Borçlunun üçüncü kişilerdeki mal, hak ve alacaklarının haczi
Three persons debtor goods, rights and receivables, confiscation
- Tez No: 302162
- Danışmanlar: PROF. DR. EJDER YILMAZ, PROF. DR. SÜHA TANRIVER
- Tez Türü: Doktora
- Konular: Hukuk, Law
- Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
- Yıl: 2011
- Dil: Türkçe
- Üniversite: Ankara Üniversitesi
- Enstitü: Sosyal Bilimler Enstitüsü
- Ana Bilim Dalı: Özel Hukuk Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: Medeni Usül İcra İflas Hukuku Bilim Dalı
- Sayfa Sayısı: 296
Özet
İcra ve İflâs Kanunu 89. madde uygulaması, günümüzde sıkça rastlanılan bir hukuki müessesedir. Zira borçluya karşı icra ya da İflâs takibini kesinleştirmiş olan takip alacaklısı, takip borçlusunun üçüncü kişilerdeki mal, hak ve alacağını dondurup, bir an evvel alacağına kavuşmak istemektedir. İcra ve İflâs Kanunu 89. madde düzenlemesi, elbette takip alacaklısının, takip borçlusunun üçüncü kişilerde gerçekte var olan alacağından, hakkını elde etmesine hizmet etmelidir.İcra ve İflâs Kanunu 89. maddenin amacı, takip borçlusuna hiçbir borcu olmayan üçüncü kişilere, takip hukuku tehdidi altında, 89. madde yasal zemininde salt prosedürü işleterek mevcut olmayan bir borcu ödettirmek olmamalı; bilakis alacaklılara, borçlusunun üçüncü kişilerdeki hak, alacak ve menkulleri usulüne uygun kesinleştirilmiş takip sonrası haczini sağlayarak, alacaklının istifadesini hazır tutmak olmalıdır. Bu sebeple alacaklı ve üçüncü kişi arasında adil bir denge (muvazene) sağlanmalıdır. Bu bağlamda; alacaklı bakımından, üçüncü kişi nezdinde borçlunun bir hak ve alacağı gerçekte var ise, bunu alacaklının istifadesine hazır tutmak, üçüncü kişi bakımından ise, mevcut olmayan bir mal ve alacak için takibe uğramasının engellenmesi, eş söyleyişle, üçüncü kişinin, izaç ve ızrardan korunması, alacaklın da borçlunun, üçüncü kişide mevcut olan mal, hak ya da alacağından tatminini sağlamak olmalıdır.Buna karşın, yasanın ilk düzenlemesinde, üçüncü kişide var olmayan mal, hak ve alacağın sırf üçüncü kişinin bilgisizliği, tecrübesizliği ya da ihmali yüzünden alacaklı tarafından tahsili imkânına yol açması dolayısıyla, İcra ve İflâs Kanunu 89. madde korumak istediği amacı aşan bir norm haline geldiği için, uygulamada bu kötü niyetli ve sakıncalı durumun bertaraf edilebilmesi adına 538 sayılı yasa ile ikinci haciz ihbarnamesi düzenlenmiş, yine son olarak, 4949 sayılı kanun değişikliği ile üçüncü haciz ihbarnamesi ihdas olunmuş ise de, Kanun Koyucunun, üçüncü kişileri korumak saiki ile yaptığı düzenlemeler sonrası, alacaklı, borçlu ve üçüncü kişi arasındaki menfaat dengesi bu kez alacaklı aleyhine bozulmuş, hüküm, salt üçüncü kişileri koruyan onun menfaatlerini garanti altına alan bir düzenleme haline gelmiştir. Oysaki maddenin amacı dikkate alındığında, alacaklı, borçlu ve üçüncü kişinin menfaatlerinin bir kefede eşit olarak dengelenmesi gerekmektedir.İcra ve İflâs Kanunu 89. maddesinin mehazdaki asıl işlevi, muhafaza tedbiri olmasına karşın, yapılan değişiklikler ile ilgili madde muhafaza dışında alacağı tahsil imkânını da sağlar hale gelmiştir. Bu haliyle alacağın tahsil imkânını veren İcra ve İflâs Kanunu 120. maddesi, 89. maddenin büründüğü bu nitelik sayesinde işlevini kaybetmiş ve alacaklılar tarafından tercih edilmeyen bir müessese haline gelmiştir.İcra ve İflâs Kanunu 89. madde içeriği incelendiğinde ise, bir nakarat düzenleme olduğu görülecektir. Aynı şeyler gereksiz olarak tekrarlanmıştır. Bu bağlamda, İcra ve İflâs Kanunu 89/1 maddesi ile 89/2 maddesi arasında hukuki sonuçları dışında hiçbir fark bulunmamaktadır. Bir nevi üçüncü kişiye lütufta bulunulmuştur. Bu haliyle madde işlerliğini kaybetmiş, alacaklı bakımından, takip hukukunun sürat ve çabukluluğunu ortadan kaldırmış, çok zahmetli ve kırtasiyeci bir düzenleme niteliğini almıştır. Düzenleme mevcut haliyle alacaklı bakımından takip hukukunun gerektirdiği kolaylık, sürat, uygunluk ve etkinlikten uzaktır.Kanaatimizce; İcra ve İflâs Kanunu 89. maddenin yegâne işlevi, üçüncü kişinin haciz ihbarnamesini tebellüğ ettiği anda, takip borçlusunun gerçekte mevcut olan alacağını dondurup, alacaklının istifadesine hazır tutmak olmalıdır. Bu amaç ışığında yapılacak olan, mükerrer düzenleme niteliğindeki 89/2 fıkrasının yürürlükten kaldırılması, haciz ihbarnamesine itiraz süresinin yeniden gözden geçirilerek, makul bir süreye kavuşturulması, böylelikle kırtasiyeciliğe yol açan zahmetli sürelerin hem alacaklı bakımından sürat ve etkinliğe kavuşturulması, hem de üçüncü kişi bakımından ihbarnameye karşı makul bir süre içinde gerekli hukuki yardım tanınarak donanımlı ve bilinçli cevap vermesinin sağlanması, alacaklı ve borçlu arasındaki hak arama özgürlüğünü, takip alacaklısı aleyhine bozan menfi tespit