Geri Dön

Larenksin skuamöz hücreli karsinomlarında tümör budding'in prognostik öneminin CD44 ve P53 ekspresyonu ile karşılaştırılması

The prognostic importance of tumor budding and its association with expression of cd44 and P53 in patients having squamous cell carcinoma of larynx

  1. Tez No: 431684
  2. Yazar: YASEMİN GÖNÜL
  3. Danışmanlar: PROF. DR. HAMDİ ARBAĞ
  4. Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
  5. Konular: Kulak Burun ve Boğaz, Otorhinolaryngology (Ear-Nose-Throat)
  6. Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
  7. Yıl: 2016
  8. Dil: Türkçe
  9. Üniversite: Necmettin Erbakan Üniversitesi
  10. Enstitü: Meram Tıp Fakültesi
  11. Ana Bilim Dalı: Kulak Burun Boğaz Hastalıkları Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
  13. Sayfa Sayısı: 81

Özet

Amaç: Bu çalışmada amacımız larenksin skuamöz hücreli karsinomlarında tümör tomurcuklanması (TT), CD44 ve p53 ekspresyonlarının prognoz üzerine etkisini belirlemek ve diğer bilinen prognostik faktörlerle ilişkisini incelemektir. Yöntem: Bu çalışmaya 2008 ile 2015 yılları arasında Necmettin Erbakan Üniversitesi Meram Tıp Fakültesi Kulak Burun Boğaz ve Baş Boyun Cerrahisi kliniğinde larenksin skuamöz hücreli karsinomu tanısı konularak cerrahi tedavi ve postoperatif kemoterapi ve/veya radyoterapi uygulanan 60 olgu dahil edildi. Bu olgulara ait dosyalardan olguların yaşı, özgeçmiş ve soygeçmişleri, TNM sınıflandırılması, radyolojik görüntülemeleri, uygulanan cerrahi tipi ve patolojik numune sonuçlarına ulaşıldı. Tümörün mevcut olduğu H&E ile boyanmış preparatların parafin bloklarından kesitler alınıp immunhistokimyasal PanCK, p53 ve CD44 boyaları yapıldı. TT skorlamaları ve CD44 ile p53 ekspresyonları patoloji bölümünce değerlendirildi. Tüm bu elde edilen parametreler ile yaş, tümör yerle- şimi, tümör çapı, tümör evresi, invazyon derinliği, histopatolojik sınıflandırma, enflamasyon derecesi, lenfovasküler invazyon, perinöral invazyon, lokal rekürrens, ameliyat öncesi lenf nodu metastazı, patolojik lenf nodu metastazı ve uzak metastaz gibi klinikopatolojik değişkenler arasındaki ilişki X2 (Pearson Chi-Square) Test'i ile değerlendirildi. Lenfovasküler invazyon, perinöral invazyon, lokal rekürrens, ameliyat öncesi lenf nodu metastazı, patolojik lenf nodu metastazı ve uzak metastaz gibi parametreler açısından bağımsız risk faktörlerinin araştırılması için ise Lojistik Regresyon Analizi kullanıldı. Bulgular: Larenksin skuamöz hücreli karsinomunda bilinen bir prognostik faktör olan perinöral infiltrasyon ile TT arasında istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki mevcuttu (P=0.006). TT aynı zamanda perinöral infiltrasyon ve patolojik lenf nodu tutulumu açısından bağımsız bir risk faktörü idi (p=0.003, Odds oranı=19.86, %95 güvenirlik aralı- ğı=2.71-145.11; her iki parametre için). CD44 ve p53 ekspresyonları ile incelenen hiçbir prognostik faktör arasında istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki tespit edilmedi (CD44 için; p=0.11, 0.75, 0.42, 0.06, 0.51, 0.84, 0.83, 0.24, 0.16, 0.16, 0.60, 0.42, 0.83; sırasıyla, TT, lenfovasküler invazyon, patolojik lenf nodu, p53 ekspresyonu, tümör çapı, tümör derinliği, diferansiyasyon, metastaz, lokal rekürrens, evre, yaş, tümör (t) ve tümör yerleşimi). Patolojik lenf nodu tutulumu lenfovasküler invazyon açısından bağımsız bir risk faktörü idi (p=0.028, Odds oranı=4.53, %95 güvenirlik aralığı=1.181-17.404). Preoperatif lenf nodu iii tutulumu perinöral invazyon açısından bağımsız bir risk faktörü idi (p=0.007, Odds oranı=8.40, %95 güvenirlik aralığı=1.78-39.47). Preoperatif lenf nodu tutulumu aynı zamanda lokal rekürrens açısından da bağımsız bir risk faktörü idi (p=0.035, Odds oranı=4.66, %95 güvenirlik aralığı=1.113-19.569). Tümör evresi ise uzak metastaz açısından bağımsız bir risk faktörü idi (p=0.049, Odds oranı=2.251, %95 güvenirlik aralığı=1.002-5.054). Sonuç: Sonuçlarımız lareksin skuamöz hücreli karsinomunda prognostik bir faktör olarak bilinen perinöral infiltrasyon ve TT arasında anlamlı bir ilişkinin olduğunu ortaya koymaktadır. Ayrıca, TT patolojik lenf nodu tutulumu ve perinöral infiltrasyon açısından da ba- ğımsız bir risk faktörüdür. Bu yüzden, TT'nin tümör prognozunu belirlemede önemli bir parametre olduğunu düşünmekteyiz. Bu sonuç larenksin skuamöz hücreli karsinomunda postoperatif adjuvan tedavi gereksiniminde bazı değişikliklere yol açabilir. Ancak, tedavi protokolleri açısından TT'nin rolü en iyi prospektif randomize çalışmalar sonucunda belirlenebileceğin söylenebilir.

