Uluslararası rezervler, Türkiye'de rezerv yönetimi ve 1990 ? 2009 döneminde Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası'nın uyguladığı rezerv yönetim politikaları
International reserves, reserve management in Turkey and the reserve management policies of Central Bank of Turkey between 1990-2009
- Tez No: 277229
- Danışmanlar: PROF. DR. MİNE TEKELİ
- Tez Türü: Yüksek Lisans
- Konular: Ekonomi, İşletme, Economics, Business Administration
- Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
- Yıl: 2010
- Dil: Türkçe
- Üniversite: Gazi Üniversitesi
- Enstitü: Sosyal Bilimler Enstitüsü
- Ana Bilim Dalı: İşletme Bölümü
- Bilim Dalı: İşletme Ana Bilim Dalı
- Sayfa Sayısı: 226
Özet
Uluslararası rezervler, ülkeler, piyasa aktörleri ve kredi verenler için ülkelerin ekonomik gücünü gösteren önemli bir veri olması, uluslararası para sistemi içerisinde ve ülkelerarası ticarette kullanılması nedeniyle, geçmişten bugüne sürekli araştırılan ve geliştirilmeye çalışılan bir konu olmuştur. Ülkelerin önemli ekonomik kaynaklarından olan uluslararası rezervler, altın, döviz, IMF rezerv pozisyonu ve Özel Çekme Hakkı (SDR) bileşenlerinden oluşmaktadır. Gelişmiş ülkeler, rezerv bileşenlerinden altın, IMF rezerv pozisyonu ve SDR içerisinde daha fazla paya sahipken, gelişmekte olan ülkeler döviz olarak daha fazla rezerv bulundurmaktadırlar. Uluslararası rezervler, geçmiş para sistemleri içerisinde de etkin rol oynamıştır. Rezervlerin yerel para karşılığı talep edildiği Altın Standardı Döneminde, altın en önemli rezerv bileşeni olurken, onu GBP takip etmiş, ancak Bretton Woods sistemi içerisinde USD öne çıkarak halen günümüzde de etkileri devam eden öncü rolünü kazanmıştır. Ülkeler, Bretton Woods sisteminin çöküşünden sonra, sabit kur rejimlerinden dalgalı kur rejimlerine geçmişlerdir. Bu teoride, ülkelerin rezerv talebini ve seviyelerini düşürmesini gerektirirken, pratikte tam aksi yönde gelişme olmuş ve uluslararası son borç verme merciinin olmaması ve ülkelerin krizlere karşı savunma güdüsü nedeniyle 1970'li yıllardan itibaren global rezerv talebi artış göstermiştir. Ülkelerin rezerv talep etmelerinin en önemli nedeni, bu rezervlerin krizlere ve acil durumlara karşı bir güvence olmalarıdır. Buna ek olarak, rezervler dış borç ödemelerinde, döviz kurunda olabilecek ani değişikliklerde ve ödemeler bilançosunda yaşanabilecek dengesizlikleri gidermek için kullanılmaktadır. Rezerv talebini ülkelerin uyguladığı döviz kuru rejimleri, ülkenin uluslararası ekonomik sistemle entegrasyon seviyesi ve gelişmişlik düzeyi de etkilemektedir. Rezerv seviyesi ülkelerin krizlere karşı koyma gücünü gösterdiğinden, rezervlerin yeterliliği önem kazanan bir konu olmaktadır. Rezervlerin para tabanıyla, ithalat rakamlarıyla ve kısa vadeli dış borçlarla karşılaştırılması en fazla rastlanan rezerv yeterlilik yaklaşımlarıdır. Ülkeler, maliyeti olmasına rağmen optimum seviyeden daha fazla rezerv bulundurmaktadır. Ülkemizde rezerv yönetimi Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası'nın (TCMB) sorumluluğundadır. Türkiye rezerv yeterliliğinin kısa vadeli dış borç stoku, ithalat rakamları ve M2/M2Y para tabanıyla test edilmesi sonucunda, rezervlerin genel olarak 1996 yılından sonra yeterli olduğu görülmektedir. Ülkemiz dünyadaki uygulamaya paralel olarak 2000 yılında dalgalı kur rejimine geçtikten sonra daha fazla rezerv bulundurmaktadır. Ülkemizin rezerv birikim süreci incelendiğinde, portföy yatırımlarının, dış borçlanmanın, işçi dövizlerinin ve turizm gelirlerinin bu süreçte etkili olduğu görülmektedir. Ayrıca, döviz alım ve müdahale ihaleleriyle özel sektör elindeki fazla dövizin çekilmesi yoluyla rezerv birikimi özellikle 2000 yılında sonra sağlanmıştır. Ancak portföy yatırımlarının kriz dönemlerinde hızlı bir şekilde ülkeyi terketmesi nedeniyle TCMB rezervlerinin, yapısı yönünden kriz dönemlerinde sıkıntı yaratabilecek bir durumda olduğu da tespit edilmiştir.Anahtar Sözcükler1.Uluslararası Rezervler2.Rezerv Yeterliliği3.Rezerv Talebi4.Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Rezervleri5.Ödemeler Dengesi
Özet (Çeviri)
