Geri Dön

The Main dynamics of the united nations security council actions in the Korean and the gulf crises

Başlık çevirisi mevcut değil.

  1. Tez No: 32500
  2. Yazar: ERHAN DOĞAN
  3. Danışmanlar: YRD. DOÇ. DR. ŞULE KUT
  4. Tez Türü: Doktora
  5. Konular: Uluslararası İlişkiler, International Relations
  6. Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
  7. Yıl: 1994
  8. Dil: İngilizce
  9. Üniversite: Marmara Üniversitesi
  10. Enstitü: Sosyal Bilimler Enstitüsü
  11. Ana Bilim Dalı: Uluslararası İlişkiler Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
  13. Sayfa Sayısı: 143

Özet

ÖZET Uluslararası siyasal sistemde yeralan devletlerin tamamına yakın bölümünü ve mevcut güç odaklarının tümünü kapsayan ilk uluslararası örgüt Birleşmiş Milletler'dir. Örgüt, tarihsel bir perspektifle bakıldığında, kendisinden önce kurulmuş fakat başarısızlığa uğramış Avrupa Ahengi Sistemi ve Milletler Cemiyeti'nin devamıdır. II. Dünya Savaşı'nın galip devletleri tarafından kurulan örgüt, devletlerin eşit temsili ilkesine dayanmakla birlikte, güç dengelerini de göz ardı etmeyen bir biçimde yapılanmıştır. Örgüt, bir hukuk düzeni olmaktan çok bir siyaset ve işbirliği zeminidir. Bu çerçevede elindeki imkanları kullanarak tarafların niyetlerine bağlı olmak kaydıyla, uluslararası sorunları çözmeye çalışmaktadır. Özellikle siyasal krizlerin çözümü sürecinde organizasyon tarafların niyetleriyle ve birbirleri üzerinde yaratabildikleri etkiyle bağlıdır. Soğuk Savaş döneminin iki kutuplu dünyasında bu etkinin denge değeri sıfırlanmıştır. Organizasyon, özellikle kuvvet dengelerini yansıtan Güvenlik Konseyi, bu dönemde tarafların bazen karşılıklı olarak görüştüğü ama genellikle güç gösterilerinde bulunduğu bir ortam halini almıştır. Bu yıllarda dünya Sovyet ve Batı blokları arasında bölünmüş, problemler genelde bu iki bloğun sıcak temasta olduğu noktalarda ortaya çıkmış ve yine blok liderleri arasındaki çatışma ve pazarlıklar sonucunda çözümlenmiştir.Birleşmiş Milletler Örgütü kurum olarak birçok krizin ve uluslararası sorunun çözümü sürecine dahil olmuş, zaman içinde teknik bir yaklaşımla geliştirdiği yöntemleri kullanarak olaylara müdahale etmiştir. Bu müdahaleler Birleşmiş Milletler Anayasası'nın VI. bölümünde belirtildiği üzere, genellikle sorunların barışçı yöntemlerle çözümüne ilişkin prosedürün çalıştırılması biçiminde gerçekleşmiştir. Birleşmiş Milletler ve onun geniş yetkilerle donatılmış Güvenlik Konseyi, uluslararası barışı tehdit eden durumlarda kullanılmak üzere kendisine verilen ve BM Anayasasının VI. Bölümü'nde tanımlanan zor tedbirlerine bugüne kadar sadece üç olayda başvurmuştur. Bunlardan iki tanesi, Soğuk Savaş'ın başlangıç ve bitiş dönemlerinde ortaya çıkmış olan Kore ve Körfez krizleri, (Üçüncü olay ise, aynı zamanda BM tarihindeki ilk“insani yardım için uluslararası askeri müdahale”olan Somali'deki iç savaştır). Birleşmiş Milletler'in“Barışı Zor Kullanarak Kurma”mekanizması Kore ve Körfez krizlerinde A.B.D.'nin liderliğinde ve konjoktürel nedenlerle S.S.C.B.'nin vetosu ile karşılaşılmadan“başarıyla”çalıştırılmıştır. Uluslararası kamuoyu, Soğuk Savaşın bitmesi ve buna bağlı olarak gelişen bölünmelerin etkisiyle ortaya çıkan ve bugün çok önem verilen insan hakları ihlallerini beraberinde getiren sıcak çatışmaların çoğalmasıyla birlikte bu tür müdahalelerin artacağı -artması gerektiği- beklentisi içine girmiştir. Birleşmiş Milletler Örgütü ve uluslararası ortamın yapılanması, bu beklentilerin karşılanmasını sağlayacak niteliklerden yoksundur. Ulus devlet kavramı halen çok önemlidir ve devletler gittikçe artan sorunların yıkıcıetkisinden kendilerini koruyabilmek için idari olarak küçülmeye ve etkinleşmeye çalışmaktadırlar. Öte yandan, uluslararası ticaretin, kültür etkileşiminin ve bunun yanında uluslararası suçların hacmi devletlerin tek başlarına etki edemiyecekleri, denetleyemeyecekleri boyutlara ulaşmaktadır. Birleşmiş Milletler'in özellikle bu tür işbirliği alanlarındaki çalışmaları oldukça verimli ve umut vericidir. Birleşmiş Milletler'in yukarıda belirttiğimiz türden uluslararası sorunların çözümünde etkin ve zorlayıcı tedbirler alabilmesi bugünkü formuyla sadece Güvenlik Konseyi'ni oluşturan devletlerin uyumlu çalışmasına bağlıdır. Bu devletler, özellikle Soğuk Savaş sonrasının çok kutuplu dünyasında“Global Güvenlik”yerine“Seçici Güvenlik”modelini benimsemiş görünmektedirler. Bu değişimin nedeni, krizlerin sayıca çokluğu ve çözümlerinin getirdiği ağır maliyet yüküdür. Bu çerçevede uluslararası bir organizasyonun kendini oluşturan ve hakim konumdaki devletlerden görece bağımsız olarak etkinliklerini sürdürebilmesi, gerektiğinde zora başvurarak uluslararası barışı sağlayabilmesi, daha özerk bir siyasi ve mali yapılanmaya gidebilmesiyle mümkün olabilir. Aksi takdirde, BM'in uluslararası krizleri uluslararası bir örgüt olarak kendi organizasyonu kanalıyla, kendi üyelerine“rağmen”çözebilmesi mümkün değildir.

