Glomerülonefritli hastalarda vasküler endotelyal büyüme faktör g1154a ve c936t gen polimorfizmlerinin tedaviye yanıt ile olan ilişkisi
The relation between gene polymorphisms of vegf -g1154a and c936t and response to therapy in patients with glomerulonephritis
- Tez No: 306157
- Danışmanlar: PROF. DR. MANSUR KAYATAŞ
- Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
- Konular: Nefroloji, Nephrology
- Anahtar Kelimeler: endotel, glomerülonefrit, VEBF gen polimorfizmi, proteinüri, Endothelium, glomerulonephritis, VEGF gene polymorphisms, proteinuria
- Yıl: 2011
- Dil: Türkçe
- Üniversite: Cumhuriyet Üniversitesi
- Enstitü: Tıp Fakültesi
- Ana Bilim Dalı: İç Hastalıkları Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
- Sayfa Sayısı: 85
Özet
Glomerülonefritler, temel olarak glomerülleri etkileyerek onların yapı ve fonksiyonunu bozan hastalıklardır. Glomerüller, böbreğin fonksiyonel en küçük birimi olan nefronların en önemli bölümü olup, fenestraları olan özelleşmiş bir endotele sahiptir.VEBF, endotel hücre proliferasyonunu, farklılaşmasını ve sağ kalımını destekleyen, endotel bağımlı vazodilatasyona aracılık eden, mikrovasküler hiperpermeabiliteyi uyaran, endotel hücre apoptozunu önleyerek vasküler canlılığı destekleyen ve interstisyel matriksin yeniden şekillenmesine iştirak eden endotele özgü bir büyüme faktörüdür.Bu çalışmada, erişkin glomerülonefritli olgularda, tedaviye yanıt oranı ile VEBF G-1154A (GG, GA, AA) ve C-936T (CC, CT, TT) gen polimorfizmleri arasındaki ilişkinin incelenmesi amaçlanmıştır. Böbrek biyopsisi ile patolojik olarak glomerülonefrit tanısı konulmuş ve en az 1g ve üzerinde proteinürisi olan 38 hasta çalışmaya dahil edildi. Hastalar 1 yıllık tedavi sonunda, 24 saatlik idrardaki proteinüri miktarı 0.5 g/gün ve altında ise tam remisyon ve 0.5 g/günün üzerinde ise remisyonda olmayan gruplar olarak 2 gruba ayrıldı. Çalışmaya dahil ettiğimiz bireylerin renal biyopsi sırasındaki yaşlarının ortalaması tam remisyonda olan grupta 35.88 ± 13.80 yıl, remisyonda olmayan grupta ise 37.30 ± 13.89 yıl idi. Tam remisyonda olan grupta bireylerin 9'u (% 50) erkek, 9'u (% 50) kadın olmak üzere toplam 18 hastadan, remisyonda olmayan grupta ise 7'si (% 35.0) erkek, 13'ü (% 65.0) kadın olmak üzere toplam 20 hastadan oluşmaktaydı. İki grup arasında laboratuvar ve demografik özellikler açısından bir fark bulunmadı (p>0.05).Tam remisyon grubundaki hastaların tanı anındaki proteinüri miktarı ortalama 3.19 gr/gün, tedavinin 12.ayındaki proteinüri miktarı ortalama 0.18 gr/gün idi. Remisyonda olmayan gruptaki hastaların tanı anındaki proteinüri miktarı ortalama 4.46 gr/gün, tedavinin 12.ayındaki proteinüri miktarı ise ortalama 2.19 gr/gün idi. Her iki grup arasındaki farklılık istatiksel olarak anlamlı bulunmuştur (p0.05).Sonuç olarak, glomerülonefritli hastalarda tedaviye tam remisyon yanıt oranı ile VEBF G-1154A ve C-936T gen polimorfizmleri arasında istatiksel olarak bir ilişki saptanmadı. Ancak VEBF G-1154A GG polimorfizmi açısndan iki grup arasında önemli bir farkın olduğu, bu durumun olgu sayımızın yetersiz olmasından dolayı istatistiksel olarak anlamlı bir düzeye ulaşmadığını; bu nedenle mevcut gen polimorfizmlerinin olgu sayısının daha fazla olduğu çalışmalarla irdelenmesinin uygun olacağını düşünmekteyiz.
