Geri Dön

Aspect verbal en grec Istanbouliote: modele de description fonctionnaliste

Başlık çevirisi mevcut değil.

  1. Tez No: 25554
  2. Yazar: EMİNE YAVAŞGEL
  3. Danışmanlar: PROF. DR. NÜKHET GÜZ
  4. Tez Türü: Yüksek Lisans
  5. Konular: Dilbilim, Linguistics
  6. Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
  7. Yıl: 1993
  8. Dil: Fransızca
  9. Üniversite: İstanbul Üniversitesi
  10. Enstitü: Sosyal Bilimler Enstitüsü
  11. Ana Bilim Dalı: Yabancı Diller Eğitimi Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
  13. Sayfa Sayısı: 363

Özet

TÜRKÇE ÖZET Dilbilimin inceleme konusu dil toplumsal uzla.si.mi gerçekleştirici sosyal bir kurumdur. Çağcıl dilbilimin temelini oluşturan öğretilerin bulucusu F,de Saussure'ün belirttiği gibi dilbilimin tek ve gerçek konusu dilin kendi içinde ve kendisi için incelenmesi temel koşul niteliği taşır dilbilime iler iç in.(l) Dil, ilk bakışta belli kurallardan, düzenlerden yapıla gelen bir dizge görünümünde olsa da, ayrıca bir de değer dizgesi olma özelliğindedir. Çünkü sözkonusu bir dilde in prae- santia her birim, o dilde, kendine özgü bir değer taşır. Bundan dolayı,“ dilde her birim ayrıdır ve ayırıcıdır.”(2) Birimler arası karşıtlık ilişkisinden doğan değer kavramı dili basit bir sözcük dizini olmaktan kurtarır. Varlığı bütün dil düzeylerinde ikili bir bağıntıya bağlıdır: (3) 1.Gösteren «¥ Gösterilen 2.Gösterge 4^ Gösterge Buradan şu sonuç çıkar karşımıza :“ Dil, bütün öğeleri dayanışık, birinin değeri yalnızca öbürlerinin de süremdeş varlığından doğan bir dizgedir.”(4) Her öğe belli bir bağlamda öteki öğelerle kurduğu karşıtlık ilişkisine göre ancak tanımlanabilir, öyle ise karşıtlık ( opposition ) ve ilişki (relation)için dil dizgesinin temel taslarıdır demek yanlış olmaz. Yazımıza bu genel yapısalcı dil anlayışından başlamamızın nedeni tez çalışmamız sırasında kullandığımız yönteminyapısalcı temeline dem vurma ihtiyacındandır.“ Gerçekçi ”bir dilbilimeel çözümleme yöntemi tanımını alan işlevselellik ( fonctionnalisme ) anlayışını benimseyerek yola çıkılan incelemede dil dizgesindeki öğeler ve bu öğeler arasındaki bağıntılar bildirişimdeki işlevleri açısın¬ dan ele alındı. Dil olguları bağlam içindeki görevlerine göre sınıflandırıldı. Çalısına alanı olarak Türkiye'de konuşulmakta olan aşırılık dillerinden Rumcada (5) - halen İstanbul'da 3.000 dolayında kişi tarafından konuşulmaktadır özel olarak eylemde görünüşün ( Aspect verbal ) incelemesine genel olarakta 1. ve 2. eklemlilik düşlemlerinin çözümlemesine girişildi. İşlevselci yaklaşımlı (6) dil betimlemesinde sesçil çözümleme önsel nitelik taşıdığından çalışmanın hamurunu, daha doğru bir deyişle temelini oluştururken işlevlerine göre anlam birimlerin. incelenmesi, sınıflandırılması bu temelin duvarlarını örerek“ yapı ”denilen olgunun - bir dil olgusu. - bütününü ortaya sermeye yaradı, iste bu görüş açısı Rumcanın sesçil düzeneğini çözümlerken bizi A.Martinet'nin Işlevselci sesbilgisi diye tanımladığı işlevsel ve yapısal bir sesbilimle beraber kıldı. Ve bu doğrultuda da Rumcanın sesbirimleri bir bağlam içerisindeki işlevlerine göre, öteki seslerle kurdukları bağıntılar açısından betimlendi ve sınıflandırıldı. Bu çalışmada öncelikle vurgulanması gereken nokta çözümlemeler sırasında tek bir kişiye ait olan soslu dilden yarar-145 lanıldıâı üzerine olmalıdır. Demek istenilen bir bireyeel dilin ( idiolecte ) ele alındığı, onun sesbilimsel çözümlemesi¬ nin gerçekleştirildiğidir. RÜMCAÜIÜ SESB1E1MIJERIN1N DÖKÜMÜ Çalışma alanı olarak seçtiğimiz bu dilin ikinci eklemlilik çözümlemesinde yirmisi ünsüz besi ünlü olmak üzere yirmi- bes tane sesbirim saptandı. ÜMLÜLERÎM SINIFLANDIRIMI Rumcada ünlüler üç karşıtlık türüne göre gerçekleşir. Bu karşıtlık türleri aşağıda sıralandığı gibi, -ince ( ön )/ kalın ( ardıl ) -düz ( yuvarlakeılmamıs ) / yuvarlak -kapalı/ acık olmak üzere altı ayırıcı özelliğe göre yapılır. Söskonusu ayırıcı özelliklerin birbirleriyle değişik bileşimleri Rumcanın begs ünlüsünü bize vermektedir. Ses uyumunu ortaya koyma yetisinden dolayı en önemli karşıtlık olarak ince / kalın karşıtlısının belirlendiğini de vurgulamakta yarar var. ÜNLÜIiERîN TANIMI / i / = ince ( ön ) + düz ( yuvarlaksılmajnıes ) -*. kapalı ünlü / i'ljios / / ipsilo's // ka'ti /“ güneş ”“ usun ( boylu ) ”“ birkaç ”/ e / - ince ( ön ) + düz ( yuvarlaksılmamıs ) -i- acık ünlü / e'na // yine'ka // e'rxome /“ bir ”“ kadın ”“ gelmek146 / a / = kal in (ardıl) + düz ( yuvar laksılmamış ).