Kültürlerarası iletişim bağlamında sığınmacılık deneyimi: Gaziantep örneği
The experience of being asylum in the context of intercultural communication: Gaziantep sample
- Tez No: 348197
- Danışmanlar: PROF. DR. ASKER KARTARI
- Tez Türü: Doktora
- Konular: İletişim Bilimleri, Communication Sciences
- Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
- Yıl: 2013
- Dil: Türkçe
- Üniversite: Ankara Üniversitesi
- Enstitü: Sosyal Bilimler Enstitüsü
- Ana Bilim Dalı: Gazetecilik Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
- Sayfa Sayısı: 377
Özet
Çalışmamda, Türkiye'de sığınmacılığın, gündelik hayatta kültürlerarası iletişim bağlamında nasıl deneyimlendiğini inceledim. Çalışmamı iki temel soru ekseninde yürüttüm. Bu sorulardan ilki, Türkiye vatandaşı olarak tanımladığım yerleşiğin, ülke sınırlarının ötesinden zorunlu göçle gelen“yabancı”ya ilişkin algısının ne olduğuydu. İkincisi ise, De Certeau'nun strateji ve taktik kavramları bağlamında anlamaya çalıştığım gündelik hayatta farklı kültürlerden gelmiş sığınmacılar ve yerleşik arasındaki kültürlerarası iletişimin nasıl deneyimlendiğiydi. Bu soruların yanıtlarını, Türkiye'nin zorunlu göç politikalarını da göz önünde bulundurarak, yerleşiğin yabancı algısındaki banal milliyetçilik ve farklı kültürel grup üyelerinin gündelik hayattaki iletişimlerini, kültürlerarası karşılaşmalar, sosyal ilişki ağları, kültürlerarası iletişimin sınırlılığı, kültürlerarası iletişimde belirsizlik ve kaygının rolü çerçevesinde araştırdım. Türkiye'ye gelen sığınmacılara İçişleri Bakanlığı'nca mecburi ikamet yeri olarak gösterilen şehirlerden biri olan Gaziantep'te, 20 Temmuz ? 20 Aralık 2011 tarihleri arasında yürüttüğüm alan araştırmamda, katılımlı gözlem, informal görüşme ve derinlemesine görüşme tekniklerini kullanarak, (hem sığınmacılar hem de yerleşik olmak üzere) alanın özneleriyle birlikte niteliksel veri ürettik. Gaziantep'te geçici olarak ikamet eden sığınmacılar büyük çoğunlukla Afganistan'dan, daha az sayıda da İran ve Irak'tan zorunlu göçle gelmiş kişiler. Sığınmacılar, genel olarak Gaziantep'in Türkmenler Caddesi'ndeki İran Pazarı ve çevre mahallelerinde çalışıyor ve(ya) ikamet ediyorlar. Bu bölgede çalışan ve(ya) ikamet eden yerleşiğin de varlığıyla, gündelik hayatta kültürlerarası karşılaşmalar yoğun bir şekilde yaşanıyor. Alanın özneleriyle birlikte ürettiğimiz verilerin doğrultusunda ortaya koyduğum bulgu ve sonuçlara göre kültürlerarası karşılaşmaların gündelik hayatta yoğun bir şekilde yaşanması, niteliksel açıdan, kültürlerarası iletişimin de yoğun olduğu anlamına gelmiyor. Türkiye zorunlu göçe dair stratejisini, konuya ilişkin bütünlüklü bir politika yerine çeşitli kanun, yönetmelik ve genelgelerle ortaya koyuyor. Ortaya koyduğu strateji, sığınmacıları açıkça“yabancı”olarak işaret ediyor ve onların tekinsiz ve tehlikeli olabileceği imasını içeriyor. Stratejilerin mikro düzeydeki yeniden üretimleri olarak tanımlayabileceğimiz taktiklere baktığımızda da gündelik hayatta yerleşiğin sığınmacıları“tekinsiz yabancılar”olarak algıladıklarını görebiliyoruz. Başka bir deyişle alanda yerleşiğin sığınmacılarla kurduğu kültürlerarası iletişimi, banal milliyetçilik imliyor. Bu bağlamda kendi konumunu vatandaşlık üzerinden belirleyen yerleşik, sığınmacıları görmezden geliyor, onların varlığından rahatsız oluyor ve var olan kaynakları onlarla paylaşmak istemiyor. Yerleşiğin sığınmacılara ilişkin algısının bu yönde olması ve sığınmacılığın tehdit algısı, geçicilik ve belirsizlik içeren bir statü olması gündelik hayattaki kültürlerarası iletişimi büyük ölçüde belirliyor. Öncelikle devletin zorunlu göç ve sığınmaya ilişkin stratejisinin gündelik hayattaki yansıması olarak okuyabileceğimiz yerleşiğin sığınmacıları görmezden gelme taktiği, kültürlerarası iletişim ağlarının zayıf ve yüzeysel olmasını doğuruyor. Gündelik hayattaki karşılaşma sıklıklarına tezat bir şekilde, iletişim ağlarının yüzeysel olması, kültürlerarası karşılaşmaları, diğerini dışarıda tutan sınırlarla karakterize ediyor. Bu ince sınırlar, farklı kültürel grup üyeleri arasındaki bilgi paylaşımını da önemli ölçüde engellediği için kişilerin diğerine ilişkin belirsizlik ve kaygı algılarını sürekli yeniden ürettikleri bir süreç söz konusu oluyor. Sığınmacılık, ağırlıklı olarak makro ölçekte ele alınan ve gündelik hayat ölçeği göz ardı edilen bir deneyimdir. Ancak zorunlu göç, sadece devletlerin sınırlarını ilgilendiren bir konu değil, gündelik hayatta sıradan insanların deneyimledikleri bir süreçtir. Bu süreçte belirsiz bir bekleyiş içinde olan sığınmacılar, gündelik hayatlarını yeni bir kültürün içinde kurmaya çalışırken deneyimledikleri kültürlerarası karşılaşmalar zorunlu göçe neden olan koşulları yeniden üretebilecek nitelikte olabiliyor.
