Sex role perceptions and dogmatism tendencies in male and female managers
Başlık çevirisi mevcut değil.
- Tez No: 27269
- Danışmanlar: DOÇ. DR. TÜLAY BOZKURT
- Tez Türü: Yüksek Lisans
- Konular: İşletme, Business Administration
- Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
- Yıl: 1994
- Dil: İngilizce
- Üniversite: Marmara Üniversitesi
- Enstitü: Sosyal Bilimler Enstitüsü
- Ana Bilim Dalı: İşletme (İngilizce) Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
- Sayfa Sayısı: 93
Özet
ÖZET Farklı alanlarda yapılmış araştırmaların dolaylı sonuçlarından biri de, yaş, ırk ve cinsiyet gibi biyolojik özellik taşıyan değişkenlerin toplumsal sınıflaşmaya yolaçtıkları saptamasıdır. Gerek insan ilişkilerini gerekse de bu ilişkilerin ortaya çıktığı toplumsal kurumlan ele alan antropoloji, psikoloji, sosyoloji ve başkaca disiplinlerin (bilim dallarının) konuya yaklaşımlarındaki eksikliklerin giderilmesi amacıyla yapılan araştırmalar cinsiyet konusunu gittikçe gelişen bağımsız bir alan haline dönüştürmüştür. Cinsiyet farklılıklarına ilişkin değişik alanlarda yapılmış çoğu araştırmanın ortak bulgularından biri, cinsiyet değişkeninin sadece bir anatomik farklılık olmadığı ve sosyal ve psikolojik değişkenlerle birlikte toplumsal sınıflaşmaya yolaçtığıdır. Cinsler arasındaki pek çok farklılık aslında birer“mit'den ibaret olmasına ve çoğu zaman hiç bir bilimsel dayanağı olmamasına rağmen insanlar tarafından kabul görüyor. Cinsiyet farklılıklarının toplumsal yapılanmadaki sonuçlarına baktığımızda, sorunu, cinsiyet olgusunu belirleyen sosyal ve biyolojik değişkenlerin etkileşimleri çevresinde ele almamızın en doğru yaklaşım olduğunu görürürüz. Toplumsallaşma süreci çocukluk döneminden başlayarak kız ve erekek çocukların duygularını ve davranışlarını şekillendiriyor ve mitlerle beraber her çocuk, bir erkek ve kız için uygun olan ve olmayan davranışları küçük yaştan itibaren öğrenmeye başlıyor.Bazı araştırmacılar (Mccoby & Jacklin,1975; Tavris & Wade, 1984) cinsler arasındaki farklılıkların pek çoğunun birer ”mit'den ibaret olduğunu ve biyolojik farklılıkların toplumsal alanlardaki etkilerinin çağın teknolojik gelişmeleriyle birlikte silinmesi gerektiğini düşünmüşlerdir. Bu görüşler eşitlik ya da tekcinsiyetlilik akımlarına da hız kazandırmıştır. Eşitlik görüşleri dört ana temada incelenebilir: Birincisi; cinsler arasında eşitlik sağlamak için kadının, erkeğin özelliklerine sahip olması gerektiğini savunan“erkekleşme”görüşüdür.Bu görüşün tersi olarak ikincisi; erkeğin kadına özgü roller üstlenmesi ve böylece daha az rekabetçi bir toplum yaratılması görüşünü savunan“kadınlaşma ”dır. Üçüncü görüş ise,kadının geleneksel rollerinden vazgeçmesi yerine bunların toplumsal statülerinin yükseltilmesini amaçlayan“kadınlık”görüşüdür. Son olarak, her iki cinsin de olumlu özelliklerini kapsayan bir psikolojik yapı etrafında yoğunlaşan“çift cinsiyetlilik”görüşüdür (Wesley & Wesley,1977). Cinsler arasındaki eşitlik ve rollerin değişmesi bir toplumsal değişim olup, bu, insanların geleneksel cinsiyet yargılarını bırakmalarıyla ancak mümkün olabilir.Otoriter ve yetkeci kişiliği sahip olan insanlar aynı zamanda değişikliğe gerek toplumsal gerekse kişisel açıdan duyarsız veya ters tepki gösteren insanlardır. Bu nedenden dolayı cinsiyet algılamalarında geleneksel rollere bağımlı olan bireylerin dogmatik eğilimlerinin daha yüksek olması gerektiği gibi bir yaklaşım, bu araştırmadaki hipotezlerin ana temasını kapsamaktadır. Bu araştırmanın temel amacı cinsiyet, cinsiyet rol algılamaları ve dogmatik eğilim arasında anlamlı bir ilişki olup olmadığına yönelik bir ışık tutmaktır.Araştırmaya 64 erkek ve kadın, üst ve orta düzey yöneticiler, 38 erkek ve 25 kadın yönetici katılmıştır. Yöneticilere üç ayrı test uygulanmıştır. Birinci test yöneticilerin demografik özelliklerini ortaya çıkartmak amacıyla araştırmacı tarafından hazırlanmıştır. İkinci bölümde yöneticiler Bern'in cinsiyet algılama envanterine (Bern's Sex Role Inventory) tabi tutulmuştur. Bu testten yöneticilerin direkt perspektifleri ve ayrıca meta perspektifleri alınmıştır. Son olarak, dogmatiktik testi uygulanmıştır (Dogmatism Scale). Yöneticilerin meta perspektiflerini karşılaştırabilme amacı için her yöneticinin İki elemanı rasgele yöntemi ile seçilip, bu elemanların yöneticilerini aynı testle (Bern's Sex Role Inventory) değerlendirmeleri