Sosyo-kültürel değişme sürecinde Türk toplumunun cinsiyet kültürü
Başlık çevirisi mevcut değil.
- Tez No: 30915
- Danışmanlar: DOÇ. DR. BEYLÜ DİKEÇLİGİL
- Tez Türü: Doktora
- Konular: Sosyoloji, Sociology
- Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
- Yıl: 1994
- Dil: Türkçe
- Üniversite: Hacettepe Üniversitesi
- Enstitü: Sosyal Bilimler Enstitüsü
- Ana Bilim Dalı: Sosyoloji Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
- Sayfa Sayısı: 304
Özet
IV ÖZET Bu çalışmada, Türk toplumunun cinsiyet kültürünün kökenlerine inilmeye çalışıldı. Tarihöncesi, cinslerarası eşitlik ve tamamlayıcılık modeli doğrultusunda, tarihöncesi avcı-toplayıcı klan döneminde Türkler'in de sözkonusu modele uygun bir yapıda olduğu ortaya konuldu. Özellikle Türkler'in en eski inanç sistemi olan Şamanizmin orijinal biçiminde ve eski Türk mitolojisinin orijinal versiyonlarında dişil unsurların ağırlıkta olduğu, ayrıca Samanlık mesleğinin daha çok kadınların alanı olduğu anlaşılmaktadır. Kadınların doğurganlığı ve çocukların bakım ve sosyalizasyonunun onlara ait oluşu, bu toplumlarda kadını önemli kılmaktadır. Ekonomik üretimin olmadığı bu topluluklarda insanın kendini üretiminin ve topluluğun devamım sağlamanın, yine bu dönemde çok önemli olan mitlerin ve büyünün yeni kuşaklara aktarımının başat önemde olması; ayrıca erkeğin üretmedeki rolünün bilinmemesi, kadının önemli, değerli ve güçlü olmasının nedenleridir. Bütün bunlar onun kutsallık alanının sahibi olmasına, dinî-sihrî saygınlığına yol açmaktadır. Avcı-toplayıcı klanlarda, avcı-erkek de fizik gücü, cesareti ve topluluğun en temel gıdasını temin etmesiyle önemli ve saygındır. Onun da metafizik güçlerine inanılır. Böylece her iki cinsin karşılıklı fonksiyonları, simetrik tamamlayıcılıkları ortaya çıkmaktadır. Cinslerin rolleri ve özellikleri farklıdır, ama birbirine eşdeğerdedir. Kutsal bütünlük, kutsal evren algısına sahip olan, özel mülkiyetin ve yönetim olgusunun bulunmadığı bu topluluklarda cinsiyet rolleri ve cinsiyet özellikleri değerli/değersiz ayrımına tâbi tutulmamıştır.V Avcı toplayıcılığı takip eden kısa bir göçebe hayatından sonra, tarımın kadın eliyle keşfedildiği topluluklarda, ilk dönemlerde toprak ve tarımla özdeşleşen kadının çok önem kazandığı görülür. Ünlü tanrıça heykelleri bu döneme aittir. Ancak az sonra,tarımın sağladığı artı ürün sayesinde boşta kalan erkeğin tarım alanına el atması,özellikle erkeğe ait olan hayvanın kullanıldığı sabanın keşfi; zaten her zaman yönetimi elinde bulundurmuş olan ve sürü sahibi olarak da güçlü olan erkeğin, toprağa ve tarımın getirdiği artı ürüne de elkoymasıyla cinslerarası simetri tamamen kadının aleyhine olarak bozulmuştur. Türkler'de ise zaten böyle bir süreç hiç yaşanmamış, onların sürü ekonomisine ve yağma düzenine dayalı göçebelik hayatları çok uzun -yaklaşık 2000 yıl- sürmüştür. Sürü ve yağma yoluyla servet sahibi olan erkeğin gücüne yönetme gücünün de eklenmesi, burda ataerkillik olgusunun daha erken başlamasına yol açmıştır. Giderek, bu güçlere sahip olan erkeğin kutsallık alanına da el atması, Şamanizm'in, onun erkek-egemen biçimi olan atalar dinine dönüşmesine neden olmuştur. Avcı-toplayıcı klanlar büyük ihtimalle üremede erkeğin rolünün bilinmemesinin de etkisiyle, ana ve çocuklarından oluşan bir grup görünümündedir ve dolayısıyla soy anadan devam eder. Aynı ana-ataların çocukları olan klan üyeleri arasında cinsel ilişki yasağı vardır. Hayvan üretiminin başlaması, erkeğin üremedeki rolünün anlaşılmasına neden olmuş, diğer gelişmelerle bir araya gelen bu bilgi, anasoyu toplumlarının, babasoyu toplumlarına dönüşmesine yol açmıştır. Türkler'de, bu geçiş aşamasının izleri bazı toplumlardaki dayı-yeğen ilişkilerinde açıkça görülmektedir. Şamanizm'in ataerkil biçimi olan atalar dini, babanın ve babasoyunun kutsanması, tanrılaşması demektir. Bu durum, Türkler'de çok uzun süren cedd- i âlâ kültüne yol açmış, erkek egemenliğim iyice pekiştirmiştir. Şamanizm'den yeni dinlere geçildiği durumlarda dahi atalar kültünün devam ettiği görülmektedir.VI Bu çalışmanın, ikinci bölümünde anaerki-ataerki kavramları ve kuramları, cinsiyet kuramları üzerinde durulmuş“cinsiyet kültürü”kavramı tanımlanmıştır. Yukarıda özet olarak sunulan konular, üçüncü bölümde ele alınmışlardır. Dördüncü bölüm ise, Türklerin yerleşik düzene geçme ve ilk İslâmlaşma dönemlerini ele almaktadır. Bu bölümde, yerleşik düzende ortaya çıkan yeni gelişmeler, Budizm, Maniheizm gibi yeni dinlerin etkileri, cinsiyet kültürü açısından ele alınmış; ilerleyen dönemlerde (X. ve XI. yüzyıllarda) Türklerin büyük kısmının kabul ettiği İslâm dininin etkileri üzerinde de durularak göçebe hayat tarzı içinde İslâmlaşan topluluklarla, yerleşik şehirli hayat tarzı içinde İslâmlaşan toplulukların yeni dinden etkilenme biçimleri, yine cinsiyet kültürü açısından mukayese edilmiştir.
