Geri Dön

Tanı anında bakılan serum 25 hidroksi vitamin D düzeyinin meme kanseri prognozu üzerine etkisi

Effect of serum 25 hydroxyvitamin D level at the time of diagnosis on breast cancer prognosis

  1. Tez No: 427223
  2. Yazar: BURCU KIZILARSLANOĞLU
  3. Danışmanlar: PROF. DR. MUSTAFA KADRİ ALTUNDAĞ
  4. Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
  5. Konular: Onkoloji, Oncology
  6. Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
  7. Yıl: 2015
  8. Dil: Türkçe
  9. Üniversite: Hacettepe Üniversitesi
  10. Enstitü: Tıp Fakültesi
  11. Ana Bilim Dalı: İç Hastalıkları Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
  13. Sayfa Sayısı: 71

Özet

Meme kanseri kadınlarda en sık tanı alan kanserdir. Çalışmalarda D vitaminin meme kanseri prognozu üzerine etkisi olabileceği, hücre proliferasyonu ve anjiyogenezi inhibe ederek meme kanseri gelişimi ve progresyonunu inhibe edebileceği vurgulanmaktadır ancak net olarak gösterilememektedir. Bu çalışmanın amacı tanı anındaki serum D vitamini düzeyinin meme kanseri prognozu üzerine olan etkisinin incelenmesidir. Çalışmaya 2010-2013 tarihlerinde yeni meme kanseri tanısı almış 200 kadın hasta (TNM evreleme sistemine göre evre 1'den 54 hasta, evre 2'den 55 hasta, evre 3'ten 55 hasta, evre 4'ten 36 hasta) alınmıştır. Hastaların tanı anında alınıp -80 ºC'de saklanan serumlarından 25 hidroksi vitamin D (25[OH]D) düzeyi çalıştırılmıştır. Serum D vitamini düzeyi ile meme kanseri prognostik faktörleri arasındaki ilişki incelenmiştir. Hastaların ortanca takip süresi 38,7 aydır. Hastaların yaş ortalaması 49,8 ± 11,9 yıl olarak bulunmuştur. Serum D vitamini yeterlilik durumları, ortanca serum D vitamini düzeyleri ile hastaların demografik özellikleri, komorbiditeleri, meme kanseri histolojik tipleri, hormon reseptör ve HER2/neu durumu, uygulanan cerrahi ve medikal tedavi türleri, tedaviye verilen yanıtları, sağ kalım durumları arasında istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki bulunmamıştır. Meme kanseri evresi ile serum D vitamini yeterlilik durumları karşılaştırıldığında ise aralarında istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki bulunmuştur (p=0.033). Evre 1 meme kanserinde 12 (%22,2), evre 2'de 1 (%1,8), evre 3'te 6 (%10,9), evre 4'te ise 6 hastada (%16,7) serum D vitamini düzeyi yeterli düzeydedir. Lenf nodu tutulumu olanlarda serum ortanca D vitamini düzeyi lenf nodu tutulumu olmayanlara göre daha düşük bulunmuştur (7,6 μg/L'e karşı 12,4 μg/L p=0,038). Bu çalışmada meme kanseri hastalarında lenf nodu tutulumuyla serum D vitamini düzeyleri arasında ilişki olduğu tespit edilmiştir. Sağ kalım arasında istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki bulunamaması ortanca takip süresinin kısa olmasına bağlı olabilir.

Özet (Çeviri)

Breast cancer is the most frequently diagnosed cancer in women. In studies it has been shown that vitamin D may play a role in breast cancer prognosis. Vitamin D has been emphasized to inhibit development and progression of breast cancer by inhibiting tumor cell proliferation and angiogenesis but it has not been documented exactly. The purpose of this study is to investigate the effect of serum vitamin D level at the time of diagnosis on breast cancer. Two hundred women diagnosed with breast cancer between 2010-2013 years were included in the study (according to TNM classification, 54 patients in stage 1, 55 patients in stage 2, 55 patients in stage 3, 36 patients in stage 4). Serum 25 hydroxyvitamin D (25[OH]D) levels were measured in the serum of patients which had been taken at the time of diagnosis of breast cancer and kept at -80 ºC. The relationship between serum vitamin D level and breast cancer prognostic factors was investigated. Median follow-up time of patients was 38.7 months. Average age of patients was 49.8 ± 11.9 years. There was no statistically significance between serum vitamin D sufficiency status, median vitamin D levels and patients' demographic characteristics, comorbidities, tumor histologic types, hormone receptor and HER2/neu status, medical and surgical therapy types, response to treatment, survival status. There was a statistically significant relationship between breast cancer stage and vitamin D sufficiency status (p=0.033). Serum vitamin D levels were sufficient in 12 patients (22.2%) at stage 1, in 1 patient (1.8%) at stage 2, in 6 patients (10.9%) at stage 3 and in 6 patients (16.7%) at stage 4 breast cancer. Median serum vitamin D level was lower in patients with lymph node involvement than without (7.6 μg/L vs. 12.4 μg/L p=0.038). In this study, a relationship has been shown between lymph node involvement and serum vitamin D level. No relationship between serum vitamin D level and breast cancer survival may depend on the short duration of follow-up period.

Benzer Tezler

  1. Tanı anında metastatik olan mide kanseri hastalarının demografik verilerinin ve klinik özelliklerin retrospektif olarak incelenmesi

    Retrospective analysis of demographic data and clinical properties of stomach cancer patients whom metastatic at time of diagnosis

    HACER GÖZDE GÜL

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2020

    Onkolojiİnönü Üniversitesi

    İç Hastalıkları Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. HAKAN HARPUTLUOĞLU

  2. Mide kanseri cerrahisi geçirmiş olan hastalarda operasyon öncesi dönemde bakılan serum ca 125 değeri peritoneal yayılımın göstergesi midir?

    Does preoperative ca 125 value predict peritoneal dissemination in patients who have undergone gastric cancer surgery?

    MURAT GÜNER

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2014

    Genel CerrahiSağlık Bakanlığı

    Genel Cerrahi Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. CENGİZ AYDIN

  3. Akciğer kanseri tanısı alan hastaların başlangıç serum sodyum ve globülin oranının prognoz tahminindeki yeri

    The role of initial serum sodium and globulin ratio in prognosis prediction in patients diagnosed with lung cancer

    MEHMET EMİN YERLİ

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2021

    OnkolojiKırıkkale Üniversitesi

    İç Hastalıkları Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. HATİCE KELEŞ

  4. Düşük PESI risk skorlu pulmoner emboli hastalarında bir aylık mortalite ve morbiditeyi etkileyen faktörler

    Factors affecting one month mortality and morbidity in pulmonary embolism patients with low PESI risk scores

    MEVLÜT ÖZDEN

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2020

    İlk ve Acil YardımEge Üniversitesi

    Acil Tıp Ana Bilim Dalı

    YRD. DOÇ. DR. YUSUF ALİ ALTUNCI

  5. Metastatik gastrointestinal sistem kanserli hastalarda tanı sırasında hemoglobin, serum albumin düzeyi, sedimantasyon, c-reaktif protein, CEA, CA19-9 ve serum lipid profilinin prognostik önemi ve sistemik kemoterapiye yanıtla ilişkileri

    Prognostic significance of hemoglobin, serum albumin level, erythrocyte sedimentation rate, c-reactive protein, CEA, CA19-9 and serum lipid profile at time of diagnosis in patients with metastatic gastrointestinal system cancers and association with response to systemic chemotherapy

    ALİ AYTAÇ

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2012

    OnkolojiAnkara Üniversitesi

    İç Hastalıkları Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. AHMET DEMİRKAZIK