+ açık ünlü / afto' // anaeeno* // ”X e'rina /“ bu ”“ solumak ”“ deri ”/ u / = kalın ( ardıl ) + yuvarlak + kapalı ünlü / ura'nos / / lulu'si / / pu /“ gök ”“ çiçek ”“ - nin ”/ o / = kalın + yuvarlak + açık ünlü / o'loş / / siko'tl / / ao /“ bütün ”“ kaı^aciâer ”“ yaşamak ”ÜNSÜZLERİN TANIMI Ruıncanın yirmi ünsüz sesbirimi aşağıdaki gibi tanımlanır. / p / = kapantılı -t- çiftdudakeıl + titreşimsiz ünsüz / pi a' // to'pos /“ gittim ”“ yer / b / = kapantılı -t- çiftdudaksıl + titreşimli ünlü / bi'ra // ko'bos / ”bira“”düğüm“ / t / = kapantılı -*- dilucu-dissili -f titreşimsiz ünsüs / tz^opi' // e'timos / ”kuşatma“ hasır ”/ d / - kapantılı -t- dilucu-dissili + titreşimli ünsüz / dropi' // e'dimos /“ utanç ”“ dürüst ”/ f / - sürtüşmeli + dudaksıl-dipsil + titreşimsiz ünsüz / fa'ros // eıka'fi /“ far ”“ tekne ”14? / v / = sürtüşmeli +dudaksıl-diesil -t- titreşimli ünsüz / va'ros // ska'vi /“ ağırlık ”“ kasıyor ”/ e / = ıslıklı + titreşimsiz ünsüz / simio'no // asimi'otos /“ göstermek ”“ kaydedilmemiş / 2 / = ıslıklı + titreşimli ünsüz / simio'no // azimio'tos / ”kaybetmek“”kaybedilmemie“ / m / = kapantılı -t-çiftdudaksıl.*. genizsi l Ünstis / me // no'mos / ”ile“”kanun“ / n / = kapantılı +dilucu-dissili -f geniasil ünsüz / ne // i'ne / ”ya da“”o dur / k / = kapantılı +yumuşak damaksıl + titreşimsin ünsüz / ka'los // fra'ko /“ gü3el ”“ frak ”/ S / - kapantılı 4- yumuşak daınaksıl + titreşimli ünsüz / ga'los // fra'go /“ transıs ”“ frank ”/ 6 / = sürtüşmeli -fdislerarası -s- titreşimli ünsüs / öe'ma // ka“ 6e/ ”konu“”her“ / ”& / = sürtüşmeli.+.dislerarası -s- titreşimsiz ünsüz /“Üa*si // vra^i'a / ”ormanlar“”aksam“148 / x / = sürtüşmeli + yumuşak damaksıl + titreşimsiz ünsüz / xamo's /. / e'xi / ”felaket“”vardır“ / V / = sürtüşmeli.+ yumuşak damaksıl + titreşimli ünsüs © / Ya'mos // e'yo / ”düğün“”ben“ / ks / = yarıkapantılı + diş-yuvasıl -t- titreşimsiz ünsüz / ksi'no //6a Mkso' / ”kaşımak“”çıkacağım“ / PS / = yarıkapantılı + diş-yuvasıl -t- titreşimli ünstis / psi'no //8a ”fcipso* /“ pişirmek ”“ suaayacafiım ”/ l / = yanünsüz / li' y oe // sta'vlos /“ biraz ”“ ahır ”/ r / - titrek ünsüs / ri'^oa // stavro's / titreme“”haç“ Bu tanımlamalar ve örneklemelerden yola çıkarak baölam içindeki işlevsel durumları açısından Rumcanın ünlü sesbirimlerinin eklemlenmesinin tamamen ağızsıl olduğu, genizsil olmadığı ve yine bafilam içindeki yerleri açısından, basta,ortada, sonda bulunabildikleri sonucuna varılır. Ünsüz¬ lere gelince, onların bağlam içinde sonda bulunmadıkları gözlendi. Yalnız / s / ve / n / sesleri bu saptamanın dışında tutulmalıdır. Çünkü / s / ünsüzü Rumcada eril sözcüklerin sonunda sıklıkla görülür :149 / ka'los /, / losto's /, / lepto's /, / lefko'e /, / lepro'a/ / pa' Öos /, / ka 0e'tos /, / ka'% os /, / palmo'e / gibi. / n / ünsüzü de daha çok ”genitif“ durumdaki tanımlıkların 8onxmda yeralnıaktadır. ünsüslerin bu sesbilgisel tanıaılarına göre seebiliınsel sınıflandırılın da şöyledir : K&pant 3.11. laı*SürfikULLeı* ââjı;sea3.GeaiafîJJl TJLtr.eoiiD8l2ı/ P // f / / m / TiiEeaimü/ b // v / Dudaksıl-dissillerStlrli^meliler Titreş imsiz/ t // s / / n / TlJtüceslmll/ d // s / Digslller, dieyuvasxllarIsliklxlar Titossimsia/ ks / Il.tiEseljnli/ PS / Yarıkapant xlxlar Ti.tresliJ6İ2i/ k // x / TüresdroJA/ K // tf / Yumugak deuaaksıllarSürt-ÖSErteliler Titreşimsiz/ 0 / Titreşimli/ ^ / SürtöemelIler Allijailsr,Yarıünato Yaaünatte.TJJLceJfc / l //r-//j/150 Bir sesbirim girdiği bağlamda tek bir ayırıcı özelliğe göre diğerlerinden ayırtedilir. Bu da saten onun o bağlamdaki varlısının salt koşuludur. Bu noktada, eesbilirneel çözümlemenin sonucu olarak, tek bir ayırıcı özelliğe göre birbirlerin¬ den ayrılmış Rumca, sesbir imler in ( ünlü / ünsüz ) sınıflama¬ sını verelim : 1./ m / = geniasil / m ve p / ; dudaksıl / nı vs n / 2./ p / = titreşimsiz / p vs b / ; geniseillesmemis/ p ve m/ 3./ b / = titreşimli / b vs p / 4./ t / = titreşimsiz / t vs d / ; dilueu-dissili / t vs p / 5./ d / = titreşimli / d vs t / 6./ f / - titreşimsiz / f vs v / ; dudaksıl- dissil/f vs / 7./ v / = titreşimli / v vs f / ; dudaksıl-dissil /v vs / 8./ B / ~ titreşimsiz / s vs z / '9./ z / - titreşimli / s vs s / 10./ n / ~ genizsil / n vs t / ; dilucu-dissili / n vs m / il./ k / = titreşimsiz / k vs g / 12. / g / ~ titreşimli / g vs k / 13./ 6 / = titreşimsiz / 6 vs ^ / : dislerarası / 6 vs f / 14./ \ / ~ titreşimli / 1» vs 6 / ; dislerarası / ^ vs v / 15./ x / = titreşimli / x vs / : sürtüşmeli / x vs k / 16./ İ / ~ titreşimli / y v» x / 17./ ks /= titreşimsiz / ks vs ps / 18./ ps /= titreşimli / ps vs ks / 19./ l / = yanünsüz / l vs r / 20./ r / - titrek / r vs l /151 21./ o / = yuvarlak / o va a /; açıklık derecesi / o ve u / ”acık“ 22./ e / = ince(Ön) / e vs a /; açıklık derecesi / e vs i / ”acık“ 23./ a / = kalın(ardıl)/ avs e /; gergin / a ve o / (yuvar laks ı Imarnıs) 24./ i / =; açıklık derecesi / i vs e / ”kapalı“ 25./ u / =; açıklık derecesi / u vs o / ”kapalı“ Bir dil üzerinde ”güzel“ ya da ”çirkin“ yargısına vartaak o dilin sesçil düzeneğine bakmayı gerektirir, N. Güz'ün ”Sesler ve Kurallar“ adlı kitabında değindiği gibi böyle bir yargıya gitmek her dilbilimci için geçerli olmayabilir. Ama, dilin ezgisinin tek düze olmaması, ünlü seslerin belirgin, hecelerin açık olması, ünsüzlerle ünlülerin birbirini islemesi, ünsüzlerin üst üste yığılıp ”gürültü“ öğesinin öne çıkmaması gibi ölçütler (7) dikkate alındığında Rumca için de ”güzel dil“ d.ir kanısına varmak mümkündür. Ses olgularının sözdisirn olgularına göre daha az karma¬ şık olması, daha yalın olması ses düzeyinin sözdisim düzeyine göre daha önce incelenmeye başlanmasının nedeni olmuştur Is- leveelci araştırmacılarda. A,Martinet'nin ”çift eklemlilik“ kuramı da buna elverişli ortamı hazırlamış görünür. Nedir çift eklemlilik ”sorusuna söyle yanıt getirmiştir Martinet: Bir bildirişim aracı olan ve insan deneyimlerini152 kendine özgü bir biçimde düzenleyen diller, çift eklemli dizgelerdir. Birinci eklemleme boyutunda en küçük anlamlı birimler(anlarnbirimler) birbiriyle birleşirken, ikinci eklem¬ leme boyutundaysa anlamı olmayan en küçük birimler(sesbirim¬ ler ) birbirinden ayrışır. Bu özellik sadece ve sadece doğal dillere özgüdür, örneğin hayvan dillerinde böyle bir özellikten söz edilemez. insan toplulukları belli sayıdaki -60'ı geçmez - sesbir imler i ve bir kaç bin dolayındaki anlam- birimleri kullanarak sonsuz sayıda deneyim olgusunu anlatabi¬ lirler, îste bu dilsel tutumluluğun bir göstergesidir. Saussure sonrası akımlardan işlevsel Dilbilim önsel,dog¬ matik anlayışları reddederek“ yapı ”içerisindeki dilbirim- lerin kurdukları işlevleri irdeler. Islevselci yapısalcılık dilin gerçek yapısını bulmayı hedefler. Çok kesin bir biçimde iki soruya yanıt aramakla uğraşır : -Bir dil neye dayanır ? -Bir dil nasıl isler ? Bu sorulara yanıt ararken Işlevselcilerin dayandığı belli başlı kavramlar vardır. Yukarıda irdelenen“çift eklemiilik ”( double articulation ) kavramı ile“igflev ”(fonction),“be¬ lirginlik ”( pertinence ) ve“ de&içttirim ”( commutation ) bunların başlıcalarıdır. işlevsele! yaklaşımda adından da an¬ laşılabileceği gibi anahtar söscük“ içslev ”dir. Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü bu terimi şöyle tanımlar : Dilin, dil birimlerinin dış dünya, düşünce, konuşan bireyler, vb. acısından yerine getirdiği, üstlendiği iş ; dilin, dil birim-153 lerinin belli bir amaçla kullanılışı. Vurgulamak gereklidir ki dilin asıl işlevi bireyleraraaı ileti alışverişinde gerçeklesen İLETİM İŞLEVİDİR. Belirginlik kavramına gelince, Troutaetskoy'un Bühler'den aldıâı bu kavramı işlemsel kavrama dönüştüren Martinet olu¬ yor. Belirginlik ayırıcı işlev yerine getiren öğenin özelliğidir. Bu kavram incelenmekte olan dilin dizgesi içinde yer alacak öğelerle yer almayacak öğeleri ayırtetmeye yarar.Her iki eklemlilik düşleminde de geçerli bir kavramdır. Aynı dizgede yeralan dilbirimlerinin karşıtlığını ortaya koyan ayıracı özellik belirginliği verir bizlere.