Glial tümörlerde ayırıcı tanıda ve grade'lendirmede immünohistokimyasal ve moleküler yöntemlerin yeri.
Immunohistochemical and molecular analysis in differential diagnosis and grading of glial tumors.
- Tez No: 260370
- Danışmanlar: PROF. DR. ESRA ERDEN
- Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
- Konular: Patoloji, Pathology
- Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
- Yıl: 2009
- Dil: Türkçe
- Üniversite: Ankara Üniversitesi
- Enstitü: Tıp Fakültesi
- Ana Bilim Dalı: Patoloji Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
- Sayfa Sayısı: 87
Özet
AMAÇ: Patoloji rutininde glial tümörlerin ayırıcı tanısında sadece morfolojik kriterlere dayanılarak oligodendroglioma ve astrositoma ayrımının yapılamadığı olgular bulunmaktadır. Bunların bir kısmı mikst oligoastrositoma diye ayrı bir alt grupta sınıflandırılmakla birlikte, DSÖ sınıflamasında net tanı kriterleri bulunmamaktadır. Farklı otörlere göre farklı uygulanan parametreler bildirilmektedir. Aynı tanısal karmaşa ve değerlendirmedeki belirsizlikler özellikle bazı oligodendroglioma olgularının grade'lenmesinde yaşanmaktadır. Oligodendroglioma'lar genellikle astrositoma'lara göre daha iyi prognozlu olarak bilinmekle birlikte, düşük grade'li olsa bile kötü prognozla seyreden oligodendroglioma olguları da bildirilmektedir. Bu çalışmada 1p/19q delesyonu (LOH), p53 ve EGFR ?overekspresyonu? ile Ki-67 proliferasyon indeksinin glial tümörlerin ayırıcı tanısında ve grade'lendirilmesinde rutin kullanımdaki yerinin ve değerinin araştırılması amaçlanmıştır.MATERYAL-METOD: 68 primer glial tümör olgusunda (30 oligodendroglioma, 3 mikst oligoastrositoma, 35 astrositoma) HE kesitlerde histopatolojik değerlendirme ve grade'lendirme yapılmıştır. Bunlarda immünhistokimyasal olarak GFAP (glial fibrillary acidic protein) ekspresyonu araştırılarak tümörlerin glial natürü ispatlanmıştır. FISH yöntemiyle 1p/19q durumu ve immünhistokimyasal yöntemlerle p53, EGFR ekspresyonu ve Ki-67 proliferasyon indeksleri araştırılmıştır. FISH ve immünhistokimya sonuçları üç histopatolojik grupta ve farklı grade'ler arasında karşılaştırılmıştır.SONUÇLAR: İmmünohistokimyasal olarak p53, Ki-67 ve EGFR'nin birlikte, bir panel şeklinde kullanılmasının grade'leme açısından yardımı irdelendiğinde, her iki grupta da %10' nun üzerinde Ki-67 değerinin ve %5'in üzerinde p53 ekspresyonunun birlikteliğinin anaplastik glial tümör göstergesi olabileceğini düşündürmüştür.Ayrıca özellikle stereotaksik biopsilerde pilositik astrositoma ve grade II astrositoma ayırıcı tanısı sorunu yaşandığı durumlarda, p53 ekspresyonunun %2'nin üzerinde olması halinde, bunun diffüz astrositoma lehinde bir bulgu şeklinde değerlendirilmesinin uygun olacağı düşünülmüştür.1p/19q LOH'un araştırılmasının oligodendroglioma ve astrositoma ayırıcı tanısında rutin HE incelemeye herhangi bir üstünlüğünün olmadığı düşünülmektedir. Bununla birlikte 1p/19q LOH'un, çok küçük stereotaksik biopsilerde anaplastik görünümdeki bir glial tümörde ayırıcı tanıda katkısı olabileceği düşünülmüştür. 1p/19q kodelesyon LOH varlığı durumunda olgu anaplastik oligodendroglioma lehinde değerlendirilmeli, ancak 1p veya 19q' nun tek başına LOH'u durumunda tümörün oligodendroglioma komponenti içeren yüksek grade'li bir glial tümör olabileceği düşünülmelidir.YORUM: Glial tümörlerde immünohistokimyasal olarak p53, Ki-67 ve EGFR'nin birlikte değerlendirilmesinin tümörlerin ayırıcı tanısında ve grade'lendirilmesinde faydalı olacağı düşünülmektedir. Bu tümörlerde FISH yötemiyle 1p/19q değerlendirmesi, özellikle çok küçük stereotaksik biopsilerde, anaplastik görünümdeki bir glial tümörde ayırıcı tanıda katkıda bulunabilir. Özellikle poliploid ya da monozomik tümörler söz konusu olduğunda LOH değerlendirilmesinde patoloğun genetikçiden yardım almasının faydalı olacağı düşünülmüştür.
