Centralization and opposition in Mongol and Ottoman State formations
Moğol ve Osmanlı Devlet oluşumlarında merkezileşme ve gelişen muhalefet
- Tez No: 228513
- Danışmanlar: DOÇ. DR. MUSTAFA SOYKUT
- Tez Türü: Yüksek Lisans
- Konular: Tarih, History
- Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
- Yıl: 2008
- Dil: İngilizce
- Üniversite: Orta Doğu Teknik Üniversitesi
- Enstitü: Sosyal Bilimler Enstitüsü
- Ana Bilim Dalı: Tarih Bölümü
- Bilim Dalı: Tarih Ana Bilim Dalı
- Sayfa Sayısı: 121
Özet
Moğol ve Osmanlı liderlik yapıları, kimliklerin oldukça değişken, insan hareketliliğinin yüksek ve ittifakların geçici olduğu sürekli çatışmalı ortamlarda filizlenmişlerdir. Çinggis Han kabile siyaseti içinde oldukça marjinal bir noktadan tüm Moğolistan'ın Han'ı noktasına yükselmiş, bu süreçte edindiği deneyim ona kabile dışı bir siyasi vizyon kazandırmıştır. Henüz yolun başındayken kurduğu ilişkiler ve çevresine topladığı yandaşları ile iktidar çekirdeğini oluşturmuş ve daha sonra ordusunun bünyesine kattığı klan ve kabileleri bu ilk katılımcılar etrafında yeniden örgütlemiştir. Osman Bey, beyliğinin avantajlı coğrafi konumu sayesinde başarılı fetihlerde bulunmuş, kısa zamanda üne kavuşmuş ve Bizans sınır bölgesinin karmaşık yapısının değişik unsurlarını kendisine çekmeyi başarmıştır. Osman Bey liderlik için büyük bir mücadelenin içine girmemiştir. Çinggis Han gibi etrafında topladığı yandaşlarıyla farkında olmadan da olsa, mevcut kabileci sosyo-politik örgütlenmeye bir alternatif geliştirmiş, ancak iktidarı tekelleştirmek yerine bunu yandaşlarıyla paylaşma yoluna gitmiştir.Moğollar bozkırda iktidarı tekleştirdikten sonra uç fetihlerine yöneldiler. Çinggis Han döneminde Moğolların iktidarın merkezini bozkır olarak görmeye devam ettiler. Moğolistan dışındaki bölgelerle doğrudan olmayan bir ilişki kurdular. Buralarda çeşitli yönetimsel yöntemler uygulasalar ve görevliler atasalar da, temel konsantrasyonları vergi almak üzerineydi. Diğer yandan Osmanlılar yönetsel aygıtlarını fethedilen topraklarda inşa ettiler.Osmanlılar Osmanlı devletindeki makamları dışında bir iktidar zemini olmayan yeni bir bürokrat grubu yarattılar. Bu makamların kalıtsal bir boyutunun olmaması aristokratikleşmeye karşı bir önlemdi. Moğollar eski kabile aristokrasisini büyük oranda elimine etseler de, Osmanlılardan farklı olarak devlet bürolarını kalıtsal makamlara dönüştürdüler ve zaman içinde halkları, orduları, toprakları ve kaynakları devlet görevlilerine mülk olarak dağıttılar. Sonuçta, Çinggisliler Çinggis Han'ın merkeziyetçi düzenini sarsacak güce sahip bir aristokrasi yarattılar.
Özet (Çeviri)
The Mongol and the Ottoman leadership structures emerged in milieus where identities were changeable, mobility was high and the alliances were shifting. Chinggis Khan arose to degree of Khanate of entire Mongolia from an extremely marginal position in tribal politics and his experiences in this process provided him an anti-tribal political vision. He at the very beginning of his career formed the nucleus of his political power by his relationships and entourages. Later, he reorganized the clans and tribes, which submitted their loyalty to him around those principal participants in his army of conquest. Osman Bey made successful conquests thanks to the advantageous geographical position of his principality, became famous in a short time and managed to attract various elements of complex social structure of the Byzantine frontiers to him. He did not involve in a harsh struggle for leadership. Instead of monopolization of power, he favored sharing of it with his companions in arms.Mongols, after monopolizing power in the steppes devoted their energies to frontier conquests. However, during Chinggis Khan?s reign, the Mongols saw the centre of the authority there. Their relation with the societies outside the Mongolia was indirect. Ottomans on the other hand, built up their administrative apparatus in the conquered territories.The Ottomans created a new bureaucratic group which did not have a power base besides the posts in Ottoman state and placed them to the centre of administration. Those posts did not have any hereditary dimension. The Mongols, contrary to the Ottomans, turned the state offices to hereditary posts and in time they began to distribute peoples, armies, lands and resources throughout the empire as appanages to state officers. Therefore, the Chinggisids created a new aristocracy who had the power in their hands to shake the centralist order of Chinggis Khan.
Benzer Tezler
- XI.- XII. yüzyıllarda (1040-1171) Selçuklu-Fatimi ilişkileri
Relations between Seljuk and Fatimids during the XI.- XII. centuries
MARİNA ATİLA
- İrade-i Milliye (1919-1922) (Kurtuluş Savaşı'nın ilk resmi basın organının tarihi)
Başlık çevirisi yok
AYTÜL TAMER
Yüksek Lisans
Türkçe
2003
GazetecilikAnkara ÜniversitesiGazetecilik Ana Bilim Dalı
PROF. DR. KORKMAZ ALEMDAR
- Soviet autonomy versus national autonomy: The case of left communist opposition in Kazan against the statist centralization and the implementation of national autonomy in Volga-Ural Region (1917-1920)
Sovyet otonomisine karşı ulusal otonomi: Volga-Ural Bölgesin'de ulusal otonominin uygulanmasına ve devletçi merkezileşmeye karşı Kazan'da ki sol komünist muhalefet örneği (1917-1920)
ALİ YAĞIZ YILDIZ
Yüksek Lisans
İngilizce
2011
TarihKoç ÜniversitesiSosyal Bilimler Ana Bilim Dalı
YRD. DOÇ. DR. MARK BAKER
- Osmanlı Devleti'nin merkezileşmesinde telgrafın rolü: 1855-1909
The role of telegraph in the centralization of Ottoman State: 1855-1909
BAHADIR ÇELEBİ
Doktora
Türkçe
2020
Siyasal Bilimlerİstanbul ÜniversitesiSiyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Ana Bilim Dalı
PROF. DR. MEHMET ÖZNUR ALKAN
- L'art performance en Turquie à la lumière des théories post-structuralistes et féministes
Postyapısalcı ve feminist teori ışığında Türkiye'de performans sanatı
NURDAN DURMAZ
Yüksek Lisans
Fransızca
2019
Sanat TarihiGalatasaray ÜniversitesiSosyoloji Ana Bilim Dalı
PROF. DR. ALİ ERGUR