Geri Dön

Gadoksetik asit disodyum (GD-EOB-DTPA) kullanılarak elde olunmuş abdomen manyetik rezonans görüntülemede karaciğerdeki fokal lezyonların saptanması ve karakterizasyonu açısından yirminci dakika hepatosit spesifik faz görüntüleri ile difüzyon ağırlıklı görüntülerin karşılaştırılması

Comparison of twentieth minute hepatobiliary phase of gadoxetic acid disodium (GD-EOB-DTPA) enhanced magnetic resonance imaging and diffusion- weighted imaging for detection and characterization of focal liver lesions

  1. Tez No: 347880
  2. Yazar: ILGAZ ÇAĞATAY KÖSE
  3. Danışmanlar: PROF. DR. DENİZ AKATA
  4. Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
  5. Konular: Radyoloji ve Nükleer Tıp, Radiology and Nuclear Medicine
  6. Anahtar Kelimeler: Gadoksetik asit disodyum, MRG, DAG, hepatosit spesifik faz, karaciğer, Gadoxetic acid disodium, MRI, DWI, hepatobiliary phase, liver
  7. Yıl: 2013
  8. Dil: Türkçe
  9. Üniversite: Hacettepe Üniversitesi
  10. Enstitü: Tıp Fakültesi
  11. Ana Bilim Dalı: Dahili Tıp Bilimleri Bölümü
  12. Bilim Dalı: Radyoloji Ana Bilim Dalı
  13. Sayfa Sayısı: 62

Özet

Karaciğerde yer alan fokal lezyonların karakterizasyonu, sayı, boyut ve yerleşimleri, öncelikli tedavi yöntemini belirlemede ve tedavi sonuçlarının başarısını arttırmada çok önemlidir. Bu çalışmada karaciğerde yer alan lezyonların saptanması ve karakterize edilmesinde gadoksetik asit disodyum (Gd-EOB-DTPA) kullanılarak elde olunmuş manyetik rezonans görüntülemedeki (MRG) yirminci dakika hepatosit spesifik faz görüntüleri ile difüzyon ağırlıklı görüntülemenin (DAG) öneminin karşılaştırılması amaçlanmıştır. Çalışmaya karaciğerde fokal lezyon karakterizasyonu amacıyla Gd-EOB-DTPA kullanılarak karaciğer MRG ve DAG elde olunan 127 hasta dahil edildi. MRG tetkiki T2 ağırlıklı sekansları, erken dinamik T1 ağırlıklı sekansları, yirminci dakika hepatosit spesifik faz görüntüleri ve DAG'ı içermekteydi. Her bir sekans diğerlerinden bağımsız olarak değerlendirildi ve saptanan her lezyon için tanısal açıdan en değerli sekansa karar verildi. Toplam 114 karaciğer metastazı, 48 hepatoselüler karsinom (HSK), 75 hemanjiyom, 15 fokal nodüler hiperplazi (FNH) ve 28 basit parankimal karaciğer kisti saptandı. Karaciğer metastazı saptanmasında Gd-EOB-DTPA kullanılarak elde olunmuş MRG'nin hepatosit spesifik faz görüntüleri ile DAG'ın duyarlılığının eşit olduğu (her ikisinde de %79), HSK saptanmasında ise hepatosit spesifik fazın duyarlılığının (%85,4) DAG'dan (%65,6) anlamlı olarak daha yüksek olduğu görüldü. Benign karaciğer lezyonlarını saptamada hepatosit spesifik fazın duyarlılığının (%88,1) DAG'a göre (%83,05) daha yüksek olduğu ancak istatistiksel olarak anlamlı olmadığı görüldü (p>0,05). Lezyon karakterizasyonunda en değerli sekansların HSK için ise erken dinamik T1 ağırlıklı sekanslar ve hepatosit spesifik faz görüntüler, metastaz için DAG, FNH için hepatosit spesifik faz görüntüler, hemanjiyom için erken dinamik T1 ağırlıklı sekanslar ve basit parankimal kist için T2 ağırlıklı sekanslar olduğu görüldü. Hepatosit spesifik faz görüntülerin HSK saptamada tüm sekanslar arasında en yüksek duyarlılığa sahip olduğu ancak diğer malign ve benign karaciğer lezyonlarının saptanmasında anlamlı farklılık olmadığı görüldü.

