Geri Dön

Multipl miyelom tanılı hastalarda serum CTX düzeyi ve kullanılan bifosfonat tedavisi sonrası oluşan çene nekrozu insidansı ile serum CTX düzeyinin ilişkisi

Relation between the incidence of osteonecrosis of the jaw and serum CTX levels in patients with multiple miyeloma on biphosphonate treatment.

  1. Tez No: 248639
  2. Yazar: MUNKHTSETSEG BANZRAGCH
  3. Danışmanlar: PROF. DR. MELİHA NALÇACI
  4. Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
  5. Konular: Hematoloji, Hematology
  6. Anahtar Kelimeler: Multiple myeloma, bisphosphonate, jaw osteonecrosis, CTX
  7. Yıl: 2010
  8. Dil: Türkçe
  9. Üniversite: İstanbul Üniversitesi
  10. Enstitü: Tıp Fakültesi
  11. Ana Bilim Dalı: İç Hastalıkları Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
  13. Sayfa Sayısı: 64

Özet

Bifosfonatların kullanılması multipl miyelomda kemik hastalığının tedavisinde standart ve etkin bir tedavi yöntemidir. Bifosfonatlar etkisini osteoklast hücresini hedef alarak gösterir ve kemik rezorpsiyonunu baskılar. Son yıllarda bifosfonat tedavisi alan hasta sayısı arttıkça bu hastalarda çene nekrozu geliştiği daha sık olarak saptanmaya başlanmıştır. Bifosfonat tedavisine bağlanan bu yan etkinin tam insidansı bilinmemekle beraber özellikle miyelom hastalarında insidans daha yüksek gibi görünmektedir. Bifosfonat kullanımı ile ilişkili çene nekrozu tam tedavisi olmayan, çoğu vakada ameliyat gerektiren ve kemik kaybına neden olabilen ağır bir yan etkidir. Çene nekrozu riskini belirleyen spesifik bir test bulunmamaktadır. Serum CTX (C terminal telopeptid) düzeyi kemik rezorpsiyonu yapan hastalıklarda ve antirezorptif tedavide ölçülebilir. Marx ve ark.2007 çene nekrozu gelişimi ile düşük CTX düzeyinin ilişkili olabileceğini gösterse de henüz çene nekrozu riskini belirleyen standart tanı yöntemi yoktur. Kemik yapısında bulunan tip 1 kolajen osteoklastlar tarafından yıkıldıkça seruma CTX beta izomerleri karışır. Serum CTX, Elecsys B-CrossLaps yöntemi ile saptanabilir. Bu prospektif çalışmada Şubat 2009-Şubat 2010 tarihleri arasında kliniğimizde izlenen 25 yeni tanılı (çalışma sırasında tanı konulan ve tedavisi başlanan) ve 25 eski (çalışmadan önce multipl miyelom tanısı konmuş ve bifosfonat tedavisi almakta olan) toplam 50 miyelom hastası değerlendirildi. Bifosfonat kullanan multipl miyelomlu hastalarda çene nekrozu insidansi ile bifosfonat tedavisi başlanan hastalarda serum CTX düzeyinin çene nekrozu gelişme riskini belirlemedeki yeri araştırıldı. Özellikle yeni tanılı miyelom hastalarında bifosfonat tedavisinden önce serum CTX düzeyi bakıldı ve eşzamanlı olarak ayrıntılı diş muayenesi yapıldı. Riskli durumlarda bifosfonat tedavisi ertelendi ve gereken diş tedavileri bifosfonat tedavisinden önce yapıldı. Bu şekilde yeni tanı grubunda önleyici tedaviler ile çene nekrozu riski azaltılmaya çalışıldı. Yeni tanılı hasta grubunda çalışma süresi içinde çene nekrozu saptanmaz iken miyelom tanısı ile tedavisine başlanmış ancak bifosfonat kullanımı öncesi diş muayenesi ve gerekebilecek tedavilerin yapılmadığı eski tanılı hasta grubunda 6 hastada çene nekrozu saptandı. Bu hastalar ortalama 21 ay (7-36) bifosfonat tedavisi kullanmıştı. Bu hastalarda serum CTX düzeyi düşük (ortalama 0.234 ng/ml) bulundu. Sonuç olarak, bifosfonatın olası ciddi bir yan etkisi olan çene nekrozu gelişimini azaltmak için en önemli işlem koruyucu tedbirlerin alınmasıdır. Düşük CTX düzeyi ise tedavi altındaki hastalarda gelişmekte olan çene nekrozunun habercisi olabilir.Anahtar Kelimeler : Multipl miyelom, bifosfonat, çene nekrozu, CTX

