Geri Dön

Kamu İktisadi Teşebbüslerinin özelleştirilmesi ve SEK Süt Endüstrisi A.Ş. Edirne Havsa işletmesi incelemesi

Başlık çevirisi mevcut değil.

  1. Tez No: 31024
  2. Yazar: GÜLŞAHİDAN DURUCAN
  3. Danışmanlar: PROF. DR. İSMAİL DURAK ATAAY
  4. Tez Türü: Yüksek Lisans
  5. Konular: Ekonomi, Economics
  6. Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
  7. Yıl: 1994
  8. Dil: Türkçe
  9. Üniversite: İstanbul Üniversitesi
  10. Enstitü: Sosyal Bilimler Enstitüsü
  11. Ana Bilim Dalı: Personel Yönetimi Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
  13. Sayfa Sayısı: 211

Özet

197 ÖZET Kamu iktisadi Teşebbüsleri, 1930'lu yıllarda ülkemizin içinde bulunduğu koşulların yarattığı ekonomi politikasının bir ürünü olarak orta ya çıkmıştır. Tarım, sanayi ve ticaret alanlarında önemli görevler üstlenen KİT'ler, ülke kalkınması toplumsal refahın sağlanması, tüketicilere belirli nitelikte ve ucuz fiyatlı mal ve hizmet arzı, ekonomik istikrar ve ucuz fiyat lı mal ve hizmet arzı, ekonomik istikrar ve sosyal adaletin gerçekleştirilme si gibi konularda kendilerine düşen sorumlulukları gereği gibi yerine getir mişlerdir. Sözgelimi Sümerbank ve Etibank, temel sanayi, maden ve enerji işletmelerinin kurulmasında, modern işletmecilik tekniklerinin uygulanma sında, sınaî insan gücünün yetiştirilmesinde çok önemli hizmetler vermiş lerdir. Bunlar tarafından kurulan birçok işletme daha sonra kurulan bazı KİT'lerin çekirdeğini oluşturmuş, zaman içerisinde KİT'lerin sayısı artırıl mıştır. Ancak 24 Ocak Kararları ile 1980 sonrasında devletin ekonomi içindeki payının küçültülmesi, faaliyet alanlarının sınırlandırılması düşün cesinin egemen olduğu yeni bir döneme girilmiştir. Bu yöndeki yasal düzen lemelerle devletin ekonomideki ağırlığının bir yandan özelleştirmeye ağır lık verilerek diğer yandan da yatırımların sınırlandırılması suretiyle azaltıl ması amaçlanmıştır. Ancak yine de yeni KİT'lerin yaratılmasından vazgeçil- memiştir. Sözgelimi PTT İmalat, Onarım ve Donatım Sanayii ve Lalapaşa Çimento Fabrikası bu dönemde oluşturulan KİT'ler arasındadır. KİT'lerin Türkiye ekonomisine olumlu yöndeki başlıca etkileri; istihdam yaratmaları, temel mal ve hizmet üretmeleri ve tüketiciye ucuz fiyatla sunmaları ve bölgeler arası dengesizlikleri azaltmalarıdır. Buna kar-198 şılık en önemli olumsuz etkileri, düşük verimle çalışmaları, aşırı istihdama ve ülke kaynaklarının kötü kullanımına yol açmalarıdır. KİT'lerin en önem li sorunları ise aşırı politik baskı altında bulunmaları, aşırı istihdam ve yeterli modern teknoloji kullanamamalarıdır. Bugün enflasyonun en önemli nedenlerinden birinin kamu kuru luşları finansman açıkları ve zararları olduğu kabul edilmektedir. KİT siste minin 1992 yılı zararı 16.5 trilyon lira, 1993 yılı zararı ise yaklaşık 30 tril yon lira dolayındadır. Türkiye Elektrik Kurumu, Türkiye Taş Kömürü Kurumu, T.C.Devlet Demir Yolları, Türkiye Demir Çelik işletmeleri, Top rak Mahsulleri Ofisi, Tekel ve Türkiye Şeker Fabrikaları A.Ş. ülkemizde KİT probleminin esasını oluşturmaktadır. Ekonomideki yeniden yapılanma da özellikle bu yedi KİT'in üzerinde önemle durulmalıdır. Türkiye'de KİT'lerin olumsuz gidişine dur demenin gerekliliği 1980'li yılların başından beri dile getirilmekte ve tartışılmaktadır. Liberal ekonomi politikaları doğrultusunda uygulamaya konulan özelleştirme prog ramının temel amaçları, devletin ekonomik alandaki ağırlığını azaltmak, serbest piyasa ekonomisini güçlendirmek, ekonomik üretkenliği ve verimli liği artırarak, sermayenin tabana yayılmasını sağlamak, devlet bütçesi üze rindeki KİT finansman yükünü hafifletmek, rekabeti ve kaynak kullanımın da etkinliği artırmak, ekonomiyi yeniden yapılandırarak modernize etmek ve uluslararası rekabete açmaktır. Ancak bu amaçlara erişme ümidi ile 1986'da başlatılan özelleştirme uygulamalarında istenilen düzeye erişileme miştir. Üzülerek söylemeliyiz ki Türkiye şu ana dek özelleştirmede başarılı olamamıştır. Bunun temelinde etkin bir özelleştirme stratejisinin benimsen memiş olması yatmaktadır. Amaç ve önceliklerin açıklıkla tanımlanmama sı, yasal düzenlemelerin, mevcut politikaların ve yöntemlerin sıkça değiş mesi, özelleştirmenin giderek araç olmaktan çıkarılıp amaç niteliğine büründürülmesi, kamuoyunun bu konuda yeterince bilgilendirilmemesi, des teğinin alınamaması, özelleştirme