Özet (Çeviri)
PURPOSE: In the daily practice of pathology, there are some glioma cases which can not be differentiated as oligodendroglioma or astrocytoma by using only morfologic criterias. According to WHO classification there are no clear diagnostic criterias. Also there are some confusions and subjectivities in grading of oligodendroglioma cases. Because oligodendrogliomas have better prognosis and different therapeutic shcemes than astrocytomas. It is important to make the differential diagnosis between these two antities. For this reason we aimed to investigate the importance of 1p/19q LOH (loss of heterozygosity), p53 and EGFR overexpression and Ki-67 proliferation index in differential diagnosis and grading of glial tumors.MATERIALS AND METHODS: In 68 primary glial tumor cases (30 oligodendroglioma, 3 mixed oligoastrocytoma, 35 astrocytoma) histopathological evaluation and grading were performed. The glial nature of these tumors demonstrated by presence of GFAP (glial fibrillary acidic protein) expression in immunohistochemical analysis. 1p/19q status analysed by FISH and p53, EGFR expression and Ki-67 proliferation index were evaluated by immunohistochemical methods. The results of FISH and immunohistochemical analysis were compared in three histopathological groups and between different grades.RESULTS: In researching of p53, Ki-67 and EGFR immunohistochemical analysis together in grading of oligodendroglioma and astrocytoma, the coexistence of more than 10% Ki-67 value and more than 5% p53 expression value considered as an indication of anaplastic glial tumor.Especially in the evaluation of stereotactic biopsies having difficulties about differential diagnosis of the pilocytic astrocytoma and grade II astrocytoma, we thought that more than 2% p53 expression supports the diagnosis of diffuse astrocytoma.However, in small stereotactic biopsies 1p/19q LOH analysis helps to differentiate anaplastic astrocytoma from anaplastic oligodendroglioma. It has no advantage in the differential diagnosis of oligodendroglioma and astrocytoma in operation materials.CONCLUSION: Immunohistochemically evaluation of p53, Ki-67 and EGFR together in glial tumors can be used for differential diagnosis and grading of these tumors. In these tumors, 1p/19q evaluation by using FISH analysis can support differential diagnosis of glial tumors particularly in small stereotactic biopsies. Especially for poliploid or monosomic tumor evaluation, the pathologist can get help from the genetician about the LOH investigation.
Benzer Tezler
- 3T MR cihazında glial tümörlerin evrelendirilmesinde difüzyon tensör görüntülemenin etkinliği
Diffusion tensor imaging effectiveness for staging the glial tumors at 3 Tesla MRI
DUYGU KARA
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2010
Radyoloji ve Nükleer TıpYeditepe ÜniversitesiRadyodiagnostik Ana Bilim Dalı
YRD. DOÇ. DR. ÖZGÜR KILIÇKESMEZ
- Merkez sinir sistemi tümörlerinin intraoperatif tanısında imprint yönteminin tanısal değerinin araştırılması (97 olgu)
Başlık çevirisi yok
NAGİHAN YALÇIN
- Beyin tümörlerinin ayırıcı tanısında difüzyon mr ve görünür difüzyon katsayısının (ADC) yararı
The benefits of diffusion mr and apparent diffusion coefficient (ADC) in differential diagnosis of brain tumors
İSMET MİRAÇ ÇAKIR
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2015
Radyoloji ve Nükleer TıpKaradeniz Teknik ÜniversitesiRadyoloji Ana Bilim Dalı
YRD. DOÇ. DR. İLKER EYÜBOĞLU
- Maling soliter intraaksiyal beyin tümörlerinin ayırıcı tanısında perfüzyon MR görüntüleme
Başlık çevirisi yok
ANAR FARZALİYEV
- Non-astrositik primer santral sinir sistemi tümörlerinde DSC perfüzyon MR görüntüleme
DSC perfusion MR imaging in non-astrocytic primer central nervous system tumors
HUSEYN GULIYEV
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2017
Radyoloji ve Nükleer TıpEge ÜniversitesiRadyoloji Ana Bilim Dalı
PROF. ÖMER KİTİŞ