Özet (Çeviri)

SUMMARY The UN is the first international organization that has covered almost all the states of the international political system and existing power centers. Historically speaking, the UN is the successor of the former Concert of Europe and the League of Nations. The UN, which was organized by the victorious powers of World War II, was based on the principle of equal representation of states and on acceptance of the existing balance of power. The UN has provided a forum for political bargaining and cooperation rather than legal order. Within this framework, using the powers granted to it, and with regard to the interests and intentions of the states involved, the UN aims to bring an end to international crises. The UN, especially in the settlement of political disputes, is bound by the intentions of the parties and the effects the parties mutually impose on each other. The balance of these effects was neutralized in the bipolar world of the Cold War period. Hence, the UN and, especially the Security Council, which reflects the balance of power, became a forum for mutual talks and basically for power politics. As is well known, the world was divided between the Soviet and Western blocs, so the crises generally appeared in the regions in which both superpowers had conflicting interests and were solved by struggle and bargaining between the blocs. The UN has obviously been involved in the management process of many crises and international problems, and has intervened in those circumstances using its own particular methods. The nature of these interventions is drawn up by chapter VI. of the UN Charter in a way that promotes the peaceful settlement of disputes.The UN Security Council has so far employed force measures which were indicated in chapter VI of the Charter only three times in order to settle disputes which threatened world peace. Two of those crises are the Korean and Gulf Crises which arose at the very beginning and the very end of the Cold War Period. (The Third was the military intervention of the UN, in the civil war in Somalia. It was also the first military intervention made by the UN for humanitarian aid.) The peace enforcement methods of the UN were successfully employed without the veto of the USSR due to the conjunctural reasons and under the initiative of the USA. It is highly evident that the international community, with the recent international divisions arising from the end of the cold war and the rise of human rights violations, seems to have expectations that the number of interventions by the international organization will have to increase, but it is obvious that the comprehensive structure of the UN and international order is not in a position to meet these sort of expectations. The Concept of Nation State is still important, and in order to save themselves from the destructive effects of existing problems the states are trying to minimize volume and to increase efficiency in administration. On the other hand, the volume of international trade, cultural penetration (interaction) and international crime have reached such a high level that the individual states can not control it. Nevertheless, the efforts of the UN in this respect seem quite effective and promising. It is obvious that the effectiveness of the UN in the above-mentioned process of crisis management depends on the harmony of the states which constitute the Security Council. It seems that those states adopted a policy of“Selective Security”instead of“Global Security”in the aftermath of the Cold War period. In this respect, it is legitimate to argue that the reason for such a change in security understanding is the rising number of the crises and the rising cost of dispute settlement. Thus, the only way foran international organization to be autonomous from the constituent states and to provide international peace is by having an autonomous fiscal structure. Otherwise the UN, as an international organization, will not be capable of acting against the wishes of the constituent states in the settlement of international disputes.

Benzer Tezler

  1. Reflections on interventionism in libya: An empiric analysis of Venezuelan voting patterns in the security council

    Libya'da müdahalecilik üzerine yansımalar: Güvenlik konseyi'nde Venezuelan oylama şekillerinin ampirik bir analizi

    ANA PAULA ANDRADE SERRANO

    Yüksek Lisans

    İngilizce

    İngilizce

    2022

    Uluslararası İlişkilerİstanbul Üniversitesi

    Uluslararası Güvenlik Ana Bilim Dalı

    YRD. DOÇ. DR. AYLİN ECE ÇİÇEK

  2. Silahlı çatışmalar kapsamında insansız hava aracı kullanımının uluslararası hukuktaki yeri

    Unmanned aerial vehicle usage during the armed conflicts in the context of international law

    AHMET CERAN

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2014

    HukukHarp Akademileri Komutanlığı

    Harp

    PROF. DR. YAŞAR GÜRBÜZ

  3. İsrail Filistin çatışması: Birleşmiş Milletler'in rolü'nün neorealist perspektif'ten analizi

    Israel-Palestine conflict: The analysis of the role of the United Nations from neorealist perspective

    İREM BAYRAM

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2018

    Uluslararası İlişkilerBahçeşehir Üniversitesi

    Küresel Siyaset ve Uluslararası İlişkiler Bilim Dalı

    DR. ARDA CAN KUMBARACIBAŞI

  4. Özel uzay yatırımlarının uluslararası uzay hukukuna uygunluğunun incelenmesi: 'Starlink' Projesi örneği

    Examining the compliance of private space investments with international space law: Example of 'Starlink' Project

    ANIL UĞRAŞ KARA

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2022

    Havacılık ve Uzay MühendisliğiYalova Üniversitesi

    Uluslararası İlişkiler Ana Bilim Dalı

    DR. ÖĞR. ÜYESİ MEHMET ALİ UĞUR