istenmiştir. Araştırmanın bulgularına göre; yöneticilerin cinsiyet rol algılarının direkt ve meta perspektifleri arasında cisiyete bağlı manidar bir farklılık gözlenememiştir. Tüm örneklem gurubunda dogmatizm ve cinsiyet arasında anlamlı bir ilişki bulunamamıştır ve dogmatizm puanlarının ortalaması kadınlarda ve erkeklerde anlamlı bir farklılık göstermemiştir.Ancak dogmatism ile cinsiyet rol algılamaları arasında anlamlı bir ilişki ortaya çıkmıştır.Erkekierde kendini“masculine”,“feminine”, ve ya*androjen“ algılayanlar arasında dogmatik puanların ortalaması anlamlı bir farklılık göstermezken, kadınlarda kendini ”teminin“ algılayanların dogmatik puanlan kendini ”masculine“, ”androjen“ algılayanlardan anlamlı bir farklılık göstermiş. Tüm örneklem gurubunda, kadın-erkek ayrımı bir kenara bırakılarak yapılan cinsiyet rol algılama Ve dogmatism puanlarının değerlendirmesi.yukardaki bulguları desteklenmektedir. Başka bir ifade ile, kendini ”feminine“ algılayan yöneticilerinin dogmatism puanlan kendini ”androjen“ veya ”masculine" algılayanlardan manidar bir farklılık göstermiştir. Ayrıca, asların değerlendirmeleri ile (subordinates ratings) kendi meta perspektifleri (astlarının değerlendirmelerine ilişkin tahminleri) arasında manidar farklılıklar bulunmayan bir gurup yöneticiyle bu iki uygulama arasında manidar farklılık gösterdiği diğer bir gurup yöneticinin dogmatism puanlan mukayese edildiğinde arada manidar bir farklılıklar bulunmadığı görülmüştür. Araştırmanın tartışma ve öneriler bölümünde sonuçlar daha önceki araştırma bulgularını ve kuramlarla paralelliği açısından tartışılarak öneriler sunulmuştur.
Özet (Çeviri)
SUMMARY Biological differences in human beings such as age, race, and sex are referred as demographic variables. Although these differences are totally biological, they are subjected to social stratification. Many researches done in different fields such as psychology, anthropology, social psychology, etc. indicate that demographic variables are more complicated and more important than one would expect. People hold beliefs and stereotypes about demo variables such as race, sex, and age even when those beliefs fail to find any scientific support (Lips & Lee Colwill, 1978). There are a wide range of socially based behaviors which are derived from biologically based differences. In other words there are many differences among two sexes because of cultural prescriptions that through the socialization process in childhood and adulthood influence males and females to think, to feel, to act differently (Bozkurt, 1990). The effect of biological differences and stereotypes related to them on social stratification in different aspect of life brings out the need to articulate on gender stereotyping and help to explain the relation between social change and gender stereotyping. Many researchers claim that most of the differences between sexes are nothing but“myth”which can be defined as imposed psychological differences derived from biological ones. They believe that the differences in sex roles would be minimized if the traditional division of labor change and technology improve. This beliefbecame the main basis of the defenders of sex role equality (Mccoby & Jacklin,1975; Tavris & Wade, 1984). Defenders of sex role equality can be divided to four main groups. The first group are the defenders of a“masculine”society. They believe that females should obtain more traditionally masculine characteristics. The second group, on the contrary, claim that what society really does not need is a higher degree of traditionally masculine characteristics. The defenders of“feminine”society claim that in order to reach sex role equality males should gain traditionally feminine characteristics. The third group believe that instead of changing the traditional roles of women, these roles should gain a higher status. This ideology is referred as“Womanhood”. Finally, the defenders of“androgynous* society claim that sex roles would be eliminated or at least minimized if individuals gain the best of both traditionally feminine and masculine characteristics. Equality of the sexes is a form of social change and demand for giving up the attitudes and beliefs which people have learned in childhood and adulthood through socialization. Many researches have supported the relation between dogmatism