Obsesif kompulsif bozukluk hastalarında nörosteroid düzeyleri
Neurosteroid levels in patients with obsessive compulsive disorder
- Tez No: 293532
- Danışmanlar: YRD. DOÇ. DR. ŞÜKRÜ KARTALCI
- Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
- Konular: Psikiyatri, Psychiatry
- Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
- Yıl: 2011
- Dil: Türkçe
- Üniversite: İnönü Üniversitesi
- Enstitü: Tıp Fakültesi
- Ana Bilim Dalı: Psikiyatri Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
- Sayfa Sayısı: 76
Özet
GİRİŞ: Obsesif Kompulsif Bozuklukta (OKB) görülen bazı cinsiyet farklılıklarınınaltında yatan neden cinsiyet hormonları olabilir. Literatürde OKB hastalarındacinsiyet hormonlarını değerlendiren fazla sayıda çalışma bulunmamaktadır. BizOKB hastalarında nörosteroid düzeylerini değerlendirmek ve hastalığınpatofizyolojisi ile ilişkisini araştırmak amacı ile bu çalışmayı planladık.YÖNTEM: Çalışmaya DSM-IV-TR tanı kriterlerine göre OKB tanısı alan 18-65yaş arası 30 hasta ve 30 sağlıklı gönüllü dahil edildi. Hasta ve kontrollerdensabah saat 09:00-10:00 arasında progesteron, pregnanolon,dehidroepiandrosteron (DHEA), dehidroepiandrosteron sülfat (DHEA-S), kortizolve testosteron için kan örnekleri alındı. Hastalara Hamilton Depresyon,Hamilton Anksiyete Skalası ve Yale-Brown Obsesyon Kompulsiyon ölçekleriuygulandı. Veriler uygun istatistiksel yöntemle analiz edildi.BULGULAR: DHEA ve kortizol düzeyi hasta grubunda kontrol grubuna göreanlamlı derecede daha yüksekti. Diğer parametreler açısından anlamlı bir farkgözlenmedi. Gruplar cinsiyetlere göre ayrıldığında, kadın hastalarda DHEA vekortizol düzeyi kadın kontrol grubuna göre istatistiksel olarak anlamlı düzeydeyüksekken, erkek hastalarda, kortizol düzeyi erkek kontrol grubuna göre anlamlıderecede yüksek, testosteron düzeyi anlamlı derecede düşüktü. Ayrıca erkekhastalarda DHEA ve kortizol düzeyleri ile kompulsiyon puanları arasında pozitifyönde korelasyon bulundu. Ayrıntılı analizlerde dürtü kontrol bozukluğu vedepresyon ek tanısı olmayan hastalarda kontrollerden anlamlı derecede dahayüksek DHEA ve kortizol düzeyi vardı. Ayrıca dürtü kontrol bozukluğu vedepresyon ek tanısı olan hastaların 15 yılın altında hastalık süresine sahipolduğu gözlendi.56TARTIŞMA: OKB hastalarında yüksek DHEA ve kortizol düzeyleri, diğeranksiyete bozukluklarında yapılan çalışmalardaki sonuçlara benzer niteliktedir.Bu bulgu anksiyete bozukluklarında gösterilmiş olan hipotalamo-pitüiter-adrenalaks hiperaktivitesinin bir sonucu olarak düşünülebilir. Diğer bir bakış açısıyladayüksek DHEA'nın artan kortizolü ve stresi kompanse etmek amacı ile yükseldiğidüşünülebilir. Ancak DHEA düzeyindeki bu artış kadın hastalarda anlamlı ikenerkek hastalarda anlamlı bulunmamıştır. Bu durum OKB'de erkeklerdekihipotalamo-pitüiter-gonadal eksen hipoaktivitesinin bir sonucu olarakdüşünülebilir. Erkeklerde bulduğumuz anlamlı düşük testosteron düzeyleri de budurumu desteklemektedir. Dürtü kontrol bozukluğu ve depresyonuolmayanlarda yüksek DHEA seviyeleri, organizmanın bu iki durumu yükselenDHEA ile kompanse etmeye çalıştığı şeklinde yorumlanabilir. Sonuç olarakerkek ve kadınların ayrı değerlendirildiği, daha fazla hasta sayıları dahil edilerekyapılacak çalışmalarla bu sonuçların doğrulanması gerekmektedir.
