Geri Dön

Kronik hepatit ve sirozda serum hyaluronik asit düzeyi ile hepatik fibrozis ilişkisi

The relationship of serum hyaluronic acid with hepatic fibrozis in chronic hepatitis and cirrhosis

  1. Tez No: 419648
  2. Yazar: ESRA NUR ADEMOĞLU
  3. Danışmanlar: UZMAN ERDAL ESKİOĞLU
  4. Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
  5. Konular: Gastroenteroloji, Gastroenterology
  6. Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
  7. Yıl: 2004
  8. Dil: Türkçe
  9. Üniversite: Sağlık Bakanlığı
  10. Enstitü: Ankara Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi
  11. Ana Bilim Dalı: İç Hastalıkları Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
  13. Sayfa Sayısı: 58

Özet

Giriş ve Amaç: Hepatit B ve C virusları kronik hepatitlerin major sebeplerindendir. Batı ülkelerinde viral hepatit ve buna bağlı karaciğer hastalığının major sebebi HCV iken ülkemizde hepatit B birinci sırada gelmektedir. Hepatit B virusunun %5-10'u, hepatit C virusunun ise %85'i kronikleşmekte, bunların da önemli bir bölümü zaman içerisinde siroza dönüşmektedir. Siroz ciddi, ilerleyici, kronik, diffuz bir hastalıktır ve ölümcüldür. Ülkemizde sirozun en sık nedeninin kronik hepatitler olduğu göz önüne alınırsa kronik hepatitlerin tanı, tedavisi ve takibinin önemi anlaşılacaktır. Kronik viral hepatitlerdeki tedavinin amacı, sirozun ve dekompanze karaciğer hastalığı, hepatosellüler kanser gelişimini önlemektir. Hastalar bu doğrultuda tedavi edildikleri sürece karaciğer fibrozisinin derecesini saptamamıza yardımcı olacak biyokimyasal parametreler önemini koruyacaktır. Bu parametreler fibrozis derecesini saptamakla birlikte, hastalığın ilerlemesini ve antiviral tedavinin etkinliğini belirlememize de yardımcı olacaktır. Hyaluronat ya da hyaluronan olarak bilinen hyaluronik asit dallanmamış bir iskelete sahip yüksek molekül ağırlıklı bir polisakkarit olan bir glikozaminoglikandır. Bağ dokusu matriksinde yapısal bir rol oynar ve değişik hücreler arası etkileşimlere katılır. Literatürde, serum HA düzeylerinin tayininin sirotik karaciğerin nonsirotik karaciğerden ayrılmasında, karaciğer fibrozunun derecesinin değerlendirilmesinde ve karaciğer fonksiyonlarının izlenmesinde yararlı olabileceği ileri sürülmüştür. Çalışmamızda kronik hepatit ve siroz hastalarında ve sağlıklı kontrol grubunda serumda hyaluronik asit düzeylerini ve hyaluronik asitin fibrozis ile ilişkisini incelemeyi amaçladık. Materyal ve Metod: Çalışmamıza Ankara Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi 2. Dahiliye polikliniği ve gastroenteroloji polikliniğinde yeni tanı almış 11 kronik hepatit B ve 11 kronik hepatit C hastası ile kronik hepatite sekonder gelişen siroz tanısıyla takip edilen 22 hasta alındı. Tüm kronik hepatit hastalarına yakın zamanda karaciğer biyopsisi yapılmıştı. Hastaların hiçbiri antiviral tedavi ve interferon tedavisi almıyordu. Kontrol grubu 15 sağlıklı klinik çalışanından 43 oluşturuldu. Tüm gruplarda serumda hyaluronik asit düzeyi ile AST, ALT, PT, trombosit sayısı, albumin, bilirubin düzeyleri çalışıldı. Kronik hepatitli tüm hastalarda histopatolojik fibrozis derecesi ve aktivite indeksi değerlendirildi. Bulgular: Çalışmamızda hyaluronik asit düzeyleri (HA) kronik hepatit ve siroz grubunda sağlıklı kontrol grubuna göre istatistiksel olarak anlamlı şekilde daha yüksekti (p0.05). Hyaluronik asit ile bilirubin, PT, yaş, albumin, trombosit sayısı, AST ve ALT arasındaki korelasyonlar incelendiğinde yaş, PT, bilirubin ile HA düzeyi arasında anlamlı pozitif, albumin ve trombosit sayısı ile anlamlı negatif korelasyon bulundu (p0.05). Sonuç: Kronik karaciğer parankim hastalığında hastalığın kontrolü, prognozun tayini ve doğru ilaç seçimi için fibrozis yayılımının gerçek değerlendirmesi şarttır. Literatürde henüz fibrozisi tam anlamıyla ortaya koyan bir belirteç gösterilememiştir. Karaciğer hasarının gerçek derecesi ve doğal gidişi (nekroz, inflamasyon, fibrozis) sadece karaciğer biyopsisi ile gösterilebilir. Çalışmamızda, HA düzeyleri kronik hepatit ve sirozda ağır karaciğer fibrozisini yansıtmakta olup serum HA düzeyleri histopatolojik fibrozis ile korelasyon göstermektedir. İnvaziv bir girişim olan karaciğer biyopsine alternatif olarak HA ölçümünün, karaciğer fibrozisinin derecesinin belirlenmesinde, siroza geçiş süreci olan ağır fibrozis ve sirozun saptanmasında diğer laboratuvar parametreler ile birlikte kullanıldığında faydalı olabileceğini, ancak, bu konuda daha geniş ve ileri çalışmalara ihtiyaç olduğunu düşünmekteyiz.

