Güney Osetya ve Abhazya sorunları çerçevesinde Tiflis-Moskova ilişkileri: 1989-2008
Tbilisi-Moscow relationships on South Ossetia and Abkhazia issues: 1989-2008
- Tez No: 475269
- Danışmanlar: YRD. DOÇ. DR. MUSTAFA ÖZTÜRK
- Tez Türü: Yüksek Lisans
- Konular: Uluslararası İlişkiler, International Relations
- Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
- Yıl: 2017
- Dil: Türkçe
- Üniversite: Akdeniz Üniversitesi
- Enstitü: Sosyal Bilimler Enstitüsü
- Ana Bilim Dalı: Uluslararası İlişkiler Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
- Sayfa Sayısı: 196
Özet
Bu çalışmada; Gürcistan'ın ayrılıkçı bölgelerinden Güney Osetya ve Abhazya sorunlarından kaynaklı 1989-2008 yılları arasındaki gelişmelerin, Gürcistan-Rusya ilişkilerine olan yansımaları kaleme alınmıştır. İlk bakışta, her iki taraf için de çok stratejik öneme haiz olmayan küçük bir dağlık bölge için yapılmış gibi görünse de 8 Ağustos 2008'de iki tarafı savaşmaya iten bazı olağanüstü sebep ve gelişmeler zühur etmiştir. Dünya gündeminde ilk sırada yer alan ve beş gün süren kısa savaşın Gürcistan sınırlarını aşan önemli neticeleri ortaya çıkmıştır. Savaş sonucu Batı ve Rusya ilişkilerinde derin bir çatlak oluşmakla birlikte uluslararası siyasetin Güney Kafkasya'ya yönelik adımlarında da değişiklikler gözlenmiştir. Ülkelerarasındaki bu olguyu anlamak ve uluslararası sistem içerisinde anlamlandırabilmek için Gürcistan'ın Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği'nden bu ayrılıkçı bölgelerle birlikte ayrılış sürecinden itibaren meseleye yoğunlaşmak kaçınılmaz bir gerçektir. Ortodoks kimliği ve stratejik coğrafyası ile Karadeniz ve Kafkasya açısından öneme haiz olan Gürcistan Rusya Federasyonu açısından olduğu kadar, Amerika Birleşik Devletleri, Avrupa Birliği, Türkiye, Azerbaycan, Ermenistan hatta bazı Orta Asya ülkeleri açısından da değerli bir konumdadır. Doğu'nun enerji tedarikçisi fosil yakıt üreticileri ile Batı'nın sanayileşmiş enerji tüketicileri arasında enerji koridoru/köprüsü görevini üstlenmektedir. Bu yönüyle Türkiye'nin enerji koridoru olma özelliğini güçlendirmektedir. Ayrıca Kafkasya'nın ve Karadeniz'in güvenliği açısından da dikkatleri üzerine çeken bir ülkedir. Bu özellikleri ile Rusya ve Batı dünyası arasındaki rekabette rağbet alanı olmaya devam edecektir. Bu durumun en büyük emaresi Rusya Federasyonu ile Gürcistan arasında 8 Ağustos 2008'de Güney Osetya meselesinden ötürü ortaya çıkan savaşla kendini göstermiştir. Bu savaşla Kremlin, Batı'nın 'etki alanına' nüfuz etme girişimlerine karşılık verme imkânı elde etmiştir. Konunun uzmanlarınca Rusya'nın bu savaşla birlikte askeri ve siyasi açılardan Batı'nın çevreleme çabalarına karşı kendisini benzer hamle ve argümanlarla savunmakta olduğu fikri de ileri sürülebilir. Ancak Batı ile çok yakın temas ve stratejileri olan Tiflis yönetimi için savaş ve sonrası dönem Batı'dan umdukları yeterli desteği alamadıkları için hayal kırıklığı olarak tarihe geçmiştir. Dolayısıyla, 2008 savaşı özellikle AB ve ABD gibi bölge dışı aktörlerin Kafkaslar üzerine olan jeopolitik rekabet ve bölgedeki çatışmaların çözümüne sağlayabilecekleri katkıların yetersizliğini açıkça ortaya koymuştur. Ayrıca Rusya'nın savaştan sonra Güney Osetya ve Abhazya'nın bağımsızlıklarını tanıması ve bölgede artan askeri varlığı özelde Gürcistan topraklarında genel de ise, Güney Kafkasya üzerinde“yeni bir Rus Emperyalizmi mi doğuyor”endişe ve algısına da yol açmıştır. Bu bağlamda, bölgenin diğer ülkeleri olan Azerbaycan ve Ermenistan, savaştan sonra Rusya ve Batı ile olan dış politikalarında bazı değişikliklere yönelmişlerdir. Savaşın sadece Gürcistan'ın değil ayrıca Azerbaycan ve Ermenistan'ın da güvenliğini ilgilendiren sonuçları muhakkak olmuştur. Bölge ülkelerindeki etnik sorunların uzun yıllar çözümsüz kalması ve SSCB ardılı çevrede yeni çatışma kaynakları üretecek olması kuvvetle ihtimaldir. Son olarak bu kriz enerji meseleleri ve denklemiyle de yakından alakalıdır. Yadsınamaz bir gerçektir ki Batı'nın bölgeye olan ilgisi enerji kaynakları ve güvenliğiyle doğrudan ilintilidir. Bilindiği üzere, Güney Kafkasya Avrupa ülkelerinin Rusya'ya olan enerji bağımlığını azaltacak alternatif bir enerji geçiş güzergâhıdır. Savaş sonrası bu yeni durum batılı güçleri bölgeyle alakalı politikalarını yeniden tanımlamaya ve bunun yanında Moskova ile olan ilişkilerini gözden geçirmeye zorlamaktadır.