Özet (Çeviri)

The bisphosphonates (BP) is the standard and effective therapy for BONJe disease in patients with miyeloma. The incidence BP-related osteonecrosis is unknown, but it seems to be increased particularly in miyeloma patients. BP-related osteonecrosis is a rare, but serious side effect which can lead the loss of the BONJe. In some patients, surgery is needed and could not be cured. A standard test is not available showing the risk of jaw osteonecrosis in routine use. The measurement of serum CTX (C-terminal telopeptide) levels has been used in the diseases of BONJe resorption and antiresorptive therapy. Type I CTXs degrading by osteoclasts as CTX beta isomers enter into the blood stream and can be showed by Elecsys ß-CrossLaps methods.In this prospective study, we evaluated 50 miyeloma patients followed in our outpatient clinic between February 2009 and February 2010. Half of them were newly diagnosed patients, others 25 had been diagnosed before and on BP treatment already. We investigated the incidence of jaw osteonecrosis and whether serum CTX levels predict those of patients who are at risk for developing osteonecrosis. In all newly diagnosed patients serum CTX levels were measured and full dental examination were done before staring BP treatment. When the risk is apparent BP treatment was delayed and treatment for dental lesion was started by the dentist before BP. In this way we tried to reduce the incidence of jaw osteonecrosis in this group of patients.We noticed no evidence of jaw osteonecrosis in the newly diagnosed group, but six events in the previously diagnosed patients who had not gotten dental examining before getting BP. Median duration of BP treatment was 21(7-36) months in patients with osteonecrosis. Serum CTX level was also found to be lower (mean level was 0.234 ng/ml) than the patients without osteonecrosis. As a result, most of the newly diagnosed miyeloma patients need BP to improve the response to therapy. Most important approach to preventing BP related jaw necrosis risk is the protective procedure.We concluded that low levels of serum CTX may be a marker for development jaw osteonecrosis in patients undergoing BP treatment. Such patients should be fully evaluated by an expert dentist before staring BP treatment.

Benzer Tezler

  1. Multipl miyelom tanılı hastalarda yaş gruplarına göre klinik özelliklerin ve tedavi sonuçlarının araştırılması

    Investigation of clinical features and treatment responses of patients with multiple myeloma according to different age groups

    MURAT YAKIN

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2021

    HematolojiSağlık Bilimleri Üniversitesi

    İç Hastalıkları Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. OSMAN YOKUŞ

  2. Multipl miyelom tanılı hastalarda CONUT (Controlling Nutritional Status) skorlamasının prognoz üzerine etkisi ve diğer prognostik skorlama sistemleri ile karşılaştırılması

    The impact of Controlling Nutritional Status (CONUT) scoring on prognosis in patients diagnosed with multiple myeloma and its comparison with other prognostic scoring systems

    KARDELEN ALTIN

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2023

    HematolojiSağlık Bilimleri Üniversitesi

    İç Hastalıkları Ana Bilim Dalı

    DR. NAMIK YİĞİT

    DR. NİLAY ERMANTAŞ

  3. Hastalıkla ilişkili olmayan immünglobulin düzeylerindeki baskılanmanın multipl miyelomda prognoz üzerine etkisi

    The effect of suppressed levels of uninvolved immunoglobulins in patients with multiple myeloma on prognosis

    MURAT SARI

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2015

    Hematolojiİstanbul Üniversitesi

    İç Hastalıkları Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. MELİHA NALÇACI

  4. Hematoloji hastalarında invaziv aspergilloz erken tanısında anlık tanı testi olarak aspergillus galaktomannan lateral akış testinin performansının değerlendirilmesi

    Evaluation of the performance of aspergillus galactomannan lateral flow assay as a point of care test for the early diagnosis of invasive aspergillosis in patients with hematological malignancies

    ÖZLEM ALHAN GÜNCÜ

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2022

    Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik MikrobiyolojiMarmara Üniversitesi

    Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. ZEKAVER ODABAŞI

  5. IGM paraproteinemisi yapan hastalıkların spektrumu

    Spectrum of diseases associated with IGM paraproteinemia

    AYGUN JAFAROVA

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2020

    HematolojiHacettepe Üniversitesi

    İç Hastalıkları Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. YAHYA BÜYÜKAŞIK