Geri Dön

Yeni Türk sinemasında Sartre varoluşçuluğu

Sartre's existentialism in the new Turkish cinema

  1. Tez No: 440937
  2. Yazar: MUSTAFA KEMAL SANCAR
  3. Danışmanlar: PROF. DR. GÜLCAN SEÇKİN
  4. Tez Türü: Yüksek Lisans
  5. Konular: Sahne ve Görüntü Sanatları, Performing and Visual Arts
  6. Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
  7. Yıl: 2016
  8. Dil: Türkçe
  9. Üniversite: Gazi Üniversitesi
  10. Enstitü: Sosyal Bilimler Enstitüsü
  11. Ana Bilim Dalı: Radyo Televizyon ve Sinema Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Radyo-Televizyon ve Sinema Bilim Dalı
  13. Sayfa Sayısı: 114

Özet

1960'lı yıllarda en parlak dönemini yaşayan Yeşilçam sistemi, 1990 yılından itibaren tüm olumlu ve olumsuz nitelikleri ile birlikte ortadan kalkmıştır. Türk sinemasının bu sancılı yıllarından sonra değişen yapım, dağıtım ve gösterim olanakları nedeniyle yeni bir dönemlendirme ihtiyacı hâsıl oluştur.“Yeni Türk Sineması”olarak adlandırılan bu yeni dönemde her geçen yıl daha fazla uluslararası başarılar kazanan filmler çekilmekte ve yerli film seyircisi de günden güne artmaktadır. Fakat önceki dönemlerden farklı olarak yerli filmler sanat filmi ve seyirlik film olarak iki farklı kutba bölünmüşlerdir. Türkiye seyircisinin daha yoğun bir şekilde rağbet ettiği seyirlik filmlerin hemen hemen hepsi komedi ve melodram olmak üzere“tür filmi”kalıpları içinde gerçekleştirilmektedir. Uluslararası başarılar kazanan sanat filmleri ise daha özgün biçim ve içeriğe sahip filmlerdir.“Yönetmen sineması”olarak adlandırılabilecek bu filmlerin birçoğu ya bireysel ve varoluşsal sorunlar yaşayan karakterlere ya da dil, kimlik, cinsiyet ve aidiyet gibi politik meselelere odaklanmışlardır. Bu olgunun nedeni ise Türkiye'nin 1980'lerin başından itibaren yaşadığı ekonomik, siyasi ve toplumsal değişimlerdir. Bu çalışmada öncelikle Yeni Türk Sineması Dönemi ayrıntılı bir biçimde irdelenmiş, ardından bu dönemde çekilen Meleğin Düşüşü (2004), Sen Aydınlatırsın Geceyi (2013) ve Yeraltı (2012) filmlerinin felsefi film eleştirileri yapılmıştır. Adı geçen filmler, Sartre'ın varoluşçu felsefesinin perspektifi ile analiz edilmiştir. Filmlerin Sartre varoluşçuluğu açısından değerlendirilmesi, bu felsefe dalının somut olarak insan varoluşu ile ilgilenmesi ve insanı tüm somutluğu ile ele alan sinema sanatının bu felsefi düşünüş biçimi ile en uygun şekilde açıklanabileceği varsayımına dayanır.

Özet (Çeviri)

Yeşilçam system which experienced the most brilliant period in the 1960s, has disappeared along with all the positive and negative qualities since 1990. After those painful years of cinema in Turkey, a new periodization was necessary due to the changing production, distribution and exhibition possibilities. In this new era that is called“New Turkish Cinema”, each year the number of movies being produced, are gaining more and more international success and the domestic film audience is also increasing day by day. However, unlike the previous period, domestic films are divided into two distinct poles: The art film and theatrical film. Audience tend to prefer more intensely watching the theatrical films in Turkey. Almost all of these films, including comedies and melodramas are performed in the properties of“genre film”. Art films that achieve international success, have a more original form and content. Many of these films might be called“auteur theory”, have focused on either the characters who live individual and existential problems or political issues such as language, identity, gender and sense of belonging. This phenomenon is due to Turkey's economic, political and social changes since the early 1980s. This study primarily aimed to examine“The Period of New Turkish”in a detailed manner. Then, the films reflecting that period such as Meleğin Düşüşü (2004), Sen Aydınlatırsın Geceyi (2013) and Yeraltı (2012) will be made philosophical film critics. The films selected for the study, will be analyzed with the perspective of Sartre's existentialist philosophy. The evaluation of the films in terms of Sartre's existentialism, this branch of philosophy concretely deal with the human existence and the art of cinema examines human with all concreteness. This study is based on the assumption that cinema is described in the most appropriate manner with this philosophical way of thinking.

Benzer Tezler

  1. Schopenhauer felsefesinden Zeki Demirkubuz filmlerinin çözümlemesi

    Analysis of Zeki Demirkubuz's movies on Schopenhauer's philosophy

    CENK ATEŞ

    Doktora

    Türkçe

    Türkçe

    2021

    FelsefeSelçuk Üniversitesi

    Radyo Televizyon ve Sinema Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. MERAL SERARSLAN

  2. Yeni Türk sinemasında tasavvuf imgeleri

    Sufi images in the new Turkish cinema

    EBUBEKİR DURAK

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2023

    DinMarmara Üniversitesi

    Radyo Televizyon ve Sinema Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. MEHMET ÖZTÜRK

  3. Yeni Türk sinemasında İstanbul kent imgeleri

    Urban images of İstanbul in recent Turkish cinema

    TUĞÇE KAYAARASI

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2011

    Sahne ve Görüntü Sanatlarıİstanbul Kültür Üniversitesi

    İletişim Tasarımı Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. FATOŞ ADİLOĞLU

  4. Yeni Türk sinemasında zihinselliğin objektivasyonu

    Objectivation of spirituality cinema in the new Turkish

    SARPER BÜTEV

    Doktora

    Türkçe

    Türkçe

    2019

    Radyo-TelevizyonGazi Üniversitesi

    Radyo Televizyon ve Sinema Ana Bilim Dalı

    PROF. SERDAR ÖZTÜRK

  5. Yeni Türk sinemasında biçem: Onur Ünlü Sineması

    Style in new Turkish cinema: The Cinema of Onur Ünlü

    GÜLNUR GÖZÜBEK

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2019

    Radyo-TelevizyonMersin Üniversitesi

    Radyo Televizyon ve Sinema Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. ASLIHAN DOĞAN TOPÇU