Geri Dön

Tuboovaryan apse olgularının 6 (altı) yıllık istatistiksel analizi

Statistical analysis of tuboovarian abscess cases for 6(six) years

  1. Tez No: 424917
  2. Yazar: EDİP AYDIN
  3. Danışmanlar: YRD. DOÇ. DR. MEHMET SAİT İÇEN
  4. Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
  5. Konular: Kadın Hastalıkları ve Doğum, Obstetrics and Gynecology
  6. Anahtar Kelimeler: Tuboovaryan Apse (TOA), Pelvik İnflamatuar Hastalık (PIH), Medikal Tedavi, Cerrahi Tedavi, USG Eşliğinde Drenaj, Tubo-ovarian Abscess (TOA), Pelvic Inflammatory Disease (PID), Medical Treatment, Surgical Treatment, USG Guided Drainage
  7. Yıl: 2015
  8. Dil: Türkçe
  9. Üniversite: Dicle Üniversitesi
  10. Enstitü: Tıp Fakültesi
  11. Ana Bilim Dalı: Kadın Hastalıkları ve Doğum Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
  13. Sayfa Sayısı: 77

Özet

Amaç: Bu çalışmamızın amacı; kliniğimizde tuboovaryan apse (TOA) tedavisi gören hastaların retrospektif olarak klinik ve laboratuar sonuçlarını değerlendirmek ve uygulanan tedavi yöntemleri ve sonrasında gelişen komplikasyonları incelemektir. Materyal – Metod: Ocak 2009 ve Nisan 2015 tarihleri arasında, Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi Kadın Hastalıkları ve Doğum kliniğimizde tuboovaryan apse tanısıyla takip edilen 100 hastaya ait kayıtlar retrospektif olarak analiz edildi. Hastalara ait demografik veriler, risk faktörleri, klinik ve laboratuar sonuçları, uygulanan tedavi yöntemleri ve gelişen komplikasyonlar kaydedildi. Bulgular: Hastaların yaşları 15 ile 79 arasında değişmekle beraber, ortalama 36,46 ± 11,6 idi. Hastaların %73'ü multipardı. Hastaların başlıca şikayetleri; pelvik ağrı (%100), ateş (%19) ve vajinal akıntı (%27)'idi. Rahim içi araç kullanım prevelansı %7, pelvik inflamatuar hastalık prevelansı %29 olarak saptandı. Cerrahi girişim öyküsü olan hastaların, son 6 ay içinde geçirilmiş intrauterin veya intraabdominal operasyon prevelansı %60,5 olarak saptandı. Klinik bulgu olarak; hastaların %25'inde 38˚C ve üzerinde ateş, lökosit değerleri için >10.000/μL değer baz alındığında, hastaların % 70'inde lökositoz, >12000/μL baz alındığında hastaların %55'inde lökositoz, hastaların %85'inde yüksek sedimentasyon hızı, %92'sinde C-reaktif protein yüksekliği tespit edilmiştir. Hastaların lökosit değerleri açısından uygulanan tedavi şekilleri arasında istatistiksel olarak anlamlılık tespit edilmedi (p> 0,05). Tüm hastalara medikal tedavi uygulandı. Hastaların 38'inin sadece medikal tedavi ile, 47'sinin medikal tedaviye ek olarak cerrahi tedavi ile, 15'inin medikal tedaviye ek olarak USG eşliğinde drenaj tedavisi ile iyileşme sağladığı tespit edildi. Fertilitesini korumak isteyen hastalara USG eşliğinde, L/S ile veya L/T ile apse drenajı uygulandığı saptandı. Hastaların %10'u postmenopozal dönemde olup, bu hastaların çoğuna rezektif cerrahinin uygulandığı görüldü. Cerrahiye giden tüm hastaların; 17'sine drenaj, 14'üne salpingoooferektomi, 3'üne sadece salpenjektomi, 1'ine histerektomi+salpenjektomi, 2'sine histerektomi+unilateral salpingoooferektomi (TAH+USO), 10'una histerektomi+bilateral salpingoooferektomi (TAH+BSO) uygulandığı saptandı. Cerrahi uygulanan hastalarda gelişen komplikasyonlar incelendiğinde; hastalarımızın % 6,3'ünde intraop bağırsak yaralanması geliştiği ve bu hastalara intraop genel cerrahi tarafından primer bağırsak onarımı yapıldığı tespit edildi. Hastaların % 8,5'inde ise postop dönemde yara yeri enfeksiyonu geliştiği gözlendi. Hastaların hastanede yatış süreleri incelendiğinde; ortalama 7,9 ± 6 gün olarak tespit edildi. Medikal tedavi uygulanan hastaların hastanede ortalama yatış süresi 6,9 ± 2,8 gün, cerrahi tedavi uygulanan hastaların hastanede ortalama yatış süreleri 8,0 ± 8,03 gün ve USG eşliğinde drenaj yapılan hastalarda ise, hastanede ortalama yatış süreleri 10,5 ± 3,9 gün olarak tespit edildi. Sonuç: Morbidite ve mortalite yönünden önemli bir hastalık olan tuboovaryan apsede hastanın yaşı, gebelik istemi ve klinik tablo göz önünde bulundurularak hastaya en uygun tedavi yöntemi seçilmelidir. TOA'yı takip eden yüksek morbidite ve azalmış fertilite oranları nedeniyle hastaların erken tanı alması, medikal tedaviye hemen başlanması ve medikal tedaviye yanıtsız durumlarda cerrahi tedaviye başvurulması oldukça önemlidir. Ayrıca medikal tedaviye cevapsız kalıp tekrardan cerrahi tedavi istemeyen hastalarda USG eşliğinde drenaj da akılda tutulması gereken bir seçenek olmalıdır.