davası açılmasında nispi-maktu harç ödeme dengesizliğinin de eşitlenmesi gerekmektedir. Her ne kadar Kanun Koyucu tarafından bu düzenlemenin gerekçesinde, iyi niyetli üçüncü kişilere dava açma kolaylığının sağlanarak, iddialarını ispatlamasının sağlanması amaç edinildiği belirtilmiş ise de, mahkemelerin elinde dava açılırken üçüncü kişilerin iyi ya da kötü niyetini belirlemeye yarayan bir mekanizma yoktur. Bu bağlamda; üçüncü kişinin takip borçlusu ile takip alacaklısı arasındaki hukuki ilişkiye yabancı kalması ve üçüncü kişiye yürütülen takibin fer'i niteliği göz önüne alınarak, birinci haciz ihbarnamesine itiraz süresinin ülkemiz şartlarında yirmi gün olarak belirlenmesi, bu süreden sonra ise ikinci bir ihbarname ile üçüncü kişiye itiraz ve menfi tespit davası açması için ikinci bir yirmi günlük süre tanınması, takip hukukunun amacının gerçekleşmesi bakımından yerinde olacaktır.Ayrıca üçüncü kişilere haciz ihbarnamesine cevap verirken, dürüstlük kuralına uygun surette hareket etme yükümlülüğüne bağlı kalmasına zorlanması ve bu minvalde üçüncü kişiler, gerçeği söyleme yükümlülüğü altına sokulurken, ceza tehdidi altında değil, hukuki sorumluluk dâhilinde bu ödev ve yükümlülüğün yasal zemine kavuşturulması yerinde bir düzenleme olacaktır. Başka bir ifadeyle haciz ihbarnamesine karşı üçüncü kişilerin bilgi verme ve gerçeği söyleme yükümlülüğü doğrultusunda cevap vermesinin sağlanması, İcra ve İflâs Kanunu 89. maddesinin amaç ve işlevinin gerçekleşmesi bakımından etkili bir çözüm olacaktır. Zira takip alacaklısı, takip borçlusu ile üçüncü kişi arasındaki hukuki ilişkiye yabancı olup, bu ilişkinin içeriğini bilebilmesi, ancak, bu ödevin yerine getirilmesi ile sağlanacaktır.
Özet (Çeviri)
The application of 89th article of Execution and Bankruptcy Act is a very common constitution. Therefore, the creditor who has made certain of the pursuit against debtor wants to retrieve his/her debt by freezing the properties, benefits and debts of pursuit debtor holded by third persons. The application of 89th article of Execution and Bankruptcy Act definitely has to serve for the pursuit creditor in order to retrievement of his/her actual debts from pursuit debtor that are holded by third persons.The purpose of the regulation of the article should not be to make third person who has not been owed to pursuit debtor to pay the debt of pursuit debtor to pursuit creditor. Thus, an equilibrium has to be ensured between the creditor and the third person. In the context of this equilibrium, if the debtor has receivables from third persons actually, the third person has to hold these ready for the creditor, and for a property and debt which are not actually present in the third person, the pursuit of third person due to this property and debt should be prevented. Equal to this, the protection of third person from vexation and annoyance. has to be ensured, and with regard to creditor, retrievement of the properties, debts or benefits of the debtor which are actually present in the third person has to be ensured.The purpose of 89th article of Execution and Bankruptcy Act should not charge third persons who have not been owed anything to pursuit debtor for a debt which are not actually present in order to pay pursuit creditor on the legal groundwork of the 89th act, by operating only the procedure; on the contrary, it should hold the benefit of the creditor ready by ensuring the foreclosure of the benefits, debts and movables that are actually present on the debtor of the debtor for the creditor after the pursuit which has been made certain.In fact, allowing the encashment of the properties, benefits and debts which are not present on the third person due to only the ignorance, inexperience or unawareness of the third person has become a regulation that defeats the purpose of which the 89th article of Execution and Bankruptcy Act wills to protect. Therefore, to eliminate this malevolent and inconvenient situation the second notification of attachment has been regulated by the code numbered 538, and again with the change of act numbered 4949 the third notification of attachment has been established. After the regulations of which the lawmaker has made in order to protect third persons, the content of the 89th article of Execution and Bankruptcy Act and the eq
Benzer Tezler
- Borçlunun üçüncü kişilerdeki mal ve alacaklarının haczi
The attachment of the goods and the claims of the debtor
CENK AKİL
- Borçlunun üçüncü kişilerdeki mal ve alacaklarının haczi
The attachment of the properties and credits of the debtor in the hands of third parties
GÖKÇE ER
Yüksek Lisans
Türkçe
2009
HukukAnkara ÜniversitesiÖzel Hukuk (Medeni Usul ve İcra İflas Hukuku) Ana Bilim Dalı
PROF. DR. RAMAZAN ARSLAN