Geri Dön

Akut pulmoner emboli tanısı alan hastaların troponin değerlerinin prognoza etkisi

Prognostic effect of trophonine values in acute pulmonary embolian diagnosis

  1. Tez No: 462624
  2. Yazar: GİZEM MANGAL
  3. Danışmanlar: DOÇ. DR. SERKAN EMRE EROĞLU
  4. Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
  5. Konular: İlk ve Acil Yardım, Emergency and First Aid
  6. Anahtar Kelimeler: Pulmoner tromboemboli, Troponin, Prognoz, Mortalite, Pulmonary thromboembolism, Troponin, Prognosis, Mortality
  7. Yıl: 2017
  8. Dil: Türkçe
  9. Üniversite: Sağlık Bilimleri Üniversitesi
  10. Enstitü: İstanbul Ümraniye Eğitim ve Araştırma Hastanesi
  11. Ana Bilim Dalı: Acil Tıp Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
  13. Sayfa Sayısı: 95

Özet

Amaç: Bu çalışmadaki amaç acil serviste pulmoner emboli tanısı almış olan hastaların serum troponin değerleri açısından 1 aylık dönem içerisinde eksitus olan ve olmayan hastalar arasında anlamlı fark olup olmadığının araştırılmasıdır. Ek olarak mortaliteye etkisi olabilecek diğer parametrelerden; fizik muayene, vital bulgular, pulmoner emboli, derin ven trombozu, immobilizasyon ve malignite öyküsü gibi risk faktörlerinin de araştırılması çalışmanın ikinci amacını oluşturmaktadır. Materyal ve Metot: Çalışma Sağlık Bilimleri Üniversitesi Ümraniye Eğitim ve Araştırma Hastanesi Acil Servisinde 31.08.2013 ile 01.09.2016 tarihleri arasında başvurmuş olan hastalarda retrospektif olarak yapılmıştır. Çalışmaya bilgisayarlı tomografi pulmoner anjiografi ile pulmoner emboli tanısı kanıtlanmış 18 yaşından büyük hastalar dahil edilmiştir.18 yaşından küçük hastalar, kayıtlarda verileri eksik olan hastalar, akut koroner sendrom öyküsü, kronik böbrek yetmezliği, akut serebrovasküler olay geçiren hastalar dışlanmıştır. Çalışmada hastalar acil servis başvurularından itibaren 1 aylık süre içinde eksitus olan ve olmayan olarak iki gruba ayrıldı. Hastaların demografik verileri analiz edildikten sonra başta troponin değerleri olmak üzere mortaliteye etkisi olabileceği düşünülen parametreler bu iki grupta karşılatırıldı. Troponin ve mortalite ilişkisinin istatiksel olarak anlamlı olması sonucunda hangi serum troponin düzeyinin pratikte mortaliteyi öngörmede kullanılabileceğini belirleyebilmek için ROC analizi yapıldı. Bulgular: Çalışmaya dahil edilen 129 hastanın %65,1 i kadındı. Hastaların yaş ortalaması 68,54±15,70 (%95 GA: 65,81-71,28) olarak saptandı. Analizler sonucu olarak hastaların %6,2'sinde derin ven trombozu, %3,1'inde pulmoner tromboemboli, %24'ünde immobilizasyon ve %14,7 sinde malıgnite öyküsü vardı. En sık başvuru şikayeti dispne (%54,3) ve göğüs ağrısıydı (%20,9). Pulmoner tromboemboli olan hastalarda en sık hipertansiyon hastalığı (%38) birlikte görüldü. 129 hastanın %7'si başvurudan hemen sonra ya da tedavisi devam ederken arrest oldu ve entübe edildi. Hastaların %18,6'sı taburcu edildi, %20,9'una servis yatışı verildi, %20,2'si yoğun bakım ünitesine alında ve %1,6'sı eksitus oldu. Hastaların %20,9'u bir aylık dönemde eksitus oldu. Çalışmaya dahil edilen hastaların 1 aylık dönemde eksitus olan grupta daha ileri yaşta olduğu görüldü fakat anlamlı fark bulunmadı.(p=0,374) Hastaların sistolik kan basıncı, diyastolik kan basıncı ve oksijen saturasyonlarının mortalite ile ilişkili olduğu görüldü. (p değerleri sırasıyla; p=0,006, P=0,005, P=0,019). Çalışmaya dahil edilen hastaların troponin ortanca değerleri 0,021 (0-0,130) olarak bulundu. 30 günlük dönemde ölen hastalarda troponin değerleri daha yüksek bulundu ve diğer grupla karşılaştırıldığında istatiksel olarak anlamlı bulundu. (p=0,031) 1 aylık dönemde mortalite öngörme açısından ROC analizinde AUC 0,636 ile zayıf-orta değerde anlamlılık görüldü. Sonuç: Pulmoner tromboemboli tanısı konan yüksek troponin değerlerine sahip hastaların mortalitesi açısından cutoff değeri saptayamasak da, 30 günlük dönemde daha yüksek mortaliteye sahip oldukları söylenebilir. Sonuç olarak yüksek troponin değerlerine sahip hastaların yakın takip edilmesi ve yüksek mortalite ile beraber seyredebileceği öngörülerek tedavi stratejilerinin düzenlenmesi prognozda iyileşme sağlayabilir

Özet (Çeviri)