Özet (Çeviri)
VII SUMMARY In this work we have tried to identify the origins of the culture of gender in Turkish society. It has been established that, in their prehistorical hunting-gathering clan period, the Turks had a structure in conformity with the model of intersexual equality and integrity in prehistory. It seems that feminine elements were predominant particularly in the ancient Turkish creed of Shamanism and that the profession of Shaman largely belonged to women. The fertility of women and the fact that children's upbringing and socialisation rest with them have given women prominence in such societies. In this kind of societies in which economic production is virtually absent, woman is important, honourable and powerful due to the fact that such factors as providing the continuation of human being's own reproduction and society, and the transfer of mythes and magic to new generations are of great importance, and the role of man in reproduction is unknown. All of these make woman the patron of the domain of holiness and earn her religious-magical prestige. In hunting-gathering clans, the hunting man too is important and respected thanks to his physical power, courage as well as his providing the basic of the community. He is also attributed metaphysical powers. Thus the mutual functions and symmetrical integrity of the two sexes come to the foreground. The roles and properties of sexes are different but equal to each other. In these societies, with the perception of holy integrity and holy universe and unfamiliar with private property and administration, gender roles and properties have not been subjected to the distinction of valuable/valueless. In communities in which agriculture was discovered by women after a short period of nomadic life following hunting-gathering, woman identified with landVIII and agriculture became extremely important in the initial phases. Famous statues of goddesses belong to this period. However, soon after, intersexual symmetry was broken down to the detriment of woman because of.the fact that man laid his hands on the surplus production thanks to the discovery of plough drawn by animals belonging to him. The Turks never experienced such a process, and their nomadic life based on flock economy lasted very long- approximately 2000 years. The addition of administrative power to the power of man, becoming rich by means of flock and pillage, resulted in an earlier appearance of patriarchy among them. That man laid his hands upon the holy sphere as well caused Shamanism into its male-dominated form of patriarch cult. Hunting-gathering clans, largely because the role of man in reproduction is unknown, appear as groups made up of mother and children, and the descent continues through the mother. Therefore, sexual intercourse is forbidden among the clan members who are the children of the same mother-ancestors. The beginning of animal production led to the the realisation of man's role in reproduction, and, together with other developments, this knowledge caused the transformation of matrilineal descent into patrilineal descent ones. Traces of this transitory phase among the Turks are clearly observed in uncle-nephew relationships in some communities. Patriarch cult, the patriarchal form of Shamanism, means the sanctification and deification of the father and patrilinearity. This situation brought about the long-lasting cult of“lofty ancestor”and consolidated male dominance among the Turks. Even when they adopted other religions after Shamanism, patriarch cult continued to exist. In the second chapter of this work I have dealt with the concepts and theories of matriarchy and patriarchy and theories of gender; and the concept of“the culture of gender”has been defined. The issues mentioned above have been dealt with in the third chapter.IX The fourth chapter deals with the sedentarisation of the Turks and the initial phases of their islamisation. In this chapter we have dwelt upon new developments taking place in sedentary life, the effects of such religions as Buddhism, Maniheism and Islam. The ways in which the communities, islamicised within the sedentary-urban way of life, were affected by the new religion are subjected to comparison with regard to the culture of gender.
Benzer Tezler
- Kültürel değişme ve süreklilik bağlamında Aksaray Yöresi halk oyunları üzerine bir inceleme
An examination on Aksaray Region's folk dances in the context of cultural change and continuity
ESRA ASLAN
Yüksek Lisans
Türkçe
2022
Halk Bilimi (Folklor)Nevşehir Hacı Bektaş Veli ÜniversitesiTürk Halk Bilimi Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. KÜBRA YILDIZ ALTIN
- Yeni konut alanlarında gelişebilecek sosyokültürel aktiviteler için gerekli merkezlerin mimari analizi
An architectural analysis of the centers required for the social and cultural activities which can be develop in new settlements
MALİKE SESLİ ÖZSOY
- Günümüzde erkeklerin gözünden babalık ve aile
Contemporary fatherhood and family from the perspectives of men
ÖZGE ZEYBEKOĞLU
- Жож студенттеринин никеге жана гендердик ролдорго болгон мамилесин изилдөөислам марлен
Üniversite öğrencilerinin evilik ve toplumsal cinsiyet rollerine ilişkin tutumlarının incelenmesi
ISLAM MARLEN UULU
Yüksek Lisans
Kırgızca
2024
Eğitim ve ÖğretimKırgızistan-Türkiye Manas ÜniversitesiEğitim Bilimleri Ana Bilim Dalı
PROF. DR. AKMATALİ ALİMBEKOV
- Türkiye'de yaşayan Filistinli göçmenlerin sosyo-kültürel adaptasyonu: Entegrasyon deneyimlerine dair bir araştırma
The socio-cultural integration and economic adaptation of Palestinian immigrant in Turkey: An exploration of their integrati̇on experi̇ence
İKHLAS NOUBANİ
Yüksek Lisans
Türkçe
2019
Sosyolojiİstanbul ÜniversitesiSosyal Yapı - Sosyal Değişme Ana Bilim Dalı
PROF. DR. VEYSEL BOZKURT