Geri Dön

Akut koroner sendrom ile başvuran hastalarda frontal planda QRS aksı ile T aksı arasındaki açı f(QRS/T) değişiminin elektrokardiyografik ve angiografik bulgularla ilişkisi

The relationship between alteration in frontal plane qrs AXİS/T axis angle, electrocardiographic and angiographical findings in patients with acute coronary syndrome

  1. Tez No: 458263
  2. Yazar: İNCİ TUĞÇE ÇÖLLÜOĞLU
  3. Danışmanlar: DOÇ. DR. EMİN EVREN ÖZCAN
  4. Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
  5. Konular: Kardiyoloji, Cardiology
  6. Anahtar Kelimeler: f(QRS/T) açısı, akut ST elevasyonlu miyokard infarktüsü, Hastane içi mortalite, Üç damar hastalığı, Proksimal damar hastalığı
  7. Yıl: 2017
  8. Dil: Türkçe
  9. Üniversite: Dokuz Eylül Üniversitesi
  10. Enstitü: Tıp Fakültesi
  11. Ana Bilim Dalı: Kardiyoloji Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
  13. Sayfa Sayısı: 104

Özet

Giriş ve Amaç: Akut miyokard infarktüsü ile başvurmuş hastaların yüzey EKG'de görülen artmış başlangıç frontal plandaki QRS aksı ile T aksı arasındaki açı (f(QRS/T)) değerinin artmış morbidite ve mortalite ile ilişkili olduğu gösterilmiştir. Ancak akut ST yükselmeli akut miyokard infarktüsünde (STEMİ) revaskülarizasyon sonrası f(QRS/T) değerindeki değişimin değerlendirildiği bir çalışma yoktur. Çalışmamızın amacı, ilk kez akut STEMİ ile başvuran hastalarda f(QRS/T)'yi etkileyecek faktörleri tanımlayarak, bu faktörlerin varlığını klinik ve anjiyografik bulgularla karşılaştırmak ve bu şekilde riskli hastaların belirlenip belirlenmeyeceğini saptamaktır. Ek olarak reperfüzyon tedavisi öncesi ve sonrasındaki açı değerleri arasındaki farkın, reperfüzyon stratejisi ile olan ilişkisi ve hastane içi kötü prognostik olayları öngördürmedeki önemi de incelendi. Çalışma Planı: Çalışmamıza 01/06/2013 ile 31/12/2014 tarihleri arasında DEÜTF (Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi) hastanesi koroner yoğun bakıma ilk kez akut STEMİ ile başvuran 248 hasta alındı ve veriler geriye dönük olarak incelendi. Hastaların demografik özellikleri, rutin laboratuar parametreleri kaydedildi. Hastaların 106'sına trombolitik tedavi, 142'sine primer perkutan koroner girişim (PKG) uygulanmıştı. Hastaların koroner yoğun bakım ünitesine yatış anındaki, trombolitik tedavinin başlangıcındaki, trombolitik tedaviden 30-60-90 dakika sonraki ve primer PKG' giden hastaların ise işlem sonundaki 12 derivasyonlu EKG kayıtlarına ulaşıldı. Elektrokardiyografiler başlangıç f(QRS/T) ve revaskülarizasyon stratejisi sonrasındaki f(QRS/T) yönünden analiz edildi. Bulgular: Başlangıç ortalama f(QRS/T) 74.3°±49.6 idi. Yapılan ROC analizinde başlangıç f(QRS/T) değerinin ≥ 95.6° olması %72.1 özgüllük ve %66.7 duyarlılık ile hastane içi mortaliteyi öngördü. Başlangıç f(QRS/T) değeri ≥ 95.6° olan hastalarda daha yüksek oranda hastane içi mortalite (%16'ya karşın %4.6, p=0.003), proksimal damar hastalığı (%68'e karşın %53.8; p:0.037) ve üç damar hastalığı (%30.7'ye karşın %12.7; p:0.001) saptandı. Ancak MI lokalizasyonu açısından her iki grup arasında anlamlı farklılık tespit edilmedi (anterior Mİ: %48'e karşın %38.7; p:0.174). Bununla beraber, başlangıç f(QRS/T) değeri ≥ 95.6° olan hastaların daha düşük sol ventrikül ejeksiyon fraksiyonuna (LVEF) (%43.6±9.6'ya karşın %47±9.6; p:0.013), daha düşük Hb değerlerine (13.3±1.8'e karşın 13.8±1.7; p:0.024), daha yüksek BUN değerlerine (19.7±11.4'e karşın 16.7±6.8; p:0.042), daha yüksek maksimum Troponin I (TpI) düzeylerine (61.1±33.6'ya karşın 41.3±34; p: 89.6o olması (OR: 3.541, 95% CI: 1.235-10.154, p= 0.019) hastane içi mortalitenin bağımsız prediktörlerinden biri olarak tespit edildi. Sonuç: Akut STEMİ hastalarında başvurudaki artmış f(QRS/T) değeri iskemik tehdit altındaki miyokard alanının daha yaygın olduğunu gösterirken, işlem sonrasındaki artmış f(QRS/T) değeri daha yaygın miyokard alanının nekroza gittiğini gösterir. Bu yüzden işlem sonrası f(QRS/T) değeri LVEF, aritmik olaylar, kardiyovasküler nedenli ölümler ve tüm nedenli ölümler ile daha yakın ilişkilidir. Bununla birlikte, başlangıç f(QRS/T) değerinin ≥ 95.6° olması üç damar hastalığını ve proksimal lezyon varlığını öngördüren bir parametre olarak kullanılabilirken, işlem sonu f(QRS/T) değerinin üç damar hastalığı ve proksimal lezyon varlığı ile herhangi bir ilişkisi yoktur.

