Geri Dön

Eklem içi kanamanın eklem hasarı üzerindeki etkisi tavşanlarda diz ekleminde deneysel araştırma

The effects of intraarticular bleeding to joint damage

  1. Tez No: 414876
  2. Yazar: TAHSİN SAMİ ÇOLAK
  3. Danışmanlar: PROF. DR. SEMİH AYDOĞDU
  4. Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
  5. Konular: Ortopedi ve Travmatoloji, Orthopedics and Traumatology
  6. Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
  7. Yıl: 2015
  8. Dil: Türkçe
  9. Üniversite: Ege Üniversitesi
  10. Enstitü: Tıp Fakültesi
  11. Ana Bilim Dalı: Ortopedi ve Travmatoloji Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
  13. Sayfa Sayısı: 74

Özet

Kan kaynaklı eklem hasarının patogenezini iki ana unsur oluşturmaktadır. Bunlar; kıkırdak hasarı ve sinoviyal dokudaki değişikliklerdir. Eklem kıkırdağı kondrositler ve kollajenden zengin ekstraselüler matriksten oluşmaktadır. Ekstraselüler matriksin içeriği yapım ve yıkım arasındaki döngü ile yenilenir. Bu döngünün yıkım tarafına kayması kıkırdak hasarına sebep olur. Tekrarlayan eklem içi kanamalarda bu döngü yıkımın daha baskın olduğu bir sürece dönüşür. Çeşitli mediatörlerin örneğin; enzimlerin, sitokinlerin, oksijen metabolitlerinin ve demirin bu yıkım sürecinde etkin olduğu bildirilmiştir. Çalışmamızda eklem içi kanamanın eklem hasarı oluşturmasında kanın hangi bileşeninin etkili olduğunu, intraartiküler serbest demirin eklem hasarı üzerindeki etkisini ve intraartikuler şelatörün demir ile etkileşimini diz ekleminde deneysel olarak ortaya koymaya çalıştık. Çalışmamızda, 5 grupta her bir grupta 7 adet olmak üzere toplam 35 adet Yeni Zelanda ırkı albino tavşanlar kullanıldı. Deneklerimiz cinsiyet farkı gözetilmeden her biri en az 2.5 kg olacak şekilde seçildi. Deneklerimiz yedişerli gruplara rastgele ayrıldı; gruplara sırasıyla A, B, C, D, E isimleri verildi. A ve B gruplarına sırasıyla kanın plazma bileşenini ve kanın hücresel bileşenlerini enjekte ettik. Enjeksiyon miktarını tavşanların ağırlığına göre -her 300 gr'a 0.1 cc olacak şekilde- belirledik. C, D ve E gruplarına sırsıyla demir, demir+şelatör ve şelatör enjekte ettik. Demir preperatı olarak Fe+3(ferrik) hidroksit sükrozu seçtik. Enjeksiyon miktarını 2 cc kan ile kaybedilen demir miktarı kadar demir preparatını hesaplayarak belirledik(1mg Fe+3). Şelatör olarak ise; desferoksamin metansülfonatı kullandık. Doz ayarlaması 2cc kandaki demiri bağlayacak yeterlilikteki şelatör miktarını hesaplayarak belirledik (25 mg desferoksamin metansülfonat). Her gruba haftada 3 er kez olmak üzere 12 hafta boyunca aneztezi vermeden sağ dize intraartiküler enjeksiyonları yaptık. Diğer dizleri (sol) kontrol grubu olarak atadık. 12 haftanın sonunda deneklerimizi ketamin (60 mg/mL) ve ksilazin(8 mg/mL) kokteyl içinde 0.1-0.2 mL/250 g'dan daha fazla doz ile sakrifiye ettik. Sakrifiye ettikten sonra femur ve tibiaya osteotomi uyguladık. Dizleri %10 tamponlanmış nötral formaldehit çözeltisinde tespit ettik. Sonrasında %20'lik formik asit çözeltisinde dekalsifiye ettik. Daha sonra sagittal planda eklemi üç dilime ayırarak tamamını örnekledik ve histolojik incelemeye hazır hale getirdik. Çalışmamızda makroskopik olarak eklem bütünlüğüne, hareket açıklığına, atrofi olup olmadığına, ısı artışına, eklemin rengine, intra artikuler ve ekstra artiküler yapılara baktık. Histolojik incelemede eklem yüzeyinde izlenen bulguları, Colombo ve arkadaşları tarafından tanımlanan histolojik sınıflamayı modifiye ederek sınıflandırdık. Kıkırdakta ve eklem yüzeyinde (kıkırdak ve artroz bulguları) süperfisyal tabaka kaybına, fibrilasyona, fissüre, kondrosit düzensizliğine, kondrosit kaybına/nekrozuna, pannus oluşumuna, ülserasyon ve erozyon varlığına bakarak toplam yedi parametrede bulguların ciddiyetine göre artacak şekilde 0-3 arasında skorlama yaptık. Sinoviyal dokudaki değişiklikleri Madhok ve arkadaşlarının çalışmasındaki kriterleri baz alarak değerlendirdik Bulguların ciddiyetine göre artan 0-3 arasında derecelendirme yaptık. İstatiksel değerlendirmeleri IBM SPSS 20 programı ile gerçekleştirdik. Histolojik sonuçları çalışma ve aynı deneklerin girişim yapılmamış dizlerinden oluşan kontrol grupları arasında Mann-Whitney U testi kullanılarak karşılaştırdık. İstatistiksel anlamlılık düzeyini olarak p