Özet (Çeviri)
INTRODUCTION: Sex hormones may be responsible for the differencesbetween genders with obsessive compulsive disorder (OCD). Limited numbersof studies evaluating sex hormones in patients with OCD exist in theliterature. Inour study we aimed to evaluate the plasma levels of neurosteroids in OCDpatients and to also determine their possible relationships with thepathophysiological mechanisms of the illness.METHODS: 30 patients diagnosed as OCD accordingto DSM-IV-TR diagnosticcriteria and 30 healthy volunteers were included in the study. Blood sampleswere collected from patients and control subjects at 9-10 o?clock a.m in themorning for determining the plasma levels of progesterone, pregnanolone,dehydroepiandrosterone (DHEA), dehydroepiandrosterone-sulphate (DHEA-S),cortisol and testosterone. The Hamilton anxiety scale, Hamilton depressionscale and yale-brown obsessive compulsive scale were applied to allpatients.Datas were analyzed using appropriate statistical methods.FİNDİNGS: Plasma levels of DHEA and cortisol have been found higher inpatients compared to those in control subjects. No statistically significantdifference was found in other parameteres. Plasma levels of DHEA and cortisolin female patients were significantly higher than female control subjects, whilemale patients having significantly higher levels of cortisol and lower levels oftestosterone than male control subjects. Furthermore, a positive correlation wasfound between the cortisol levels and scores of compulsion in male patients.Patients who had no additional diagnosis of depression and impulse controldisorder, had significantly higher levels of DHEA and cortisol than control58subjects in the detailed analyzes. The patients having additional diagnosis withdepression and impulse control disorder, were observed to have duration ofillness under 15 years.DİSCUSSİON: Higher levels of DHEA and cortisol in OCD patients areconsistent with the results of studies regarding anxiety disorders. This findingmay be resulting from hyperactivity of hypothalamic-pituitary-adrenal axis whichis evidenced to play role in anxiety disorders. As an other point of view, it canbe conceivable the high plasma levels of DHEA compansate for increasinglevels of cortisol and stress. Although this elevation of DHEA levels has notbeen found statistically significant in malepatients, it has been found significantin female patients. The reason might be the hypoactivity of hypothalamicpituitary-gonadal axis in males with OCD. The presence of low plasma levels oftestosterone in males, significantly confirms this suggestion. It can beconcluded that increasing plasma levels of DHEA compansate for the states ofimpulse control disorder and depression. As a result, further clinical studiesincluding large numbers of subjects and regarding the sex in these patientsrespectively, are needed to confirm these conclusions.
Benzer Tezler
- Obsesif kompulsif bozukluk hastalarında plazma allopregnanolon düzeylerinin incelenmesi
Investigation of plasma allopregnanolone levels in patients with obsessive compulsive disorder
LARA UTKU İNCE
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2017
Psikiyatriİnönü ÜniversitesiRuh ve Sinir Hastalıkları Ana Bilim Dalı
YRD. DOÇ. DR. LALE GÖNENİR ERBAY
- Obsesif kompulsif bozukluk hastalarında otistik özelliklerin göz izleme görevleri ile değerlendirilmesi
Evaluation of authistic features in obsessive compulsive disorder patients with eye monitoring tasks
YUNUS AKKEÇİLİ
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2022
PsikiyatriEge ÜniversitesiPsikiyatri Ana Bilim Dalı
PROF. DR. ŞEBNEM PIRILDAR
DOÇ. DR. ÖZLEM KUMAN TUNÇEL
UZMAN CENAN HEPDURGUN
- Obsesif kompulsif bozukluk hastalarında oksidatif metabolizmanın ve oksidatif dna hasarının incelenmesi
Evaluation of oxidative metabolism and oxidative dna damage in patients with obsessive-compulsive disorder
DEMET ALICI
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2014
PsikiyatriGaziantep ÜniversitesiDahili Tıp Bilimleri Bölümü
YRD. DOÇ. DR. FERİDUN BÜLBÜL
- Obsesif kompulsif bozukluk hastalarında duygu düzenleme güçlüğü ve davranışsal inhibisyon sistemi ilişkisi
Emotion regulatory difficulty and behavioral inhibition system relationship in patients with obsessive compulsive disorder
HÜSEYİN GÜLEN
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2021
PsikiyatriBalıkesir ÜniversitesiRuh Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı
PROF. DR. TUNAY KARLIDERE
- Obsesif kompülsif bozukluk hastalarında epizodik ve kronik gidişin sosyodemografik veriler, klinik, mizaç ve işlevsellikle ilişkisi
Episodic and Chronic Progression Is Related To Sociodemographic, Clinical, Temperament and Functioning, In Obsessive Compulsive Disorder Patients
ALİ YILDIZ
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2017
PsikiyatriAdnan Menderes ÜniversitesiRuh Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı
YRD. DOÇ. DR. ÇAĞDAŞ ÖYKÜ MEMİŞ