Nazal poliplerin immünohistopatolojik ayırıcı özellikleri ve klinik açısından önemi
Distinctive immunohistopathologic features of nasal polyps and their clinical significance
- Tez No: 310293
- Danışmanlar: PROF. DR. H. SEMA BAŞAK
- Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
- Konular: Kulak Burun ve Boğaz, Otorhinolaryngology (Ear-Nose-Throat)
- Anahtar Kelimeler: Nazal polip, eozinofil, CD4, CD8, TGF-ß, NF-?B, TNF, VEGF, Nazal polyp, eosinofil, CD4, CD8, TGF-ß, NF-?B, TNF, VEGF
- Yıl: 2011
- Dil: Türkçe
- Üniversite: Adnan Menderes Üniversitesi
- Enstitü: Tıp Fakültesi
- Ana Bilim Dalı: Kulak Burun Boğaz Hastalıkları Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
- Sayfa Sayısı: 79
Özet
Amaç: Nazal polip inflamasyon ile seyreden klinik bir tablodur. İnflamatuvar hücrelerden salınan bazı kimyasal medyatörlerin, sitokinlerin, büyüme faktörlerinin ve endotelyal reseptörlerin neden olduğu inflamasyon sonrası gelişen ödem, polip oluşumuna yol açan temel patolojidir. Bu inflamasyonda, nötrofiller, lenfositler, plazma hücreleri, makrofajlar ve mast hücreleri rol almaktadır fakat en önemli ve belirgin hücre eozinofildir. Bu hücrelerden ödemin gelişimine yol açtığı düşünülen pek çok medyatör salınmaktadır. Bu çalışmada 28 rekürren olan ve rekürren olmayan nazal polipli hasta grupları yaş, cinsiyet, doku eozinofil sayısı ve şiddeti, CD4, CD8, TGF-ß, NF-?B, TNF-?, VEGF immunmedyatörleri ile boyanma olup olmaması ve boyanma derecesi açısından karşılaştırılmaları amaçlanmıştır. Böylece nazal polip rekürrensleri açısından yapılmış az sayıdaki çalışmaya katkı sağlayabilmeyi ummaktayız.Gereç-Yöntem: Haziran 2007- Nisan 2011 tarihleri arasında NP nedeniyle bilateral endoskopik sinüs cerrahisi yapılmış 73 olgunun patoloji preparatlarından kesitler alındı. Olgulara ait patoloji blok ve preparatları arşivden çıkarıldı. Tüm kesitlere primer antikorlar olan; CD4, CD8, TGF-ß, NF-?B, TNF-?, VEGF immunohistokimyasal boyaları uygulandı. İmmunhistokimyasal CD4, CD8 boyaları için nükleer, TGF-ß, NF-?B, TNF-?, VEGF boyaları için sitoplazmik membran ve sitoplazma boyanmaları değerlendirildi. Ayrıca preperatlar eosinofil infiltrasyonu açısından da değerlendirildi. Patolojik değerlendirme sırasında uygulanan immunhistokimyasal boyalarla boyanmayan 7 rekürren polip olgusu ve 5 rekürren olmayan polip olgusu çalışma dışı bırakıldı.Bulgular: Çalışmaya alınan olguların 28'i rekürren grup (Grup 1), 33'ü rekürren olamayan grup (Grup 2) olarak değerlendirildi Grup 1 deki hastaların yaşları 19 ile 75 arasındaydı, çoğunlukla orta yaş grubunda hastalardı ve ortalama yaşı 49,75'idi. Grup 2 deki hastaların yaşları 