Geri Dön

İzole proksimal sol ön inen arter lezyonu saptanan stabil angina pektorisli hastalarda cerrahi ve perkutan koroner girişimin karşılaştırılması

Comparison of surgical and percutaneous coronary ıntervention in patients with stabile angina pectoris who have ısolated proximal left anterior descending artery lesion

  1. Tez No: 301504
  2. Yazar: ŞULE KOÇYİĞİT
  3. Danışmanlar: YRD. DOÇ. DR. SÜLEYMAN MURAT ASLAN
  4. Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
  5. Konular: Kardiyoloji, Cardiology
  6. Anahtar Kelimeler: Stabil angina pektoris, CABG, Perkutan koroner girişim, Stabile Angina Pectoris, CABG, Percutaneous Coronary Intervention
  7. Yıl: 2012
  8. Dil: Türkçe
  9. Üniversite: Süleyman Demirel Üniversitesi
  10. Enstitü: Tıp Fakültesi
  11. Ana Bilim Dalı: Kardiyoloji Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
  13. Sayfa Sayısı: 47

Özet

Amaç: Proksimal sol ön inen arter (LAD) aterosklerotik hastalık gelişimi için hassas bir arterdir. Sol Ön İnen Arter geniş arteriyel alanı beslemesi nedeniyle daralması halinde daha kötü prognoz ve klinik sonuçlarla beraber seyreder. Proksimal LAD lezyonu olan hastalar semptomatik, azalmış stres toleransı olan sıklıkla revaskülarizasyon adayı hastalardır.Stabil angina pektoris sık karşılaşılan ve bazen yeti kaybına yol açan bir hastalıktır. Hastalarda tanı ve prognoza yönelik değerlendirme için yeni gereçler geliştirilmesinin yanı sıra, özel hasta gruplarında çeşitli tedavi stratejilerine ilişkin veritabanlarında sürekli bir evrim olması mevcut kılavuzların gözden geçirilip güncelleştirilmesini zorunlu kılmaktadır.Belirli koşullarda, tehlike altındaki miyokardın büyük bölümüne kan getiren koroner arterlerde ağır lezyonları bulunan hastalarda revakülarizasyon, mevcut perfüzyonu artırmak veya alternatif perfüzyon yolları sağlamak yoluyla prognuzu olumlu yönde değiştirecek ek fırsatlar sağlayabilirStabil angina pektorisin tedavisi için revaskülarizasyonda iki yerleşik tedavi söz konusudur: Cerrahi revaskülarizasyon (CABG) ve perkutan koroner girişim(PKG). Günümüzde, minimum invaziv cerrahi ve pompasız cerrahi yaklaşım ile ilaç salan stentlerin sunulmasıyla, her iki yöntem de hızlı gelişme göstermektedir.Metod: Bu retrospektif çalışmaya 2005-2009 yılları arasında anjiyografi`de izole proksimal LAD lezyonu saptanan ve anjiyografi sonrası CABG ya da PKG uygulanan stabil angina pektorisli hastalar alındı.Hastalar 2 yıllık takipte miyokard infarktüsü (MI), kardiyak nedenli ölüm, revaskülarizasyon gerektiren angina yönünden araştırıldı.Bulgular: İzole proksimal LAD lezyonu saptanan stabil angina pektorisli hastalardan 85 hastaya CABG, 110 hastaya PKG uygulandı. PKG uygulanan hastalarda istatistiksel olarak anlamlı olmamakla birlikte revaskülarizasyon gerektiren angina daha fazla görüldü. Diğer çalışmalarla istatiksel olarak MI ve kardiyak nedenli ölüm arasında her iki grup arasında fark yok iken revaskülarizasyon gerektiren angina PKG grubunda daha yüksek saptanmıştır. Darlık oranı %/70-%100 olanlarda revaskülarizasyon gerektiren angina PCI grubunda 2.88 kat yüksek olduğu saptanmıştır (p=0,071).Sonuç: Bu çalışma sol ventrikül fonksiyonu korunmuş izole proksimal LAD lezyonu olan stabil angina pektorisli hastalarda CABG yapılması yada PKG uygulanması arasında MI, kardiyak ölüm, revaskülarizasyon gerektiren angina açısından istatiksel olarak anlamlı fark olmadığını gösterdi.

