Geri Dön

Neo-slave narratives: Fred D'aguiar's The Longest Memory and Orhan Pamuk's the White Castle

Fred D'aguiar'ın The Longest Memory ve Orhan Pamuk'un Beyaz Kale romanlarında yeni kölelik anlatısı

  1. Tez No: 327747
  2. Yazar: FATMA BAYALAŞ KERİMOĞLU
  3. Danışmanlar: PROF. DR. ŞEBNEM TOPLU
  4. Tez Türü: Yüksek Lisans
  5. Konular: Karşılaştırmalı Edebiyat, Türk Dili ve Edebiyatı, İngiliz Dili ve Edebiyatı, Comparative Literature, Turkish Language and Literature, English Linguistics and Literature
  6. Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
  7. Yıl: 2012
  8. Dil: İngilizce
  9. Üniversite: Ege Üniversitesi
  10. Enstitü: Sosyal Bilimler Enstitüsü
  11. Ana Bilim Dalı: İngiliz Dili ve Edebiyatı Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
  13. Sayfa Sayısı: 147

Özet

Bu tezde Britanya'da ve ABD'de uygulanan kölelik sisteminin Osmanlı'dakinden ne tür farklılıklar gösterdiği ve bu farklılıkların bu toplumların edebiyatlarını nasıl etkilediği Fred D'Aguiar'ın The Longest Memory (1994) adlı romanı ile Orhan Pamuk'un Beyaz Kale'si (1985) üzerinden incelenmiştir. Bu inceleme kapsamında bu iki yazarın kölelik kurumuna yönelik eleştirel bir yaklaşım benimseyip benimsemediklerinin belirlenmesi hedeflenmiştir. Köleliğin antik çağdan günümüze uzanan kökeni, köleliği oluşturan etmenler olarak köle edinme yolları, kölelerin çalıştırıldıkları işler ve azat etme çeşitleriyle birlikte ilk bölümde ele alınmıştır. Bu genel girişin ardından, köleliğin İngiliz, Amerikan ve Türk toplumlarında var olma biçimini anlamak için bu toplumlarda köleliğin başlangıcından kaldırılışına kadar olan süreci tarihsel olarak değerlendirilmiştir.İkinci bölümde kölelik ve yeni kölelik anlatılarının edebi tür olarak gelişimlerine yer verilmiştir. Bu bağlamda, kölelik anlatısının ne zaman ve nasıl ortaya çıktığı ve bunların yeni kölelik anlatısının oluşumunu nasıl etkilediği belirtilmiş ve bu iki türün Türk, İngiliz ve Amerikan edebiyatındaki örneklerine yer verilmiştir. Kölelik teması İngiliz ve Amerikan edebiyatında önce kölelik anlatısı biçiminde bir edebi gelenek oluşturmuş, daha sonra yeni kölelik anlatısı şeklinde farklı bir tür doğurmuştur. Türk edebiyatında ise böyle bir gelişim görülmez. Kölelik teması Tanzimat edebiyatıyla birlikte romanlarda ele alınmış fakat kalıcı bir gelenek oluşturmamıştır. Türk edebiyatında kölelik anlatısı ve yeni kölelik anlatısı geleneği oluşmasa da Orhan Pamuk'un Beyaz Kale'si bir yeni kölelik anlatısı örneği olarak ele alınabilir.Bu iki roman karşılaştırılmadan önce, üçüncü bölümün girişinde D'Aguiar ve Pamuk'un biyografisine yer verilmiş, daha sonra romanların olay örgüsü ile karakterleri incelenmiş ve böylece köle ve kölelik imgeleri belirlenmeye çalışılmıştır. Çalışmanın son bölümünde, Fred D'Aguiar'ın The Longest Memory adlı eseri ve Orhan Pamuk'un Beyaz Kale'si yazarların köleliği ele alış biçimlerine göre karşılaştırılmış, D'Aguiar ve Pamuk'un romanlarında kölelik temasını işleseler de merkeze aldıkları konuların farklı olduğu görülmüştür. D'Aguiar köleliği romanının ana sorunsalı olarak ele alır ve eleştirel bir tavır sergiler. Öte yandan, Pamuk köleliği Doğu ve Batı arasındaki çatışmayı ortaya koymada bir araç olarak kullanır. Beyaz Kale'de kölelik kurumunun varlığına dair eleştirel bir yaklaşım söz konusu değildir. D'Aguiar okuyucuyu köleliğe karşı eleştirel bir tutuma yöneltirken, Pamuk romanında okuyucunun köleliğe yaklaşımına dair bir yönlendirmede bulunmaz. Sonuç olarak bu tezde iki roman arasındaki en belirgin farklılığın D'Aguiar ve Pamuk'un kölelik temasını ele alış biçiminde olduğu ortaya konmuştur.