13 ile 75 arasındaydı, yaş ortalaması, 44,39'idi. Çalışmaya alınan gruplar arasında yaş dağılımları açısından istatistiksel olarak anlamlı fark saptanmadı. Erkeklerin % 47,4 ünde rekürren polip saptanırken, kadınların % 43,5 inde rekürren polip saptandı. Eosinofil varlığı mevcut olan hastaların % 53,3 ünde rekürrens saptanırken, eosinofil varlığı mevcut olmayan olguların %25 inde rekürrens saptandı. Eosinofil sayısı az olanların %33,3 ünde rekürren polip saptanırken, eosinofil sayısı yoğun olanların %58,1 inde rekürren polip saptandı. Çalışmaya alınan hastaların hepsinde CD4 saptandı. CD4 antikoru ile boyanması az olanların %43,8 inde rekürren polip saptanırken, bu antikor ile boyanması yoğun olanların %46,7 sinde rekürren polip saptandı. CD8 ile boyanması mevcut olan hastaların %45 inde rekürren polip saptanırken, boyanma görülmeyen hastaların %100 ünde rekürren polip saptandı. CD8 antikoru ile boyanması az olanların %45,8 inde rekürren polip saptanırken, bu antikor ile boyanması yoğun olanların %46,2 sinde rekürren polip saptandı. Nükleer faktör-?B ile boyanması mevcut olan hastaların %44,2 sinde rekürren polip saptanırken, boyanma görülmeyen hastaların %55,6 sında rekürren polip saptandı. Nükleer faktör-?B antikoru ile boyanması az olanların %47,5 inde rekürren polip saptanırken, bu antikor ile boyanması yoğun olanların %42,9 unda rekürren polip saptandı. Transforme edici büyüme faktörü-ß ile boyanması mevcut olan hastaların %42,9 unda rekürren polip saptanırken, boyanma görülmeyen hastaların %80,0 ında rekürren polip saptandı. Transforme edici büyüme faktörü-ß antikoru ile boyanması az olanların %57,1 inde rekürren polip saptanırken, bu antikor ile boyanması yoğun olanların %40,0 ında rekürren polip saptandı. Tümör nekroz faktörü-? ile boyanması mevcut olan hastaların %43,9 unda rekürren polip saptanırken, boyanma görülmeyen hastaların %50,0 sinde rekürren polip saptandı. Tümör nekroz faktörü-? antikoru ile boyanması az olanların %44,4 ünde rekürren polip saptanırken, bu antikor ile boyanması yoğun olanların %57,1 inde rekürren polip saptandı. Vasküler endotelyal büyüme faktörü ile boyanması mevcut olan hastaların %45,8 inde rekürren polip saptanırken, boyanma görülmeyen hastaların %50,0 sinde rekürren polip saptandı. Vasküler endotelyal büyüme faktörü antikoru ile boyanması az olanların %48,8 inde rekürren polip saptanırken, bu antikor ile boyanması yoğun olanların %38,9 unda rekürren polip saptandı.Sonuçlar: Nazal poliplerdeki eozinofil varlığı ve sayısı ile CD4, CD8, TGF-ß, NF-?B, TNF-?, VEGF immunmedyatörlerinin polip dokusundaki varlığı ve derecesi rekürrensi etkilememektedir.
