Geri Dön

Non st elevasyonlu miyokard infarktüsü geçiren hastalarda Tei indeksi ile ventriküler dilatasyon, konjestif kalp yetmezliği ve prognoz arasındaki ilişkinin değerlendirilmesi

Relationship between tei index and left ventricular dilation, congestive heart failure and prognosis in patients with non st segment elevation myocardial infarction

  1. Tez No: 248376
  2. Yazar: ALİ SABRİ SEYİS
  3. Danışmanlar: YRD. DOÇ. TÜRKAY ÖZCAN
  4. Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
  5. Konular: Kardiyoloji, Cardiology
  6. Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
  7. Yıl: 2009
  8. Dil: Türkçe
  9. Üniversite: Mersin Üniversitesi
  10. Enstitü: Tıp Fakültesi
  11. Ana Bilim Dalı: Kardiyoloji Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
  13. Sayfa Sayısı: 59

Özet

ST yükselmesiz akut koroner sendrom hastalarında ölüm, miyokard infarktüsü (Mİ) veya tekrarlayan koroner olayları önlemek ve prognozu iyileştirmek için risk belirlenmesi önemlidir. Ekokardiyografik parametreler içinde sistolik fonksiyonların bir göstergesi olan ejeksiyon fraksiyonu (EF) risk değerlendirmesinde en fazla araştırılan ve kabul gören parametre olmuştur. Ancak EF, diyastolik disfonksiyon hakkında yeterli bilgi sağlamamaktadır. Tei indeksi hem sistolik fonksiyonların hem de diyastolik fonksiyonların beraber değerlendirilmesini sağlayan yeni bir parametredir. Bu çalışmanın amacı non ST elevasyonlu Mİ (NSTEMİ) ile başvuran hastalarda Tei indeksinin hastane içi ve hastane sonrası dönemde mortalite, konjestif kalp yetmezliği (KKY), ventriküler dilatasyon ve prognozla ilişkisini incelemektir.Yaş ortalaması 60,1 ? 11,3 olan non ST elevasyonlu miyokard infarktüsü geçiren 50 hasta çalışmaya alındı. Hastalar güncel kılavuzlar eşliğinde tedavi edildiler. Yatış süresince hastaların klinik ve laboratuar verileri kaydedildi. Hastalara başvuru gününde ve taburculuk sonrası 3. ayda ekokardiyografi yapılarak Tei indeksleri ve diğer ekokardiyografik parametreleri hesaplandı.Tei indeksi açısından kontrol grubunda ortalama Tei indeks değeri 0,39±0,03, hasta grubunda ise 0,59±0,09 idi (p:0,001). Hasta grubunda takip süresince hastaların 14' ünde (%28) istenmeyen majör kardiyovasküler olay (MACE) gelişti. Hastaların 4' ünde ölüm (%8), Kalp yetersizliği (New York Kalp Cemiyeti (NYHA) sınıf II-IV) 12 (%24), ventrikül taşikardisi/fibrilasyonu 2 (%4), pacemaker ihtiyacı olan anlamlı bradikardi 1 (%2), tekrarlayan hospitalizasyon 5 (%10) hastada gerçekleşmiştir. Ölen hastaların Tei indeks değerleri 0,73 ? 0,005 iken yaşayan hastalarda Tei indeks değeri 0,58 ? 0,09' dır (p:0,002). Deselerasyon zamanı da ölen hastalarda belirgin olarak daha kısadır, 130 ? 14msn vs 173 ? 29msn (p:0,007). İstenmeyen majör kardiyovasküler olay gelişen hasta grubunda Tei indeksi değeri 0,71 ? 0,01 iken MACE gelişmeyen hasta grubunda 0,55 ? 0,07 olarak saptanmıştır (p:0,001). İlk başvuruda yapılan ekokardiyografik ölçümlere göre Tei değeri

Özet (Çeviri)

