Geri Dön

Bipolar duygudurum bozukluğu manik epizod tanısıyla psikiyatri kliniğinde yatan hastaların nötrofil/lenfosit oranlarının sağlıklı popülasyonl karşılaştırılması

Comparison of neutrophyl/lymphocyte ratio in a healthy population vs. patients hospitalized in our psychiatry clinic with bipolar disorder during manic episode

  1. Tez No: 466936
  2. Yazar: SONGÜL ARSLAN
  3. Danışmanlar: DR. HASAN KAYA
  4. Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
  5. Konular: Psikiyatri, Psychiatry
  6. Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
  7. Yıl: 2017
  8. Dil: Türkçe
  9. Üniversite: Sağlık Bilimleri Üniversitesi
  10. Enstitü: Ankara Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi
  11. Ana Bilim Dalı: Psikiyatri Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
  13. Sayfa Sayısı: 83

Özet

Bipolar Duygudurum Bozukluğu Manik Epizod Tanısıyla Psikiyatri Kliniğinde Yatan Hastaların Nötrofil/Lenfosit Oranlarının Sağlıklı Popülasyonla Karşılaştırılması Amaç: Güncel yaklaşımlar, inflamatuar ve immunolojik mekanizmaların bipolar duygudurum bozukluğu dahil pek çok psikiyatrik hastalığ ın etyolojisinde rol aldığını düşünmektedir. İnflamatuar süreçleri içeren hipotezler Bipolar Duygudurum Bozukluğunun etyolojisini aydınlatmayı hedeflemektedir. Nötrofil-lenfosit oranı (NLO), yeni, basit ve pahalı olmayan bir sistemik inflamatuar yanıt belirtecidir. Yükselmiş NLO değerlerinin, kronik hastalıklarda kötü gidişle ilişkili olduğu bildirilmiştir. BDB hastalarında yükşelmiş NLOnun oksidatif stres ve artmış sitokin üretimiyle ilişkili olduğu gösterilmiştir. Ancak Literatürde BDB ile NLO arasındaki ilişkiyi inceleyen yeterli çalışma henüz bulunmamaktadır. Bu çalışmada BDB hastalarında NLO'nun sağlıklı popülasyona oranla nasıl olduğunu, BDB hastalarının kendi içinde ilk manik epizod nedeniyle hospitalize edilenler ve kronik BDB olup manik epizod nedeniyle hospitalize edilenler arasında NLO'nun farklılık gösterip göstermediğini, kronik hastalar arasında daha önce (yatıştan en az 6 ay önce) EKT tedavisi almış olanlar ve olmayanlar arasında ve ölçüm sırasında duygudurum düzenleyici İlaç (Karbamezapin veya Valproik Asit) kullananlar ve kullanmayanlar arasında NLO açısından fark olup olmadığını araştırmayı planladık. Yöntem: Ankara Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi Psikiyatri Kliniğinde Nisan 2014-Nisan 2017 tarihleri arasında Bipolar Duygudurum Bozukluğu manik epizod tanısıyla yatarak tedavi gören hastaların yatış kayıtları hasta bilgi sistemi üzerinden tarandı ve çalışma kriterlerine uyan 105 hasta çalışmaya dahil edildi. Çalışmaya dahil edilen hastalar öncelikle epizod sayısına