örneğin Rumcada/afto'e./“ bu ”ile / afto' /“ bu ”karşıtlığını neyin sağladığını görmek için bu iki anlambirimin taşıdıkları özellikleri açımlayarak verelim : / afto's / = gösterme sıfatı + gösterme adılı +.eril + tekil / afto' / = gösterme sıfatı +gösterme adılı + nötr+tekil Görüldüğü gibi bu iki birimin karşıtlığını sağlayan / afto'e/ taki“ eril ”özelliği belirgin niteliklidir.Betimlemede gözlemlenen olgular arasında dilsel öğenin bildirişim değerini ortaya koyması acısından“ belirginlik ”kavramı büyük önem taşımaktadır. Degiştirim“e gelince, ele alınan dilde ayırıcı özellik taşıyarak ayrık olan birimleri bulmaya yarayan bir işlem-154 dir. Bu birimleri bulmak için tek bir öfiesi farklı, ötekileri aynı olan anlamiıbirimler toparlanır, örneğin, / i'me //' i'se / / i'ne / ”ben(dir)“”sen(dir)“ ”o(dur)“ bağlamlarında / m /, /s / ve / n / seslerinin yerleri değiş¬ tirilerek başka anlamlarda birimler elde edilmesi sos konusu, seslerin Rumcanın sesçil düşeninde yer aldıklarını gösterir, îste bu deney deöiştirim ( eommutation ) dir. (8) îşlevselci bakış açısında dil, samana ve mekana göre sürekli bir degieim içerisindedir. Dilde durağanlık yoktur, eürekli bir devinim eöskonusudur. Dil derişir çünkü ielemek- tedir. Ve bu çerçevede bir dilin varolma nedeni, insan dene¬ yiminin verilerini çösümleyerek bildirişim kurmaya olanak safilamak olarak görünür. însan dilinin temelini yapı nitelikli öaü oluşturur. De¬ neyimlerimizin kesintisizliği ve sınırsız çeşitliliği karsı¬ sında bu yapının kesintililifii dile tüm özgünlüğünü verir.(9) Buraya kadar söylenenlerden bu ”gerçekçi“ kuramın dil¬ sel gerçekliği olduğu gibi ona dokunmadan gözlemleyip (10) betimlemeyi hedeflediği sonucunu çıkarma olasıdır. Bu kuramı benimseyen bir dil araştırmacısı gözlemlediği dil olgularıyla kuram arasında mekik dokumalıdır Martinet'ye göre.Işlevsel- ci anlayışın temeli dil olayına saygıda yatar çünkü.155 işlevsel dilbilim yöntemi silsileli akıl yürütmeden ku¬ rulu bir tür dengeye dayalıdır : -betimleme&açıklama -eşsürem&arteürem -yapı&yapının oluşturucuları -göslem&saptama -işlev& deneyimsel-tümdengelimii yöntem ( görgül-tümdengelimli yöntem ) Vurgulamak gerekirse, işlevsele!yöntem hem eşsürem hem artsürem düşlemlerini gösönündebulunduran ”devinlmsel e©0ürem“ ( synchronie dynamique )denilen bir düşlemde çalışır. Teşde ikinci çalışma düşlemini birinci eklemlilik boyutu aldı. Bu boyuttaki birimler işlevlerine ve birleşebilirlikle- lerine göre betimlendi ve sınıflandırıldı. Anlambiriınsel in¬ celeme birimlerden yola çıkılarak söscelerin oluşumlarının incelenmesi olarak tanımlanır.(11) Bu incelemede genel cisgi bagdaşırlılık üserinden geçer. Bağdaşma ( compatibilite ) te¬ rimi ele alınan dilde bir ya da daha fasla anlambirimin ve ya bileşkebirimin birarada bulunabilme ve sösdisimsel bir bağın¬ tıda birbirlerine bağlanabilme durumunu ifade eder.(12) Bu tanımdan yola çıkarak eöscede aynı baftdaşırlılıgı olan ve birbirini dışlayan birimleri aynı sınıfta, aynı bağdaşırlığa sahip olmakla birlikte söscede birbirini dışlamayan anlambi- rimleri de bir guruba topladık. Görüldüğü gibi aynı sınıfta bulunan anlambirimler aralarında disimsel ( rapport syntagma- tique ) değil disisel bağıntı ( rapport paradiquematique )156 kurarlar. Ve her anlambirim girdiği sözcenin anlamını paylaşır, bu arada da aynı sınıftan öteki birimlerle karşıtlık ilişkisine girer.(13) Tümcedeki işlevleri açısından anlambirimler üç türde karsımıza çıkar : (14) 1.BA?IMSIZ ANLAMBIRIMLER ; Tümcede başta ya da sonda buluna¬ bilirler, yer değiştirmeleri tümcenin anlamını bozmas. 2.BA?IMLI ANLAMB1RIMLER ; Tümce içerisinde özgürce yer değiştiremezler, tümcenin anlamlı olması için yerleri belirlidir değiştirilemez. 3.