Bankacılıkta aktif ve pasif yönetimi
Başlık çevirisi mevcut değil.
- Tez No: 4810
- Danışmanlar: DR. ÖZTİN AKGÜÇ
- Tez Türü: Yüksek Lisans
- Konular: Bankacılık, Banking
- Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
- Yıl: 1988
- Dil: Türkçe
- Üniversite: İstanbul Üniversitesi
- Enstitü: Sosyal Bilimler Enstitüsü
- Ana Bilim Dalı: Para Banka Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
- Sayfa Sayısı: 108
Özet
-5- OZET Bankacılığa genel bir bakış açısı kazandırmak- gayesiyle hazırlanan tezde mümkün mertebe detaylardan ka çınılmış, rakamlara dayanak nümerik bilgilere de önem ve rilmemiştir. Günümüz koşullarında çok.çeşitli olaylarla karşı karşıya kalan bankacılığın örgüt yapısı da o denli kar maşık hale gelmiştir, öte yandan topibumsal ve ekonomik etkileride çok yoğun bir şekilce hissedildiğinden yöne tim sorumlulukları nedeniyle bilinçli ve çağdaş bir yö netim tekniğime ihtiyaç doğmuştur. Tarihi gelişim süre ci içinde çeşitli evrelerden geçen bankacılığın bugün artık. uluslararası düzeyde ve ekonomik yapı içindeki et kileri tartışılmaz kabul edilmiştir. Tezin birinci bölümünde geçmişten bugüne kadar olan bankacılığa kısa bir giriş yaparak“Aktif ve Pasif l'önetimi”nin nasıl geliştiği üzerinde durulmuştur. Bilindiği üzere 1970 'li yıllardan sonra hızlanan enflasyon ve nominal faiz hadlerinin yükselmesi, faiz lerin ve döviz kurlarının oynaklığı, kaynak sağlamada. yeni araçlar kullanılmaya başlanılması, kambiyo kontrol lerinin azaltılması gibi sebepler aktif ve pasif yöneti minin ikisinin birden layıkıyla uygulanması gereğini or taya çıkarmıştır.c İkinci bölümde genel anlamda bankanın aktif ve pasif kalemlerinin neler olduğunu açıkladıktan sonra bilançoda yer almayan ama bankanın bilanço ya pısını ve stratejilerini etkileyen görünmeyen unsurlara da (Paiz yapısı ve vade boyutu) kısaca yer verilmiştir. Üçüncü bölümde ij^i bir banka olmanın gösterge si olan finansman riski, faaliyet riski, kredi ris ki, faiz oranı ve kur farkları ile özkaynak yeterliği kısaca tanımlanmış olup bankanın kaynaklarının neler olduğu ve bu kaynakları nasıl etkin bir nekilde kulla nabil eceği üzerinde durulmuştur, insan kaynakları, tek nolojik kapasite, sermeye yapısı ve aktif-pasif ilişki leri demek olan bu kaynaklar açıklanmıştır. Banka yöne timinin tercih ettiği bir risk düşeyinde bankaların ge lirlerini maksimize edecek çekil de bankanın bilanço ya pısını yönetmek anlamana gelen APY, çok çeşitli belir sizliklerle uğraşma sanatıdır. Bankaların likidite, kre di ve mevduatlarını çeşitli faiz vade ve kur farkından doğan riksleri, ekonomik konjonktüre göre bankanın ken di iç yönetmelikleri ve stratejileri doğrultusunda çe şitli etkiler gözönüne alınarak ve alternatifler sunula rak nasıl idare edileceği burada açıklanmaya çalışılmış tır. Bankacılıktaki açık idaresi anlamına gelen gap manage ment konusu da çeşitli unsurlar gözönüne alınarak değer lendirilmiştir. Deviz yönetimi, kredi risk yönetimi ve sermaye yeterliliğini de yaklaşımlar getirilmi.c-tir.