Özet (Çeviri)

Aim: The aim of this study was to retrospectively evaluate the clinical and laboratory outcomes of the patients treated at our clinic due to tuboovarian abscess (TOA) and to investigate the procedures used for treatment and posttreatment complications. Materials and Methods: The retrospective analysis included 100 patients who were treated at Dicle University Medical School Department of Gynecology and Obstetrics due to tuboovarian abscess between January 2009 and April 2015. Demographic characteristics, risk factors, clinical and laboratory outcomes, treatment procedures, and posttreatment complications were recorded. Results: The ages of the patients ranged between 15-19 years and the mean age was 36.46 ± 11.6 years. Of all the patients, 73% were multiparous. Most common complaints included pelvic pain (%100), fever (%19), and vaginal discharge (%27). The prevalence of intrauterine device (IUD) use was 7% and the prevalence of pelvic inflammatory disease was %29. The prevalence of history of intrauterine or intraabdominal surgery in patients with a history of surgery was %60,5. Clinical findings of the patients were as follows: %25 of the patients had a temperature of ≥38 °C, leukocytosis was present in %70 of the patients based on a leukocyte count of >10,000 /μL and in %55 based on a leukocyte count of >12,000 /μL, %85 of the patients were present with increased sedimentation rate, and %92 of the patients had high C-reactive protein levels. No statistical significance was observed between the treatment procedures in terms of leukocyte counts (p>0.05). Medical treatment was performed in all the patients, whereas 38 underwent medical treatment only, 47 underwent surgical treatment in addition to medical treatment, and 15 underwent ultrasound USG guided drainage in addition to medical treatment. The patients who wished to preserve fertility underwent USG guided abscess drainage with laparoscopy (L/S) or laparotomy (L/T). Ten percent of the patients were at postmenopausal period and most of these patients underwent respective surgery. Of the patients who underwent surgery, 17 underwent drainage, 14 underwent salpingoooferectomy, 3 underwent salpingectomy only, 1 underwent hysterectomy +salpingectomy, 2 underwent hysterectomy+unilateral salpingoooferectomy (TAH+USO), and 10 underwent hysterectomy+bilateral salpingoooferectomy (TAH+BSO). Among the patients who underwent surgery, %6,3 of them developed intraoperative intestinal injury and primary intestinal repair was intraoperatively performed in these patients by a general surgeon. Postoperative wound site infection occurred in %8,5 of the patients. Overall mean hospital stay was 7.9 ± 6 days, whereas mean hospital stay was 6.9 ± 2.8 days in the patients who underwent medical treatment, 8.0 ± 8.03 days in the patients who underwent surgery, and 10.5 ± 3.9 days in the patients who underwent USG guided drainage. Conclusion: Tubo-ovarian abscess (TOA) remains a serious disease with high rates of morbidity and mortality and thus the ideal treatment modality should be determined based on the age and clinical condition of the patient, and desire for pregnancy. Since TOA leads to high morbidity and decreased fertility rates, a rapid diagnosis of TOA, a prompt initiation of the treatment, and switching to surgical treatment in patients not responding to medical treatment is of prime importance. In addition, USG guided drainage should be kept in mind in the patients not responding to medical treatment and rejecting surgical intervention.

Benzer Tezler

  1. Tuboovaryan apse olgularında laboratuar parametrelerinin tedavi başarısını öngörmede tanısal değeri

    Tuboovaryan apse olgularinda laboratuar parametrelerinin tedavi başarisini öngörmede tanisal değeri

    MEHMET ALİ ÇİFTÇİ

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2022

    Kadın Hastalıkları ve DoğumSağlık Bilimleri Üniversitesi

    Kadın Hastalıkları ve Doğum Ana Bilim Dalı

    DR. ÖĞR. ÜYESİ HİCRAN ACAR ŞİRİNOĞLU

  2. Tuboovaryan apseli hastalarda sistemik inflamatuar belirteçlerin medikal tedavi başarısını öngörmede yeri

    The role of systemic inflammatory markers in prediction of medical treatment success in patients with tubovarian abscess

    DENİZ ŞAHİN

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2024

    Kadın Hastalıkları ve DoğumSağlık Bilimleri Üniversitesi

    Kadın Hastalıkları ve Doğum Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. YUSUF ÜSTÜN

  3. Pelvik enflamatuar hastalık tanısı olan hastalarda endometrial-endoservikal IL-1ß, IL-6, IL-10 düzeylerinin belirlenmesi

    To determine the levels of interleukin-1β (IL-1β), interleukin-6 (IL-6) and interleukin-10 (IL-10)in the endocervical-endometrial tissue in pelvic inflammatory disease (PİD)

    AYGUN MAMMADZADA

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2016

    Kadın Hastalıkları ve DoğumBezm-i Alem Vakıf Üniversitesi

    Kadın Hastalıkları ve Doğum Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. RAMAZAN DANSUK

  4. Tubo-Ovaryan apse olgularında medikal tedavi başarısı öngörülebilir mi?

    Can the success of medical treatment in Tubo-Ovarian abscess cases be predicted?

    İREM SERGİ

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2024

    Kadın Hastalıkları ve Doğumİzmir Katip Çelebi Üniversitesi

    Kadın Hastalıkları ve Doğum Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. HÜSEYİN AYDOĞMUŞ

  5. Tubo-ovaryan apse yönetiminde klinik, radyolojik parametreler ve cerrahi olasılığını öngörmek için risk skorlaması

    Başlık çevirisi yok

    MERVE ATASOY RUŞEN

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2023

    Kadın Hastalıkları ve DoğumSağlık Bilimleri Üniversitesi

    Kadın Hastalıkları ve Doğum Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. BURAK YÜCEL