Edeb'in tercümanı, 'ilm'in gücü: Meşa'irü'ş-Şu'ara mukaddimesinde şiirin meşruiyeti
The conveyor of adab, the power of 'ilm: the legitimacy of poetry in the mukaddime of Meşa'irü'ş-Şu'ara
- Tez No: 440671
- Danışmanlar: DOÇ. DR. NURAN TEZCAN
- Tez Türü: Yüksek Lisans
- Konular: Türk Dili ve Edebiyatı, Turkish Language and Literature
- Anahtar Kelimeler: ġiir, Edeb, Ġlim, Meşa„irü‟ş-Şu„arâ, Poetry, Adab, Knowledge, Meşâirü„ş-Şu„arâ
- Yıl: 2016
- Dil: Türkçe
- Üniversite: İhsan Doğramacı Bilkent Üniversitesi
- Enstitü: Ekonomi ve Sosyal Bilimler Enstitüsü
- Ana Bilim Dalı: Türk Dili ve Edebiyatı Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
- Sayfa Sayısı: 93
Özet
Âşık Çelebi'nin Meşâ'irü'ş-Şu'arâ isimli şairler tezkiresinin mukaddimesini odak alan bu tez, metindeki şiirin tanımı ve meşruiyeti tartışmasını edeb kavramı üzerinden tartışmaktadır. Mukaddimede şiir için çizilen çerçeveyi anlamlandırabilmek adına, edeb'in tarihsel süreç içerisindeki kullanım alanları özetlenmiştir. Böylelikle metnin vurguladığı edeb anlayışının, kavramın“Sünni-uyanış sonrası dönemde”kazandığı, İslam âlimlerinin kendi dini pratikleri için işlevsel“edebi”malzemeye indirgendiği bağlamla denk düştüğü ortaya konmuştur. Mukaddimenin yapısı ve içeriğinin de bu doğrultuda şekillendirildiği gösterilmeye çalışılmıştır. Şöyle ki, mukaddime İran ve Osmanlı edebiyatındaki öncül şiir savunularından farklı bir şekilde, şiirin meşruiyet alanını tanımlamak için mezhep kurucularından Osmanlı dünyasında bilinen fıkıh âlimlerine 'ulema'ya sıklıkla başvurur. Öte yandan, şiirin ana amacının Kuran'ı anlamaya yardımcı edebi becerileri kazandırması olarak belirlenmesinin, mukaddimenin âlim merkezli bakış açısının sonucu olduğu öne sürülmüştür. Bu tez, şiir ile Kur'an arasındaki ilişkiyi Kur'an'araştırmalarının özellikle Zemahşeri'den itibaren kazandığı belagat merkezlilik üzerinden yorumlamış,“edebi”ve“dini”olanın fesahat ve belagat kavramları tarafından bir araya getirildiğini göstermiştir. Kur'an'ı entelektüel olarak ele alan kaynaklara referansta bulunan mukaddimenin de, şi'r ile şe'r arasındaki uyumu kurmanın ötesinde onun şeriatın uygulanmasındaki aktif rolünü göstermeyi amaçladığı savunulmaktadır. Bunu kanıtlayabilmek adına, mukaddimenin kurgusunun merkezine, 'âlim-edîb tipinin en üstün örneği olarak Ebussuud Efendi yerleştirilmiştir. Ebussuud'un selefleri İslam âlimlerinden üstünlüğünü, onun fesahat ve belagatine dayandırılması, mukaddimenin esas mesajını oluşturmaktadır: Edeb'in tercümanı olarak şiir, 'ilmin gücüdür de aynı zamanda. Öte yandan tezde, mukaddimenin şiire bakışındaki bu ulema vurgusunun, otobiyografik bir anlamı da olduğu ileri sürülmüştür. Bu nokta, Âşık Çelebi'nin mukaddimeye Ebussuud Efendi'nin fesahat ve belagatteki üstünlüğünde pay sahibi olarak mukaddimeye dâhil oluşuna dayandırılmıştır. Bunun yanında, mukaddimede sıralanan Osmanlı şeyhülislamlarının ortak özelliği olan edebi ilgilere sahip âlim tipinin, Âşık Çelebi'nin idealleri ile olan ilgisine, Meşa'iü'ş-Şuara ve Divan'ının sunduğu otobiyografik malzeme üzerinden dikkat çekilmiş, bu malzemenin öne çıkardığı Âşık Çelebi'nin seyyidlik gibi özelliklerinin, mukaddimenin içeriğini nasıl onun“doğal mirası”haline getirdiği tartışılmıştır.