level of individual- a form of closemindedness and resistance to change -and attitudes toward equality of sex roles(Redfering, 1979; Bierly, 1985). The main purpose of this study was to observe the relation among variables such as biological sex, sex role perceptions, and the dogmatic tendency of males and females in top and middle level management. The data for the study obtained from 64 managers composed of 38 males and 25 females working in private or public sectors in Istanbul. Managers were subjected to three different tests. The first one was ademographic questionnaire developed by the researcher. Then, managers were subjected to Bern's Sex Role Inventory two times, here both direct and meta perspective of managers have been measured, finally, they were subjected to short Dogmatism Scale. In order to have a base for making comparisons,two subordinates of each managers were selected randomly and were asked to rate their managers in terms of the same trait adjectives (BSRI). The findings of the study indicate that there is no significant relation between direct perspectives and meta perspectives of the managers according to their sex. Additionally it was found that there is no significant relation between the sex of the managers and their dogmatism scores. Although dogmatism score is not related to sex, it is significantly related to sex role perception. In male managers, no significant difference in dogmatism scores was found among those who perceived themselves as ”feminine“, ”masculine“ or ”androgynous“. In spite of this, in female managers, dogmatism scores of the ones who perceived themselves as ”feminine“ significantly differ form the ones who perceived themselves as either ”masculine“ or ”androgynous“. Among the Sample group, ignoring the sex of the managers, the dogmatism scores of those who perceived themselves as ”feminine“ show a significant difference from the dogmatism scores of the ones perceiving themselves as either ”masculine“ or ”androgynous". Finally, it was found that there is no significant difference between the dogmatism scores of managers whose meta perspectives are notsignificantly different from their subordinates ratings and the managers whose meta perspectives are not significantly different from their subordinates rating. More detailed information about the findings of the study is given in chapter 4. Discussions and recommendations are given in chapter 5.
Benzer Tezler
- Stereotyped gender role perceptions and presentations in elementary schooling: A case study in Burdur (2001-2002)
İlköğretimde kalıplaşmış toplumsal cinsiyet rolü algılama ve sunumları: Burdur'da bir ilköğretim okulunda alan çalışması (2001-2002)
HAVVA EYLEM KAYA
Yüksek Lisans
İngilizce
2003
Eğitim ve ÖğretimOrta Doğu Teknik ÜniversitesiKadın Çalışmaları Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. DEMET VAROĞLU
- Farklı cinsiyet rol yönelimli kız ve erkek üniversite öğrencilerinin empatik beceri düzeylerinin karşılaştırılması
Comparision of emphatic skill levels of female and male university students according to their sex and sexual role perceptions
NAGEHAN ÖNER
- Üniversite öğrencilerinin evliliğe ilişkin tutumlarının yordayıcısı olarak eş seçme stratejileri ve cinsiyet rol algıları
Strategies of mate selection and perceptions of gender roles as predictors of attitudes concerning marriage among university students
GÖKAY KELDAL
Yüksek Lisans
Türkçe
2015
Eğitim ve Öğretimİnönü ÜniversitesiEğitim Bilimleri Ana Bilim Dalı
YRD. DOÇ. DR. ABDULLAH ATLİ
- Cinsel çekicilik içeren televizyon reklamları ve markaya yönelik tutum oluşmasında kültürel farklılıkların rolü
The role of cultural differences in the formation of consumers' attitudes towards tv advertisements and brands including sexual appeal
EMİNE ŞAHİN
Doktora
Türkçe
2014
ReklamcılıkSelçuk ÜniversitesiHalkla İlişkiler ve Tanıtım Ana Bilim Dalı
YRD. DOÇ. DR. İMRAN ASLAN UĞUR
- Okul öncesi öğretmenlerinin cinsiyet rolleri ile sınıf içi toplumsal cinsiyet rollerine yönelik algıları arasındaki ilişkinin incelenmesi
Investigation of the relationship between preschool teachers' perceptions of gender roles and in-class gender roles
İREM FERİDE MANİCİ
Yüksek Lisans
Türkçe
2022
Eğitim ve Öğretimİstanbul Okan ÜniversitesiTemel Eğitim Ana Bilim Dalı
DR. ÖĞR. ÜYESİ TUĞBA KORKMAZ
DR. ÖĞR. ÜYESİ ENGİN BÜYÜKÖKSÜZ