-7- Son yıllarda uygulama alanı oldukça yaygınlaşan ve riski dengelemekte kullanılan araçlar arasında yer alan faiz sWap'ma da“kısaca değinilmiştir. Dördüncü bölümde bankaların aktif ve pasif yö netimini uygularken birtakım sınırlamalarla karşılaş tıklarını ve tam manasıyla aktif ve pasif yönetimini uygulayamadıklarını, bankacılıktaki ÂPY'ni sınırlayan etkileri araştırdıktan sonra bunlar' iki bölüme ayıra rak incelenmiştir. İçsel ve dışsal etkilerden kaynak lanan sınırlamalar, kendi içinde gruplandırdıktan son ra ayrı ayrı açıklanmıştır. Bankalar aktif ve pasif yönetiminde başarılı olabilmek- etkinliklerini artırmak için neler yapa bilirler. Bu konuda beşinci bölümde anlatılmıştır. APY'de başarının ana şartı APKO'dur. Bu komitede banka'- nm tüm bölümlerini temsil eden üst j'önetim elemanları görev yapar ve APY'yi ilgilendiren kararların eşanlı o- larak alınmasını sağlar. APKO'nun etkili bir şekilde gö rev yapabilmesi için bankayı ilgilendiren tüm hususla rın rap orl anması yönetime sunulması gerekir. Bu rapor ların neler olabileceğini ve hangi bilgileri kapsayaca ğı yine bu bölümde açıklanmıştır. Geleceğe yönelik a- maçlar doğrultusunda ekonomik çevre ve benzeri gibi fak törler dikkate alınarak bankalar için hayati bir önem tariyan stratejik planlamayı AP^'&r etkinliği artırıcı '.'< M-8- başka bir önlem olarak en iyi şekilde gerçekleştirmeli ve organizasyonlarını kurmalıdırlar. Ayrıca bir öneri olarak da kâr merkezi muhasebe sistemini uygulamaları nın oldukça yararlı olacağından bahsedilmiştir. Zira banka içinde maliyet ve hizmet merkezleri adı verilen, bölüm yöneticilerinin başarılarını ölçmek ve banka içindeki her bölümün iyi biT değerlendirmesini yapmak gayesiyle kurulması istenen bu sistemde, banka içinde ki bölümlerin birbirlerinden aldıkları fonları da in terbank faiz hat ti ya da serbest piyaia faiz haddi ü- zerinden fiyatl andırarak karşılıklı gelir yada gider kaydedip bir değerleme sistemi yaratılabileceği üzerin de durulmuştur. Bütün bunların yanında geri dönülmez ve büyük çapta kaynak gerektiren sermaye harcamaları nın ise dikkatli bir şekilde analiz edilmesi, fizibi litelerinin iyi yapılması, gerçekten ihtiyaç olup ol madıkları iyice araştırıldıktan sonra başlanılması ö- nerilmiştir. Ve son bir nokta olarak sisteme tekrar in celeme sürecini yerleştirmeleri gerektiği, yapılan tüm işlerin sonuçlarının değerlendirilmesinin de gelecek i- çin yapılacak işlerde bir gösterge olacakı belirtilmiş tir. Son böl umdede açıklanan bütün hususların genel olarak bir özeti ve değerlendirilmesi yapılmıştır.-9- I-GÜHÜİİÜZ BANKACILI?I İLE GEÇMİŞTEKİ BANKACILI?A KISA BİR BAKIŞ Geçmişte banka yöneticileri zamanlarının çoğunu yatı rım portföyünün likiditesi, kredi ve mevduatlarının mevsim sel dalgalanmaları gibi kısa vadeli sorunlarla uğraşarak ge çirirlerdi. Tepe yönetimini endişelendiren tek sorun yeterli sermayenin devamlılığıydı. Ancak bu sorun, dikkatlerin dışa rıdan gelen fonların arttırılmasından ziyade, fonların içe ride nasıl yaratılacağı konusu üzerinde toplanmasını gerek tiriyordu. Geçmişin statik bankacılık dünyasında bankalar yıl lık bütçe ve kâr planının ötesine pek dikkatli bakmıyor lardı. Bankacılık piyasaları nispeten iyi tanımlanmamış, yan faaliyetleri kısıtlanmış ve büyüme de bölgesel yada yerel ekonominin sağlıklı işleyişiyle sınırlanmıştı. Çok uzak bir geleceği görmeye çalışmak pek çok durumlarda zahmetine değmeyecek bir olaydı. 1930 büyük depresyon dönemini izle yen yıllarda bankacılığın iç dünyası pek rahattı. Aktif ta ahhütleri diğer işlerle kıyaslandığında nispeten daha kısa dönemler içindi, kârlar oldukça kararlıydı, büyüme munta- zamdı, iş başarısızlığı hayli nadir görülmekteydi. Ayrıca devlet kurumlarının ve bölgesel acentelerin rekabeti de sı nırlıydı.