Özet (Çeviri)

Introduction and Aim: Hepatitis B and C viruses are amongst the major causes of chronic hepatitis. While the dominant source of viral hepatitis and the associated liver disease in Western countries is HCV, in our country hepatitis B is the leading source. About 5-10%of hepatitis B and 85%of hepatitis C cases turn chronic, and a large fraction of these convert to cirrhosis later. Cirrhosis is a serious, progressing, chronic, and diffuse disease and is lethal. Taking into account that the chronic hepatitis is the leading cause of cirrhosis in our country, it is clear that its diagnosis, treatment and monitoring are of utmost importance. The goal of treating chronic viral hepatitis is to stop the onset of cirrhosis, decompensated liver disease, and hepatocellular cancer. As the patients are treated for this purpose, the biochemical parameters that can help to determine the level of liver fibrosis are going to be important. These parameters, as they measure the fibrosis level, can help us determine the progression of the disease and the efficacy of the antiviral treatments. Hyaluronic acid, also known as hyaluronate or hyaluronan, is a highmolecular-weight polysaccharide glycosaminoglycan with a divaricate skeleton. It plays a structural role in the connective tissue and contributes to varied intercellular interactions. In the literature, the determination of the serum HA levels has been proposed as a means of distinguishing cirrhotic from noncirrhotic livers, of assessing the level of liver fibrosis and for monitoring the liver functions. In our study, we have aimed to examine the relationship between hyaluronic acid and fibrosis, and the serum hyaluronic acid levels of patients with chronic hepatitis and cirrhosis along with healthy individuals as a control group. Material and Method: A number of patients who had applied to the internal medicine and the gastroenterology outpatient polyclinics of Ankara Numune Education and Research Hospital were admitted to our study: 11 patients newly diagnosed with chronic hepatitis B, 11 patients newly diagnosed with chronic hepatitis C and 22 patients followed with the diagnosis of cirrhosis due to chronic hepatitis. Liver biopsy had been performed on all chronic hepatitis patients recently. None of the patients were under any antiviral or interferon treatments. The control 45 group was composed of 15 healthy personnel of the clinic. In all the groups, levels of serum hyaluronic acid along with the levels of AST, ALT, PT, albumin, bilirubin and thrombocyte counts were studied. In all the patients with chronic hepatitis, histopathological fibrosis level and the activity index were assessed. Results: In our study, the levels of hyaluronic acid (HA) in chronic hepatitis and cirrhosis patients were found to be higher by a statistically significant amount than the levels in the healthy control group (p0.05). When the correlation between hyaluronic acid and bilirubin, PT, age, albumin, thrombocyte count, AST and ALT were studied, HA was found to have statistically significant positive correlations with age, PT and bilirubin; and statistically significant negative correlations with albumin and thrombocyte count (p0.05). Conclusion: In chronic liver parenchymal disease, an accurate determination of the spread of fibrosis is vital for properly controlling the disease, in prognosis and the appropriate choice of medicine. No clear identifiers for fibrosis have yet been established in the literature. The only method to determine the real level of damage to the liver and its progression (necrosis, inflammation, fibrosis) is liver biopsy. In our study, HA levels seem to reflect the presence of heavy liver fibrosis in chronic hepatitis and cirrhosis cases and the serum HA levels are seen to have correlation with histopathological fibrosis. We believe that HA measurements, combined with other measurements in the laboratory, can be useful as an alternative to the invasive method of liver biopsy in determining the level of liver fibrosis and in the identification of cirrhosis or of heavy fibrosis that can turn into cirrhosis. Further research is called for in this area

Benzer Tezler

  1. Kronik viral hepatit b ve c 'li hastalar ile postviral sirozlu hastaların serum hyaluronik asit değerleri arasındaki farkın klinik uygulamadaki önemi

    Clinical importance of the difference serum hyaluronic acid levels between patients with chronic hepatitis b and c and postviral cirrhosis

    GÜLŞAH ŞAŞAK

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2004

    GastroenterolojiSağlık Bakanlığı

    İç Hastalıkları Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. MEHMET YILDIZ

  2. Viral hepatit ve siroz hastalarında serum sitokin değerleri ve klinik anlamları

    Başlık çevirisi yok

    CENGİZ KIRMAZ

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    1996

    Endokrinoloji ve Metabolizma HastalıklarıEge Üniversitesi

    İç Hastalıkları Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. TOMRİS KABAKÇI

  3. Kronik viral karaciğer hastalığında serum interlökin-1beta, solübl İL-2 reseptörü, interlökin-6 ve tümör nekroz faktörü-alfa düzeyleri

    Serum levels of interleukin-1beta, soluble IL-2 receptor, interleukin-6 and tumor necrosis factor-alfa in chronic viral liver diseases

    MEHMET ERKAN YAZMACI

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    1999

    GastroenterolojiDicle Üniversitesi

    İç Hastalıkları Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. VEDAT GÖRAL