1990-2010 Yılları arasında Primer İmmün Yetmezlik tanısı ile takip edilen hastaların retrospektif olarak değerlendirilmesi
Retrospective evaluation of patients who are followed with the diagnosis of primary immunodeficiency between 1990 ? 2010
- Tez No: 281355
- Danışmanlar: PROF. DR. TÜRKAN PATIROĞLU
- Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
- Konular: Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları, Child Health and Diseases
- Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
- Yıl: 2011
- Dil: Türkçe
- Üniversite: Erciyes Üniversitesi
- Enstitü: Tıp Fakültesi
- Ana Bilim Dalı: Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
- Sayfa Sayısı: 134
Özet
Giriş ve amaç: Primer immün yetmezlik (PİY) hastalıkları immün sistem bileşenlerinin bir veya daha fazla bozukluğu ile enfeksiyonlara karşı artmış duyarlılık, otoimmün hastalıklar ve malignite gelişimine yatkınlık ile karakterize bir grup heterojen kalıtsal bozukluktur. Bu çalışmanın amacı 1990 ? 2010 yılları arasında Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi Pediatrik İmmünoloji Bilim Dalında PİY tanısı konulan hastaların klinik, laboratuvar ve demografik özelliklerini retrospektif olarak değerlendirmektir.Hastalar ve metod: Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları İmmünoloji Bilim Dalında takip edilen 538 PİY'li hasta retrospektif olarak değerlendirildi. Hastalara ait bilgiler, hastane dosyası ve Pediatrik İmmünoloji takip kartlarındaki kayıtlar kullanılarak yapıldı.Bulgular: Beş yüz otuz sekiz hastanın 310'u (%57.6) erkek, 228'i kız (%42.4) ve erkeklerin kızlara oranı 1.36:1 idi. Hastaların yakınmalarının başlangıç yaşı ortalama 15 ay (1-192 ay), tanı konulma yaşı ortalama 30 ay (1-210 ay) ve tanıda gecikme süresi ortalama 20.9 ay (0-168 ay) idi. En sık, antikor eksikliğine bağlı immün yetmezlikler (%77.8) saptandı. Daha sonra diğer iyi tanımlanmış immün yetmezlik sendromları (%8.9), fagositer sistem bozuklukları (%7.6), kombine T ve B hücre immün yetmezlikleri (%4.3), immün sistemin regülasyon bozuklukları (%0.9), kompleman eksiklikleri (%0.5) ve doğal immün sistemde eksiklikle seyreden hastalıklar (%0.3) saptandı. En sık başlangıç bulgusu pnömoni idi. En sık izole edilen patojen mikroorganizmalar Haemophilus influenzae, Streptococcus pneuomoniae ve Candida albicans idi. Hastaların anne babaları arasında akrabalık oranı %34.1 idi. Hastaların %8'inde kardeş ölüm hikayesi, %7.4'ünün ailesinde ise PİY hikayesi vardı. Otuz sekiz hastaya (%7.1) antibiyotik profilaksisi, 30 hastaya (%5.6) antifungal profilaksi verilmiş ve 59 hasta (%11.2) intravenöz immünglobulin replasman tedavisi almıştı. Genel mortalite hızı %3.3 idi.Sonuç: Tekrarlayan ve ağır seyirli enfeksiyonu olan hastalarda PİY hastalıklarının ayırıcı tanıda daha sıklıkla düşünülmesi ve immünolojik değerlendirmenin öncelikli yapılması, bu hastaların erken dönemde tanı almasını böylece de erken tedavi ya da koruyucu önlemlere ulaşımını sağlamaktadır. PİY hastalıklarında erken tanı yaşam kurtarıcı olabileceği gibi, uzun dönemde yaşam kalitesinin artırılmasını, genetik danışma ya da prenatal tanıyı olanaklı kılmaktadır.