bakılarak, ilk manik epizod nedeniyle yatışı yapılan hastalar ve kronik Bipolar Duygudurum Bozukluğu hastaları olarak ikiye ayrıldı. Kronik BDB hastaları yatış sırasında duygudurum düzenleyici (DDD) ilaç kullanıp kullanmama ve daha önceki yatışları sırasında EKT görüp görmeme durumlarına gore ayrıldı. Tüm hastaların yaş, cinsiyet, medeni durum, eğitim seviyesi, çalışıp çalışmama durumu ve sigara içip içmeme durumu değerlendirildi. Yatış sırasında bakılan rutin kan tetkikleri (Tam kan (cbc), biyokimya, BFT, TFT vs.) ve varsa radyolojik görüntülemeleri incelendi, bu testlerde bozukluk bulunanlar çalışmaya dahil edilmedi. Bulgular: Vaka ve kontrol grupları arasında EOS, HBG, HCT ve PDW değerleri arasında istatistiksel olarak anlamlı fark saptanmıştır (sırasıyla p 0,021, 0,05). Epizod sayısı 1 olanlar ile 2 ve üzeri olanların PDW değerleri arasında istatistiksel olarak anlamlı fark saptanmıştır (p=0,042). Epizod sayısı 1 olanların PDW değerleri 2 ve üzeri olanlardan anlamlı olarak yüksek saptanmıştır. Epizod sayısına göre WBC, NE, LYM, MONO, EOS, BASO, RBC, HBG, HCT, RDW, PLT değerleri arasında istatistiksel olarak anlamlı fark saptanmamıştır (p ˃ 0,05). Cinsiyet, sigara kullanımı, daha önce EKT görüp görmeme durumu, epizod sayısı ve DDD kullanımına göre nötrofil lenfosit oranları arasında istatistiksel olarak anlamlı fark saptanmamıştır (p ˃ 0,05). Cinsiyet durumuna göre nötrofil lenfosit oranları arasında istatistiksel olarak anlamlı fark saptanmamıştır (p ˃ 0,05). Vaka grubunun hastalık süresi ile nötrofil lenfosit oranı arasındaki ilişki durumunun dağılımı Tablo 7'de sunulmuştur. Hastalık süresi ile nötrofil lenfosit oranı arasında istatiksel olarak anlamlı bir ilişki saptanmamıştır (p ˃ 0,05). Sonuçlar: Literatürde psikiyatrik hastalıklarda NLO değerlerini inceleyen az sayıda çalışma bulunmaktadır, BDB hastalarının normal popülasyona oranla NLO değerlerinin incelendiği çalışmalar az sayıda da olsa mevcuttur ancak çalışmamız, hastalık süresi, geçirilen epizod sayısı ve geçmiş tedavilerin de NLO değerlerine etkisini inceleyen bir çalışma olması bakımından mevcut çalışmalardan ayrılmaktadır. Çalışmamız BDB etyolojisinde rol oynayabileceği düşünülen nöroinflamatuar hipotezlere katkı yapmak amacıyla planlanmıştır ancak çalışmaya dahil edilen vaka grubu ile kontrol grubu arasında NLO açısından anlamlı bir fark bulunamamıştır.Bu sonuçta çalışmanın retrospektif bir çalışma olması ve küçük bir hasta popülasyonunda yapılmış olması gibi kısıtlılıklar etkili olmuş olabilir. Gelecek dönemde yapılacak BDB hastalarında NLO ve diğer inflmasyon markerlarını kapsayan çalışmalar BDB etyolojisini aydınlatma açısından faydalı olacaktır.

