Geri Dön

Yeni ırkçı söylemin muğlâk karakteri ve medyanın işlevi

The articulating nature of new racist discourse and the function of media

  1. Tez No: 355823
  2. Yazar: HATİCE ÇOBAN KENEŞ
  3. Danışmanlar: DOÇ. DR. ÜLKÜ DOĞANAY
  4. Tez Türü: Doktora
  5. Konular: İletişim Bilimleri, Communication Sciences
  6. Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
  7. Yıl: 2013
  8. Dil: Türkçe
  9. Üniversite: Ankara Üniversitesi
  10. Enstitü: Sosyal Bilimler Enstitüsü
  11. Ana Bilim Dalı: Halkla İlişkiler ve Tanıtım Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
  13. Sayfa Sayısı: 301

Özet

Irkçılığı söylemsel bir oluşum olarak ele alan literatüre dayanan bu çalışmada daha çok dilde temellenen, söylemler aracılığıyla dolaşıma giren ve pek çok ayrımcı ideolojiyi birbirine eklemleyerek dolaylı- örtük bir şekilde üretilen (van Dijk 1992a, 1992b, 2005; Back ve Solomos, 2001; Balibar, 2000a; Aydınkaya, 2008) yeni ırkçılığa odaklanılmıştır. Bu kapsamda değişik yaş, meslek gruplarından az çok gündemi ve medyayı takip edebilen kişiler arasından10 kadın 10 erkek toplam 20 kişi ile derinlemesine görüşmeler yapılmıştır. Görüşmelere konuşmayı başlatmak ve konuşmanın çerçevesini çizmek amacıyla etnik, dini ve cinsel temelli ayrımcılıkları birbirine eklemleyen 6 haberle gidilmiştir. Çalışmada Ernesto Laclau ve Chantal Mouffe'un söylem analizi yaklaşımları ile bu yaklaşımın kavram setine yaslanan bir analiz çerçevesi inşa edilmeye çalışılmıştır. Bu çerçevede Laclau ve Mouffe'un söylem yaklaşımlarının kurucu öğelerinden biri olan“eklemlenme”yeni ırkçı söylemin analizinde temel eksenlerden biri olarak kabul edilmiştir.“Eklemlenme”, her iki yaklaşımı birlikte kullanabilme olanağını sağlamış ve böylece yeni ırkçılığın, farklı ideolojik söylemleri kendine eklemleyen gevşek dokulu, kararsız bir söylemsel oluşum olarak analizi mümkün olmuştur. Görüşmelerin neredeyse tamamında“toplum”,“halk”,“ulus”gibi bütünlük kurgularının, bir başka deyişle“biz”in farklı inşalarının izini sürmek mümkün görünmektedir. Görüşmecilerin her birinin verili bir“biz”imgesinden hareket etmek suretiyle, kendilerine verilen haber metinlerini“birlikte”ya da“birlik içinde”yaşama formülleri kullanarak yorumladıkları söylenebilir. Görüşülenlerin“birlik içinde yaşama”ya da biraz daha esnek bir ifadeyle“birlikte yaşama”reçetelerinin her biri, Laclau ve Mouffe'un ifadesiyle, fark gösterenlerinin silikleştirilerek eşdeğer hale getirildiği bir momenti içermektedir. Tam da bu moment, görüşmelerde“biz”in bir özdeşlikler alanı olarak inşasında eşdeğerlik mantığının rolünü ayırt edebilmemizi sağlar. Bu noktada, görüşmelerde“biz”in saydam ve nesnel bir özdeşlikler alanı olarak kuruluşunda farklı düzeyler ayırt edilebildiğini söylemek gerekmektedir. Görüşülenler, genellikle aynılaştırıcı bir strateji kullanıyor olmakla birlikte,“biz”imgelerini her farkı ve kimliği kapsayıcı bir birlikten, farkın tamamen dışlandığı, mutlak, saydam, kendine özdeş bir kategori olarak“birlik”-ki burada kastedilenin hemen her zaman“ulus”olduğu söylenebilir- tahayyülüne kadar değişen düzlemlerde inşa etmektedirler. Daha çok, örneğin“Cumhuriyet'i birlikte kurmuş olan farklı unsurların birliği olarak halk”tahayyülüne işaret eden ifadelerde ortaya çıkan sınırları belirsiz, herkesi gevşek biçimde kapsayan birlikte yaşama formülü, farkın silikleşmesi koşuluyla süreklilik kazanabilmektedir. Böylece,“Türklük”milleti bir arada tutan harç, bir üst kimlik olarak öne sürülebilmektedir. Buna ek olarak“biz”in inşasında her zaman olmasa bile karşımıza çıkan bir diğer eksen din ve inanç birliği üzerinden kurulmaktadır. Müslümanlıkla ilişkilenen“aynı dinden geliyoruz”söylemine farkın üzerini örtmenin bir yordamı olarak başvurulabilmektedir.