Özet (Çeviri)

Introduction and Aim: Increased in between QRS axis and T axis in frontal plane angle (f(QRS/T)) at admission in patients with acute ST segment elevation myocardial infarction (STEMI) showed to be related with increased morbidity and mortality. But, there has not been any trial which assess f(QRS/T) after revascularization in patients with acute STEMI. Aims of our study are to determine factors affecting f(QRS/T) in patients diagnosed with acute STEMI for the first time, compare these parameters with clinical and angiographical findings and to find out whether patients with high risk profile can be determined by this way. In addition, the relationship with reperfusion strategy and the angle values before and after reperfusion and importance of predicting poor prognostic events in hospital was also examined. Methods: 248 patients who admitted to Ninth September University Coronary Intensive Care Unit with acute STEMI for the first time between 01/06/2013 and 31/12/2014 were included in our trial and data was evaluated retrospectively. Demographical features, routine laboratory parameters were obtained. 106 patients were treated with thrombolytic therapy and 142 patients were treated with primary percutaneous coronary intervention (PCI). 12-lead ECG recordings were reached at the beginning of thrombolytic therapy, 30-60-90 minutes after thrombolytic therapy and at the end of the procedure for the patients who treated with the primary PCI. 12-lead ECG recordings were analysed for baseline f(QRS/T) and f(QRS/T) after revascularization strategy. Findings: The mean baseline f(QRS/T) value was 74.3°±49.6. In the ROC analysis, baseline f(QRS/T) ≥ 95.6° predicted in hospital mortality with %72.1 specifity and %66.7 sensitivity. Patients with baseline f(QRS/T) value ≥ 95.6° were found to have more frequent in hospital mortality (%16 versus %4.6, p=0.003), more frequent proximal vascular disease (%68 vs %53.8; p:0.037) and more frequent three vessel disease (%30.7'ye vs %12.7; p:0.001). However, there was no significant difference in MI localization according to baseline f(QRS/T) (anterior MI: %48 vs %38, p: 0.174). Additionally, patients with baseline f(QRS/T) value ≥ 95.6° were determined to have lower LVEF (%43.6±9.6 vs %47±9.6; p:0.013), lower Hb values (13.3±1.8 vs 13.8±1.7; p:0.024), higher BUN values (19.7±11.4 vs 16.7±6.8; p:0.042), higher maximum troponin I (TpI) levels (61.1±33.6 vs 41.3±34; p:

Benzer Tezler

  1. Akut koroner sendrom ile başvuran hastalarda perkutan koroner girişim sonrasında kontrast madde nefropatisi gelişimi üzerine karvedilol ve metoprolol tedavilerinin etkilerinin karşılaştırılması

    Comparison of the effects of carvedilol and metoprolol treatments on the development of contrast-induced nephropathy after percutaneous coronary intervention in patients presenting with acute coronary syndrome

    ERKAN UĞUZ

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2022

    KardiyolojiHatay Mustafa Kemal Üniversitesi

    Kardiyoloji Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. ALPARSLAN KURTUL

  2. Akut koroner sendrom ile başvuran hastalarda atriyal fibrilasyonun kontrast nefropatisi gelişimi üzerine etkisi

    The effect of atrial fibrillation on contrast nephropathy development in patients who apply acute coronary syndrome

    TUĞBA AKBAŞ ŞİMŞEK

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2019

    KardiyolojiSağlık Bilimleri Üniversitesi

    İç Hastalıkları Ana Bilim Dalı

    PROF. NUMAN GÖRGÜLÜ

  3. Akut koroner sendrom ile başvuran hastalarda d-vitamini düzeyi

    Vitamin d levels in patients with acute coronary syndrome

    NACİ BABAT

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2015

    KardiyolojiYüzüncü Yıl Üniversitesi

    Kardiyoloji Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. HAKKI ŞİMŞEK

  4. ST-elevasyonlu akut koroner sendrom ile başvuran hastalarda akut koroner sendrom öncesinde angina pektoris ve iskemik ön koşullanma ('ischemic preconditioning') varlığı ile iskemik mitral yetersizliği ilişkisinin araştırılması

    The investigation of relationship between angina pectoris before acute coronary syndrom, ischemic preconditioning and ischemic mitral regurgitaton in patients presenting with ST-elevated miyocardial infarction

    RAMİME ÖZEL

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2016

    Kardiyolojiİstanbul Üniversitesi

    Kardiyoloji Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. MELİKE ZEHRA BUĞRA