It is important to make risk stratification for patients with non ST segment elevation MI to reduce mortality, reinfarctions and to improve prognosis. Through the echocardiographic parameters ejection fraction, reflecting systolic functions, is the most studied and accepted one for risk stratification. But it does not reflect diastolic functions. Tei index is a new parameter representing both left ventricular systolic and diastolic functions at the same time. The aim of this study is to determine the relationship between Tei index and mortality, congestive heart failure, ventricular dilation and prognosis through in hospital and after discharge period in patients with non ST segment elevation MI.Fifty patients (mean age:60,1 ? 11) with non ST segment elevation MI were included to our study. All the patients were given standard care and managed according to well accepted guidelines. Clinical and laboratary data were collected during hospitalization. Echocardiographic examinations were done on the hospitalization day and 3 months after discharge. Tei index and other echocardiographic examinations were evaluated.Mean value of Tei index through the patient group was 0,39±0,03, whereas it was 0,59±0,09 through control group (p:0,001). Through the follow up 14 patients (%28) had major cardiac adverse events (MACE). 4 patients (%8) were dead, 12 patients (%24) developed congestive heart failure, 2 patients (%4) had ventricular fibrillation, 1 (%2) had significant bradycardia and 5 patient (%10) needed rehospitalization. Tei index of deaths were significantly higher than alives (0,73 ? 0,005 vs 0,58 ? 0,09, p:0,002). Deceleration time was significantly shorter through deaths (130 ? 14msn vs 173 ? 29msn, p:0,007). Compared to uncomplicated patients, the mean Tei index was significantly higher in patients with complications (0,71 ? 0,0 vs0,55 ? 0,07, p:0,001). Patients were sub divided into two groups according to their Tei index value; whom Tei index was

Benzer Tezler

  1. Akut st elevasyonlu miyokard infarktüsü geçiren hipertansif hastalarda hospitalizasyonun erken döneminde ve taburculuk sonrası günlük aktiviteler sırasındaki kan basıncı ve kalp hızı değişkenliği

    The variability of blood pressure and heart rate in patients with acute ST elevation myocardial infarction and hypertension during their early hospitalization and daily activities after discharge

    SELDA ERASLAN

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2017

    KardiyolojiEskişehir Osmangazi Üniversitesi

    Kardiyoloji Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. NECMİ ATA

  2. St elevasyonlu ve non-ST miyokard enfarktüslerinde plazma aterojenik indeksi (PAI) ve CHA2DS-VASc skorlarının ilişkisi

    The relationship between plasma atherogenic index (PAI) and CHA2DS2-VASc scores in st-elevation and non-ST myocardial i̇nfarcti̇ons

    SAMET ALTUNBAŞ

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2023

    Acil TıpKırşehir Ahi Evran Üniversitesi

    Acil Tıp Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. HACI MEHMET ÇALIŞKAN

    DOÇ. DR. ERDOĞAN SÖKMEN

  3. ST elevasyonu olmayan miyokard infarktüsü (NSTEMI) hastalarında salusin beta düzeyinin koroner arter hastalığı ile ilişkisi

    The relationship of salusin beta level with coronary artery disease in patients with non-St elevation myocardial infarction (NSTEMI)

    ALİ ORÇUN SÜRMELİ

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2021

    KardiyolojiMersin Üniversitesi

    Kardiyoloji Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. İSMAİL TÜRKAY ÖZCAN

  4. St elevasyonlu miyokard enfarktüsü sonrası advers remodelingin t1 haritalama ve ekstrasellüler volüm fraksiyonu ile değerlendirilmesi'3t kardiyak mrg çalışması'

    Evaluation of adverse remodeling by t1 mapping and extracellular volume fraction after st-elevation myocard infarcus'3t cardiac mri study'

    ÖMER FARUK ATEŞ

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2016

    Radyoloji ve Nükleer TıpSağlık Bakanlığı

    Radyodiagnostik Ana Bilim Dalı

    UZMAN KARABEKİR ERCAN

  5. Akut miyokard enfarktüsü geçiren hastalarda serum böbrek hasarı molekülü-1 (KIM-1) düzeyi ve koroner arter hastalığının ciddiyeti ve yaygınlığının ilişkisi

    The relationship between serum kim-1 levels and severity of coronary artery artery disease in patients with acute myocardial infarction, health ministry, ankara numune yb training and researchhospital dept. of cardiology, md thesis, ankara, turkey 2018.

    MUHAMMED KEMAL KAHYALAR

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2018

    KardiyolojiSağlık Bilimleri Üniversitesi

    Kardiyoloji Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. ENDER ÖRNEK