Özet (Çeviri)

The present study is based on the literature that addresses racism as a discursive phenomenon and focuses on the new racism bearing more on language, entered into the circulation via discourses and generated in an indirect-implicit manner through articulating various discriminatory ideologies (van Dijk 1992a, 1992b, 2005; Back and Solomos, 2001; Balibar, 2000a; Aydınkaya, 2008). In this scope, in-depth interviews were performed with a total number of 20 persons, namely 10 women and 10 men, selected from amongst a group of people originating in different age and occupation groups with a somewhat close follow-up of the current agenda and media. The interviews were accompanied by 6 news articles that articulate ethnic, religious and sexual forms of discrimination with the aim of initiating and drawing a framework for conversation. The study endeavoured to construct an analytic framework leaning on the discourse analysis approaches of Ernesto Laclau and Chantal Mouffe and on the concept set of this approach. In this framework,“articulation”, one of the establishing elements of the discourse approach of Laclau and Mouffe, is regarded as one of the essential axes in the analysis of the new racist discourse.“Articulation”enabled the two approaches to be utilized together, thereby providing for the possibility of analysing new racism as a loosely-textured and unstable discursive phenomenon that articulates different ideological discourses into its own body. Almost all interviews seem to lend themselves to the possibility of tracing the different constructions of setups of unity including“society”,“people”and“nation”, i.e. of“us”. Each interviewee could be stated to have interpreted the news texts provided to them by utilizing their formulas for living“together”or“in unity”on the basis of the starting point of the image of“us”. Each one of the recipes of interviewees for“living in unity”or, in more flexible terms,“living together”, incorporates a momentum where differentiating ones are faded and brought to equivalence as stated by Laclau and Mouffe. Exactly this momentum enables us to distinguish the role of the logic of equivalence in the construction of“us”as an area of identities. At this point, it should be noted that it was possible during the interviews to identify different levels in the construction of“us”as a transparent and objective area of identities. Although interviewees utilize a generally similarizing strategy, they are constructing their images of“us”on varying planes extending from a unity that embraces every difference and identity to an apprehension of“unity”as an absolute, transparent and self-identical category where difference is completely alienated – which could be almost always regarded to refer to“nation”. The specific formula for living together that exhibits itself in expressions pointing out to an apprehension of“people as a unity of different elements that established the Republic together”as an example and that features ambiguous boundaries and encompasses everyone in a loose structure could only achieve sustainability on the condition that differences fade within its body. Thus,“Being a Turk”could be brought forward as the mortar that holds the nation together, as a supra-identity. Furthermore, another occasionally appearing axis in the construction of“us”is based upon religion and faith. The discourse of“we have the same religious grounds”associated with Islam could be utilized as a means to conceal differences.

Benzer Tezler

  1. İfade özgürlüğü ve nefret söylemi

    Freeodom of expression and hate speech

    İLKER YAVUZ ERGİN

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2015

    Hukukİstanbul Üniversitesi

    Biyoloji Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. HAYRETTİN EREN

  2. Racism, football, and news media: A critical discourse analysis of the news on football players with a migration background in Germany

    Irkçılık, futbol ve haber medyası: Almanya'daki göç geçmişli futbolculara yönelik haberlerin eleştirel söylem analizi

    MELİS ÖZBEK

    Doktora

    İngilizce

    İngilizce

    2023

    İletişim BilimleriBahçeşehir Üniversitesi

    Sinema ve Medya Araştırmaları Bilim Dalı

    DOÇ. DR. TİRŞE ERBAYSAL FİLİBELİ

  3. Does refugee equal refugee? – Differential treatment of Syrian and Ukrainian refugees in German parliamentary discourse and implications

    Mülteci, mülteciye eşdeğer midir? Alman parlamentosu söylemlerindeki farklı muameleler ve sonuçları

    MELANIE MELIS BÜYÜK

    Yüksek Lisans

    İngilizce

    İngilizce

    2024

    Siyasal BilimlerBoğaziçi Üniversitesi

    Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Ana Bilim Dalı

    DR. ÖĞR. ÜYESİ VOLKAN ÇIDAM

  4. Birth as battleground: how the debate between modern obstetrics and traditional midwifery was racialized in the US (1900-1950)

    Bir mücadele sahası olarak doğum: ABD'de modern kadın doğum ve geleneksel ebelik arasındaki tartışma nasıl ırk söylemi üzerinden yürütülmüştür (1900-1950)

    DİDEM BAYRAM

    Yüksek Lisans

    İngilizce

    İngilizce

    2021

    Amerikan Kültürü ve Edebiyatıİstanbul Teknik Üniversitesi

    Bilim, Teknoloji ve Toplum Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. TUNCAY ZORLU

  5. Emerson's 'The American Scholar' in the light of post-colonial theory

    Emerson'ın 'The American Scholar' adlı çalışmasının post-kolonyal bağlamda incelenmesi

    ŞEBNEM ŞENGÜL

    Doktora

    İngilizce

    İngilizce

    2016

    Amerikan Kültürü ve Edebiyatıİstanbul Üniversitesi

    Karşılaştırmalı Edebiyat Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. BARRY CHARLES THARAUD