-10- Pekçok banka için bu çevre artık mevcut değildir..Eğer bankacılık sektörünü etkileyen etmen teknoloji ol saydı, bugün banka yöneticilerinin elinde bankalarını na sıl yöneteceklerini gösteren ve planlayan araçlar olurdu. Ancak sorun bundan çok daha karmaşıktır. Bankacılık sisteminde teknolojinin değiştiği doğ rudur. Ancak bankacılık alanında bu durum olup bitenlerin pek küçük bir parçasını oluşturur. Son yıllarda yönetmelik ve yasa değişikleri önemli boyutlarda olup, yakın bir ge- lecektede durağan bir hal alması beklenmemektedir. Bunun anlamı banka faaliyetlerinin belirsizlik kazanmasıiır. Bir başka belirsizlik alamda rekabettir. Kendi sek töründe yurt içi rakiplerin yurt düzeyindeki faaliyetleri nedeniyle büyük bir rekabetle karşılaşmakta ve aynı zaman da merkezleri yurt dışında olan bankaların bu sektördeki gelişmeye olan etkilerini de tahmin etmek zorundadırlar. Bunun yanında tasarruf kurumları ile de yoğun bir rekabe te girmektedirler. Şimdi bazı tasarruf kurumları tüketi ci kredileri açmakta ve üçüncü şahıs imtiyazları tanımak ta, bunların gelecekte daha da artacağı beklenmektedir. Pazar yerleri gittikçe kalabalıklaşmaya başlamıştır.-11- Bütün bu sayılan nedenler 1950 '1 i yıllardan baş lanarak bankacılıkta etkili bir planlama şist emi erir.' in gereğini ortaya çıkarmıştır. Bu yıllarda bankanın aktif yapısına ve aktifinin kompozisyonuna önem ve ağırlık ve rilerek finansman yönetimine başlanılmıştır. 0 günden bu güne kredi yönetimleri ve finansman hizmetleri oldukça yaygınlaşmıştır. 1960'larda bu seferde bankanın pasif yapısına ve pasif kompozisyonuna önem verildiğini görüyoruz. Bu dönem de ticari bankacılık iki misline çıkmıştır. Kredilerde hay- li göze çarpan büyüme olmuştur. Bu büyümeye paralel olarak bankacılar başka fon kaynakları bulmaya zorlanmışlardır. Tasarruf mevduatı ve vadeli mevduatı ardaki ufak bir artışa karşılık büyük çapta merkez bankası fonları veya kredileri ve diğer pasifler önemli artışlar kaydetmişlerdir. Öte yan dan bankalar daha çok maliyetli olan mevduat sertifikaları na ve Eurodolara yönelmiştir. Pon kaynakları karışımı git tikçe artan maliyetlerle büyümüş bazı hallerde kredi amaç larıyla elde edilen ilave fonların maliyeti bu ilave kre dilerin getirişini dahi geçmiştir. Bunun yanında faiz oran larındaki gelişme de hayli ilginçti. Yüksek maliyetli fon kaynaklarına rağmen, para kaybetme korkusu yoktu. Zira kre di faizleri bir garanti aralığı bırakıyordu.-12- Tasarruf mevduatı ile vadeli mevduata ödenen efektif faiz oranı ortalama esas oranın altındaydı. Ve 1970 'li yıllara gelince bankalar sadece aktif veya sadece pasif yapısına önem vererek sıhhatli bankacı lık yapılmayacağını anlamışlar ve hem aktif hemde pasifin yapısına birlikte aynı derecede önem vermeye başlamışlar dır. Bu yıllarda bankacılık sisteminin bilançosuna yansı yan en önemli değişiklik piyasanın perakendecilik bölümü nün hızla büyümesidir. Bu durum çok şubeli sisteme geçme gibi maliyetli hizmetlerin genişlemesine, tüketiciye yö nelik pazarlama ve reklam programlarının artmasına, pek çok yeni hizmete girişilmesine yol açmıştır. Piyasa faiz oranlarının değişmesi de banka kârlarına olan etkisini göstermiş, vergiden ve menkul değer kâr/zararlarından ön ceki kârlar toplam faaliyet gelirindeki büyümeye ayak uy duramamıştır. Bankalar ilk kez daralan kâr mallarıyla karşılaşmışlardır. Bu tarihten sonra kâr planlaması, tah- minleme, gider bütçesi ve diğer kantitatif planlama ve kontrol yöntemleri çok güncelleşmiştir. 