Özet (Çeviri)

Kan kaynaklı eklem hasarının patogenezini iki ana unsur oluşturmaktadır. Bunlar; kıkırdak hasarı ve sinoviyal dokudaki değişikliklerdir. Eklem kıkırdağı kondrositler ve kollajenden zengin ekstraselüler matriksten oluşmaktadır. Ekstraselüler matriksin içeriği yapım ve yıkım arasındaki döngü ile yenilenir. Bu döngünün yıkım tarafına kayması kıkırdak hasarına sebep olur. Tekrarlayan eklem içi kanamalarda bu döngü yıkımın daha baskın olduğu bir sürece dönüşür. Çeşitli mediatörlerin örneğin; enzimlerin, sitokinlerin, oksijen metabolitlerinin ve demirin bu yıkım sürecinde etkin olduğu bildirilmiştir. Çalışmamızda eklem içi kanamanın eklem hasarı oluşturmasında kanın hangi bileşeninin etkili olduğunu, intraartiküler serbest demirin eklem hasarı üzerindeki etkisini ve intraartikuler şelatörün demir ile etkileşimini diz ekleminde deneysel olarak ortaya koymaya çalıştık. Çalışmamızda, 5 grupta her bir grupta 7 adet olmak üzere toplam 35 adet Yeni Zelanda ırkı albino tavşanlar kullanıldı. Deneklerimiz cinsiyet farkı gözetilmeden her biri en az 2.5 kg olacak şekilde seçildi. Deneklerimiz yedişerli gruplara rastgele ayrıldı; gruplara sırasıyla A, B, C, D, E isimleri verildi. A ve B gruplarına sırasıyla kanın plazma bileşenini ve kanın hücresel bileşenlerini enjekte ettik. Enjeksiyon miktarını tavşanların ağırlığına göre -her 300 gr'a 0.1 cc olacak şekilde- belirledik. C, D ve E gruplarına sırsıyla demir, demir+şelatör ve şelatör enjekte ettik. Demir preperatı olarak Fe+3(ferrik) hidroksit sükrozu seçtik. Enjeksiyon miktarını 2 cc kan ile kaybedilen demir miktarı kadar demir preparatını hesaplayarak belirledik(1mg Fe+3). Şelatör olarak ise; desferoksamin metansülfonatı kullandık. Doz ayarlaması 2cc kandaki demiri bağlayacak yeterlilikteki şelatör miktarını hesaplayarak belirledik (25 mg desferoksamin metansülfonat). Her gruba haftada 3 er kez olmak üzere 12 hafta boyunca aneztezi vermeden sağ dize intraartiküler enjeksiyonları yaptık. Diğer dizleri (sol) kontrol grubu olarak atadık. 12 haftanın sonunda deneklerimizi ketamin (60 mg/mL) ve ksilazin(8 mg/mL) kokteyl içinde 0.1-0.2 mL/250 g'dan daha fazla doz ile sakrifiye ettik. Sakrifiye ettikten sonra femur ve tibiaya osteotomi uyguladık. Dizleri %10 tamponlanmış nötral formaldehit çözeltisinde tespit ettik. Sonrasında %20'lik formik asit çözeltisinde dekalsifiye ettik. Daha sonra sagittal planda eklemi üç dilime ayırarak tamamını örnekledik ve histolojik incelemeye hazır hale getirdik. Çalışmamızda makroskopik olarak eklem bütünlüğüne, hareket açıklığına, atrofi olup olmadığına, ısı artışına, eklemin rengine, intra artikuler ve ekstra artiküler yapılara baktık. Histolojik incelemede eklem yüzeyinde izlenen bulguları, Colombo ve arkadaşları tarafından tanımlanan histolojik sınıflamayı modifiye ederek sınıflandırdık. Kıkırdakta ve eklem yüzeyinde (kıkırdak ve artroz bulguları) süperfisyal tabaka kaybına, fibrilasyona, fissüre, kondrosit düzensizliğine, kondrosit kaybına/nekrozuna, pannus oluşumuna, ülserasyon ve erozyon varlığına bakarak toplam yedi parametrede bulguların ciddiyetine göre artacak şekilde 0-3 arasında skorlama yaptık. Sinoviyal dokudaki değişiklikleri Madhok ve arkadaşlarının çalışmasındaki kriterleri baz alarak değerlendirdik Bulguların ciddiyetine göre artan 0-3 arasında derecelendirme yaptık. İstatiksel değerlendirmeleri IBM SPSS 20 programı ile gerçekleştirdik. Histolojik sonuçları çalışma ve aynı deneklerin girişim yapılmamış dizlerinden oluşan kontrol grupları arasında Mann-Whitney U testi kullanılarak karşılaştırdık. İstatistiksel anlamlılık düzeyini olarak p