Özet (Çeviri)
This thesis analyzes the implications of the separatist regions of South Ossetia and Abkhazia to the Georgia-Russia relations between 1989-2008. At first glance, the war was a small-scale confrontation that was fought over South Ossetia, a small mountainous region with no significant strategic value. However, both sides had some motives and reasons to fight a war. This five day war has had significant results that meant much more than Georgia. The war brought about a big rift in the Western-Russian relations and it has had implications for both South Caucasus and international politics over the region. It is an inevitable fact to concentrate on the issue from the time of Georgia's departure from the Soviet Socialist Republics' Union with these separatist divisions in order to understand this phenomenon among countries and to understand it within the international system. Georgia, which has an orthodox identity and strategic geography as well as a prescription for the Black Sea and the Caucasus, is invaluable in terms of the United States, the European Union, Turkey, Azerbaijan, Armenia and some Central Asian countries as well as for the Russian Federation. The natural energy supplier is the energy bridge between the fossil fuel producers and the industrialized energy consumers of the West. This direction strengthens Turkey's ability to become an energy corridor. It is also a country that draws attention to the security of the Caucasus and the Black Sea. With these characteristics, it will continue to be a hotspot between Russia and the Western world. The biggest election in this situation has been seen between the Russian Federation and Georgia on August 8, 2008 due to the war that originated from the South Ossetia affair. With this war Kremlin had an opportunity to counter the Western attempts of penetrating into the Russia's 'sphere of influence'. It could also be argued that Russia was defending itself against Western containment efforts with this war. For Georgian administration that had very close relations with the West, war and the post-war situation were big disillusionment as they could not get adequate support that they had expected from the US and the EU. Therefore, the 2008 war also revealed the limits of the external actors particularly the EU and the USA in the geopolitical rivalry over the Caucasus and their incompetence to contribute to the solution of the regional conflicts in the region. In addition, Russian recognition of independence of South Ossetia and Abkhazia and increasing Russian military presence in the region after the war brought about a disturbing question whether a new kind of Russian imperialism is emerging. In this regard, other regional states, Azerbaijan and Armenia have made some adjustments in their foreign policies vis-à-vis their relations with Russia and the Western powers after the war. The war has had implications not only for the security of Georgia but also for Azerbaijan and Armenia. Ethnic conflicts of the regional countries seem to remain unsolved for many years to come, and they are likely to generate new sources of insecurity in the post-Soviet locale. Finally, the crisis is also closely linked with the energy issue. It is an unquestionable fact that the Western attention to the region is directly related with the energy resources. South Caucasus is an alternative transit energy route for the European countries which decreases their dependency on Russian energy. The new framework after the war would compel the western powers to redefine their policies for the region, and along with this, review their relations with Moscow.
Benzer Tezler
- Rusya Gürcistan Savaşı ve Türkiye'ye etkileri
Russia Georgia War and its effects to Turkey
MUSTAFA ELAYDIN
Yüksek Lisans
Türkçe
2010
Siyasal BilimlerGebze Yüksek Teknoloji EnstitüsüStrateji Bilimi Bölümü
PROF. DR. SALİH AYNURAL
- Rus dış politikasında revizyonist dönem: Gürcistan müdahalesi örneği
Revisionist period in Russian foreign policy: The case of Georgia intervention
FATMANUR GEÇMEN BEKTAŞOĞLU
Yüksek Lisans
Türkçe
2022
Uluslararası İlişkilerAkdeniz ÜniversitesiUluslararası İlişkiler Ana Bilim Dalı
PROF. DR. ŞENOL KANTARCI
- RF ve ABD'nin Güney Kafkasya politikaları ve Türkiye'ye etkileri
The Southern Caucasian policies of RF and US and their effects on Turkey
YASEMİN ESRA DOĞANCI
Yüksek Lisans
Türkçe
2008
Uluslararası İlişkilerHarp Akademileri KomutanlığıUluslararası İlişkiler Bölümü
PROF. DR. HASAN SAYGIN
- Neorealizm ve Saldırgan Realizm Teorisi bağlamında Rusya Federasyonu dış politikasında ayrılıkçı hareketlerin kullanımı
The use of separatist movements in the foreign policy of the Russian Federation in the context of neorealism and Offensive Realism Theory
EMİN ABBASOV
Doktora
Türkçe
2022
Uluslararası İlişkilerAkdeniz ÜniversitesiUluslararası İlişkiler Ana Bilim Dalı
PROF. DR. HARUN GÜMRÜKÇÜ
- Avrasya'nın uluslararası sisteme açılmasına etkisi yönüyle Sovyetler Birliği ve sonrası dönemde Kafkasya'daki ulusçu-ayrılıkçı akımlar (2 cilt)
The Nationalist and secessionist movements in caucasia in the Soviet and Post-Soviet period with the effects on the opening process of Eurasia region to international system
MEHMET BÜLENT ULUDAĞ
Doktora
Türkçe
1999
Uluslararası İlişkilerAnkara ÜniversitesiUluslararası İlişkiler Ana Bilim Dalı
PROF. DR. TÜRKKAYA ATAÖV