Özet (Çeviri)

Background: Proximal Left Anterior Descending Artery (LAD) is very sensitive artery for atherosclerotic disease progression. LAD stenosis is mostly seen with worse prognosis and clinical results since it supplies blood to wide arterial area. Patients with Proximal LAD lesion are symptomatic and have decreased stress intolerance so they often need revascularization therapy.SAP is seen very often and sometimes can cause functional lose in myocardium. Within last years a lot of new procedures developed in diagnostic and prognostic area of SAP. Also incessant development is seen in databases related to different treatment strategies of particular groups. All these modifications force us to review and update current guidelines.In some situations, we can assure extra opportunity by revascularization which can increase current perfusion or supply alternative perfusion ways. This procedure is very effective especially in patients who have serious lesions in coronary arteries supplying blood to myocardium sensitive to ischemia.There are two different settled revascularization procedures in SAP treatment. Surgical revascularization (CABG) and Percutaneous Coronary Intervention (PCI). In the present days, both treatment modalities develop very quickly. Because minimal invasive and pump free surgical approach and drug eluting stent implantation can be used now.Methods: Patients with SAP who undergone CABG or PCI were included in this study within 2005-2009 years. All patients had isolated proximal LAD lesion. Primary end points of study were MI, cardiac death, angina required revascularization within 2 years.Results: 85 patients were treated with CABG and 110 patients with PCI. Revascularization required angina was higher in patients treated with PCI. But it was not meaningful statistically. MI or cardiac death were same in both groups. And this result was same with other studies. Revascularization required angina was 2.88 times higher in PCI groups who have 70-100% stenosis (p=0.071)Conclusion: This study showed that there is not any difference in MI, cardiac death and revascularization required angina statistically in SAP patients with isolated proximal LAD lesion with preserved left ventricular function who were treated with PCI or CABG group.

Benzer Tezler

  1. Koroner arter hastalığında leptin ve sirtuin 1 (SIRT1) proteininin rolünün araştırılması

    Role of leptin and sirtuin 1 (SIRT1) protein in coronary artery disease

    HASAN CEYDA

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2022

    Göğüs Kalp ve Damar CerrahisiSağlık Bilimleri Üniversitesi

    Kalp ve Damar Cerrahisi Ana Bilim Dalı

    DOÇ. BÜLEND KETENCİ

  2. Elde proksimal interfalangeal eklem izole çıkıklarında ve kırıklı çıkıklarında cerrahi sonuçlarımız

    Surgical results in proximal interphalangeal joint isolated dislocations and fracture dislocations of the hand in a tertiary center

    EKİN BARIŞ DEMİR

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2022

    Ortopedi ve TravmatolojiSağlık Bilimleri Üniversitesi

    Ortopedi ve Travmatoloji Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. EGEMEN AYHAN

  3. Sirkumfleks koroner arterin izole akut oklüzyonunda anteriyor, inferiyor ve posteriyor derivasyonlardaki ST segment ve T dalga değişikliklerinin değerlendirilmesi

    Evaluation of ST segment and T-wave changes in the anterior, inferior and posterior derivations of isolated acute occlusion of circumflex coronary artery

    EFTAL MURAT BAKIRCI

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2011

    KardiyolojiAtatürk Üniversitesi

    Kardiyoloji Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. MAHMUT AÇIKEL

  4. Acil serviste proksimal femur kırığı tanısı alan geriatrik hastaların klinik özelliklerinin ve mortalite üzerine etkili olan faktörlerin geriye dönük olarak incelenmesi

    Retrospective analysis of clinical features and factors affecting mortality in geriatric patients diagnosed with proximal femur fracture in the emergency department

    ELİF ÇAMCI

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2024

    Acil TıpTekirdağ Namık Kemal Üniversitesi

    Acil Tıp Ana Bilim Dalı

    DR. ÖĞR. ÜYESİ HÜSEYİN ŞAHİN

  5. Rete venosum dorsale manus tiplerinin incelenmesi

    Investigation of the types of hands dorsal venous network

    MÜNİRE BÖLÜKBAŞIOĞLU

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2002

    MorfolojiTrakya Üniversitesi

    Anatomi Ana Bilim Dalı

    Y.DOÇ.DR. TUNÇ KUTOĞLU