Socio-political conditions of desire's freedom in Spinoza and Hegel
Spinoza ve Hegel'de arzunun özgürlüğünün toplumsal ve siyasi koşulları
- Tez No: 376519
- Danışmanlar: YRD. DOÇ. DR. YILDIZ SİLİER
- Tez Türü: Yüksek Lisans
- Konular: Felsefe, Philosophy
- Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
- Yıl: 2014
- Dil: İngilizce
- Üniversite: Boğaziçi Üniversitesi
- Enstitü: Sosyal Bilimler Enstitüsü
- Ana Bilim Dalı: Felsefe Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
- Sayfa Sayısı: 111
Özet
Spinoza ve Hegel'de arzu, her şeyin özü olarak tanımlanır ve geliştirdikleri felsefeler, düşüncelerimizin ve bedenlerimizin hareketlerini arzunun hareketleri olarak okumamızı sağlayan bir perspektif sunar. Bununla beraber, her iki felsefeci için de arzunun özgürlüğü ancak ve ancak uygun bir toplumsal ve siyasi bir bağlamda sağlanabilecek bir şeydir. Bu noktada Spinoza ve Hegel arzunun bir toplum ve bir siyasi yapı içerisinde nasıl özgürleştiğine yönelik iki farklı görüş öne sürerler. Hegel'de özgürlük, kendi çıkarını gözeten bireylerin onaylanma mücadelesi ile başlayan ve toplumsal düzlemde birbirinden farklı öznel iradelerin, ihtiyaçların ve yeteneklerin birbirleriyle entegre olduğu bir süreç sonucunda bireylerin artık evrensel iradeye göre bildiği, istediği ve eylediği bir etik hayat olarak karşımıza çıkarken; Spinoza özgürlüğü, kendi kendinin nedeni haline gelen bireylerin ortak varlıklarda buluşarak neşelerini beraberce arttırmaları olarak tanımlar. Bu anlamda Spinoza için politik strateji insanlar arasında çelişkiler yaratan eşitsiz koşulların ortadan kaldırılması ve devamlı surette ortak noktalara odaklanılmasıyla ulaşabileceğimiz bir durum olarak tasarlanır. Oysa Hegel'de farklılıklar esastır ve özgürlük, bu farklılıklar sonucunda doğal olarak oluşan sosyal sınıfların entegrasyonunun sonucu gerçekleşebilecek bir şeydir. Diğer bir deyişle, bireylerin halihazırdaki kimliklerini verili olarak kabul eden Hegelci onaylama modelinden farklı olarak, Spinozacı onaylama daha çok birinin kim olabileceğine odaklanır. Bu, bize Spinozacı onaylama modelinin kurucu bir politika açısından daha fazla işe yarayabileceğini gösterebilir, zira Spinoza'da arzunun sosyo-politik ontolojisi bize aslında kendini özgürleştirici bir şekilde yeniden inşa etme potansiyeli olan yapılar olduğumuzu devamlı olarak hatırlatarak eşitsiz koşulların yarattığı öznelikleri özgürlük zannetmemizi engeller.
Özet (Çeviri)
In Spinoza and Hegel desire is defined as the very essence of everything and their philosophies provide us a perspective through which we can understand that the movements of our thoughts and bodies are taken actually movements of our desire. Besides, for both philosophers, freedom of desire can only be attained in an empowering social and political context. At this point, Spinoza and Hegel provide two different accounts of how desire becomes free in a socio-political structure. In Hegel, liberation is a process that starts with self-interested people's struggle for recognition and reaches its climax in a society where different subjective wills, needs and abilities of people are integrated with each other through time and finally constitute a socially stratified Ethical Life in which every individual knows, wills and acts accordingly to the universal will. When it comes to Spinoza, we see that desire can become freer insofar autonomous individuals increase their joy by focusing on the commons. In this manner, Spinoza's system suggests a political strategy, which eliminates unequal social conditions that make people torn by affects while Hegel takes differences as the basis and thus, freedom requires the integration of social classes that emerge from natural differences among people. Hence, it can be said that unlike Hegel's recognition model that takes actual identity of individuals as given, Spinozian recognition focuses rather on what one can become. This suggests that Spinozian recognition model serves better for constitutive politics in practice because its socio-political ontology of desire always reminds us our being structures with a capacity to rebuild ourselves in a more liberatory way and avoid the risk of assuming asymmetrical subjection as freedom.
Benzer Tezler
- Potentialities for and limits to inclusion by education: The case of Syrian children's education in Turkey and child labour
Eğitim tarafından içermede potansiyeller ve limitler: Türkiye'deki Suriyeli çocukların eğitimi ve çocuk işçiliği
YASEMİN KIZILOĞLU
Yüksek Lisans
İngilizce
2021
Sosyal HizmetOrta Doğu Teknik ÜniversitesiSosyal Politika Ana Bilim Dalı
DR. ÖĞR. ÜYESİ MEHMET OKYAYUZ
- John Rawls ve Norman Barry'de sosyal adalet düşüncesi
The idea of social justice in John Rawls and Norman Barry
NİSANUR ÖNAY
Yüksek Lisans
Türkçe
2022
FelsefeGalatasaray ÜniversitesiKamu Hukuku Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. BİRDEN GÜNGÖREN BULGAN
- Televizyon üzerinden dindar/mütedeyyin kadınları anlamak: Dindar kadınların televizyonu alımlama ve kullanım biçimleri
Understanding religious/pious women through television: Religious women's reception and usage of television
ERGEN DEVRİM KARAGÖZ
Doktora
Türkçe
2022
Radyo-TelevizyonGalatasaray ÜniversitesiRadyo Televizyon ve Sinema Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. ÖZLEM DANACI YÜCE
- John Grey'in 'Kuklanın Ruhu' kitabı kapsamında modern öznenin eleştirisi üzerinden bir metafor olarak kukla kavramını temel alan bir sergi önerisi
The suggested exhibition, which based on puppet concept as a metaphor, within John Grey's 'The Soul of Puppet' book via modern subject criticism
MURAT BANAN YILDIZ
Sanatta Yeterlik
Türkçe
2021
Sahne ve Görüntü SanatlarıMimar Sinan Güzel Sanatlar ÜniversitesiSahne Dekorları ve Kostümü Ana Sanat Dalı
DR. ÖĞR. ÜYESİ ÇAĞLA TULUKÇU ARKMAN
- Türkiye'de liberal siyaset ve Adnan Menderes
Liberal politics in Turkey and Adnan Menderes
MURAT YILDIZ
Yüksek Lisans
Türkçe
2020
Kamu YönetimiHarran ÜniversitesiKamu Yönetimi Ana Bilim Dalı
DR. ÖĞR. ÜYESİ ABDULVAHAP ULUÇ