uygulaması ile görevli kurumun konuya tüm yoğunluğu ile eğilememesi ve özelleştirme hakkında siyasiler arasında ki görüş farklılıkları gibi nedenler özelleştirme uygulamalarının başarısızlı ğında rol oynamaktadır.199 KİT'ler bugünkü durumları ile kalır, gerek özel kesim, gerek dün ya ekonomisindeki konjonktive, gelişmelere ayak uyduramaz ise Türkiye ekonomisinin şu an içinde bulunduğu ağır koşullardan kurtulması çok zor dur. Devlete yük olan, kamu borçlanma gereği yaratan, enflasyonu tırman dıran, kaynakları tüketen KİT'lerin özelleştirilmesi her işletmenin kendi koşullarına uygun, üretici ve tüketiciyi koruyacak yol ve yöntemlerle, önlemlerle gerçekleştirilmediği sürece KİT'ler bu olumsuz etkilerinin sını rını giderek genişletecektir. KİT'lerin kaynak israf eden değil, kaynak yaratan kuruluşlar hali ne gelmesi için îngiltere, Almanya, Fransa, Arjantin, Brezilya, Japonya gibi birçok ülkede KİT'lerin özelleştirilmesi konusunda büyük çabalar har canmaktadır. Özelleştirmede kanımıza en önemli iki nokta şudur: Birincisi karar verdikten sonra hızla uygulamaya geçmek ve sonuca yönelmektir. Zaman kaybı özelleştirmeyi gündemden düşüreceği gibi amaçlarına erişil mesini de zorlaştıracaktır. Bu arada özelleştirmeye duyulan güven ve inan cında sarsılması uygulamaları desteksiz bırakabilir. Diğer nokta ise özelleş tirmeden esas amaç kamuya gelir sağlamak değil ekonomide etkinliği ger çekleştirmek olmalıdır. KİT'leri bu olumsuz durumları içinde bırakmak hata olur. Ancak,“tamamının da mutlaka özelleştirilmesi gerekir”şeklindeki bir düşüncede yanlıştır. Faaliyetlerine devam edebilecek nitelikte ve gerekte olan KİT'ler reorganize edilmeli, gerekli görülenler ise bir açıklık ve ada let politikası içinde özelleştirilmelidir. Halen özelleştirme kapsamında olan SEK Süt Endüstrisi A.Ş.'nin özelleştirilmesi de başarısızlıkla sonuçlanan uygulamalardan biridir. 1992 yılından bugüne dek yapılan üç ihale sonucunda da kurumun özelleştirilme sinde istenilen noktaya erişilememiştir. Kurumun özelleştirilememesinin kuruluş yasasına aykırı olduğu, eğer birgün özelleştirilecek olsa bile mutla ka üretici kuruluşlarına verilmesi gerektiği, tesis ve varlıkların satış fiyatı nın düşük olduğu, tekelleşme yaratılacağı, yanlış yöntemlerin izlendiği gibi200 gerekçelerle yapılan itirazlar sonucu üç ihaleden de sonuç alınamamıştır. Özelleştirme Yetki Yasasının Anayasa Mahkemesi'nce iptali ile bu ve diğer kurumların satışı yeni bir bekleme dönemine girmiştir. Önemli olan kamu SEK işletmelerinin kaça satıldığı değil kime satıldığıdır. Özelleştirme yapılacaksa herşeyden önce hukuki, sosyal ve eko nomik altyapısının hazır olması gerekir. Anti-kartel Yasası, Tüketiciyi Koruma Kanunu çıkarılmadan, iş görenlerin sosyal güvenliği sağlanmadan ne SEK Süt Endüstrisi A.Ş.'nin ne diğer kurumların özelleştirilmesine baş lamanın sonuçta zaman kaybından başka birşey olmadığını görüyoruz. Olayı SEK Süt Endüstrisi A.Ş. Edirne-Havsa işletmesi bazında ele alarak yaptığımız araştırmada işletmenin özelleştirilmesinde çeşitli alternatifleri değerlendirdik. Bu alternatifleri, yerli özel kesime (Mis, Pınar ve Tikveşli gibi), işletme çalışanına, borsa yolu ile halka, sendikala ra ve üretici kooperatiflerine satış olarak sıralayabiliriz. Tüm alternatifleri değerlendirdiğimizde en mantıklı, adil ve uygun yolun işletmeyi üretici kooperatiflerine devretmek olduğu ortaya çık maktadır. Çünkü; öncelikle bu yol SEK Süt Endüstrisi A.Ş.'nin kuruluş yasasına uygundur. Kamuoyunun ve farklı görüşlerin üzerinde anlaşabilece ği bir alternatiftir. Sütü, özelliklerini, işlenişini bilen ve bunu yaşam biçi mi haline getirmiş üreticilerin işletmeye sahip olması, hammadde kaynağı nın kendileri olduğunu da gözönüne alırsak, işletmenin verimliliği ve ürün lerin kalitesi açısından tüketici için de yararlı olacaktır. Ayrıca, ürünleri benzer ürünlere göre daha ucuza mal edebilme olanağına sahip olmaları da ancak bu seçenekte mümkündür. Ekonomik istikrar hedeflerine yönelik önlem ve uygulamalarının tamamlayıcısı olan özelleştirmede başarı sağlanabilmesi için teknik ve hukuki altyapının mutlaka kurulması, bu konunun tüm kesimlerine benim setilmesi ve özelleştirme gelirlerinin yeni yatırımlarda kullanılmasına gerek vardır. Aksi taktirde biz ülke olarak özelleştirme yapan değil özelleş tirmeyi tartışan ülke olarak kalırız.