International reserves, as an important indicator for the economic power of countries, have been crucial topic for lenders, countries and market actors since they have been used widely in the international trade and monetary systems from past to present. As important economic assets, international reserves consist of gold, foreign exchange, SDR and IMF reserve position. Developed countries have more portions in gold, SDR and IMF reserve position, whereas developing countries have more foreign exchange reserve. Reserves played an important role in all of the international monetary systems for ages. In gold standard period when reserves were generally held as formal backing for the domestic currency, gold was the major component of reserves, and GBP was initially used as a part of reserve in this period. With Bretton Woods System, USD became the most important reserve component and has a crucial impact on contemporary economic world. After collapse of Bretton Woods system, there was a swap from the fixed exchange regimes to floating ones. In theory, there was an expectation of a decline for demand and level of international reserve, however, in practice, for 1970?s the demand seems to be increasing. The main reasons of this tendency were self-protection for financial crises and the absence of an international lender of last resort. Moreover, reserves have been used as a buffer stock for finacial crises, for serving as a basis for foreign borrowing and for adjusting balance of payment disequilibria and possible sharp volatility in exchange rate regime. Also, reserve demand has been affected from countries? exchange rate regimes, the integration level of countries to international economic system and the level of development. The level and adequacy of international level has become more important topic since it indicates the strength of the countries to overcome financial crises. To compare the level of reserves with the short-term external debt, the level of monetary base and imports are widely used for countries? reserve adequacy. Although there is an opportunity cost, countries have demanded more reserves then optimum level of reserves. In Turkey, Central Bank of Turkey (CBRT) is the only authorized organization to accumulate and manage the reserve assets. As far as Turkey?s reserves are tested according to the short-term external debt, the level of monetary base (M2/M2Y) and imports, generally the reserves are concerned as adequate after 1996 according to these adequacy approaches. Turkey has owned more reserves after she changed her exchange rate policy from fixed one to floating one in 2000. On reserve accumulation period, portfolio investments, external debts, worker?s foreign exchange, tourism revenues have curicial impact after 2000. Moreover, CBRT has used auctions for accumulating USD reserves for taking excess reserves held by private sector. The structure of CBRT?s reserves can be considered as vulnerable since it is largely founded by portfolio investments, which can leave the country quickly in time of crises.Key Words1.International Reserves2.Reserve Adequacy3.Reserve Level4.CBRT Reserves5.Balance of Payment
Benzer Tezler
- Merkez Bankası rezerv yönetimi: Türkiye örneği
Central Bank reserve management: The Turkish case
MÜJGAN GÜRER
Yüksek Lisans
Türkçe
2015
BankacılıkÇukurova Üniversitesiİktisat Ana Bilim Dalı
PROF. DR. HÜSEYİN MAHİR FİSUNOĞLU
- Enerji kaynakları ve deniz yetki alanları bakımından Doğu Akdeniz sorunu
Eastern Mediterranean problem in terms of energy resources and maritime jurisdiction
CAHİT İSTİKBAL
Yüksek Lisans
Türkçe
2020
Denizcilikİstanbul Teknik ÜniversitesiDeniz Ulaştırma İşletme Mühendisliği Ana Bilim Dalı
DR. ÖĞR. ÜYESİ MUHSİN KADIOĞLU
- Dünyada ve Türkiye'de petrol sektöründe yeşil yönetim Türkiye için bir model önerisi
Green management in the crude oil sector in the world and Türkiye a model for Türkiye
ÖZGE KOÇMAN
- Dijitalleşme ve hibrit çalışmanın karbon ayak izi etkisine yönelik bir model önerisi
Digitalisation and the impact of hybrid work on carbon footprint: A model proposal
MÜGE YALÇIN
Yüksek Lisans
Türkçe
2023
Mimarlıkİstanbul Teknik ÜniversitesiMimarlık Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. FATMA PINAR ÇAKMAK