Geri Dön

Pulmoner tromboembolinin ayırıcı tanısında ve pulmoner tromboemboli takibinde D-Dimer düzeylerinin rolü

The role of D-Dimer levels in follow up of pulmonary thromboembolism and in differential diagnosis of pulmonary thromboembolism and community acquired pneumonia

  1. Tez No: 247210
  2. Yazar: AYHAN VAROL
  3. Danışmanlar: DOÇ. DR. NURDAN KÖKTÜRK
  4. Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
  5. Konular: Göğüs Hastalıkları, Chest Diseases
  6. Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
  7. Yıl: 2009
  8. Dil: Türkçe
  9. Üniversite: Gazi Üniversitesi
  10. Enstitü: Tıp Fakültesi
  11. Ana Bilim Dalı: Göğüs Hastalıkları Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
  13. Sayfa Sayısı: 93

Özet

Bir fibrin yıkım ürünü olan D-dimerin kalitatif düzeyi PTE'yi dışlamada ya da ileri tanı metodlarına yönlendirmede önemli bilgiler verir. Oysa D-dimerin kantitatif düzeylerinin D-dimer pozitifliği oluşturan diğer hastalıkların ayırıcı tanısında bir yeri olup olmadığı ve hatta D-dimer kantitatif düzeylerini takip etmenin, PTE takibinde bir yeri olup olmadığı çok iyi bilinmemektedir.Bu çalışmada; D-dimer kantitatif düzeylerinin PTE'nin TKP'den ayırıcı tanısında yeri olup olmadığı ve antikoagülan tedavi altında nasıl bir değişim gösterdiği ve bu değişimin hastalığın ağırlığı ve rekürrens ile ilişkisinin olup olamayacağının gösterilmesi amaçlanmıştır.Çalışmaya toplam 80 hasta alındı. PTE tanısı alan 45 hasta çalışma grubunu, TKP tanısı konulan 35 hasta ise kontrol grubunu oluşturdu. PTE ve TKP tanısı alan hastalarda antikoagülan ya da antibiyotik tedavi almadan önceki ilk kabulde, tedavi başladıktan sonra 3.gün, 10.gün ve 1. ayda kan D-dimer düzeyleri D-dimer Plus adı verilen lateks takviyeli immunotürbidimetrik yöntemle ölçüldü. Hastaların demografik bilgileri, risk faktörleri, semptom ve fizik muayene bulguları, laboratuvar ve radyolojik inceleme sonuçları kaydedildi.Antikoagülan tedavileri tamamlanan PTE hastalarının 1.yıl sonu takiplerinde nüks görülmedi. TKP grubundaki hastalar uygun antibiyotik tedavileri sonrasında ortalama 10.5 günde klinik ve laboratuvar değerlerinin düzelmesi sonucunda taburcu edildiler.PTE grubundaki hastaların tanı anındaki (0.gün) ortalama D-dimer düzeyleri, TKP grubundaki hastalara göre anlamlı derecede yüksek bulundu. Ayrıca D-dimer düzeylerinin zamana göre yüzde değişimleri alınıp, PTE ve TKP grupları arasında değerlendirildiğinde; PTE grubu lehine istatistiksel olarak anlamlı saptandı. Tanı anında bakılan D-dimer düzeylerinin PTE ve TKP grupları arasında kesim değeri için ?ROC? eğrisi analizi yapıldığında D-dimer seviyelerinin 1700 ?/L'nin üzerinde olması PTE tanısı konmasında istatistiksel olarak anlamlı bulunmuştur.Antikoagülan tedavi başladıktan sonra PTE grubundaki hastalarda D-dimer düzeylerinin belirgin düştüğü oysa TKP grubunda aynı oranda düşüşün izlenmediği saptandı. PTE tedavisi tamamlanan hastalarda rekürrens görülebileceğini öngörmüştük. Ancak bu çalışmada rekürrens görülmemiştir.Bu sonuçlardan yola çıkılarak, tanı anında bakılan serum D-dimer kantitatif düzeylerinin PTE ve TKP ayırıcı tanısında yararlı olabileceği, antikoagülan tedavi altında D-dimer düzeylerinin, PTE'li hastalarda TKP hastalarına göre daha hızlı düşüş gösterdiğinden ayırıcı tanı ve PTE tanısının doğrulanmasında kullanılabileceği düşünülebilinir.