Özet (Çeviri)

Aim: To determine the effects of tumor budding (TB) and the expressions of CD44 and p53 on the prognosis of patients with squamous cell carcinoma of the larynx, and to investigate the relationship between these parameters and the prognostic factors already known. Methods: The study evaluated 60 patients with squamous cell carcinoma of the larynx who were treated by surgery, postoperative chemotherapy and/or radiotherapy in the department of otolaryngology and head and neck surgery of Necmettin Erbakan University Meram Medical Faculty between 2008 and 2015.The files of these patients were analyzed, retrospectively. History, family history, age, TNM classification, radiological imaging, the type of surgery performed, and pathological specimen results of the patients were evaluated. For immunohistochemical dying, the old sections of the paraffin blocks dyed with Hematoxilen&Eosin, in which there is tumoral tissue, were dyed with PanCK, p53 and CD44. The scores of the TB and the expressions of the CD44 and p53 were evaluated by the department of pathology. The association between all of the parameters obtained and the clinicopathological variables including age, tumor location, tumor size, tumor stage, depth of invasion, histological grading, inflammation grade, lymphovascular invasion, perineural invasion, local recurrence, preoperative lymph node metastasis, pathological lymph node metastasis, and distant metastasis, were evaluated with X2 (Pearson Chi-Square). Also, the logistic regression analysis was used to determine the independent risk factors for lymphovascular invasion, perineural invasion, local recurrence, preoperative lymph node metastasis, pathological lymph node metastasis, and distant metastasis. Results: There was a statistically significant association between TB and perineural infiltration which is known as a prognostic factor in laryngeal carcinoma (P=0.006). TB was also an independent risk factor in terms of perineural infiltration and pathological lymph node involvement (p=0.003, Odds ratio=19.86, 95% confidence interval=2.71- 145.11; for both parameters). There were no associations between the expression of the CD44, p53 and known prognostic factors (p=0.11, 0.75, 0.42, 0.06, 0.51, 0.84, 0.83, 0.24, 0.16, 0.16, 0.60, 0.42, 0.83; TB, lymphovascular invasion, pathological lymph node, p53, v tumor size, tumor depth, differentiation, metastasis, local recurrence, stage, age, tumor location and tumor, respectively; for CD44). The pathologic lymph node involvement was an independent risk factor for lymphovascular invasion (p=0.028, Odds ratio=4.53, 95% confidence interval=1.181-17.404). Preoperative lymph node involvement was an independent risk factor for perineural invasion (p=0.007, Odds ratio=8.40, 95% confidence interval= 1.78-39.47). Preoperative lymph node involvement was also an independent risk factor in term of local recurrence (p=0.035, Odds ratio=4.66, 95% confidence interval=1.113-19.569). Tumor stage was an independent risk factor for distant metastasis (p=0.049, Odds ratio=2.251, 95% confidence interval= 1.002-5.054). Conclusion: Our results demonstrate that there is a significant association between TB and the perineural infiltration which is already known as a prognostic factor in the laryngeal carcinoma, and that TB is an independent risk factor in terms of pathologic lymph node involvement and the perineural infiltration. Therefore, we believe that TB is an important parameter in determining the tumor prognosis. The patients with laryngeal carcinoma who have TB in the histopathological examination, might need some alterations in postoperative adjuvant treatment. However, we also believe that the exact role of the TB for the treatment protocol can be determined with prospective randomized trials in patient with laryngeal carcinoma.

Benzer Tezler

  1. Larenksin skuamöz hücreli karsinomlarında reaktif oksijen türlerinin (ROT) varlığının araştırılması

    Başlık çevirisi yok

    TEKİN BAĞLAM

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2005

    Kulak Burun ve BoğazMarmara Üniversitesi

    Kulak Burun Boğaz ve Baş-Boyun Cerrahisi Ana Bilim Dalı

  2. Larenksin skuamöz hücreli kanserlerinde östrojen reseptör beta-2(ERβ2) ekspresyonunun lenf nodu durumu ve konvansiyonel parametrelerle ilişkisinin araştırılması

    Estrogen receptor beta-2 presence and it's association with lymph node involvement and conventional parameters in laryngeal squamous cell cancer

    ELİF KAYA ÇELİK

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2017

    Kulak Burun ve BoğazSağlık Bilimleri Üniversitesi

    Kulak Burun Boğaz ve Baş-Boyun Cerrahisi Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. MURAD MUTLU