Tıp I diabetes mellituslu hastalarda sessiz miyokardiyal iskemi araştırılması
Başlık çevirisi mevcut değil.
- Tez No: 24601
- Danışmanlar: Belirtilmemiş.
- Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
- Konular: Kardiyoloji, Cardiology
- Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
- Yıl: 1992
- Dil: Türkçe
- Üniversite: İstanbul Üniversitesi
- Enstitü: Tıp Fakültesi
- Ana Bilim Dalı: İç Hastalıkları Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
- Sayfa Sayısı: 47
Özet
7 ÖZET SMI, angina pektoris ve eşdeğeri semptomlar oluşmaksızın ortaya çıkan miyokardiyal iskemi demektir. Miyokard oksijen ihtiyacının yeterince karşılanamadığı durumlarda miyokardiyal iskemi oluşmaktadır. Oluşan iskemi bir dizi fizyopatolojik değişiklik sonrası angina pektorisin ortaya çıkmasına neden olur. Bazı hastalarda ise miyokardiyal iskemi oluşmasına rağmen angina pektoris oluşmamaktadır. Bu durumda SMI'den bahsedilir. SMI sağlıklı asemptomatik erişkinlerde, miyokard infarktüsü geçirmiş olan asemptomatik hastalarda ve kronik angina pektorisi olan hastalarda görülebilir. Bundan başka koroner arter by-pass ameliyatı geçiren hastalarda, PTCA yapılanlarda ve diabetik hastalarda da SMI sıklığı artmış olarak bulunmuştur. SMI'den bahsedebilmek için miyokardiyal iskeminin objektif verilerle kanıtlanması gereklidir. SMI'yi saptamak için efor testi, ambulatuar EKG, miyokard perfüzyonunu gösteren eforlu sintigrafik tetkikler, pozitron emisyon tomografisi, egzersiz radyonüklid ventrikülografi, manyetik rezonans spektroskopi gibi yöntemlerden yararlanılabilir. SMI fizyopatoloj isinde koroner arter stenozu, vazospazm, epikardiyal koroner arterlerdeki vazodilatör rezervin yetersiz oluşu yanında, bazı nörohümoral anormallikler de önemlidir. Bunlar arasında EDRF'nin azalması, tromboksan ve serotonin gibi vazokonstrüktörlerin artmış üretimi, trombosit aktivasyonu veya disfonksiyonu nedeniyle oluşan vazodilatör prostosiklinlerin azalışı, histamin salınması, alfa, beta adrenerjik ve kolinerjik medyatörlerdeki değişiklikler sayılabilir. özellikle kororner arter hastalarında ani ölüme yol açabilecek ventriküler aritmileri başlatabilmesi SMI'nin önemini ortaya koymaktadır. SMI tedavisinde, iskemik kalp hastalığı tedavisi benzer şekilde uygulanmaktadır. Çeşitli etyolojik faktörlerle oluşabilen ve karbonhidrat metabolizmasının primer bir bozukluğu olan diabette de SMI sıkça görülebilmektedir. Diabetik nefropatinin erken bir belirtisi olduğu kabul edilen mikroalbuminüri düzeyi 37ile aterosklerotik olaylar arasındaki ilişkiyi araştıran birçok yayın mevcuttur. Diabetin özellikle arter duvarının ekstraselüler matriksinin yapısını değiştirerek ateroskleroza zemin hazırladığı bilinmektedir. Diabet bu etkisini ekstraselüler matriks yapısındaki HS-PG miktarını azaltarak yapmaktadır. Aynı mekanizmayla GBM'da da yapısal değişiklikler oluşarak mikroalbuminüri ortaya çıkmaktadır. Çalışmamızda tip I diabetes mellituslu hastalarda SMI sıklığının belirlenmesi ve mikroalbuminüri ile SMI ilişkisinin araştırılması amaçlanmıştır. 20 yaşın üzerindeki, en az 5 senelik tip I diabetes mellituslu hastalar çalışmaya alınmıştır. Hastaların hiçbirinde herhangi bir kardiyovasküler semptom ve belirgin proteinürinin olmaması koşulu aranmıştır. Mikroalbuminüri düzeyleri hastalardan 24 saatlik idrar toplanarak RIA yöntemi ile ölçülmüş ve değerler ug/dk cinsinden hesaplanmıştır. SMI'yi saptamak için Tc-99 m MIBI ile yapılan eforlu miyokard perfüzyonu SPECT yöntemi kullanılmıştır. SPECT tetkikinde oblik transvers, oblik koronal ve oblik sagital kesitler semikantitatif bir yöntem olan CSMC yöntemi kullanılarak değerlendirilmiştir. Çalışma sonucunda tip I diabetes mellituslu hastalarda“”»Tc MIBI ile yapılan eforlu SPECT yöntemi ile SMI sıklığı %48 olarak bulunmuştur. Mikroalbuminürisi olan tip I diabetes mellituslu hastalarda normoalbu- minürik olanlara göre SMI sıklığının belirgin olarak artmış olduğu saptanmış ve mikroalbuminürinin tip I diabetes mellituslu hastalarda mikroanjiyopatik olaylar (özellikle diabetik nefropati) kadar aterosklerotik olaylar için de erken bir belirti olduğu sonucuna varılmıştır. 38
Özet (Çeviri)
Özet çevirisi mevcut değil.
Benzer Tezler
- Tip 2 diyabetes mellituslu asemptomatik hastalarda sessiz miyokard iskemisinin tespitinde Tc-99m MIBI miyokard perfüzyon spect'in tanı değeri
The diagnostic value of Tc-99 m MIBI myocard perfusion spect in the detection of silent myocardial ischemia in the patients with asymptomatic type 2 diabetes mellitus
COŞKUN AK
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2004
Radyoloji ve Nükleer TıpAtatürk ÜniversitesiNükleer Tıp Ana Bilim Dalı
YRD. DOÇ. DR. ALİ ŞAHİN
- Diabetik polinöropati tetkiki için başvuran hastalarda sessiz karpal tünel sendromu gelişimi
Development of silent carpal tunnel syndrome in diabetic patients with polyneuropathy
ARİF YILMAZ
- Asemptomatik tip 2 diabetes mellitus tanılı hastalarda koroner arterlerin 64- dedektörlü bilgisayarlı tomografi ile değerlendirilmesi
Evaluation of coronary arteries by 64-dedector row computed tomography in asymptomatic patients with tip 2 diabetes mellitus
GHULAM SADIG SARWAR
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2009
Radyoloji ve Nükleer Tıpİstanbul ÜniversitesiRadyoloji Ana Bilim Dalı
PROF. DR. BÜLENT ACUNAŞ
DOÇ. DR. MEMDUH DURSUN
- Diyabetik kronik böbrek hastalarında progresyona etki eden faktörlerin değerlendirilmesi
Evaluation of factors affecting progression in diabetic chronic kidney patients
HATİCE GİZEM KURT KOLUKISA
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2024
NefrolojiAkdeniz Üniversitesiİç Hastalıkları Ana Bilim Dalı
PROF. DR. RAMAZAN ÇETİNKAYA
- İnfarkttan sorumlu arteri tam tıkalı olan ST-segment yükselmeli ve ST-segment yükselmesiz miyokard infarktüsü hastalarının anjiyografik özelliklerinin karşılaştırılması
Comparision of coronary angiographic findings of ST-segment elevation and non-ST elevation myocardial infarction patients with totally occluded infarct related artery
SADIK KADRİ AÇIKGÖZ