İdiyopatik intrakranial hipertansiyonlu hastalarda faz kontrast sine mrg ile akuaduktal bos akım dinamiğinin değerlendirilmesi
Evaluation of aqueduct csf flow dynamics with cine phase contrast mri in patients with idiopathic intracranial hypertension
- Tez No: 331411
- Danışmanlar: YRD. DOÇ. DR. ÖZDEN KAMIŞLI
- Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
- Konular: Nöroloji, Neurology
- Anahtar Kelimeler: İdiopatik intrakraniyal hipertansiyon, FK-MRG, BOS akımı, idiopathic intracranial hypertension, FK-MRG, CSF flow
- Yıl: 2013
- Dil: Türkçe
- Üniversite: İnönü Üniversitesi
- Enstitü: Tıp Fakültesi
- Ana Bilim Dalı: Dahili Tıp Bilimleri Bölümü
- Bilim Dalı: Nöroloji Ana Bilim Dalı
- Sayfa Sayısı: 59
Özet
AMAÇ: Bu çalışmada idiopatik intrakraniyal hipertansiyon hastalarında faz kontrast sine MRG yöntemiyle akuadukt düzeyinde BOS akım dinamiği parametrelerinde kontrol grubuna göre fark olup olmadığını, bu hastalarda kullanılan ilaç tedavisinin FKS MRG bulgularında değişikliğe yol açıp açmadığını araştırmayı amaçladık. GEREÇ VE YÖNTEM: Bu çalışmaya Haziran 2009 ile Aralık 2012 tarihleri arasında İnönü Üniversitesi Turgut Özal Tıp Merkezi Nöroloji kliniğinde modifiye Dandy kriterleri esas alınarak idiopatik intrakraniyal hipertansiyon tanısı almış tedavi altındaki 10 kronik hasta, tedavi almayan 10 akut hasta ve çevremizdeki sağlıklı gönüllülerden seçtiğimiz 10 kişiden oluşan kontrol grubunu kapsamaktadır.BOS akımının kantitatif olarak değerlendirilmesi faz kontrast MR anjiografi tekniği ile akuaduktus düzeyinden aksiyal planda elde olunan görüntüler üzerinden yapılmıştır. Üç grup arasında akuduktustan geçen akımın pik hız (cm/sn), ortalama hız (cm/sn), ileri akım volümü (ml), geri akım volümü (ml), net ileri akım volümü (ml), debi (ml/dk) değerleri ve akuaduktus alanları karşılaştırılmıştır. BULGULAR: Kontrol grubunda ortalama akuaduktus alanı 2,87±1,01 mm² (1,60-5,30 mm²), ortalama pik hız 4,20±1,40 cm/sn (2,91-7,74 cm/sn), ortalama hız ortalaması 0,37±0,18 cm/sn (0,05-0,80 cm/sn), ortalama ileri akım volüm 0,020±0,009 ml (0,01?0,05 ml), ortalama geri akım volümü 0,012±0,007 ml (0,00?0,0 ml), ortalama net ileri akım volümü 0,007±0,003 ml (0,000-0,020 ml) ortalama ml/dk debi 0,64±0,40 (0,06?1,698 ml/dk) bulunmuştur (Tablo 5). Tedavi almamış hasta grubunda ortalama akuaduktus alanı 2,76±1,08 mm² (1,60-4,80 mm²), ortalama pik hız 3,58±2,15 cm/sn (1,93-9,08 cm/sn), ortalama hız ortalaması 0,52±0,35 cm/sn (0,09?1,39 cm/sn), ortalama ileri akım volümü 0,019±0,018 ml (0,00?0,07 ml), ortalama geri akım volümü 0,009±0,007 ml (0,00?0,03 ml), ortalama net ileri akım volümü 0,010±0,012 ml (0,00-0,04 ml) ortalama debi 1,03±1,15 ml/dk (0,12?4,02 ml/dk) bulunmuştur (Tablo 5). Tedavi altındaki hasta grubunda ortalama akuaduktus alanı 3,35±1,17 mm² (1,80?5,50 mm²), ortalama pik hız 2,97±1,27 cm/sn (0,79-4,36 cm/sn), ortalama hız ortalaması 0,15±0,13 cm/sn (0,01?0,41 cm/sn), ortalama ileri akım volümü 0,014±0,008 ml (0,00?0,03 ml), ortalama geri akım volümü 0,011±0,006 ml (0,00?0,02 ml), ortalama net ileri akım volümü 0,03±0,05 ml (0,00-0,01 ml) ve ortalama debi 0,26±0,39 ml/dk (0,36?0,84 ml/dk) bulunmuştur (Tablo 5). SONUÇ: Çalışmaya alınan İİH?lı tüm hasta grubu ile kontrol grubu arasında pik hız değeri açısından fark vardı ve pik hız hastalarda azalmıştı. Çalışmamızda İİH hastalarını henüz tanı konulan tedavi almamış ve uzun süredir tedavi alan semptomları düzelmiş olarak 2 gruba ayırarak FKS MR parametreleri açısından karşılaştırdık. Bu karşılaştırmada İİH grupları ve kontroller arasında ortalama hız ve debi açısından fark olduğunu saptadık. Bu farkı yaratan uzun süredir tedavi alan semptomları düzelmiş hasta grubu ortalama hız ve debi değerlerinin hem kontrol grubuna hem de henüz tanı konulan tedavi almamış gruba göre belirgin derecede düşmüş olmasıydı. İlginç olarak henüz tanı konulan tedavi almamış grubun ortalama hız ve debi değerlerinin kontrollere göre artmış olmasıydı. Fakat bu istatistiksel olarak anlamlı değildi. İİH?de ise olasılıkla venöz sistem sorunları nedeni ile venöz kanın kraniyum dışına aktarılışında azalma venöz kompliansı