Özet (Çeviri)
Glomerulonephritis are the diseases that basicly damage the glomerular structure and disrupt their functions. Glomerulus are the most important part of the nephrons that are the smallest functional units of kidney and have a specialized glomerular endothelial fenestrae as one of the major determinant of glomerular permeability.VEGF is an endothelium-specific growth factor supporting endothelial cell proliferation, differentiation and overall survival, mediates endothelium-dependent vasodilatation, stimulate microvascular hyper-permeability, encourage the viability of vascular endothelial cells as preventing apoptosis of endothelium and participating in interstitial matrix remodeling.In this study, the purpose was to examine the association between the ratio response to treatment and VEGF-G1154A (GG-GA-AA) and C936T gene polymorphisms in adult patients with glomerulonephritis. Total 38 patients were included to study with glomerulonephritis all had pathological diagnosis with renal biopsy data and all had proteinuria over 1 g/day. After the treatment we seperated our patients into 2 groups as complete remission group if amount of 24 hour urine proteinuria was under 0.5 g (?0.5 g/day) and non- complete remission group if amount of 24 hour urine proteinuria was over 0.5 g/ day. The average age of the individuals who we have incorporated to the study were 35.88±19.80 years in complete remission group and 37.90±13.89 years in non-complete remission group at the time of renal biopsy. The complete remission group account for total of 18 patients which 9 were male (% 50) and the other 9 were female (% 50) and the non-complete remission group was composed of total 20 patients which 7 were male (% 35) and 13 were female (% 65). Any difference was detected between two groups in terms of laboratory and demographic characteristics (p>0.05).The mean amount of proteinuria were 3.19 g/day at the time of renal biopsy and 0.18 g/day at 12 months of the treatment in complete remission group, respectively. Additively, the mean amount of proteinuria were 4.46 g/day and 2.19 g/day at 12 months of the treatment in the no remission group. The difference between the two groups was statistically significant (p0.05).Consequently, a statistically significant relation were not observed between VEGF G-1154A ve C-936T gene polymorphisms and complete remission response rate.However, we conceive that there is an important difference between the two groups for VEGF G-1154A ve C-936T gene polymorphisms, this situation may be due to insufficient number of cases in our study and can not reach to a level which is statistically significative. Therefore, we suggest that it is appropriate to evaluate the current gene polymorphisms in other studies with more number of cases.
Benzer Tezler
- Effect of different types of statins drugs on kidney function decline and proteinuria
Farklı tip statin ilaçların böbrek fonksiyon düşüşü ve proteinüri üzerindeki etkisi
SARAH MOHAMMED HAMEED HAMEED
Yüksek Lisans
İngilizce
2023
BiyokimyaÇankırı Karatekin ÜniversitesiKimya Ana Bilim Dalı
PROF. DR. ALİ KARAİPEKLİ
- 1997-2005 yılları arasında böbrek biyopsisi yapılan hastalarda klinik ve patolojik bulgular arasındaki uyum
Relationship of clinical and pathological findings in the patients who were renal biopsy performed between 1997-2005
AYSUN AYBAL
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2007
NefrolojiErciyes Üniversitesiİç Hastalıkları Ana Bilim Dalı
PROF.DR. OKTAY OYMAK
- Membranoproliferatif glomerulonefritte klinik, biyokimyasal ve histopatolojik değişiklikler
Başlık çevirisi yok
TAMER TETİKER
- 2002-2010 yılları arasında Farabi Hastanesi'nde erişkin hastalarda uygulanmış olan böbrek biyopsilerinde gözlenen glomerulonefritlerin dağılımı
Spectrum of glomerulonephritis observed in native renal biopsies in adults between 2002-2010 in Farabi Hospital
LEYLA KOÇ
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2012
NefrolojiKaradeniz Teknik Üniversitesiİç Hastalıkları Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. R. KÜBRA KAYNAR
- Diabetes mellituslu hastalarda böbrek biyopsi deneyimi
Experi̇nce of renal biopsy in patients with diabets mellitus
YUSUF KIR
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2021
Nefrolojiİstanbul Üniversitesi-Cerrahpaşaİç Hastalıkları Ana Bilim Dalı
PROF. DR. MEHMET RIZA ALTIPARMAK