Özet (Çeviri)

Özet çevirisi mevcut değil.

Benzer Tezler

  1. Kamu iktisadi teşebbüsleri ve özelleştirilmesi

    Başlık çevirisi yok

    NEVAL SARICI

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    1989

    Ekonomiİstanbul Üniversitesi

    Para Banka Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. YÜKSEL ÜLKEN

  2. Türkiye'de özelleştirme ve özelleştirmenin Türk çalışma hayatına etkileri

    Privatization in Turkey and its effects on Turkish labor life

    YALÇIN RAMAZAN ERYILMAZ

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    1998

    EkonomiCumhuriyet Üniversitesi

    Çalışma Ekonomisi ve Endüstri İlişkileri Ana Bilim Dalı

    YRD. DOÇ. DR. FATİH DOĞANOĞLU

  3. Kamu iktisadi teşebbüslerinin özelleştirilmesi ve iş kaybı tazminatı

    Başlık çevirisi yok

    CUMA ÖZTÜRK

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    1999

    Kamu YönetimiMarmara Üniversitesi

    Özel Hukuk Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. NURİ ÇELİK

  4. Kamu iktisadi teşebbüslerinin özelleştirilmesi ve istihdam üzerine etkisi

    Privatization of the state economic enterprises and its impact on employment

    AHMET GÜNEY

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    1996

    İşletmeSakarya Üniversitesi

    PROF.DR. CİHANGİR AKIN