azaltacak bu da intrakraniyal basıncın artışı ile sonuçlanacaktır. Bunun FKS MR?daki karşılığı henüz tedavi almamış hastalardaki akuaduktal BOS geçiş hızında ve debisindeki artışı ortaya çıkartıyor olabilir. Tedavi altındaki hasta grubundaki akuaduktustan geçen akımın hız ve debi düşüklüğünün aldıkları medikal tedaviye bağlı BOS üretim azalması ile ilişkili olabileceğini düşünmekteyiz. Genel olarak bakıldığında pik hız, ortalama hız ve ortalama debi değerlerinin İİH grubunda erkelerde kadınlara göre daha yüksek olduğu görüldü. Kontrol grubunda böyle bir fark görülmüyordu. Bu farklılığında klinik pratikte erkeklerde hastalığın gidişatının daha agresif seyretmesi ile kendi gösterdiğini düşünmekteyiz Sıınırlı sayıda hastada yaptığımız bu çalışmanın daha fazla sayıda olguda çalışması ile özellikle karbonik anhidraz enzim inhibitörü olan asetazolamid ve benzeri ilaçları uzun süreli kullana hastaları da içerecek şeklide yapılmasının önemini göstermektdir
Özet (Çeviri)
Purpose: In this study, it was aimed to determine whether there is a difference between the patients with idiopathic intracranial hypertension and control group concerning the parameters of CSF flow dynamics at aqueduct level through cine phase contrast MRI, and whether medication taken by these patients has led to any changes in FKS MRG findings. Materials and Methods: This study was carried out in İnönü University, Turgut Özal Medical Centre, Department of Neurology between June 2009 and December 2012 with the participation of 10 chronic patients diagnosed with idiopathic intracranial hypertension and receive treatment, 10 acute patients who receive no treatment, and a control group of 10 healthy volunteers based on the modified Dandy criteria. Quantitative analysis of CSF flow was made based on the axial images acquired through phase contrast MRI technique at the level of aqueductus. Among these three groups, average peak velocity (cm/s), average velocity (cm/s), forward flow volume (ml), backward flow volume (ml), net forward flow volume (ml), flow rate (ml/min) values of the flow passing through the aqueductus and their aqueductal area areas were compared. Findings: It was found out in the control group that the average aqueductal area was 2,87±1,01 mm² (1,60-5,30 mm²), average peak velocity was 4,20±1,40 cm/s (2,91-7,74 cm/s), average velocity was 0,37±0,18 cm/s (0,05-0,80 cm/s), average forward flow volume was 0,020±0,009 ml (0,01?0,05 ml), average backward flow volume was 0,012±0,007 ml (0,00?0,0ml), average net forward flow volume was 0,007±0,003 ml (0,000-0,020 ml), and the average flow rate was 0,64±0,40 (0,06?1,698 ml/min) (Table 5). In the group of pretreatment patients, it was determined that average aqueductal area was 2,76±1,08 mm² (1,60-4,80 mm²), average peak velocity was 3,58±2,15 cm/s (1,93-9,08 cm/s), average velocity was 0,52±0,35 cm/s (0,09?1,39 cm/s), average forward flow volume was 0,019±0,018 ml (0,00?0,07 ml), average backward flow volume was 0,009±0,007 ml (0,00?0,03 ml), whereas average net forward flow volume was 0,010±0,012 ml (0,00-0,04 ml) and the average flow rate was 1,03±1,15 ml/min (0,12?4,02 ml/min) (Table 5). Regarding the treatment patients, the findings were as following; average aqueductal area 3,35±1,17 mm² (1,80?5,50 mm²), average peak velocity 2,97±1,27 cm/s (0,79-4,36 cm/s), average velocity 0,15±0,13 cm/s (0,01?0,41 cm/s), average forward flow volume 0,014±0,008 ml (0,00?0,03 ml), average backward flow volume 0,011±0,006 ml (0,00?0,02 ml), while average net forward flow volume was 0,03±0,05 ml (0,00-0,01 ml) and the average flow rate was 0,26±0,39 ml/min (0,36?0,84 ml/min) (Table 5). Conclusion: It was found out that there was a difference between IIH patient group who participated in the study and the control group in terms of peak velocity and the peak velocity decreased in patients. In our study, we compared IIH patients in terms of FKS MR Parameters by dividing them into two groups as ones who were diagnosed but did not receive any treatment and the others who have received treatment for a long time and had normal