Özet (Çeviri)
Introduction and Aim: Primary immunodeficiency diseases (PID) are a heterogeneous group of inherited disorders with defects in one or more components of the immune system; and characterized by unusual increased susceptibility to infections and a predisposition to autoimmune disease and malignancies. The aim of this study is to evaluate retrospectively the clinical, laboratory and demographic features of patients who diagnosed with PID and followed from 1990 to 2010 years at Pediatric Immunology Unit of the Faculty of Medicine at Erciyes University.Patients and method: A total of 538 patients who are followed with PID by the department of pediatrics, division of pediatric immunology, were evaluated retrospectively. Patients? data were obtained from records in the hospital files and follow-up cards kept in pediatric immunology unit.Results: Of the 538 patients, 310 were male (57.6%) and 228 were female (42.4%), giving a male-female ratio of 1.36:1. In all patients, the mean onset age of symptoms was 15 months (1-192 months), the mean age of diagnosis was 30 months (1-210 months), and the mean delay of diagnosis was 20.9 months (1-168 months). Predominantly antibody deficiencies were the most common category (77.8%), followed by other well defined immunodeficiency syndromes (8.9%), defects of phagocyte number or function (7.6%), combined T and B cell deficiencies (4.3%), disease of immune dysregulation (0.9%), complement deficiencies (0.5%), and defect in innate immunity (0.3%). Pneumonia was the most common presentation (27.9%). Haemophilus influenzae, Streptococcus pneuomoniae and Candida albicans were common pathogens. Parental consanguinity ratio of our patients was 34.1%. Among these patients, 8% had sibling?s death while 7.4% had PID in the family history. Prophylactic antibiotic therapy was used in 38 patients (7.1%), antifungal therapy in 30 patients (5.6%), and 59 patients (11.2%) received intravenous immunoglobulin (IVIG) replacement therapy. The overall mortality rate was 3.3%.Conclusions: Considering PID in patients with recurrent and severe infections as a differential diagnosis; and early immunological evaluation would lead to early diagnosis of these patients and allow them to reach early treatment or preventive measures. Early diagnosis at PID may be life saving and allow improvement at quality of life, genetic counseling or prenatal diagnosis.
Benzer Tezler
- Overin primer müsinöz tümörlerinde emmprin (CD147) ve fascin ekspresyonlarının tümör progresyonu ile ilişkisi ve ayrıcı tanı açısından öneminin doku mikroarray tekniği ile incelenmesi
Investigation of relation between emprin, fascin expression and progression of primary mucinous ovarian tumor and also the importance in differatial diagnosis by tissue microarray tecnique.
ÖMER ALICI
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2011
PatolojiOndokuz Mayıs ÜniversitesiPatoloji Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. MEHMET KEFELİ
- Koroner arter bypass cerrahisi yapılan hastalarda kardiyovasküler risk faktörleri ve koroner ateroskleroz ciddiyetinin uzun dönem greft açıklık oranına etkisi
The effect of cardiovascular risk factors and coronary atherosclerosis severity on long-term patency rates of grafts after coronary artery bypass grafting
KADRİYE MEMİÇ
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2011
Kardiyolojiİstanbul Bilim ÜniversitesiKardiyoloji Ana Bilim Dalı
PROF. DR. ÇAVLAN ÇİFTÇİ
- Uterin serviks kanserli hastalarda pelvik lenf nodlarında hpv tayini ve metastaz ile ilişkisi
Detection of human papilloma virus in pelvic lymph nodes in uterine cervical cancer patients and relationship between metastasis
ABDULLAH SERDAR AÇIKGÖZ
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2010
Kadın Hastalıkları ve Doğumİstanbul ÜniversitesiKadın Hastalıkları ve Doğum Ana Bilim Dalı
PROF. DR. MACİT ARVAS
- Leishmania infeksiyonlarının tanısında kinetoplast DNA'yı saptamaya yönelik real-time pcr tabanlı bir sistem geliştirilmesi
Development of real-time PCR based system that detect kinetoplast dna for diagnosis of leishmania infections
YAĞMUR EYLÜL DOĞANTÜRK
Yüksek Lisans
Türkçe
2016
Biyolojiİstanbul ÜniversitesiMikrobiyoloji ve Klinik Mikrobiyoloji Ana Bilim Dalı
PROF. DR. HRİSİ BAHAR TOKMAN
- Lübnan'ın sosyal yapısı, siyasi tarihi ve Hizbullah
The social structure and political history of Lebanon and Hezbollah
ABDULGANİ BOZKURT
Yüksek Lisans
Türkçe
2010
Uluslararası İlişkilerKaradeniz Teknik ÜniversitesiUluslararası İlişkiler Bölümü
PROF. MOHAMMAD ARAFAT