Benzer Tezler

  1. Gaziantep Üniversitesi Şahinbey Araştırma ve uygulama hastanesi pediatrik hematoloji polikliniğine başvuran hemofili tanılı hastaların retrospektif değerlendirilmesi

    Retrospective analysis of patients with hemophilia diagnosed at pediatric hematology-oncology clinic between 2013-2024.Gaziantep University Faculty of Medicine, department of pediatrics, medical speciality thesis,

    AZİZ ALTUN

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2024

    Çocuk Sağlığı ve HastalıklarıGaziantep Üniversitesi

    Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. SİNAN AKBAYRAM

  2. Ağır hemofili A hastalarında eklem bulguları ile serum anjiogenik ve inflamayuvar faktör düzeylerinin ilişkisinin araştırılması

    The investigation of relationship between joint findings and serum angiogenic and inflammatory factor levels in severe hemophilia A patients

    TUBA HİLKAY KARAPINAR

    Tıpta Yan Dal Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2013

    Çocuk Sağlığı ve HastalıklarıDokuz Eylül Üniversitesi

    Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. HALE ÖREN

  3. Hemofili A gen tedavisi için transgenik kök hücre platformunun geliştirilmesi ve in vitro etkinliği

    Development and in vitro efficacy of transgenic stem cell platform for hemophilia A gene therapy

    CANSU HEMŞİNLİOĞLU

    Doktora

    Türkçe

    Türkçe

    2022

    GenetikBiruni Üniversitesi

    Moleküler Biyoloji ve Genetik Ana Bilim Dalı

    DR. ÖĞR. ÜYESİ ELİF SİBEL ASLAN

  4. Radyonüklid sinovektomnin kronik hemofilik sinovitis tedavisindeki önemi

    The effectiveness of radiosynovectomy in chronic hemophilic synovitis

    AYGÜL POLAT KELLE

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2011

    Radyoloji ve Nükleer TıpÇukurova Üniversitesi

    Nükleer Tıp Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. ÖZOĞUL SARGIN

  5. Faktör vııı proflaksisi alan hemofili a hastalarında sistemik hipertansiyonun araştırılması

    The researching of systemic hypertension in factor viii profilaxis field hemophilia disease

    LATİFE GÜDER

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2017

    Çocuk Sağlığı ve HastalıklarıSağlık Bilimleri Üniversitesi

    Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. BÜLENT ALİOĞLU