symptoms. Regarding this comparison, it was found that there was difference between IIH groups and control groups in terms of average velocity and the flow rate. The reason for this difference was that the average velocity and flow rate belonging to the patient group which received treatment for a long time and had normal symptoms were considerably low compared to control group and the other group which was diagnosed but received no treatment. Interestingly, the average velocity and flow rate values of the group which was diagnosed but did not receive any treatment increased compared to control group. However, this was not statistically significant. Concerning IIH, a decrease during the transfer of venous blood out of cranium- probably because of some venous system problems- will decrease the venous compliance and this will lead to an increase in intracranial pressure. This may bring out an increase in FKS MR in terms of aqueductal CSF transition velocity and flow rate in patients who were diagnosed but did not receive any treatment. It is considered that the reason for the decreases in flow velocity and the flow rate passing through the aquaductus of the patients receiving treatment can be related with CSF production decrease due to their medical treatment. In general, it was observed that peak velocity, average velocity, and average flow rate values were higher in women than men with IIH. Such a difference was not observed in the control group. The reason for this difference is thought to be due to the fact that in clinical practice the course of the disease is more aggressive in men. This study carried out with a limited number of patients indicates the importance of carrying out it with more case studies and by including patients especially using acetazolamide- a carbonic anhydrase enzyme inhibitor- and similar drugs for a long time.
Benzer Tezler
- İdiyopatik intrakranial hipertansiyonlu hastalarda proinflamatuar sitokinler ile görsel uyarılmış potansiyeller ve optik koherens tomografi bulgularının değerlendirilmesi ve idiyopatik intrakranial hipertansiyonlu hastalarda oligoklonal band varlığının araştırılması
Proinflammatory cytokine levels, visual evoked potentials and optical coherence tomography findings and investigation of oligoclonal band presence in patients with idiopathi̇c intracranial hypertension
ŞENER AKYOL
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2016
NörolojiSağlık BakanlığıNöroloji Ana Bilim Dalı
YRD. DOÇ. DR. ŞADİYE GÜMÜŞYAYLA
- Çocukluk çağı idiyopatik intrakranial hipertansiyonlu hastalarda manyetik rezonans görüntüleme bulgularının klinik ile ilişkisi
The relationship of magnetic resonance imaging findings with clinical in patients with childhood idiopatic intracranial hypertension
HASAN EMRAL
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2020
Çocuk Sağlığı ve HastalıklarıKaradeniz Teknik ÜniversitesiÇocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı
DR. ÖĞR. ÜYESİ TÜLAY KAMAŞAK
- İdiyopatik intrakranial hipertansiyonu olan hastalarda basion opistion mesafesi ve ense cilt kalınlığının normal popülasyon ile karşılaştırılması
Comparison of basion opisthion distance and nuchal skin thickness in patients with idiopathic intracranial hypertension with the normal population
EMRAH ÖZ
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2022
Radyoloji ve Nükleer TıpDicle ÜniversitesiRadyodiagnostik Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. SALİH HATTAPOĞLU
- İdiyopatik intrakranial hipertansiyonu olan hastalarda interpedinkuler mesafenin normal popülasyon ile karşılaştırlması
Başlık çevirisi yok
OSMAN GÜLTEKİN
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2021
Radyoloji ve Nükleer TıpDicle ÜniversitesiRadyoloji Ana Bilim Dalı
PROF. DR. AŞUR UYAR
- İdiyopatik intrakraniyal hipertansiyonlu hastalarda lamina kribrozanın optik kohorens tomografi ile değerlendirilmesi
Başlık çevirisi yok
İPEK TANIR TATAR
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2018
Göz HastalıklarıSağlık Bilimleri ÜniversitesiGöz Hastalıkları Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. BANU ŞATANA