İŞLEVSEL ANLAMB1R1MLER ; Sözcenin anlamlı olmasında sözdisimsel bağıntıyı sağlayan birimlerdir. Bu anlam birimlere, ayrıca üzerinde durulacak EYLEM ANLAMB1- RÎMLERÎ ile KİPLİKLER eklenir. Yukarıdaki türlere göre incelediğimiz idlolekttin birinci eklemilik boyutunda yer alan birimlerin sınıflandırımı aşağıdadır.157/ Ruıocada işlevlerine ve Birleyebil ir ilkler ine göre ANLAMB1RÎM SINIFLAMASI BağımlıBağımsızişlevsel AıılamblrimlerAnlambirimler Anlambiriınler -Ad sınıfıj - Belirteç gurubu -îlgec sınıfı -Sıfat sınıfı- tümleyeciler e. -Bagımlama s. -Adıl gurubu- belirteciler e. -kişi adılı s.- bağlayıcılar s.| -ilgi adılı s. -gösterme adılı s. -belfiisis adılı s. -soru adılı s. -iyelik adılı s. KipliklerEylem gurubuAnlambirimleri ı n AdsılEyleınael KipliklerKiplikler sınıfısınıfı îelevselei sösdisim kuramı, yüklem ( predieat } kavramı çevresinde gelişmiştir. Sözcede çekirdek ( yüklem } sorunlu öfeedir, çevresindekiler yayılim öğeleridir.îste tesimizin asıl konusu olarak ”Rumcada eylesnael görünü®“ü ( Aspeot Verbal en grec istanbouliote ) seçmenlisin temelinde bu görüş yatar. Çözmeyi hedeflediğimiz sorunsalda en zorlayıcı noktayı işlevselci acıdan ”görünü©“ ( Aspect ) kavramını tanımlamak aldı. Dillere göre farklı durumlar sergilediğinden, her dilde bulunmayışından, bulunsa bile ayrımsıslaemamıe olduğundan ve158 tabii ki geleneksel dilbilgisinin onun üzerine getirdiklerin¬ den kendimizi kurtararak başladığımla inceleme bitiminde eli¬ mize neler geçicegi hakkında bisim de meraklandığımızın bura¬ da altını çizelim. Durum böyle olunca,bu konuda görünen ufkun sınırlarını iyice belirleyerek alaca karanlığı kendimizden uzak l ags t ırmak için ister eeebirim isterse anlambirim olsun Rumcada eylemsel görünüşü veren özel belirtinin ya da belir¬ tilerin neler olduğunu günısığına çıkarmaya girişilmiştir. Bu girişimin ilk aşaması yüklemsel anlambirimlerden kurulu eylem ( verbe.) sınıfını belirlemek oldu. M.Mahmoudian'ın Pour En- sei&ner Le Francala'deC 1976 ) belirttiği gibi yüklemsel söz- lükbirim ( eylem ) iki tanımlayıcı özelliğe sahiptir: l.Yüklemieme içinde öselleşir, 2.özel bir paradigma oluşturan eylemsel kipliklerle birleşir. Eylem ( verbe ) sözcede genel olarak yüklem ( predicat ) gö¬ revini üstlenmiştir. Bundan dolayı da sözcenin merkezindedir. Ve böylelikle bağlama göre gerçekleşecek olan tüm belirleme ( determination ) işlerini düzenleme görevini de üstlenir. Tümce içinde yer alan birimlerin işlevi eyleme göre belir¬ lendiğinden, eylem her saman belirlenen ( determine ) duru¬ mundadır, asla belirleyen ( determinant. ) olmaz. Bu durumda da her saman belirleyen asla belirlenen olmayan eylemsel kip¬ liklerle ( modalites verbales ) karşıtlık ilişkisi kurar söz- dizimsel işleyişte.(15) Rumca eylemi sınıflandırırken hesaba katılan ”gövde“ ( theme ) denilen parça olmuştur, gövdenin sonuna gelen çe-159 kimli ek ( finale ) değil. Çünkü eylemsel anlambirimin göstereni gövdedir. Bu ölçütlerin ön gördüğü biçimde hemen hemen 600 eylem yüklü döşlü bütüncemiz içerisinde iki tip eylem belirledik : 1.”paroxyton“ eylemler (eylem kökü üzerine vurgu alanlar) 2.”oxyton“ eylemler (eylem kökü üzerine değil eylem kipi üzerine vurgu alanlar ) Burada hemen belirtelim, Rumeada parçaüstü birim vurgu ( ac- cent ) aynı bağlamda yer değiştirerek anlam farklılığına yol açtığından ayırıcı özelliktedir, yani belirgin niteliklidir. örneğin, / no'moe / ”kanun / nomo'B /“ il Bir yılı acıkın sürede gerçekleştirilen anlambirimleri saptamaya yönelik soru dizilerinden oluşan soruşturularla desteklenen ve de özellikle sesçil çözümlemede yararlanılan yaklaşık 30 dakikalık kayıt edili bir monologtan oluşan sözlü bütüncemizde kullanılan eylemlerin çeşidine göre dağılımının şematik gösterimi aşağıdaki gibidir : Eylemsel Kişisiz Anlamlı Anlam Toplam yüklemler eylemler kosaclı taşımayan eylem eylemler koşaçlı sayısı eylemler j l ö g 108 2 2,18 130 Odefa / ipa'rxi/ / fe'nome// i'me / ”var“ ”görünmek“”olmak“ i /ipa'rxun / / yi'nome/j ”vaı^lar“ ”olmak tlliill160 Tüm bu gözlemleri yaparken gerçek aınaç idiolekttin eylem disgesi içinde“ eyleınsel görünüş ”ün yerini belirlemektir. Dil bir dizgedir, ama aslında dizgelerden kurulu bir oluşum¬ dur, örneğin, seçilen idiolekttin“ yüklenilenle ”yapısında eylemsel kipliklerden kurulu bir dizge, görünüşün ortaya koyduğu bir başka disge ile bunların getirdiği bir değerler disgesi olmak üzere üç alt eylem disgesi