Özet (Çeviri)
Focusing on the introduction (mukaddime) of Meşâirü'ş-Şu'arâ, a biographical dictionary written by Aşık Çelebi, this thesis deals with the text's description and discussion of the legitimacy of poetry with reference to the conception of adab. Firstly, in order to interpret the theoretical framework given for poetry in the introduction, I summarized the historical contexts and the usage areas of adab. Among these contexts, I determined that the introduction puts forward the understanding of adab as a set of literary skills needed for religious scholarship, which was prevalent in“the post-Sunni revival”. Interestingly, Âşık's introduction to his tezkire, whose form and content were determined according to this specific meaning of adab, differs from its Iranian and Ottoman predecessors in that it often refers to the 'ulema, recounting chronologically from the eponymous founders of Hanafi and Shafii schools to Ottoman Shaykh al-Islams. Additionally, I propose that by defining the role of poetry as an auxiliary tool to comprehend Quran, the introduction reflects a scholar-centered vision. Related to this, I try to interpret the relationship between poetry and Quran through the Quranic studies, which starting with al-Zamakhshari take rhetorics as a basis for approaching the holy text. By doing so, I aim to show how the key rhetorical concepts fesahat () and belagat (eloquence) were able to connect the“literary”and the“religious”. Apart from promoting the harmony between şi'r (poetry) and şer'(Islamic law), one of the main intentions of the introduction is to demonstrate that poetry has not only a passive but also an active part in the practice of Islamic law. That the introduction has Ebussuud Efendi in its center as a model of scholar-litterateur type exemplifies this active role. By attributing Ebussuud's superiority over other Islamic scholars to his eloquence, the introduction reinforces its main message: On condition that poetry conveys adab, it provides a thorough (and thereby supreme) knowledge of religion. Finally, I offer an autobiographical reading in an attempt to explain the scholar-centered point of view reflected in the introduction. To support my arguments, I refer to Meşa'irü'ş-Şuara as well as his poetry collection (Divan), especially the point in the introduction in which the author, Âşık Çelebi gets involved in the text as a pupil of Ebussuud to show that his master's eloquence seen in his fatwa was partly thanks to him. Moreover, by examining these autobiographical fragments which provide elements to establish the author's identity, I aim to show how the content of the introduction becomes in a way the author's“natural legacy”.
Benzer Tezler
- Türkçe ve Moğolcanın birlikte yer aldığı çok dilli tarihî sözlüklerdeki ortak sözcükler
The common words in old and polyglossic dictionaries including both Turkic and Mongolian words
ARIUNZUL NYAMDAVAA
Yüksek Lisans
Türkçe
2018
Türk Dili ve EdebiyatıAtatürk ÜniversitesiTürk Dili ve Edebiyatı Ana Bilim Dalı
YRD. DOÇ. DR. SERKAN ÇAKMAK
- Rasulid Hexaglot: The king's dictionary'nin Moğolca söz varlığı
Mongolian vocabulary of Rasulid Hexglot: The king's dictionary
UĞUR ŞAHİN
Yüksek Lisans
Türkçe
2017
DilbilimHacettepe ÜniversitesiTürkiyat Araştırmaları Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. BÜLENT GÜL
- Zemahşeri Mukaddimetül Edeb eserinin Osmanlı Türkçesi ile tercümeli Tahran nüshası (elif-dal kısmı) (giriş- dil özellikleri- transkripsiyonlu metin-dizin )
Mukaddimetül Edeb 'an Introduction to Adab' By Zamakhshari - the Tehran version which was translated into Ottoman language (sections a through d) ( including the introduction - the linguistic features- text translation- and glossary)
RAAFAT MUHAMMAD
Yüksek Lisans
Türkçe
2014
Türk Dili ve EdebiyatıYıldız Teknik ÜniversitesiTürk Dili ve Edebiyatı Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. AZİZ MERHAN
- Türk İslâm edebiyatında sözlük yapım çalışmaları ve Müstakîm-zâde'nin Kânûnü'l-Edeb Tercümesi (Tahkik 1. ve 2. cilt)
Dictionary formation studies in Turkish İslamic literature and the translation of Mustaqim zade's Kanunu'l Adab (volume 1 and 2)
MEHMET ÖZTÜRK
Doktora
Türkçe
2021
DilbilimNecmettin Erbakan Üniversitesiİslam Tarihi ve Sanatları Ana Bilim Dalı
PROF. DR. AHMET YILMAZ
- Mukaddimetü'l-Edeb'in Yozgat nüshasında isimler giriş-metin-dizin (1a-60a)
The Nouns in the Yozgat Edition of Mukaddimetü'l-Edeb introduction-text-index (1a-60a)
SEZEN ÖZKAN
Yüksek Lisans
Türkçe
2009
Türk Dili ve EdebiyatıAnkara ÜniversitesiTürk Edebiyatı Bölümü
PROF. DR. AYSU ATA