with the 14th century, has reached, notwithstandingoccasional interruptions, the 19th century. The 20th century saw a chance for furtheradvancement and economic development with the Turkish seamanship, but theexpectations could not be realized to the aspired degree due to a lack ofdetermination and decisiveness of administrators.Trablusgarp and Balkan wars are the faktors that effected Turkish Navy innegative direction. The sea wars damaged all of the Ottoman ships which belongedto both the navy and trade fleets. Whit the increasing of the nationalitism in Balkans.The success achieved in the Aegean Sea and the Mediterranean by Rauf Bey inthe course of the First Balkan War is considered a sign of resurrection of the Turkishnaval prowess, once dominating the Mediterranean during the 16th century.The Ottoman Navy proved to be even more successful during World War I, ascompared to the Balkan Wars. But an issue not to be overlooked here is that, eventhough the Turks put great effort to strengthen their navy prior to World War I, theirability was to a large degree contained by the political schemes of European greatpowers of the era, even those considered a ?friend and ally?.Inspite of all these nagatives during the war the Ottoman Navy, succeeded inthe protection of the transportation in the Black Sea, the bombing of the enemy?s cityand harbours in the east of the Black Sea region, defending of the Dardanelles,facing whit the Russian fleet several times, strupple whit the enemy?s submarineswhich wanted to cross the Marmara Sea.Looking in general after the first world war, there was a lot of that loss in theTurkish Navy. It is remembered these losses were caused by Royal Navy officerswho were cacalled to Minister of Navigation. These officers gave damage to ships,dipped some of the ships. It is evident that the Turkish navy grew quite weaker duringthe period preceding the Turkish War of Independence. Despite this, following theArmistice of Mondros, the Ottoman Navy was disbanded and the entire militarypersonnel were discharged under the supervision of Entente Powers. The fewremaining ships under the command of the navy were barely sufficient to carry outcoastal guarding and patrol.During the Turkish War of Independence, the forces of the navy, however withrather restricted resources, were able to fulfill every single task assigned to them onthe line between the Black Sea and the Marmara Sea. Up until the Armistice ofMudanya, the whole personnel of the navy and its auxiliaries accomplished deeds ofcrucial importance. These ships and officers were responsible for reinforcing theLand Forces performing the main armed resistance by providing them with munitionsvia continuous dispatches to Anatolia. The reorganization of the Land Forces, whichwere to get the decisive victory in the end, and their reinforcement to a degree ofbeing capable of defeating the Greek Land Forces was dependent on ensuring asound logistics support. This support was certainly to be provided over the sea,instead of the land. The support provided by Russia over the sea should also not beneglected, while the Turkish War of Independence was continuing on all fronts on theland and the sea.Whit these ships officers continuausly sended the military needs to AnatoliaThe victory in the land was prouided by only a good logistic. In this situations, thecommunication and the cooperation between istanbul?s, Amasra?s, İnebolu?s,Samsun?s, Trabzon?s, harbours and Russian?s Novrosiski, Tuapse horbours andBatum?s had to be good. The Ottoman Empire accumulated ammunition in İstanbuland Marmara region arsenal. And it coused a negative effect in the independencewar. But whit the sea transportation ammunition was sended over İnebolu in additionto that according to enemy?s motion region Turkish boats, gunboats, ships, tookjourney in the Black Sea Coast, police-stations and abservation stations were built.Inspite of this situation Turkish sailors behaved bravely and willingly andmanaged to get enemy?s ships.In addition to that England thought that Turkish ships which were belonged toOttoman Navy, were driven away to Black Sea, so they increased precautions. Afterthe victory, thet wanted to prevent the Turkish Navy in Bosphorus and called Franceand İtaly to defend Bosphorus totogether. But France at İtaly refused so England hadto include Romain and Yugoslavia. Because at the end of the war England wanted tohave profits in Bosphorus.In spite of all these bed situations, Atatürk solved the problem with hisprinciples. In addition to thet gunboats, tugboats, steamboats, torpedo were used inOttoman Navy and all the sea officers were trained military schools.The issue of supremacy of a navy over the rival forces is not just a matter ofsuperiority in numbers, but also a matter of logistic resources and the naval bases atpossession. Even if the ultimate dominance on the sea depends on the definitedestruction of the enemy, this does not always turn out to be the case. Politicalmaneuvers might come into play, requiring a careful administering of the affairs of thestate to ensure supremacy over the sea.Despite a myriad of faced impossibilities, the Turks succeeded in using the seato provide for their army, and, in the end, drive their enemies to that very sea.

Benzer Tezler

  1. Karedeniz'de Türk Donanması (Birinci Dünya Harbi ve Milli Mücadele Dönemi)

    Turkish navy in the black sea (First World war and National Struggle Period)

    FİGEN ATABEY

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2005

    Türk İnkılap TarihiAnkara Üniversitesi

    Tarih Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. AZMİ SÜSLÜ

  2. Alman Amiral Souchon'un Osmanlı Donanmasındaki faaliyetleri (1914-1917)

    The activities of German Admiral Souchon in the Ottoman Navy (1914-1917)

    OZAN TUNA

    Doktora

    Türkçe

    Türkçe

    2020

    TarihOndokuz Mayıs Üniversitesi

    Tarih Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. BÜNYAMİN KOCAOĞLU

  3. Hüseyin Rauf Orbay'ın askeri faaliyetleri (1881-1918)

    Military activities of Hüseyin Rauf Orbay (1881-1918)

    BURCU ÖZCAN ERDAL

    Doktora

    Türkçe

    Türkçe

    2022

    TarihMarmara Üniversitesi

    Türk Tarihi Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. SÜLEYMAN BEYOĞLU

  4. İngiliz ve Türk/Osmanlı belgelerinde Karadeniz Bölgesi'ndeki çetecilik faaliyetleri (1914-1922)

    Gangs and militia in the Black Sea Region in british and Turkish / Ottoman documents (1914-1922)

    MERVE DOĞAN KADER

    Doktora

    Türkçe

    Türkçe

    2021

    TarihManisa Celal Bayar Üniversitesi

    Tarih Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. KEZİBAN ACAR

  5. Türk bahriyesinde Bezmiâlem Vapuru (1906-1914)

    Bezmiâlem Steamship in the Turkish navy (1906-1914)

    EKİM SUDE ATIŞ

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2023

    Tarihİstanbul Üniversitesi

    Tarih Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. ALİ FUAT ÖRENÇ