bulunmaktadır. Hiç şüphesiz bunların çevresi bir karşıtlıklar ağıyla örülüdür. Bu noktada“ eylemeel görünüş ”ün tanımını yapmak gerekir : Kişinin bir olayı söylemin akısı içerisinde tasarlama biçi¬ midir. (16) Bu tanımlamaya göre, Rumcada“ present ”( şimdiki sa¬ manın kökü ) sürerlik görünüşünün - aspect continuel -birimi,“ aoriste ”de ( belirli geçmiş samanın kökü ) sürerli ol¬ mayan görünüşün - aspect ponctuel - birimi olarak saptandı. Bu iki tür görünüşü belirten yüklenişe! gövdelere bir dişi kip biçimleri eylenerek duruma göre, Rumca eylem sahnaye konmuş olur. işte bu sorunlu birlikteliğin şematik gösterimi :161“ Present”“ Aoriste ”Sürerlik görünümüSürerli olmayan görünü© -Aspect continuel--Aspect ponctuel- Basit biçim Bileşik biçim Basit biçim Bileşik biçim. Şimdiki. Sürer l i. Belirli. Sonuç gecmigı saman gelecek geçmiş samanı samansaman. Belirsiz. Sürerli- Sonuç isteme j geçmiş isteme kipikipi zaman. Sürerli. Sonuç gelecek buyrum kipizamanı !. Geçmişte. Geçmişte sonuç j gelecekgelecek samanı j samanj. Sürerli olmayanj gelecek samanı j |j|j. Sürerli olmayan) jisteme kipi. Sürerli olmayan buyrum kipiılli Tablodan kolayca çıkarılabilir Rumcanın yüklemieme yapısında ( structure d.e predication ) görünüşlerin, saman¬ ların ve kiplerin biraradalıâı. Söskonusu yapıda“ present ”görünüşüyle“ aoriste ”görünüşü karsıtlaşır ve bu. karşıtlık her edim ve durumda gerçekleşir. Tabii burada“ sürerlilik özellisinin belirgin nitelikli olduğunu da vurgulamalı. Bu çalışmada ”görünüş?“ün yük l em l eme yapısında biçimini daha iyi görebilmek amacıyla eylem sınıflamasının ardınde.n eylemsel kipliklerin de sınıflaması yapılmıştır.162 Rumcanin eylem kiplikleri ( modalites verbales ) üç sı¬ nıfta toplanır : -Zaman sınıfı -Kip sınıfı -Çatı sınıfı Bu üç sınıfa ait eylem kipliklerinin sınıflara göre dağılım gösterimi audur : RUMCA EYLEM DİZGESİ Zaman sınıfı Kip sınıfı Çatı sınıfı. şimdiki zaman. sürerlik isteme. etken çatı kipi. belirli gecmigt. süreri i olmayan. dönüşlü çatı samanıisteme kipi. edilgen çatı. belirsiz geçmiş. sürer l i- buyrum zamanıkipi. sürerlik gelecek. sürerli olmayan samanıbuyrum kipi j ı. sürerli olmayan. ortaçj gelecek zamanıj i ı llJi Ele alınan idiolektte basit biçimdeki eylemsel kiplikler ( şimdiki zaman, belirli geçmiş saman, belirsiz geçmiş saman> eylemsel sentagma ( syntagme verbnl ) diye tanımlanırken bi¬ leşik biçimdekiler1de -yukarıda sayılan üçü dışında kalanlar- eylemsel silema ( sylleroroe vertoal ) görünümündedir.163 örneğin, // 0a / bor + i”//“ Edecek ”~ ~~ türevli kök bükünlü kipkip t» Eylemsel Sentagma l,1 Eylemsel Silema Anlaşılacağı üzere“ silerna ”sentagmayı içine alan daha silsileli bir yapıdır. Rumca her eylem bîr görünüşe sahiptir. Yinelemek gere¬ kirse Rumcada görünüşü karşıtlık içerisinde bulunan iki kök verir. Ve bu karşıtlıktan her biri kendi değerini bulur : Sürerlik görünüşü“ ”Present“,,Bitmemislik değeri Sürerli olmayan”“Aoriste4^Bitmiş l ik değeri görünüş Söylenmesi gereken bir önemli nokta daha var. Sözcede eylemin görünüşünü belirli kılan olua ( proces ) dur: OLUŞ ( proefes ) l i eylemdurum l devinimiilikdevinimsizlik sürerliksürerli olmama bitmemişlikbitmislik ”present“”aoriste“ görünüşügörünüşü164 Gerçekte, Rumcanın ytiklemleme yapısı eylem kökünden kay¬ naklanan bir görünüş ile girdikleri bağlamda bu düşenle çakışan, eylemin dizgesel biçiminin varlık garantisi deşer karşıtlıklarının yolaçtıgı eylemsel kipliklerin aracılıyla ortaya konan iki tür bağlılaşıma dayanır. Yani bir tarafta almasına (al ternance) sonucu oluşan bir dişin (ordre aspectuel) öteki tarafta da bağlılaşım ( correlation ) sonucu ortaya çıkan bir dişim söz konusudur Rumca eylemde. Bu dizin ve di¬ zimin içiçeliginin neden olduğu değer karşıtlıkları su şekil- de verilebilir : GÖRÜNÜŞ~~| ”Present“ j ”Aoriste“j1Değer - Karşıtlıklarıj. Sürerlilik defteri. Sürerli olmama defteri i l. Bitmemişlik değeri. Bitmislik değeri i i i. Sınırsızlık değeri - Sınırlılık değeri j j. Tek kerelik değeri. Çok kerelik değeri j. Sonuçsusluk değeri. Sonuçluluk değeri1Yukarıda değindiğimiz gibi Rumca eylemde, sözcede oluğun belirlediği görünüş eylemin kökünde gerçekleşen almaşmaya da¬ yan irken, başka dillerde farklı durumlar gösterebilir.