Hipertansif ve normotansif hastalarda spinal anestezi sonrası hemodinamik etkilerinin karşılaştırılması
Comparison of the hemodynamic effects of hypertensive and normotensive patients after spinal anesthesia
- Tez No: 424903
- Danışmanlar: YRD. DOÇ. DR. MAHİR KUYUMCU
- Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
- Konular: Anestezi ve Reanimasyon, Anesthesiology and Reanimation
- Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
- Yıl: 2015
- Dil: Türkçe
- Üniversite: Dicle Üniversitesi
- Enstitü: Tıp Fakültesi
- Ana Bilim Dalı: Anesteziyoloji ve Reanimasyon Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
- Sayfa Sayısı: 81
Özet
GİRİŞ: Spinal anestezi subaraknoid aralığa küçük miktarlarda lokal anestezik enjekte edilerek, sinir iletimininin geçici olarak durdurulmasıyla derin ve hızlı bir cerrahi blok sağlayan basit bir tekniktir. Yüz yılı aşkın bir süreden beri odukça yaygın bir şekilde güvenle ve başarılı olarak kullanılan spinal anestezi, özellikle alt batın, perine ve ekstremiteleri içeren cerrahi girişimlerde genel anesteziye karşı bazı üstünlüklere sahiptir. Spinal ve epidural anestezi postoperatif mortaliteyi azaltmaktadır. Ayrıca derin ven trombozu ve pulmoner emboli, myokard infarktüsü, kanama komplikasyonları, pnömoni, solunum depresyonu ve böbrek yetmezliği gibi majör postoperatif komplikasyonların görülme sıklığında düşüş sağladığı, intraoperatif kan kayıplarını azaltarak transfüzyon ihtiyacını düşürdüğü bildirilmiştir. Spinal anestezi uygulanması postoperatif ağrıyı ve analejezik ihtiyacını da azaltmaktadır. Spinal anestezinin en önemli perioperatif komplikasyonları hipotansiyon ve bradikardidir. Hipertansiyon özellikle erişkin popülasyonu etkileyen önemli bir sağlık sorunudur. Ülkemizde hipertansiyon prevelansının erişkin erkeklerde % 36.3, erişkin kadınlarda % 49.1 olduğu bulunmuştur. Hipertansif hastalarda spinal anestezinin hipotansif etkisinin daha belirgin olduğu gösterilmiştir. Biz çalışmamızda normotansif hastalarla ve hipertansif hastalarda spinal anestezinin hemodinamik etkilerini karşılaştırmayı amaçladık. MATERYAL VE METOD: Çalışmamız Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Etik Kurul onayı alındıktan sonra spinal anestezi altında çeşitli elektif cerrahi girişim planlanan, 40-60 yaşları arasında operasyon süreleri 2 saati geçmeyen, ASA I-II fizyolojik skor grubundan toplam 60 hasta üzerinde gerçekleştirildi. Çalışmaya alınan tüm hastalara bilgi verilerek yazılı ve sözlü onamları alındı.Grupların karşılaştırmasında Student T ve Ki Kare testleri kullanıldı. BULGULAR: Her iki grup arasında yaş, ağırlık,boy ortalama değerleri bakımından bir fark yoktu (p > 0.05). Grup H'de cinsiyet olarak E/K oranı Grup N'ye göre anlamlı ölçüde daha fazlaydı (p < 0.05) . Grup H'de ASA II fizyolojik skoruna sahip hasta sayısı Grup N'ye göre anlamlı ölçüde daha fazlaydı (p < 0.05). Her ıkı grupta da spinal anestezi öncesi sistolik,diastolik ve ortalama arter basıncı ortalamaları servisteki sistolik,diastolik ve ortalama arter basıncı ortalamalarından istatiksel olarak anlamlı derecede daha yüksekti (p < 0.05). Spinal anestezi uygulamasından sonra Grup H'nin sistolik,diastolik,ortalama arter basıncı ortalamaları Grup N'e göre istatistiksel olarak anlamlı derecede daha yüksekti (p < 0.01). Gruplar arasında bütün dönemlerde kalp atım hızı değerleri bakımından istatistiksel olarak anlamlı bir farklılık yoktu. Grup H'de 6( % 20), Grup N'de ise 3 ( % 10) hastada hipotansiyon gelişti. Grup H'de 3 ( % 10), Grup N'de ise 2 ( % 6.6) hastaya bradikardi nedeniyle atropin uygulandı.Hastaların hiçbirisinde desatürasyon dönemleri görülmedi ve hiçbir hastada duysal blok düzeyi T8'in üstüne çıkmadı. SONUÇ: Hipertansif hastalarda spinal anesteziye bağlı hipotansiyon daha sık görülmektedir. Spinal anestezi uygulanmasından önce olası risk faktörlerinin belirlenip, öncesinde sıvı infüzyonu uygulanması,spinal anestezi uygulamasından sonra hastaya uygun posizyon verilmesi ve tüm hastalarda olduğu gibi acil ilaçların hazır bulundurulması gibi gerekli önlemler alındığında güvenle uygulanabileceği kanaatine vardık. ANAHTAR KELİMELER: Normotansif, Hipertansiyon, Spinal anestezi
Özet (Çeviri)