Aim: This study is done to determine whether there is a significant difference regarding their serum troponin levels between the patients who are diagnosed with pulmonary embolism in emergency service and passed away in a month's long and the patients who do not pass away, or not. Examining the risk factors which may influence the mortality such as physical examination, vital signs, pulmonary embolism, deep vein thrombosis, immobilization and malignancy story, is the secondary aim of this study. Material and Method: This research is made retrospectively on the patients who are presented to the emergency department of Health Sciences University Ümraniye Training and Research Hospital from 08.31.2013 to 09.01.2016. It involves the patients who are over the age of 18 and whose pulmonary embolism diagnosis is proven by computarized tomography and pulmonary angiography. The patients who are under the age of eighteen, whose datas are incomplete in the registry and who have acute coronary syndrome story, chronic kidney failure and acute cerebrovascular situations are not involved in this study. The patients are divided into two groups as who passed away in a month's long after being presented to the emergency service and who did not pass away. Demographical datas of the patients are examined and parameters, especially troponin levels, which are thought to be influencing on mortality are compared with each other within those two groups. The relation between troponin levels and mortality is statistically significant. As a result, ROC analysis is performed in order to determine which level of serum troponin can be used for practically predicting the mortality. Findings: 65,1% of 129 patients examined in this study are women. The average age of the patients is determined as 68,54±15,70 (%95 CI: 65,81-71,28). Analyses show that 6,2% of the patients have deep vein trombosis, 3,1% of them have pulmanory thromboembolism, 24% of them have immobilization and 14,7% of them have malignancy story. The most common complaints are dyspnea (54,3%) and chest pain (20,9%). It is highly observed in the patients who have pulmonary thromboembolism that hypertension is the most common disease(38%). 7% of 129 patients have cardiac arrest right after their application to the hospital or during their treatment and they are intubated. 18,6 of the patients are discharged from the hospital, 20,9% or them are hospitalized, 20,2% of them are taken into intensive care and 1,6% of them has passed away. 20,9% of the patients have passed away in a month. Those patients are older than the other patients but there is no significant difference.(p=0,374) It is observed that the systolic blood pressure, diastolic blood pressure and oxygen saturation of the patients are connected with the mortality. (p-values respectively; p=0,006, p=0,005, p=0,019). Mid range troponin values of the patients are observed as 0,021 (0-0,130). Troponin levels are identified higher in the patients who passed away in a month compared to the other group and this finding is statistically significant (p=0,031). In a 1-month period, ROC analysis showed a weak-to-moderate significance with AUC 0,636 in terms of mortality prediction. Conclusion: Even though we can not determine the cutoff rate of the mortality in the patients who have pulmonary thromboembolism and have high troponin levels, it can be said that the patients diagnosed with pulmanory thromboembolism have high mortality in a month. Consequently, the patients who have high troponin levels should be surveiled by envisaging mortality. Determining the treatment strategies of this type of the patients may contribute to the quality of the prognosis.

Benzer Tezler

  1. Acil serviste kardiyogonyometrenin akut pulmoner emboli hastalarında tanısal değerinin araştırılması

    Investigation of diagnostic value of cardiogoniometri in acute pulmonary embolism patients in emergency department

    MUSTAFA SERKAN VURUCU

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2015

    Göğüs HastalıklarıEge Üniversitesi

    Acil Tıp Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. GÜÇLÜ SELAHATTİN KIYAN

  2. Pulmoner emboli tanısı alan hastalarda sistemik immün-inflamatuar indeksin hastalığın şiddeti ve mortalite ile ilişkisi

    The relationship between systemic immune-inflammatory index and severity of disease and mortality in patients diagnosed with pulmonary embolism.

    FULDEN AKYÜZ İNANÇ

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2023

    Göğüs HastalıklarıKırıkkale Üniversitesi

    Göğüs Hastalıkları Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. MEHMET SAVAŞ EKİCİ

    PROF. DR. AYDANUR EKİCİ

  3. Renal fonksiyon bozukluğu olan hastalardan nötrofil/lenfosit ve platelet/lenfosit oranlarının pulmoner emboli tanısında kullanabilirliği

    The usability of neutrophyl / lymphocyte and platelet / lymphocyte rate in patients with pulmonary embolism in patients with renal function disorders

    EZGİ TÜRKOĞLU

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2019

    Göğüs HastalıklarıSağlık Bilimleri Üniversitesi

    İç Hastalıkları Ana Bilim Dalı

    UZMAN MEHMET EMİN PİŞKİNPAŞA

  4. Pulmoner emboli, akut miyokard enfarktüsü ve iskemik inmede ortalama platelet hacimlerinin prediktif değerlerinin belirlenmesi

    Determination of predictive values of mean platelet volumes in pulmonary embolism, acute myocardial infarction and ischemic stroke

    KEREM YILDIRIM

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2021

    İlk ve Acil YardımRecep Tayyip Erdoğan Üniversitesi

    Acil Tıp Ana Bilim Dalı

    DR. ÖĞR. ÜYESİ GÖKHAN ERSUNAN

  5. Akut pulmoner emboli hastalarında akciğer bilgisayarlı tomografi anjiyografilerindeki kalp boşlukları boyutlarının mortalite ve olumsuz sonlanım ile ilişkisi

    The relationship of heart cavity dimensions in lung computerized tomography angiography in acute pulmonary embolia patients with mortality and negative outcome

    GÜL AYHAN TÜLÜBAŞ

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2021

    İlk ve Acil YardımSağlık Bilimleri Üniversitesi

    Acil Tıp Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. ENGİN DENİZ ARSLAN