örneğin, Rueçada görünüş yalnızca gövdenin biçimine bağlı değildir :165 ta + ktub + ukatab + ta ı ' ı ^~r ' p ' r^ IIIII kişi gövde büktinlügövde kişi belirticisikipbelirticisi Görüldüğü gibi Rusça eylemde görünüşü belirliyen almağıma hem gövdenin biçiminde hem de kişi belirticisinin yerinde gerçek¬ leşiyor. (17) Buraya kadar anlatılan incelemelerden anlaşılıyor ki Rumcada eylemin anlamını taşıyan ytiklemsel sözlükbirimden (lexeme predicatlf ) ve eylemin sözcedeki görevini belirleyen bükünlü bicimbirimden ( morpheme flexionnel ) yapılanan ey¬ lemi görünüş sözcüksel olarak tanımlıyor. Tüm bu gözlem ve saptamalar sonucu ”görünüş“ kavramından anladığımızı yinele¬ yerek son noktayı koyalım burada. GÖMMÜŞ olucun belirlediği bir eylem ve ya durumun sürmekte mi oldu&unu ya da tamamlan- 1anmış mı olduğunu gösteren yüklemeel bir dizgedir. NOTLAR 1.F. de Saussure, C.L.G., s.317 2.S.Bayrav, Yapısal Dilbilimi, istanbul, I.ü. Ed.Fak.yay., 1969, s.48 3.Bkz.B.Vardar, ”Le Concept de valeur et ses implications166 theoriquea“, Dilbilim VIII, istanbul, Ist.Ünv.Ed.FAk.YDEB Fransızca B.Dergisi, 1989, 0.2. 4. Genel Dilbilim Dersleri, F. de Sauseure'den cev. B.Vardar, Ankara, Birey ve Toplum yay.,1985,s.124 5.Bkz.ö.Başkan, Len&üiatik Metodu, istanbul, 1967, es.39-55. Sözcüğün temel anlamını veren kökler ile onları başka sözcük¬ lere bağlayan eklerin birbirleriyle kaynaşma derecesine göre bütün diller üç tipe ayrılır : -Ayrışık yapılı diller -Yanaşık yapılı diller -Kaynaşık yapılı diller Buna göre dillerin birinci gurubunda hiç bir gramer yapısı yoktur ; ikinci gurubunda ön ekler ve «on ekler vardır ; üçüncü gurubunda ise çekimler bulunmaktadır. Bu tipleme esas alındığında Ruıncayı kaynaşık.yapılı diller gurubuna sokmak gerekir. 6.Prag Dilbilim Çevresi'nden Jakobson'un ”binarisme“ den çok N.Troubetskoy'un görüşlerinden esinlenen, bu doğrultuda îçtlevBelcl terimini kullanan ve dolayısıyla dilin bildirişim işlevine ağırlık veren A.Martinet'nin 1ŞLKVSELCÎLÎ?Î çağdaş bir dilbilim akımıdır. Çağdaş dilbilimin vazgeçilmez amacı da ”dil gerçeğini tanımak, bicimci ( förmel ), kesin, sistematik bir bilim kolu olmaktır. (...) Togeby çağdaş dilbilimi söyle tanımlar : XX. yüzyıl düşüncesinin özelliğini her şeyden önce iki ilke belirtir : Yapı ( structure ), yani bütünlük ve bir şeyin içinde olanı anlatma ( immanence ) yani özgürlük. Bkz. S.Bayrav, Yapısal Dilbilimi, istanbul, ist.Ünv. Ed.Fak. yay...167 1969, e.25. Ayrıca işlevsel Dilbilimin tanımı için, bks., B.Vardar (yön.) Açıklasaali Dilbilin Terimleri Sözlüğü, istanbul, ABC, 1988, es. 129-130. 7.Bkz.,N.Güz, Seeler ve Kurallar, istanbul, Der yay., 1992, e. 10 8.Bks., A.Martinet, E.L.G., Paris, A.Colin, 1980, ss.3-22 9.Bks., A.Martinet,“ Üne langue et le monde ”, Dilbilim V Istanbul, ist.ünv.Ed.Fak.YDEB yay.,1980, e.ll 10.Bilimde“ gözlem ”kavramının bize ne anlattığı konusunda bks.,Ströker E., Bilim Knrsumi.na Giriıgt, ( eev., D.özlem ), is¬ tanbul. Ara yay., 1990, ss. 34-35. Ströker'e göre, bilim te¬ kil algılara değil, bu algıların yinelenmesine“ gözlem ”adını verir. Ve söyle devam eder yasar :“ Yinelenmiş algılar olarak gözlemler bir düzenlilik.gösterirler ki bunların araş¬ tırılması, yasalara ulaşmak isteyen bilimin özel ve asıl gö¬ revidir...Bilimsel gözlemi niteleyen şey, yinelenmiş algıl&r hakkında yasalılık ve dtisenlilik arayan bir araştırma ilgili ve buna bağlı bir tutumdur, öyle ki, bilimsel gözlemi nitele¬ yen şey, çok belirgin bir bakış açısı, gözlem üzerine özel bir soru sorma tarzıdır. ll.Bks. jM.Mahmoudian, Pov.r ense iğne r le francais,Parisr PUF, 1976, s.77 12.Bks.»C.Clairis, ”Classes, Groupes, Ensembles ", La Lin- guiotique 20, S.L.I.F., Paris, PuF, 1/1984, s.5 13.Bkz.»A.Martinet(yön.), Grammaire fonctionnelle du francais Paris, Credif, 1979, s.21 14. Bks., A. Mart ine t (yön. ), La Linguistlque.Guide Alphabetiq.ue,168 Paris, Denoel, 1969, 0.113 lö.Bkz.,A.Martinet, Op-clt., ss.98-131 16.Farklı tanımlamalar için, bka. D.Cohen, âepect Verbal., Paris, P.U.F.,1989 l7.D.Cohen., Ibid., B.32