1971' de Amerikan Bankacılar Birliği Ulusal Otomasyon konferansında, Booz, Allen Hamilton şirketinin başkan yar dımcısı John E. Mc Grath şuhları söylemişti:-13- ”Bankacılıkta değişme tohumlarının 1960'larda ekil diği sonucuna varılabilinir. Bankacılık sisteminin gelenek sel ucuz fon kaynakları, toplam fonlara talebin ya da aktiflerin büyüme hızının yalnızca yarısı bir hızla büyümektedir. Bu gerçek, sektörde önemli değişiklikler olmaksızın bu trendin devam edemeyeceğini çok açık bir biçimde ortaya koymuştur?. Gerçekten de bankacılık sektöründe çok önemli değişiklikler sözkonusu olmaktadır. Aşırı kağıt yığılmalarını önlemek ve daha iyi analatik bilgi araçları temin etmek ü- zere bilgisayar kullanımının gittikçe artması ve elektronu: bankacılığın benimsenmesi, ödeme mekanizmalarındaki değişik likler, uluslararası faaliyetlerdeki artış, holding şirketler, özel sermaye piyasasına devlet katılımı göze çarpan değişikliklerden birkaç tanesidir. Tüm bu değişiklere adapte olmaya özen göstererek planlamaya inanan ve geçerli bir planlama sistemi olan bankalar karar verme konusunda sezgisel kaynaklara güvenenlere göre çok daha önemli avantajlara sahip olmaktadırlar. Dolayısıyla 1980'li yıllarda sıhhatli bir şekilde büyüyerek kârlı ve emniyetli bankacılık yapabilmek için“Aktif ve pa sif yönetimi”nin layıkıyla uygulanması gereği ortaya çıkmış tır.-14- Bütün bunlara ek olarak; 1970 'li yıllardan sonra hızlanan enflasyon ve nominal faiz hadlerinin yükselmesi, faizlerin ve döviz kurlarının oynaklığı, bankacılık faaliyetlerinde idari düzenlemelerin yerini piyasa güçlerine bırakması, kaynak sağlamada yeni araçlar kullanılmaya başlanılması, kambiyo kontrollerinin azalması, uluslararası finans pazarlarının gelişmesi aktif ve pasif yönetiminin gelişmesinde önemli rol oynamıştır. Bankacılık dinamik bir sektör olup banka yöneticilerinin arkalarına yaslanıp, gelecekteki olayların geçmiştekiler gibi gelişmelerini beklemeleri mümkün değildir. Geleceğin geçmişe benzeyeceği varsayımı artık geçerli değildir. Şimdiki gibi gelecekte de birtakım değişiklerin olması beklenmektedir. Klasik bankacılık anlayışı çerçevesinde başarılı olmanın basit bir formülü vardır. Kredi riskini iyi değerlendirebilmek, riskli krediler vermemek ve güvenli bir banka imajı yaratarak prestij sahibi olmak. Bu formül artık tek başına başarı için yeterli değildir. Günümüz ve geleceğin bankacılığında“Aktif ve Pasif Yönetimi”ni başarıyla uygulayabilen bankalar kazanacak, bunu başaramayanlar kaybedeceklerdir.
Özet (Çeviri)
Özet çevirisi mevcut değil.
Benzer Tezler
- Faizsiz bankacılıkta risklere karşı aktif ve pasif yönetimi: Türkiye katılım bankaları üzerine bir uygulama
Asset and liability management against the risk of interest ? free banking: An aplication for Turkish participation banks
MUSTAFA EMİN GÜL
Yüksek Lisans
Türkçe
2013
BankacılıkErciyes Üniversitesiİşletme Ana Bilim Dalı
YRD. DOÇ. DR. TALİP TORUN
- Türk bankacılık sektöründe likidite ve aktif-pasif yönetimi
Liquidity risk and asset-liability management in the Turkish banking sector
YEŞİM ZEYNEP GÜNAY
Yüksek Lisans
Türkçe
1997
İşletmeHacettepe Üniversitesiİşletme Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. MEHMET BAHA KARAN
- Faiz oranı getiri eğrisi simülasyonu yöntemleri ve bankacılıkta aktif pasif yönetimi üzerine etkileri: Türkiye'de ticari bankalar üzerine bir uygulama
Interest rate yield curve simulation methods and their use in asset and liability management in banking: A case study for commercial banks in Turkey
MUSTAFA ÖVÜNÇ ŞİŞMAN
- Ticari bankalarda fon yönetimi ve Türkiye uygulamasına ilişkin genel değerlendirmeler
Başlık çevirisi yok
ÖNDER Z. ÖZCAN
Yüksek Lisans
Türkçe
1994
Bankacılıkİstanbul ÜniversitesiPara Banka Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. S. AHMET KALIN