Özet (Çeviri)

Number, size, location and characterization of focal liver lesions are very important to choose the proper treatment method and to improve therapeutic outcome. The aim of this study is to compare the significance of hepatobiliary phase of gadoxetic acid disodium (Gd-EOB-DTPA) enhanced magnetic resonance imaging (MRI) and diffusion-weighted imaging (DWI) for detection and characterization of focal liver lesions. 127 patients underwent DWI and Gd-EOB-DTPA enhanced MRI to characterize focal liver lesions. Gd-EOB-DTPA enhanced MRI including T(2) weighted sequences, early dynamic T(1) weighted sequences, twenty minutes delayed hepatobiliary phase sequences, and DWI were obtained. Each sequence was evaluated separately from other sequences. Then the most diagnostic sequence for characterization was noted for each lesion. 114 liver metastases, 48 hepatocellular carcinomas (HCC), 75 hemangiomas, 15 focal nodular hyperplasia (FNH), and 28 simple parenchymal liver cysts were detected. Hepatobiliary phase of Gd-EOB-DTPA enhanced MRI yielded equal sensitivity to DWI for detecting metastases (79% at both of them) however hepatobiliary phase MRI yielded significantly higher sensitivity (85.4%) than DWI (64.6%) for detecting HCC. Hepatobiliary phase MRI had higher sensitivity (88.1%) than DWI (83.05%) for detecting benign liver lesions which was statistically insignificant (p>0.05). The most diagnostic sequences were early dynamic T(1) weighted sequences and hepatobiliary phase for HCC, DWI for metastases, hepatobiliary phase for FNH, early dynamic T(1) weighted sequences for hemangioma and T(2) weighted sequences for simple parenchymal cyst. Hepatobiliary phase of Gd-EOB-DTPA enhanced MRI had the highest sensitivity for detecting HCC among all other sequences however it didn't have a significant role for detecting other benign or malignant lesions.

Benzer Tezler

  1. 2018 lırads' a göre hepatosellüler karsinom ve hepatosellüler karsinom dışı lezyonların ayrımında gadoksetik asit disodyum (GD-EOB-DTPA) kullanılan kontrastlı dinamik karaciğer MRG'nin diagnostik değerinin nomogramkullanılarak karşılaştırılması

    Diagnostic assessment of MRI with contrast dynamic liver using gadoxetic acid disodium (GD-EOB- DTPA) in the discrimination of hepatocellular carcinoma and non-hepatocellular carcinoma lesions according to 2018 lirads

    HALİLİBRAHİM ÖZTÜRK

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2022

    Radyoloji ve Nükleer TıpZonguldak Bülent Ecevit Üniversitesi

    Radyoloji Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. BİLGİN KADRİ ARIBAŞ

  2. BT ya da MRG ile karaciğerde lezyon saptanan hastalarda primovistin ayırıcı tanıya katkısı

    Contribute to the differential diagnosis of liver lesions BY CT or mri in patients with primovist

    CELİL YILMAZ

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2014

    Radyoloji ve Nükleer TıpGaziantep Üniversitesi

    Radyodiagnostik Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. AHMET METE

  3. Canlı vericili karaciğer nakli sonrası meydana gelen safra kaçaklarında gadoksetik asit disodyum (Gd-eob-dtpa) ile yapılan manyetik rezonans kolanjiopankreatografi incelemesinin yeri

    Canli vericili karaciğer nakli sonrasi meydana gelen safra kaçaklarinda gadoksetik asit disodyum (Gd-eob-dtpa) i̇le yapilan manyetik rezonans kolanjiopankreatografi i̇ncelemesinin yeri

    YILMAZ DENGİZ

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2013

    Radyoloji ve Nükleer Tıpİnönü Üniversitesi

    Radyoloji Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. RAMAZAN KUTLU

  4. İntravenöz gadoksetik asit enjeksiyonunun karaciğer parankiminde ve fokal karaciğer lezyonlarında diffüzyon ağırlıklı manyetik rezonans görüntüleme ve ADC haritalama üzerine etkisi

    Effect of intravenous gadoxetic acid injection on diffusion weighted magnetic resonance imaging and ADC mapping in liver parenchyma and focal liver lesions

    SİNAN ÖCALAN

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2020

    Radyoloji ve Nükleer TıpSağlık Bilimleri Üniversitesi

    Radyoloji Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. HASAN YİĞİT

  5. Hepatosellüler karsinomlu hastalarda gadoksetik asit kontrast ajan kullanılarak yapılan manyetik rezonans görüntülemede histopatolojik gradelemenin radyomiks analizi ile öngörülmesi

    Gadoxetic acide-enhanced magnetic resonance imaging radiomicsfeatures for predicting histopathological grade of hepatocellular carcinoma

    BIŞAR AKBAŞ

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2022

    Radyoloji ve Nükleer TıpÇukurova Üniversitesi

    Radyoloji Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. HÜSEYİN TUĞSAN BALLI