Özet (Çeviri)

Özet çevirisi mevcut değil.

Benzer Tezler

  1. Öğretmenlerin 21. yüzyıl becerilerine ilişkin metaforik algılarının incelenmesi

    Examination of teachers' metaphorical perceptions regarding 21st century skills

    ALİ BAŞ

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2022

    Eğitim ve ÖğretimGaziantep Üniversitesi

    Eğitim Bilimleri Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. ZEHRA KESER ÖZMANTAR

  2. Milli Eğitim Bakanlığı merkez örgütü yöneticilerinin öz yeterlilik düzeylerinin karar verme stilleri ile arasındaki ilişkisi

    Relationship between self-efficacy level and decision-making styles of managers of the ministry of education central organization

    MURAT YALÇIN

    Doktora

    Türkçe

    Türkçe

    2016

    Eğitim ve ÖğretimAnkara Üniversitesi

    Eğitim Yönetimi ve Politikası Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. ALİ BALCI

  3. Croft'un 2 boyutlu geometrik analizine göre Türkçe fiillerde leksikal aspekt

    Lexical aspect in Turkish verbs according to croft's 2 dimensional geometrical analysis

    HİLAL CEZAYİRLİ

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2019

    DilbilimHacettepe Üniversitesi

    Çağdaş Türk Lehçeleri ve Edebiyatları Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. MEVLÜT ERDEM