İNTRODUCTİON: By injecting a small amount of local anesthetic in the subarachnoid space of spinal anesthesia is a simple technique that allows the temporary suspension of the nerve caused deep and rapid surgical block. A fairly common way used safely and successfully for more than a hundred years spinal anesthesia, especially in the lower abdomen, perineum and extremities, including general anesthesia in surgical procedures. Spinal and epidural anesthesia reduces postoperative mortality. Also It provides reduction in the incidence of major postoperative complication,such as deep vein thrombosis and pulmonary embolism, myocardial infarction,bleeding complications, pneumonia,respiratory depression and reduce the need for transfusion by reducing intraoperative blood loss.spinal anesthesia reduces postoperative pain and analgesic requirement. Perioperative hypotension and bradycardia are the most important complications of spinal anesthesia. Hypertension is a major health problem affecting the adult population. In our country, the prevalence of hypertension in adult males % 36.3, adult women % it was found that 49.1. The hypotensive effect of spinal anesthesia in hypertensive patients has been shown to be more pronounced. In our study, we aimed to compare the hemodynamic effects of spinal anesthesia in patients with normotensive and hypertensive patients. MATERİAL AND METHOD: Our study, after approval by the ethics committee of dicle University Medical Faculty hospital, various scheduled for elective surgery under spinal anesthesia, the period of Operation not exceeding 2 hours between the ages of 40-60, ASA I-II patients was performed on a total of 60 physiological scores from the group. RESULTS: There was no difference according to age, weight,height and gender between two groups(p>0.05). Gender in group H as E/K ratio was significantly higher in group N.(P0.05). In group H 6 (20%) and in group N 3 (10%) patients developed hypotension. Group H, 3 patients (10%), in group N 2 (6.6%) patients atropin was administered due to bradycardia. None of the patients were no periods of desaturation and sensory block level in any of the patients did not top T8. CONCLUSİON: Hypotension due to spinal anesthesia are more common in hypertensive patients. we can conclude that the necessary precautions,suc as the determination of potential risk factors before the implementation of spinal anesthesia, the infusion liquid prior to implementation, giving proper position is to the patient after spinal anesthesia and as in all cases be made available as emergency drugs are taken when it can be applied safely. KEYWORDS: Normotensive, Hypertension, Spinal anesthesia.
Benzer Tezler
- Spinal anestezi altında ürolojik cerrahi yapılacak hipertansiyonu olan ve olmayan hastalarda midazolamın hemodinami, erken kognitif fonksiyonlar ve anksiyete üzerine etkileri
The effects of midazolam on the hemodynamic, early cognitive functions and anxiety in hypertension versus non hypertension patient under spinal anaesthesia during urologic surgery
FATİH AK
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2010
Anestezi ve ReanimasyonKaradeniz Teknik ÜniversitesiAnesteziyoloji ve Reanimasyon Ana Bilim Dalı
YRD. DOÇ. DR. ŞÜKRAN GEZE
- Spinal anestezi uygulanan hastalarda hipotansiyon ve nabız dalga hızı ilişkisi
The relationship between hypotension and pulse wave velocity in patients undergoing spinal anesthesia
YAVUZ KILIÇ
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2021
Anestezi ve ReanimasyonOndokuz Mayıs ÜniversitesiAnesteziyoloji ve Reanimasyon Ana Bilim Dalı
PROF. DR. ERSİN KÖKSAL
- Lomber cerrahi uygulanan hipertansif hastalarda genel anestezinin serebral perfüzyona etkisinin noninvaziv yöntemlerle değerlendirilmesi
Evaluation of the effect of general anesthesia on cerebral perfusion by noninvasive methods in hypertensive patients undergoing lumbar surgery
ELA ATMACA KAPLAN
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2021
Anestezi ve ReanimasyonAkdeniz ÜniversitesiAnesteziyoloji ve Reanimasyon Ana Bilim Dalı
PROF. DR. NEVAL BOZTUĞ
- Spinal anestezi sonrası gelişen hipotansiyonu öngörmede dalga değişkenlik indeksi (Plethvariability ındex)(PVI) ve internal juguler ven kollapsibilite indeksi (IJV-CI) ölçüm yöntemlerinin karşılaştırılması
Pleth variability index (PVI) and internal jugular vein collapsibility index(İJV-CI) measurement methods in predicting hypotension after spinalanesthesia
GÜL ÖZLEM AKGÜL
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2022
Anestezi ve ReanimasyonSağlık Bilimleri ÜniversitesiAnesteziyoloji ve Reanimasyon Ana Bilim Dalı
PROF. DR. ZEYNEP NUR AKÇABOY
DR. FERYAL KORKMAZ AKÇAY
- Pron pozisyonda omurga cerrahisi uygulanan hastalarda pozisyon değişimi sonrası gelişen hipotansiyon için öngörülen faktörlerin araştırılması
Investigation of the factors predicted for hypotension developing after position change in patients which WAS performed in the prone position
SELİM CAN YIRTIMCI
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2022
Anestezi ve ReanimasyonSağlık Bilimleri ÜniversitesiAnesteziyoloji ve Reanimasyon Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. ŞEYDA EFSUN ÖZGÜNAY