Özet (Çeviri)
In the present study the experience of being asylum in everyday life in the context of intercultural communication was studied. The study was carried out mainly around two questions: What was the perception of resident defined as Turkish citizen about the 'stranger' coming from beyond the boundaires by the forced emigration. The second question was that how intercultural communication between asylum seekers coming from different culture and residents was experienced in everyday life in the context of De Certeau's concepts of strategy and tactics. The answers of these questions were examined within the framework of the resident's perception of stranger in the context of banal nationalism and the communication between the members of different cultural groups in everyday life in the contexts of intercultural encounters, social intercourse networks, the restraints of intercultural communication and the role of uncertainty and anxiety in intercultural communication. The policy of forced emigration carried out by Turkey was also considered while answering the present questions. The field survey was conducted between the dates of 20th July -20th December 2011 in Gaziantep that was indicated as compulsory place of residence by Ministry of Internal Affairs to asylum seekers coming to Turkey. Participatory observation, informal interview and in-depth interview were used during the present study and qualitative data were obtained with the subjects of the field (both with the residents and asylum seekers). The asylum seekers residing temporarily in Gaziantep are mostly from Afghanistan coming by forced emigration. The other part is from Irak and Iran. The asylum seekers mostly live and/or work in Iran Bazaar on Türkmenler Street and neighbourhood quarters. Intercultural encounters are seen immensely with the presence of residents working and/or residing in this neighbourhood. According to the findings, the immensity of the intercultural encounter in everyday life does not mean the immensity of intercultural communication qualitatively. Turkey reveals its strategy on forced emigration not by a whole policy, but by law, regulation and circular order. The strategy administered by Turkey indicates the asylum seekers as 'strangers' openly and implies that the asylum seekers are insecure and uncanny. Regarding tactics defined as reproduction of strategies in microlevel, it can be seen that the residents perceive asylum seekers in everyday life as 'uncanny strangers'. In other words, the intercultural communication between residents and asylum seekers is marked by banal nationalism. In this context, the resident who determines its situation on citizenship ignores asylum seekers, feels indisposed with the presence of asylum seekers and is unwilling to share the present resources with them. The perception of resident about asylum seekers as threatening and being asylum as a temporary statute determines the intercultural communication in everyday life extensively. The tactics of resident's ignoring asylum seekers, which can be read as a reflection of government's strategy about forced emigration, causes intercultural networks to be superficial and deficient. In contrast to the frequency of encounters in everyday life, due to the superficiality of the networks, the intercultural encounters are characterized by the boundaries that excludes the other. Since these boundaries inhibit information sharing among different cultural groups extensively, the perception of anxiety and uncertainty about the other is regenerated. Being an asylum seeker is an experience dealt in macrolevel and everyday life aspect is ignored. Yet, forced emigration is not only a subject related to boundaries of governments but also a process experienced by ordinary people in everyday life. The asylum seekers who are in an uncertain expectancy during this process try to build up an existance in a new culture; yet, intercultural encounters experienced by asylum seekers might regenerate the conditions causing forced emigration.
Benzer Tezler
- Gündelik hayat bağlamında Suriyeli sığınmacıları şeytanlaştırma pratikleri: Önder mahallesi örneği
Demonizing the syrian refugees in everyday life practices: A case of Önder neighborhood
ERCAN ARICAN
Yüksek Lisans
Türkçe
2019
SosyolojiHacettepe Üniversitesiİletişim Bilimleri Ana Bilim Dalı
PROF. DR. SUAVİ AYDIN
- Kültürlerarası iletişim bağlamında kültür turizmi: Ahlat ilçesi örneklemi
Cultural tourism in the context of intercultural communication: A sample of Ahlat district
ÖZGÜR ÜMİT ÇELİK
Yüksek Lisans
Türkçe
2022
İletişim BilimleriYalova Üniversitesiİletişim ve Tasarım Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. SİBEL AKOVA
- Kültürlerarası iletişim bağlamında 'Etnik farklılıklar, kimlik ve ideoloji' sorunları: Iğdır ili üzerine bir inceleme
The problematic of 'Ethnic differences, identity and ideology' within the scope of intercultural communication: A study on Iğdır province
RECEP ALTAY
Doktora
Türkçe
2023
İletişim BilimleriFırat Üniversitesiİletişim Bilimleri Ana Bilim Dalı
DR. ÖĞR. ÜYESİ TAMER KAVURAN
- Kültürlerarası iletişim bağlamında Netflix: Türk yapımı orijinal dizilerin kültürel kodlarının incelenmesi
Netflix in the context of intercultural communication: An investigation of cultural codes of Turkish-made original series
SİNEM ERDOĞDU
Yüksek Lisans
Türkçe
2021
Halkla İlişkilerGiresun ÜniversitesiHalkla İlişkiler ve Tanıtım Ana Bilim Dalı
DR. ÖĞR. ÜYESİ AHSEN YALIN
- Kültürlerarası iletişim bağlamında halkla ilişkilerin rolü; İstanbul Büyükşehir Belediyesi örneği
The role of public relations in intercultural communication; Case of Istanbul Metropolitan Municipality
ÖZGENUR REYHAN KURTULDU
Doktora
Türkçe
2022
Halkla İlişkilerMarmara ÜniversitesiHalkla İlişkiler ve Tanıtım Ana Bilim Dalı
PROF. DR. EMEL POYRAZ