Özet (Çeviri)

Qualitative analysis of D-dimer, i.e., a fibrin degradation product, is important in excluding pulmonary thromboembolism (PTE) or deciding advanced methods for diagnosis. But it is not still well known that quantitative analysis of D-dimer has a role in differential diagnosis of other diseases that cause positive D-dimer levels. Besides it is also uncertain that the follow up of D-dimer levels has a role in PTE.In this study; it was aimed to identify the value of quantitative D-dimer levels in differential diagnosis of PTE and community acquired pneumonia (CAP) and to determine the alteration in D-dimer levels during anticoagulant treatment. It was also aimed to evaluate the effect of this alteration to severity and recurrence of PTE.A total of 80 patients were included for the study. Study was continued with 45 PTE patients and 35 CAP patients. Serum D-dimer levels were measured with latex added immunoturbidometric method, named as D-Dimer plus, at first during admission before initiating any antibiotic or anticoagulant therapy and then at 3rd day, 10th day and 1st month of treatment. The demographic characteristics, risk factors, symptoms and findings of physical examination, laboratory parameters and radiology results were recorded.No recurrence was seen at the end of 1st year follow up period among the patients who completed their anticoagulant therapy for PTE. Patients with CAP were discharged at mean 10.5 days when their clinic and laboratory parameters were improved by appropriate antibiotic therapy.Mean D-dimer levels at admission (day 0) were found significantly higher in PTE patients than CAP patients.When the % changes in D-dimer levels with time were compared it was again statistically significantly higher in PTE group. ROC curve analysis was used to determine the cut-off value for D-dimer levels at admission. D-dimer level > 1700 µ/L was found statistically significant as a cut- off value for the diagnosis of PTE.After the initiation of anticoagulant therapy a significant decrease in D-dimer levels was identified in PTE group but not in CAP group. We hypothesized that recurrence can be seen after completion of anticoagulant therapy in PTE but no recurrence was found in this study.These results pointed out that quantitative serum D-dimer levels at admission could be used in differential diagnosis of PTE and CAP. Since it shows rapid decrease in PTE patients under anticoagulant therapy than CAP patients, D-dimer levels can be used for differential diagnosis and confirmation of PTE.

Benzer Tezler

  1. Acil serviste akut pulmoner emboli tanısında pulmoner BT anjiyografinin değerliliği

    The value of pulmonary computerized tomography angiography in acute pulmonary embolism in emergency service

    MÜCAHİT EMET

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2005

    İlk ve Acil YardımHacettepe Üniversitesi

    Acil Tıp Ana Bilim Dalı

    PROF.DR. MÜNCİ ORAN

  2. Pulmoner tromboemboli tanısında serum iskemi modifiye albumin düzeyinin rolü

    The role of serum ischemia modified albumin level for the diagnosis of pulmonary thromboembolism

    MUSTAFA İLKER İNAN

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2012

    Göğüs HastalıklarıGATA

    Göğüs Hastalıkları Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. ÖMER DENİZ

  3. Kardiyak troponinlerin pulmoner embolide tanısal değeri

    The diagnostic valve of cardiac troponins in pulmonory embolism

    NALAN DEMİR

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2005

    Göğüs HastalıklarıGazi Üniversitesi

    Göğüs Hastalıkları Ana Bilim Dalı

    PROF.DR. NADİR NUMAN EKİM

  4. Pulmoner tromboembolinin iklim ve mevsimle ilişkisi

    Climate and seasonal relationship of pulmonary thromboembolism

    SALTUK BUĞRA KAYA

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2017

    Göğüs Hastalıklarıİnönü Üniversitesi

    Göğüs Hastalıkları Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. ZEYNEP AYFER AYTEMUR

  5. Pulmoner tromboembolinin vitamin-D düzeyi ve kardiyak parametrelerle olan ilişkisi

    Pulmonary thromboembolism of vitamin D levels and relations with cardiac parameters

    BETÜL ARI

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2015

    Göğüs HastalıklarıAbant İzzet Baysal Üniversitesi

    Göğüs Cerrahisi Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. FAHRETTİN TALAY

    DOÇ. DR. MEHMET TOSUN