Özet (Çeviri)
Purpose: Nasal polyps are a process that based on inflammation. Main pathogenesis of the polyps are due to edema following inflammation resulting from chemical mediators, cytokins, growth factors as well as endothelial receptors. Neutrophils, lymphocytes, plasma cells, macrophages and mast cells involve in that inflammation, but the most important and the significant component is eosinophils. There are number of mediators that causes edema are secreted by these cells. İn this study, 28 patients were recruited and seperated into two groups regarding their recurrence (a recurrent polyps group, and a non-recurrent group). We compared these two groups to the following parameters: age, gender, tissue eosinophil number and concentration; staining with CD4, CD8, TGF-ß, NF-kB, TNF-?, VEGF and their staining grade. We, therefore aimed to aid to the relatively few polyp recurrence studies. Material&Method: Pathology sections of 73 cases which were undergone endoscopic sinus surgery due to nasal polyps (NP) in between june 2007 and april 2011. We obtained all the paraffin blocks and materials of the cases. İmmunohistochemical (IHC)staining of primary antibodies; CD4, CD8, TGF-ß, NF-kB, TNF-?, VEGF were performed for all sections. We evaluated CD4 and CD4 IHC stains for nuclear staining; on the hand for TGF-ß, NF-kB, TNF-?, VEGF IHC stains, membrane or cytoplasmic staining were evaluated. We also assessed all materials according to their eosinophillic infiltration. During IHC staining, 12 cases (7 recurrent, 5 non-recurrent) were exluded from the study because of the failure of IHC staining.Results: There were 28 recurrent (group 1) and 33 non-recurrent cases (group 2). İn group 1, patients were usually in the middle age and the median age was 49,75 (range 19-75). İn group 2, the median age was 44,39 (range 13-75). There were no statistically difference for age between two groups. Males and females had 47,4% and 43,5% of recurrent polyps, respectively. Polyps with eosinophils had 53,3% of recurrence, whereas only 25% of recurrence was detected with the absence of eosinophils. İf number of eosinophils was low, the recurrence rate was 33,3%; if high, the rate was 58,1%. All cases were CD4 positive. The cases in which had faint CD4 staining, the recurrence rate were %43,8; if CD4 staining were significant, the recurrence rate were 46,7%. There were 45% of recurrence when there were CD8 staining, but if not; recurrence rate was 100%. Faint CD8 stained cases had 45,8% of recurrence, whereas 46,2% of recurrence rate in significant CD8 stained cases. There were 44,2% of recurrence when there were Nf-kB staining, in the abcence of staining; recurrence rate was 55,6%.The cases in which had faint NF-kB staining, the recurrence rate were %43,8; if NF-kB staining were significant, the recurrence rate were 42,9%. There were 42,9% of recurrence when there were TGF-ß staining, but if not; recurrence rate was 80%. Faint TGF-ß stained cases had 57,1% of recurrence, whereas 40% of recurrence rate in significant TGF-ß stained cases. There were 43,9% of recurrence when there were TNF-? staining,but if not; recurrence rate was 50%. Faint TNF-? stained cases had 44,4% of recurrence, whereas 57,1% of recurrence rate in significant TNF-? stained cases. There were 45,8% of recurrence when there were VEGF staining, but if not; recurrence rate was 50%. Faint VEGF stained cases had 48,8% of recurrence, whereas 38,9% of recurrence rate in significant VEGF stained cases.Conclusions: The presence and the number of eosinophils and the presence and concentration of CD4, CD8, TGF-ß, NF-?B, TNF-?, VEGF immunomediators do not effect the rate of recurrence in nasal polyps.
Benzer Tezler
- Nazal polipli hasta dokularında p-glikoprotein düzeyinin araştırılması
Investigation of p-glycoprotein levels in patients with nasal polyp tissues
DENİZ DİLEK
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2019
Kulak Burun ve BoğazSüleyman Demirel ÜniversitesiKulak Burun Boğaz Ana Bilim Dalı
PROF. DR. ERDOĞAN OKUR
- Nazal polipozisli olgularda medikal tedavinin etkinliği
The efficacy of combined medical treatment in patients with nasal polyposis
GÖKHAN KURAN
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2001
Kulak Burun ve BoğazSağlık BakanlığıKulak Burun Boğaz ve Baş-Boyun Cerrahisi Ana Bilim Dalı
UZMAN ÜNSAL ERKAM
- Nazal polipozisli hastalarda oksidatif DNA hasarı
Oxidative DNA damage in patients with nasal polyposis
HAKAN ERDEM
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2009
Kulak Burun ve BoğazAtatürk ÜniversitesiKulak Burun Boğaz Hastalıkları Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. HARUN ÜÇÜNCÜ
- Nazal polipli hastaların tedavisinde steroidin etkinliği
The Effectiveness of steroid usage at nasal polysis management
FUAT KARAKUŞ
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2001
Kulak Burun ve BoğazÇukurova ÜniversitesiKulak Burun Boğaz Ana Bilim Dalı
PROF.DR. LEVENT SOYLU