Özet (Çeviri)

This thesis explores how slavery in Britain and the USA differed from the one in the Ottoman Empire and how these differences affected their literatures through Fred D'Aguiar!s The Longest Memory (1994) and Orhan Pamuk's Beyaz Kale (1985). In this study, it is aimed to determine whether these two authors took a critical approach to slavery or not. The origins of slavery, slave acquisition forms, slave employment and emancipation patterns as the elements of slavery are handled in the first chapter. Following the first section, the process of slavery from its beginning to the abolition in the Ottoman Empire and the British Empire in connection with the USA are historically evaluated in order to comprehend how these societies performed slavery.The second chapter focuses on the development of slave narratives and neo-slave narratives as literary genres. In this context, when the slave narratives emerged and how these narratives affected the formation of the neo-slave narratives are covered along with the examples of these two genres in Turkish, British and American literatures. The theme of slavery constituted a literary tradition as slave narratives in American and British literatures and then, it gave birth to a different genre, the neo-slave narratives. In Turkish literature, on the other hand, slavery as a theme was handled by Tanzimat writers but it did not form a literary genre. Although the slave and neo-slave narratives did not comprise a literary tradition in Turkish literature, Orhan Pamuk' The White Castle can be evaluated as a neo-slave narrative.Before comparing the two novels, D'Aguiar's and Pamuk's biographies are given in the third chapter, and then the plot and the characters of the two novels are analyzed in order to identify the images of slave and slavery. At the end of the third chapter, D'Aguiar's The Longest Memory and Pamuk's The White Castle are compared with regard to their handling the theme of slavery. Consequently, this study has revealed that D'Aguiar and Pamuk focused on different issues even though they shared the same theme. D'Aguiar deals with slavery as the main concern of his novel whereas Pamuk who does not criticize the slave system uses it as a means of reflecting the conflict between the East and the West. While D'Aguiar leads the reader to a critical approach in The Longest Memory, Pamuk does not intervene in the reader's attitude towards slavery in The White Castle. As a conclusion, this thesis has verified that the most notable difference between the two novels stems from D'Aguiar's and Pamuk's distinctive concerns in handling the theme of slavery.

Benzer Tezler

  1. Parodic engagement with (neo) slave narratives: Bernardine Evaristo's Blonde Roots & Andrea Levy's The Long Song

    (Yeni) köle anlatılarının parodisi: Bernardine Evaristo'nun Blonde Roots ve Andrea Levy'nin The Long Song adlı romanlarına dair bir inceleme

    SERAY SEVİNÇ

    Yüksek Lisans

    İngilizce

    İngilizce

    2022

    İngiliz Dili ve EdebiyatıOrta Doğu Teknik Üniversitesi

    İngiliz Edebiyatı Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. ELİF ÖZTABAK AVCI

  2. Beyond victimhood: Explorations of trauma in neo-slave narratives of Andrea Levy's The Long Song, Bernardine Evaristo's Blonde Roots, and Marlon James's The Book of Night Women

    Mağduriyetin ötesi: Andrea Levy'nin The Long Song, Bernardine Evaristo'nun Blonde Roots ve Marlon James'in The Book of Night Women adlı yeni kölelik anlatılarında travma incelemeleri

    ALİCAN ERBAKAN

    Doktora

    İngilizce

    İngilizce

    2024

    İngiliz Dili ve EdebiyatıHacettepe Üniversitesi

    İngiliz Dili ve Edebiyatı Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. BURÇİN EROL

  3. Generic Hybridity in Adrienne Kennedy's drama: The Alexander plays

    Adrienne Kennedy'nin oyununda türlerarası geçiş: Alexander oyunları

    BUSE AKKAYA

    Yüksek Lisans

    İngilizce

    İngilizce

    2019

    Amerikan Kültürü ve EdebiyatıBaşkent Üniversitesi

    Amerikan Kültürü ve Edebiyatı Ana Bilim Dalı

    YRD. DOÇ. MELTEM KIRAN RAW

  4. Between slavery and patriarchy: Women in Louise Erdrich's The Round House and Andrea Levy's The Long Song

    Kölelik ve ataerkillik arasında: Louise Endrich'in The Round House (Yuvarlak Ev) ve Andrea Levy'nin The Long Song (Uzun Şarkı) kitaplarında kadın

    HASAN ALI HUSSEIN

    Yüksek Lisans

    İngilizce

    İngilizce

    2022

    İngiliz Dili ve Edebiyatıİstanbul Yeni Yüzyıl Üniversitesi

    İngiliz Dili ve Edebiyatı Ana Bilim Dalı

    DR. ÖĞR. ÜYESİ OLGAHAN BAKŞİ YALÇIN