Özet (Çeviri)

Comparison of Neutrophyl/Lymphocyte Ratio in a Healthy Population vs. Patients Hospitalized In Our Psychiatry Clinic With Bipolar Disorder During Manic Episode Purpose: Current approaches suggest that inflammatory and immunologic mechanisms play a role in the etiology of many psychiatric disorders, including bipolar disorder. Hypotheses involving inflammatory processes are aimed at elucidating the etiology of Bipolar Disorder (BD). Neutrophil-lymphocyte ratio (NLR) is a new, simple and inexpensive marker of systemic inflammatory response. Elevated NLR values have been reported to be associated with poor prognosis in chronic diseases. High NLR in patients with BD is shown to be associated with oxidative stress and increased cytokine synthesis. However, there is not enough data in the literature that analyses the relation of BD and high NLR. In this study, we planned to investigate how NLO was associated with a healthy population and BD patients, whether NLO was different between patients with BD who were hospitalized for the first manic episode and those who had chronic BD and hospitalized again for a manic episode, whether there is any difference in NLO between those who did and did not receive electro-convulsive therapy (ECT) treatment and those who did and did not use mood stabilizers (Carbamezapine or Valproic Acid) during the evaluation. Material and Method: Between April 2014 and April 2017 in the Ankara Numune Training and Research Hospital Psychiatry Clinic, admission records of inpatients that received treatment for bipolar disorder manic episodes were screened on the patient information system and 105 patients who met the study criteria were included in the study. Patients who were included in the study were divided into two groups according to the number of episodes at the time of administration (the patients who were admitted due to the first manic episode and the patients with chronic BD). Chronic BD patients were grouped according to the condition that whether they had been administered mood stabilizers (MS) and whether they had received ECT. All patients were evaluated for age, gender, marital status, education level, working status and smoking status. Routine blood examinations (Hemogram, biochemistry including renal functions and liver functions, and thyroid hormone levels) and radiological imaging tests (if available) which were done during hospitalization were evaluated. Those with impairment in these tests were not included in the study. Results: There was a statistically significant difference between EOS, HGB, HCT and PDW values in the case group and control group (p 0, 021, 0, 05). There was a statistically significant difference between PDW values of episode number 1 and 2 and above (p = 0.042). PDW values of those with episode number 1 were significantly higher than those with 2 and above. There was no statistically significant difference between WBC, NEU, LYM, MONO, EOS, BASO, RBC, HBG, HCT, RDW and PLT values according to episode numbers (p ˃ 0, 05). There was no statistically significant difference between neutrophil lymphocyte rates according to gender, smoking, previous ECT, number of episodes and MS use (p ˃ 0, 05). There was no statistically significant difference between neutrophil lymphocyte ratios according to gender status (p˃0,05). The distribution of the relationship between the duration of disease and neutrophil lymphocyte ratio in the case group is presented in Table 7. There was no statistically significant relationship between the duration of disease and neutrophil lymphocyte ratio (p˃0,05). Conclusion: There are few studies in the literature that examine NLR values in psychiatric diseases. There are only a few studies in which the NLR values of BD patients are compared to the normal population, but our study diverges from existing studies in terms of the duration of illness, the number of episodes, and the effect of past treatments on NLR values. Our study was planned to contribute to neuroinflammatory hypothesis that is thought to play a role in BD etiology, but there was no significant difference in the NLR between the case group and the control group included in the study. This result may be due to the retrospective structure of the study or the relatively small population of the study. Future studies involving NLR and other inflammation markers in BD patients will be useful in illuminating BD etiology.

Benzer Tezler

  1. Bipolar duygudurum bozukluğu manik epizod hastalarının akut alevlenme ve remisyon dönemlerinde serum N-Metil-D-Aspartat reseptör ve alt birimleri düzeylerinin değerlendirilmesi

    Evaluation of serum N-Methyl-D-Aspartat receptor and sub-units levels in acute flave and remition periods of patients with bipolar mood disorder manic episod

    YASEMİN ÖKTEM

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2022

    PsikiyatriSağlık Bilimleri Üniversitesi

    Ruh ve Sinir Hastalıkları Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. İHSAN TUNCER OKAY

  2. Bipolar bozukluk tanılı hastalarda katatonik belirtiler ve bu belirtilerin klinik özellikler ile ilişkisi

    Catatonic symptoms in patients diagnosed with bipolar disorder and the relationship of these symptoms with clinical features

    ABDÜLHAMİT ALTUNHAN

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2024

    PsikiyatriSağlık Bilimleri Üniversitesi

    Psikiyatri Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. İKBAL İNANLI

  3. Bipolar I bozukluğu olan olgularda kişilik bozukluğu yaygınlığı ve bunun klinik özelliklerle olan ilişkisinin araştırılması

    The study of the relationship between the personality disorders common and its clinical characteristics by the cases with bipolar I disorders

    RECEP EMRE TAN

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2010

    PsikiyatriSağlık Bakanlığı

    Psikiyatri Ana Bilim Dalı

    DR. LATİF RUHŞAT ALPKAN

  4. Bipolar bozuklukta koruyucu sağaltım

    Longterm treatment in bipolar disorder

    MELİHA ZENGİN EROĞLU

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2010

    PsikiyatriÇukurova Üniversitesi

    Psikiyatri Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. NURGÜL ÖZPOYRAZ

  5. Bipolar bozukluk tanılı hastalarda tedavisiz geçen süre ve klinik özellikler arasındaki ilişki

    Duration of untreated illness in bipolar disorder and its association with clinical features

    İSA ALPTUĞ KIRIK

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2018

    PsikiyatriEge Üniversitesi

    Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. SİMAVİ VAHİP