Geri Dön

Travay şeklinin ve süresinin maternal ve fetal oksidatif stres üzerine etkisi

The effect of labour type and duration on maternal and fetal oxidative stress

  1. Tez No: 435727
  2. Yazar: ZEYNEP SERDAROĞLU UZUNER
  3. Danışmanlar: DOÇ. DR. YEŞİM BAYOĞLU TEKİN
  4. Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
  5. Konular: Kadın Hastalıkları ve Doğum, Obstetrics and Gynecology
  6. Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
  7. Yıl: 2016
  8. Dil: Türkçe
  9. Üniversite: Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi
  10. Enstitü: Tıp Fakültesi
  11. Ana Bilim Dalı: Kadın Hastalıkları ve Doğum Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
  13. Sayfa Sayısı: 87

Özet

Amaç: Travay süreci ve doğum, anne ve bebeği için oksidatif strese neden olan durumlardır. HIF-1α ve adrenomedullin oksidatif stresi ölçmede kullanılan biyolojik maddelerdir. Çalışmamızda, maternal ve yenidoğan kan HIF-1α ve adrenomedullin düzeyleri ölçülerek doğum şeklinin anne ve bebeğinde oluşturduğu oksidatif streste fark olup olmadığının tespiti amaçlanmıştır. Materyal ve Metot: Bu prospektif çalışmaya normal vajinal doğum yapmış 20, elektif C/S yapılmış 20 ve acil şartlarda sezaryene alınan (ind+C/S) 20 olmak üzere toplam 60 sağlıklı ve gönüllü gebe dahil edilmiştir. Katılımcılardan travay öncesi, travay esnasında ve doğum sonrasında, yeni doğanların doğumdan hemen sonra umblikal korddan kan örnekleri alındı. Bu örneklerde HIF-1α ve adrenomedullin düzeyleri ölçülerek sonuçlar doğum eylemi tipine göre gruplar arasında karşılaştırılmıştır. Bulgular: Çalışmaya alınan grupların travay öncesi, travay esnasında ve doğum sonrasında alınan kan örneklerindeki HIF1-α düzeyleri ve bu gebelerin bebeklerinin HIF1-α düzeyleri arasındaki fark istatistiksel olarak anlamlı bulunmadı (p>0,05). Elektif C/S grubundaki gebelerin hem eylem öncesi, hem eylem sırasında ve hem de postpartum adrenomedullin düzeyleri diğer gruplar ile kıyaslandığında istatistiksel olarak anlamlı şekilde yüksekti (tümü için p0.05). Sonuç: Doğum şekli gebelerin ve fetüsün oksidatif stres düzeylerini etkilemektedir. Travay esnasında eylemin herhangi bir sebeple sekteye uğraması halinde vakit geçirmeden C/S yapılması fetüsü oksidatif stresten korumak açısından önemlidir. Adrenomedullin ve HIF1-α'nın travaydaki davranışları farklıdır. Bu durum bu iki molekülün farklı yolaklar vasıtasıyla oksidatif stres üzerindeki etkilerini ortaya çıkardıklarını düşündürmektedir.

Özet (Çeviri)

Objective: Labour and parturition are conditions which cause oxidative stress for both mother and her baby. HIF-1 α and adrenomedullin are biological molecules that is used to measure oxidative stress. The aim of this study is to determine whether there is a difference in the levels of maternal and neonatal serum HIF-1α and adrenomedullin according to labour type. Materials and Method: A total of 60 healthy pregnant volunteers consisted of 20 pregnant women with normal vaginal delivery, 20 pregnant women with elective C/S, and 20 pregnant women with emergency C/S were included in this prospective study. The blood samples of the participants were taken before, during and after the delivery and the neonatal blood sample was taken from umbilical cord immediately after birth. The blood levels of the HIF1-α and adrenomedullin were measured and compared among groups according to the labour types. Results: There were no statistically significant differences in the levels of HIF1- α obtained before delivery, during delivery, and postpartum among groups (for all p>0,05) and the fetal levels of HIF1- α also did not statistically differ among groups (p>0,05). The blood adrenomedullin levels obtained before delivery, during delivery and postpartum were significantly higher in the elective C/S group than other groups (for all p>0,05). The fetal blood adrenomedullin levels were significantly higher in the emergency C/S group compared to other groups (p0.05). Conclusion: In the case of delayed labour resulted from any reason, it is important to manage C/S immediately in terms of the prevention of mother and fetus from the oxidative stress. The effects of adrenomedullin and HIF1-α on labour are different. This finding suggests that these molecules use different pathways to exhibit their role in oxidative stress. Further studies are required to clarify this issue.

Benzer Tezler

  1. Term gebelerde doğumun aktif fazının transperineal ultrason ile değerlendirilmesi ve travay takibinde sonopartograf'ın yeri

    Evaluation of the active phase of delivery by transperineal ultrasound and the place of sonopartograph in travay follow-up in term pregnancy

    ZÜLEYHA ZENGİN

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2022

    Kadın Hastalıkları ve DoğumSağlık Bilimleri Üniversitesi

    Kadın Hastalıkları ve Doğum Ana Bilim Dalı

    DOÇ. NEFİSE NAZLI YENİGÜL

    DOÇ. DR. BURCU DİNÇGEZ

  2. Primiparlarda doğum şeklinin mesane boynu ve pelvik tabana anatomik ve fonksiyonel etkisinin değerlendirilmesi

    The assestment of anathomic and functional effect on pelvic floor and bladder neck according to the delivery type in primiparous women

    NAİLE GÖKÇE AKAGÜNDÜZ

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2011

    Kadın Hastalıkları ve DoğumSağlık Bakanlığı

    Kadın Hastalıkları ve Doğum Ana Bilim Dalı

    DR. ALİ İSMET TEKİRDAĞ

  3. İzolasyon süreci içinde doğum yapan SARS-CoV-2 ile enfekte gebelerin incelenmesi

    Başlık çevirisi yok

    GÜL ÇAVUŞOĞLU

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2022

    Kadın Hastalıkları ve DoğumSağlık Bilimleri Üniversitesi

    Kadın Hastalıkları ve Doğum Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. NİYAZİ TUĞ

  4. Transperineal ultrason görüntülemede doğum ilerleme açısının başarılı doğum indüksiyonunu öngörmedeki etkisi

    The benefit of measuring angel of progression with transperineal ultrasound for successful labor induction

    GAZİ GÜNER

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2018

    Kadın Hastalıkları ve DoğumSağlık Bilimleri Üniversitesi

    Kadın Hastalıkları ve Doğum Ana Bilim Dalı

    DR. ÖĞR. ÜYESİ NEFİSE TANRIDAN OKCU